Allah Mukîttir.(Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Mukît
Allah Mukîttir.

Ayeti kerimede:
"Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki bunca nimetini hatırlayın; Allah'tan başka boyut gökten ve yerden rızık yapacak bir var mıdır? O'ndan başka ilâh yoktur. O halde nasıl oluyor da aldatılıp döndürülüyorsunuz?" (Fâtır: 3).

Yağmurlar yağdırıp tatlı su indiren, fırında çatlatıp bitkiler çıkartan, meyve ve sebzelerle yarattıklarını rızıklandıran Allahtır.

Ayeti kerimede:
Nice canlılar vardır, rızıklarını elde edemezler. Sizin de onların da rızkınızı Allah veriyor. O işitendir, bilendir. (Ankebut: 60).

Gökten tatlı su indirmese onu almaya kimsenin gücü yetmez. İpucu yeşertmese hiçbir yaratılan oda yeşertemez. Dünyada belirli süre geçimliliği sağladı Allahtır. Asıl önemlisi sonsuz ahiret yurdudur. Kafir olsun Müslüman olsun Rahman ismiyle dünya çapında rızıklandıran tüm kullarını O dur. Ahirette ise rahim ismiyle inanan Müslüman kullarını rızıklandıracak yine Allahtır.

Ayeti kerimede:
O, yeryüzüne sâbit yerleştirdi ve orada bereketler yarattı. Orada araştırıp soranlar için, rızıkları tam dört günde belli bir derecesi takdir edip düzene koydu. (Fussilet: 10).

Allahın vereceği bir rızka tüm yaratılanlar bir araya gelse mani olamaz. Allahın vermediği şeyi tüm yaratılanlar bir araya gelse alamaz.

Ayeti kerimede:
Allah bazılarının rızkını daraltır, bazılarınınkini de genişletir. Siz O'na döndürüleceksiniz. (Bakara: 245).

Dünya imtihandır. Aza şükür etmek. Çoğada şımarıklık edip ahireti unutmamak gerekir. Herkesi dilediği gibi imtihan eden odur. Şükür eden kullarının rızıklarını bollaştıran Allahu Tealadır.

İnsanlara tatlı su indirmesi, güneşten ısı ve ışık yaydırması, ağaçlardan gölgelikler değişimi, serin rüzgarlar yollaması, toprakları tohumun yetişmesi için elverişli hale getirmesi, bitkileri ve sunum yeryüzüne yayması, dağları sapasağlam yerleştirmesi Allahın rızıkladır. Yani Mukît ismi şerifi ile tüm yarattıklarının ihtiyacı olan herşeyi lütfu ve rahmetiyle karşılayan Allahtır.

Ayeti kerimede:
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile diyemezsiniz. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür. (İbrahim: 34).

Susuz kalmadan suyun kıymeti, sıcak kalmadan yemek kıymeti, sıcak altında kalmadan soğuğun, gölgenin kıymeti, soğuk altında kalmadan sıcağın, ateşin kıymeti bilinmez. Allah Bunları karşılıksız veriyor. İnsan zahmetsizce onun nefese dahi şükür etmelidir. Hasta olduğumuzda nefes dahi zor alınmaktadır. O zaman her hale şükür müminlerin yapılması gereken işlerdendir.
Bedenin ihtiyaca olan azıkları yani su, sıcaklık, ortam, gece, gündüz, oksijen ve sayılamayacak kadar çok şeyi bir araya getirip faydalandıran Allah sonsuz Mukîttir.
Görüldüğü gibi demek bitemeyecek nimetleri ihsan eden, bizleri rızıksız bırakmayan Allahtır demek.

Ayeti kerimede:
Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların maişetlerini (geçimliklerini) kendi aralarında biz taksim ettik. Kimini kimine derece derece üstün kıldık ki, bir kısmı bir kısmı iş adamı edinsin, böylece kaynaşsınlar. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. (Zuhruf: 32).

İnsanların rızıklarını kazanacak meslekleri, sebepleri yaratanda Allahtır. Herkesin zengin bolluk içinde olsa zaten imtihan olmazdı. Nefislere uyulup tembellik yapılırdi. Üreten olmayıp, tüketen çok olunca zaten öyle bir yaşamda düşünülemezdi. Fakir olanlar hep fakir kalmayıp zengin olabilir. Zengin olan hep zengin kalmayıp fakir olabilir. Yükseltende alçaltanda Allahu Tealadır.

Ahir zamanda malların arttığı, nefslerin doymadığı açıktır. Dünya aslında nefsleri doyurmaz. Önemli olan ruhu doyurmak ahirete yönelmektir.
İşte ruhun ihtiyacı olan ibadet, zikir, dua gibi manevi rızıkları yaratan, verende yine Odur. Hem maddi hem manevi rızıkları, hem zahiri hem batıni rızıkları kullarına lütfuyla eriştiren Mukît olan Allahu Tealadır.

Nefs dünyâyı yer doymaz. Ruh ahirete yönelerek dereceler elde eder. İnsanın vücudunda nefs hakimse yönelir. Ruh hakimse ahirete yönelir. Namaz, zikir, ibadetler hep ruhun gıdası olup. Tat almak, huzur duymak nefsle mücadele ve ruhun kuvvetlenmesiyle zamanla olur. Çünkü nefs kolay kolay dünyâyı bırakmaz. Ruhunu nefsine uymayarak kuvvetlendirenler bu manevi rızıklardanda nasibini alır. Ahirete yönelir. Diğerler dünyâ ile nefsle yaşar öyle gider. Allahımız kurtarmazsa yine devâm eder.

