Allah Adldir. (Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye

Adl
Allah Adl'dır.
Ayeti kerimede:

" Muhakkak ki Allah adaleti, iyilik gör, akrabaya yardım etmeyi emreder. Hayâsızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı da yasak eder. Düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. " (Nahl: 90).

Allah her yerde, her yerde, en adil olandır. Onun adaleti gibi bir adalet yoktur. Adaletini yarattıkları kavrayamaz. Allahın adaleti yarattıklarınada benzemez. Zerreden başlatarak, yaşatırken, öldürürken, diriltirken adaletli davranır. Onun bir adaletlidir. Onun adaletin kör gözler görmez. Sağır kulaklar duymaz. Aklı kıt olanlar akletmez.
Hayır işlerinin hayırlarını zerre eksik kalmayacağıncaya kadar kat kat mükafatlandırır. Günahkarları ise sadece aynısıyla cezalandırır. Çünkü Allah kullarına rahmet edici ve şefkatlidir. İsteseydi mükafat fazla olduğu gibi azabınıda kat verirdi. Fakat Allah çok adil olup şefkatlidir, merhametlidir.
Ayeti kerimede: Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık yapmaz. Zerre kadar iyilik olsa, onu kat arttırır ve kendi katından da büyük mükâfat verir. Nisa: 40).
Mümin kullarına bir müjdeside ayeti kerimede:

"Yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah takvâ sahiplerini çok iyi bilir." Ali imran: 115).

Görüldüğü gibi ne zerre bir haksızlık, ne zerre bir adaletsizlik Allahtan asla beklenemez.

Ayeti kerimede:
"Allah in sımsıkı sarılanları kendi katından bir rahmete ve lütufa kavuşturacak, onları götüren doğru bir yola eriştirecektir." (Nisa: 175).

Allah sürekli mümin kullarına rahmetler, lütuflar, ihsanlar, nimetler dünya ahirette vermemektedir.
Dünyayı imtihan yeri yapan, adaletli işte kuluna ceza veya mükafatı dolu veren Allahtır. Allahın adaletinden asla şüphe edilemez. Allahın adaleti çok detaylı ve ince olmanın yarattıkları yine kavrayıp anlayamaz. Çünkü Allah herşeyi ilmiyle kuşatmıştır. Ceza vermeyi yapılanları asla unutmaz. Belli süre günahlardan tevbe etmesini bekler. Akıllanmıyorsa dilediği sekilde dilerse dünya ve ahiret azaba uğratır. Zülüm ve zalimlik edenlerin üzerinde zerre hak bırakmaz. Dilerse dünyadada yerin dibine geçirir ve ahirette de şiddetli azabıyla azaplandırır. Affetmekte ceza vermekte yalnız Allahındır. Din günün. Öldürende diriltende odur. Tek hükmedici ve adaletle hükmedici Odur. Hükmünde hikmet sebzeleri. İşte bu hikmetleri kulları göremez. Ne kullarına ceza vermesini geciktirmesini, nede onları affet anlaymasınıamazlar. Pişmiş hepsi Allahın işidir.
Bir mümin kul Allahımız onun işinde adildir diyerek iman etmelidir. Anlamadığı konulara fazla dalıp inkârcılardan olmamalıdır. İnsan aklı ilaç şeyde yetersiz kaldı gibi bunlardada yetersizdir. Allahın ismi şerifleri layıkıyla bilinemezken zatı hakkında asla düşünülemez. Zatı hakkında düşünmeye çalışmak insanın aklını oynatmasıyla sonuçlanır. Bundan dolay Allah zatının başka bildiği gibidir.

Allah kendisinin adaletli olduğu gibi mümin kullarınada adaletli davranmalarını emretmiştir.

Ayeti kerimede:
"Allah size emanetleri ehil olanlara vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor. Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir." (Nisa: 58).

Hatta nefsimizi katmayarak düşmanlarımıza dahi adaletli olmamızı emreder.
Ayeti kerimede:
Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şâhitler olun. Bir cep telefonu duyduğunuz kin, sizi adaletsiz sürüklemesin. adaletli olun, takvâya en çok yakın olan budur. Allah'tan korkun, çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Maide: 8).
Allahın söylediği sözü, onun yaptığı hareketi, onun adaletlidir.

