Allah Evveldir.(Görüntülü ve Sesli - Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Evvel
Allah Evveldir.

Ayeti kerimede:
"O hem Evvel'dir." (Hadîd: 3).

Başlangıcı olmayan ilk Allahtır. Hiçbir şey yoktu O hep vardı. Yaratmayı dileyince alemleri yarattı. Birşeyi yaratmak istediğinde sadece ol der oda hemen oluverir. Emir ve hüküm zatınındır. Allah zatı hakkında düşünemeyen Evveldir. O hep var idi. Tek hakiki var Allahtır. Diğerleri sonradan var olup, Allahın kudret ve gücüyle, ol emriyle yaratılmışlardır. Öyle bir var ki evveli yok. Öyle bir ilah ki gözler onu göremez.

Ayeti kerimede: Hiçbir
göz O'na erişemez, ihata ve idrak edemez. Fakat O bütün gözleri ihata eder. O Lâtif'tir, her şeyden haberdardır. (Enam: 103).

Aklı ve ilmi yaratan elbette ki akılların ve ilimlerin ötesindedir.
İnsanlar Allahın dilediğinden başka ilimi kavrayamaz.

Ayeti kerimede:
Resülüm! Sana ruhtan sorarlar. Onlara de ki: “Ruh Rabbimin emrindendir. Boyut ilimden pek az bir şey verilmiştir. ” (İsra: 85).

Allah onların geçmişlerini de geleceklerini de bilir. Kulların ilmi ise bunu kavrayamaz.
Kendisi için asla başlangıç tasavvur olunamaz. Zira var olan onun yerine O'ndandır. O'nun zâtının gereğidir. Zaman ve mekânı yaratmadan önce O var idi. Onları yaratmadan önce nasıl idiyse, yarattıktan sonra da aynıdır. . (Tâ-Hâ: 110).

O'nun dilediğinden başka, insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek yerine ağır gelmez. O öyle yüce, öyle azametlidir. Bakara: 255).

Allah-u Teâlâ "Evvel" dir, ezelîdir. O'ndan evvel hiçbir şey yok idi. Zât-ı Akdes'i için asla başlangıç tasavvur olunamaz. O'nun denen Zât-ı Akdes'inin gereğidir. Var olan onun yerine O'ndandır.
Hayat kaynağı hayy Allahtır. Onsuz hayat düşünülemez. Tüm yaratılanlar onun daim Alemlerin Rabbine muhtaç, güneş kaimdirler. Yaratır, yaşatır, öldürür, diriltir. Birşeyi yokluk aleminden ilgili alemine çıkaran yalnız Allahtır.
Yaratması, öldürmesi, diriltmesi sonsuzdur. Evvelliyide sonsuzdur. O hep vardı.
Allah dilediğini yok eder, dilediğini var eder.
Dünya imtihan olup Allahın takdiridir. İnsana iyi ve kötü olma ruhsatı verilmiştir. Hesap günü mükafat ve ceza vericek olan tek ilah Allahtır. Azamet ve büyüklüğünden herşey ona boyun eğmiştir. Allahın emir ve hükmüne kimse karşı çıkmaz. Ruhsat verilenler ise inkar ederse ahirette büyük bir azap onları beklemektedir, eğer inananlardansa büyük bir mükafat onu beklemektedir.

Ayeti kerimede:
Şüphesiz ki Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş'ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). O, geceyi, durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter. Güneş, ay ve emrine boyun eğmiştir. İyi bilin ki yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Lemlerin Haham olan Allah ne yücedir! (Araf: 54).

Allah'ın yüce zatını bildiği gibidir. İlmi ve yüceliği sonsuz olup, tamdır. Evvelden, ahire sonsuza kadar hep tam idi. Yani gelişmeye, değişmeye ve tüm yarattıklarına zerre ihtiyacı yoktur. Tüm yaratılanlar ise Alemlerin Rabbine muhtaçtır. O her zaman büyüktü, eşit olmayan, benzeri bulunmayan, kusursuz, herşeyin sahibi ve tek yaratıcısı, Alemlerin Haham Allahtır.
Kainatı yaratan, yaşatan, hükmünü ve emrini yürüten yüce Rabbimiz. Bu kainat gibi benzerlerini yaratmayada kadirdir. Gücü ve kudreti sonsuz olup, mahlukun akıllarının, ilimlerinin, düşüncelerinin ötesindedir.
Gökler ve yerler ve içinde bulunlar Allahu Tealanın mülkü olup, dilediği gibi hükmünü yürütür. Allah dileğini yapandır. Allahın zatı, zatına yeter. Zaten onun zerrenin daha küçük ve büyüğünde hükmünü yürütüp, çepeçevre kuşatan Allahtır. İnsan hükümsüz olma, bir şey sahip olmadığını en iyi kabirde anlar. Allah ise herşeye varis olup, Onun yüce zatına kimse varis olamaz.
Sonsuz, zamandan ve mekandan münezzehtir.

Ayeti kerimede:
De ki: “Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi Rabbimin sözleri bitmeden önce denizler tükenir. ” (Keyf: 109).

Allah'ın zatını övdüğü, bildiği, hamdediği, zikir ettiği gibidir. İnsan beşer olup, ibadetlerini Haham olan Allahın beğeneceği gibi yapmalıdır. Şüphesiz ki insan bundada aciz olup, Allahın lütuf ve ikramıyla ihlas ile yapılan amellerini kabul edeceğini buyurmaktadır.

Ayeti kerimelerde:
Resulüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlerle müjdele. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyve rızık olarak yedirilirse: “Bu bizim daha önce de iken dünyada yediğimiz şeydir. "Derler. Bunları söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Bakara: 25).
Namazları ve orta namazı muhafaza edin, gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun.
(Bakara, 238).

(Onlar) sabredenler, sâdıklar, huzurunda gönülden boyun bükenler, Allah için infak edenler ve seher vaktinde istiğfar edenlerdir. (Ali imran, 17).

Rabbini gönülden, yalvararak, boynu bükük ve ürpererek hafif sesle sabah-akşam zikret! Sakın gafillerden olma. (Araf: 205).

Gönülden teslim olup boyun eğmek, ihlas ile sâlih ameller işlemek, Yüce Rabbimizin yüce gönlünü kazanmak için emir ve yasaklarından kaçınmak, zikir ve ibadet etmek kulluk borcumuzdur. Riya ve kibir girmiş amellerin nasıl kabul olun bekleriz.
Allah sonsuz yüceliktedir, Başlangıcı olmayan evvel olan Allahımız sonsuz olarak hamde, övülmeye layıktır. Gökler ve yerde bulunanlar, onun sıfır alemlerin Rabbi Allahı ister istemez zikir eder. O çok bağışlayan ve merhamet edendir.
 
Geri
Üst