Öğüt alanlara kuran ve hadislerde insanın dünya ve ahireti kurtaracak en mükemmel öğütler vardır.

Ayeti kerimede:
Onlar o kimselerdir ki iman etmişlerdir ve kalpleri zikrullahla mutmain olmuş, sükn bulmuştur. Çok iyi bilin ki kalpler ancak zikrullahla itminana kavuşur, huzur bulur. (Rad: 28).

Dünyada ne yaparsak yapalım huzura eremeyiz. Ancak ve ancak huzuru ihsan eden Allahtır. İbadet, zikir, dua ile ruh huzur bulur.

Ayeti kerimede:
( Kalplerde) Allah'ın zikrini uyandıranlara andolsun ki! (Mürselat: 5).

Buna ancak Allahın lütfu ile zatına ç için, aşağıda yönettiği kullar erer. Manevi rızıklarıda Allah dilediğine çok, dilediğine az verir. Allahın vermediğinide alabilecek yoktur. Allah kullarını nefsinize uymayın, şeytanı dost edinmeyin, dünyaya aldanmayın, bana yönelin diyerek uyandırmaktadır. Dünyanın aldatmasına, şeytanın ve nefsinin oyunların kanmayan kullara müjdeler olsun.

Ayeti kerimelerde:
İman edip sâlih amel işleyenler hiç şüphesiz ki yaratıkların en iyileridirler. (Beyyine: 7).

İman edip sâlih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî kalacaklardır. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Biz onları koyu bir gölgeye koyacağız. (Nisa: 57).

Nasıl ki insan zahiri gıdalar ile kuvvet buluyorsa. Manevi gıdalarlada ruh kuvvet bulur. İbadet zevktir gelir. Kalpten dünyayı çıkardıkça, Allahın sevgisi nurları kalbe akmaya başlar. Herkes nasibi kadar bunlara erer. Allah yönlendirme yönelen kullara çok lutüfkardır.

Hadisi şerifte:
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

“-Müferridler yarışı kazandılar!”

"-Müferridler kimlerdir yâ Resulellah?"

“-Onlar o kimselerdir ki, Allah-u Teâlâ'nın zikrine bütün benlikleri ile dalmışlar, başka şeylerle uğraşmazlar.

Bu zikir onlardan yüklerini indirmiştir, kıyamete hafif olarak gelirler. ”
(Hâkim)

Ayeti kerimede:
Resulüm! Kitap'tan sana vahyedileni oku ve namaz kıl! Şüphesiz ki namaz insanı her türlü hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkoyar. Zikrullah elbette en büyük (ibadet) tir. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut: 45).

Namazımızda başka geziyor demekki biz nefsimize engel olamadık. Dünyaya dalmışıztır.

Ayeti kerimede:
Yazıklar olsun o namaz kılanların haline! Ki onlar namazdan gâfildirler kıldıkları namazdan. Onlar riyâkârlık (gösteriş) yaparlar. (Maun: 4, 5, 6).

Allahu teala bizleri yaratandır. Alemlerin Rabbidir. Eşi, benzeri, ortağı bulunmayandır. Alemlerden müstağni Ganidir. Hiçbir yarattığına muhtaç değildir. Hiç yaratan yarattığına muhtaç olur mu SübhanAllah. Hayrıda, şerride işleyen kendi nefsine işlemiştir. Allah rahmet ve merhametiyle kullarını kurtuluşa davet etmektedir. Tum insanların itaat etmesi, yada inkar etmesi onun mülkünden zerre bir şey kaybettirmez veya kazandırmaz. O zaman bunca nimetleri rahmetiyle ihsan eden Yüce Rabbimize en güzel şekilde ibadet etmemiz, gafil olmamamız gerekir. Günde 2, 3 öğün yemekler ile kullarını rızıklandıran aç bırakmayan Allahımıza ne az şükür yapıyoruz. Allah dileseydi kafirleri rızıklandırmaz `` cezalandırırdı.
Zahiri ve batini rızıkları mümine rahmettir. Kafire azaptır. Çünkü hesaba çekileceğiz. Onun nimetten hesap olunacağız. Mümin zaten yediğinde “Elhamdülillah” der şükür ve hamd olmuş olur. Bela geldiğinde sabreder, nimet geldiğinde şükür eder. Azda çokta onun için zaten birdir. Rabbini asla unutmaz. İşte bu hale gelmeliyiz.

Dünya geçici, ahiret kalıcıdır.

Allahın kitapları indirmesi, peygamberler göndermesi, mucizeler indirmesi, ayetleri ile öğütler verip dinini anlatması zatenki tüm kullarına nimettir. Allah kullarına zerre zulüm edici değildir.

Yarattıkların yaşaması için tüm ihtiyaçların karşılayan, kullarını dünyada ve ahirette rızıklar veren, şükreden kullarına lütfuyla daha ilgili veren, zahiri ve batını kendisinin bildiği güzel rızıkları yaratıp nasiplendiren Mukît olan Allah ne Yücedir.
 
Üst