Ayeti kerimede:
Rabbinin sözü doğru olarak da adalet bakımından tamamlanmıştır, tam kemalindedir. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O işitendir, bilendir . (Enam: 115).

Allahın hükmünde kimse değiştirmez, kuranıda değiştiremezler, Allahın dininide değiştirmeye kimsenin yetmez gücü.

Ayeti kerimede:
Hakk'a yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılıştan verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur. Bu, dimdik ayakta bir dindir. Fakat insanların bilmezler. (Rûm: 30).

Tüm adaletsizlikler, savaşlar, güçsüzlerin haklarının yenmeleri, zalimlikler, zorbalıklar, bozgunculuk, fitne, fesad ve tüm kötülükler nefeslerine uyulup, islam yaşanmadığı için olmaktadır.

Allah adaletli olmamızı emretmekte.

Ayeti kerimede:
"Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Onlara dedi ki:" Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur. Boyut Rabbinizden açık bir delil olma. edildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.Eğer size güveniyorsanız böylesi sizin için daha hayırlıdır. ” (Araf: 85)

Allahın emirleri açıkken insanların nefslerine uymaları Allahın adaletsizliği değillerinin adaletsizliğidir Bunu anlayamamak cahilliktir. şer mi diye denemek istedi.Tüm kullarını dilediği şekilde imtihan edende odur

Ayeti kerimede:
İman edip de sâlih ameller işleyenlere gelince, -ki biz hiç kimseye gücünüzde bir şey yükeyiz- işte onlar cennet ehlidirler, onlar orada ebedî kalacaklardır. (Araf: 42).
Herkez hakkıyla iyi çalışsa, emir ve yasaklarına uysa dünya cennet gibi bir yer olurdu. Allah kullarına rahmet etmek istemektedir. Emrinde hikmetler, iyilikler, güzellikler, hayırlar ve adalet görülür. İnsanlar ister nankörlük etsin, ister şükretsin.
Şükredenlerin karışlığını ise ise kat ihsan eden yine Allahu Tealadır.

Ayeti kerimede:
"Sana gelen her iyilik Allah'tandır, bütün kötülükler kendi nefsindendir. Seni insanlara peygamber olarak gönderdik. Şâhit olarak Allah yeter!" (Nisa: 79).
Tüm hayır ve iyilik Allahtandır. Tüm kötülükler nefsimizdendir.

Ayeti kerimede:
"Yoksa onlar câhiliye hükmünü mü istiyorlar? Yakîn bir bilgi ile inanan bir topluluk için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?" (Maide: 50).

Allahın onun hükmü güzel, hükmü hikmetlidir. Devlet idarecileri, yöneticiler, topluluklarda başa geçenler, liderlik edenler, söz sahibi olanlar adaletli davranmalı, hak ile hüküm vermelidir.


Hadisi şerifte:
"Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhüma) anlatıyor:"Hazreti Peygamber (aleyhissalatu Vesselam) buyurdular ki:" "Adil olanlar, kıyamet günü, Allah'ın yanında, nurdan minberler üzerine Rahman'ın sağ cihetinde olmak üzere alırlar. -Allah'ın iki eli de sağdır Onlar hükümlerinde, aileleri ile velayeti altında bulunanlar hakkında hep reklam gözetenlerdir. " (Kaynak kütübi sitte: 1689).


" Büreyde radıyallahu anh anlatıyor:" "Resûlullah aleyhissalatu shipam buyurdular ki:" "Kadı üçtür: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakkı bilip öyle hükmedendir. . "(Kaynak kütübi sitte: 4848).


"Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "" Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki: "" Kim müslümanların kadılık hizmetini talep edip elde etse, sonra adaleti zulmüne galebe çalsa cennete girer. Zulmü adaletine galebe çalsa, ateş onundur. " (Kaynak kütübi sitte: 4851).
Devlet içinde isyan, fitne, fesat, bozgunculuk yapılmamalıdır.

Ayeti kerimede:
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Bu sizin için daha hayırlı ve netice ile daha güzeldir. (Nisa: 59)

Diğer bir hadisi şeriftede:
"Cübeyr İbnu Mut'im radıyallahu anh anlatıyor: " "Resûlullah aleyhissalatu Vesselam Mina'da Hayf (denilen dere kenarın) da ayağa kalkarak yazıyor:" "Benim sözümü işitip aynen tebliğ edenin yüzünü (Kıyamet günü) Allah ak eylesin. dolu hadisleri) yüklenen nice kimseler vardır ki, fakih değildir. Nice hadis taşıyıcıları vardır ki kendilerinden daha fakih olana hadis götürürler Üç haslet vardır ki, bunlar oldukça mü'min kalbi kin ve husümet taşımaz: Ameli Allah rızası için ihlaslı yapmak, müslüman idarecilere hayırhah olmak, müslümanların cemaatine devam etmek. ..Olacakların işlenen kuşatırlarına verilen müslümanların duaları .

Allah adaletli kullarını ayeti kerimede:
"Maide: 42). Buyurmaktadır.
Onun mümin onun işinde adaletli çalışmalarsa dünyanın daha iyi bir yer haline geleceği açık.

Ayeti kerimede:
"Allah size emanetleri (yani millet işlerini) ehil (iktidarlı ve emniyetli) olanlara emrederinizi vermenizi sağlar." (Nisâ: 58).
Adaletli olmayanlar, adaletle başa getirilmesi toplumları helaka sürükler. Dikkat edilmesi gerekir. Onun yetkili ve yetkiyi veren sorumludur.

Hadisi şerifte:
“Dikkat edin! Hepiniz korumanız ve maiyyetinizde bulunanların hukukundan mesulsünüz. İnsanlara hükmeden âmir maiyyetindekilerin muhafızıdır ve onların hukukundan mesuldür. ” (Müslim: 1829)

Diğer hadisi şerifte:
"İşler ehil olmayanlara verildiği zaman kıyameti bekle!" (Buhari)

Hakimler, savcılar, avukatlar adaletli olmalıdır. Suçlunun cezalandırılması, haklı ve haksız olarak ayırılması hep adaletli olmalıdır.
İftira, yalan gibi kötü söz ve davranışlarda bulunup günah işleyenler arasındada adaletle hükmedilmelidir. Her iftiraya hemen inanılmamalı bunun doğrululuğu araştırılmalıdır. Gıybet, söz taşımada müminlerin uzak durması gereken günahlardır. Bir örnekun karışması için fitne, fesat çıkarmaya çalışan, iftarlar atanlar, yalanlar söyleyenler varsa, adaletli bir davranış olmaz. Kul hakkıdır. Maddi ve manevi zararlıdır. Adaletle hüküm vermediğimiz her iş müminin kalbine vicdan azabı olarak inmelidir. Günah pişmanlık duyalım ki tevbe edebilelim. Adaletle hükümilelim. Sorunlu karakterli kişiler sürekli yalanlar, iftiralarla meşgulse elbette bunalar ceza verilmeli ki yanlış anlasın, hemde maddi ve manevi zarara uğrayanların hakkı edilsin.

Kafirlerde Allaha karşı ayeti kerimelerde:

"Bak! Nasıl da Allah'a yalan yere iftira ediyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter! " (Nisa: 50).

Şüphesiz ki cehennem onlara yeticektir. Allahın azabı çok çetin ve şiddetlidir. Yüceler yücesi Allahımıza dahi iftira atılken kullara atılmazmı?
Bunlarda imtihandır, iptiladır mümin kullarının sabretmesi, Allaha tevekkül etmesi, Allaha sığınması gerekir. Çünkü onu kurtaracak yine Allahtır. Bilinmelidir ki bir mümin kardeşine hemen hemen araştırmayanlar, gücü yettiği halde bu iftiraları durdurmayanlar, fitne ve fesat çıkarılmasına izin verenler mesuldür. Günahlara ortaktır.
Ahirette Allah zerre haksızlık yapılmayacak, dünyada alamadıkları hakları ahirette bir onlara verecek. Hesap sorucu olarak Allah yeter. Dünyada bir şekilde ceza almaktan kurtulanlar, ahirette asla kaçamaz.

Ayeti kerimede:
"Sonunda oraya varınca kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları hakkında onların aleyhinde şâhitlik ederler." (Fussilet: 20).

Onun kelimemiz harf harf yazılmakta, onun hareketimiz gözlenmekte ve yazılmakta. Allah beni görüyor, Allah beni işitiyor, Kalbimde ve aklımda olanları, Allah'ın dediğini iman eden müminlerin bu günahlara düşmesi çok üzücüdür diye söylemediğini söyledi. Sürekli Rabbimize sığınmalıyız.
Her hükmümüzde hak olmalı, adaletli olmalıdır.
Kimsenin hakkı kimsede kalmayacak.

Hadisi şerifte:
"Kıyamet günü haklarına sahip haklarını mutlaka eda edeceksiniz. Öyle ki kabış (boynuzsuz) koyun için, boynuzlu koyundan kısas alınacak, taşa (niye bir başka) taş üzerine yüklenip kaldığından; adam adamı niye yaraladığından sorulacak." "(Ebu Hureyre) der ki: "" Biz şunu da işitirdik: "" Kıyamet günü, kişiyi tanımadığı birinin yakalar ve der ki: "" Sen beni hata ve münker işlerden görüyordun, fakat ondan erkek etmiyordun! "" "" Boynuzlu koyun.... "" Tabirinden gerisi Rezin'in ziyadesidir. "(Kaynak kütübi sitte: 5028).

Diğer bir hadisi şerifte:
"Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor:"Resûlullah aleyhissalatu Vesselam:" "Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi?" "Buyurmuş ve bunu üç kere tekrar etmişlerdi. Biz:" "Evet!" "Deyince:" "Allah'a şirk koşmak, anne ve baba haklarına riayetsizlik, cana kıymak! "" buyurdular. Bu sohbet dayanmış durumda idi, yere oturup: "" Haberiniz olsun! Yalan söz, yalan şahidlik! "" dedi ve bunu o kadar tekrar etti ki, "" Keşke kesse artık! "" temennisinde bulunduk. " (Kaynak kütübi sitte: 5192).

Her yönetici, idareci sorumlu olduğu kadar, iftira atanları, yalan söyleyenleri, fitne ve fesat boşaltaya sunlarınca durdurmaya çalışmalıdır. Söylediğimiz gibi her iftiraya doğru demek, araştırmamak, olayların aslını öğrenmemek adaletsizliktir. Oysa Allahu Teala adaletle iş görmemizi şöylüyor.

AYETİ KERİME ::
"Herkesi ayıplayan, söz getirip götüren ve çok yemin eden aşağılık zorbaya itaat etme." (Kalem 10-11).

Müminlerin adaletli olması gereken bazı konular daha vardır.
Müminlerin zandan kaçınması gerekir.

Ayeti kerimede:
"Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Zira bazı zan vardır ki günahtır." (Hucurat: 12).

Mümin kardeşlerini kötü lakapla çağırmaması gerekir.

Ayeti kerimede:
Birbirinizi kötü lakapla çağırmayın. (Hucurat: 11).

Mümin kardeşleriyle alay etmemesi gerekir.

Ayeti kerimede:
"Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın alay edilenler belki de Allah
katında kendilerinden daha hayırlıdır, Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar
belki onlar kendilerinden daha hayırlıdır. "
(Hucurat: 11).

Mümin kardeşlerinin kusurlarını araştırması gerekir.

Ayeti kerimede:
Birbirinizin kusurlarını araştırmayın. (Hucurat: 12).

Mümin kardeşlerine gıybet etmemesi gerekir.

Ayeti kerimede:

" Kiminiz de kiminizin arkasından çekiştirip gıybetini etmesin.
Sizden herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanırmı? tiksindiniz değil mi?
O halde Allahtan korkun. "
(Hucurat: 12).

Mümin kardeşlerine arası bozulsun diye söz taşımamalıdır.

Hadisi şerifte:
İki eli arasını bozmak için söz taşıyan nemmam cennete giremez. (Buhari).

Bu konulardada adaletli olmak gerekir. Kötülükleri araştırmamak, mümin kardeşlerinin dertlerini sorun gidermelerinieye çalışmak güzel işlerdendir. Bol bol sevap kazanılır.

Ayeti kerimede:
"Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onu tahkik edin, içyüzünü araştırın. Yoksa bilmeden bir haberde sataşırsınız da, sonra yaptığınıza pişman olursunuz." ( Hucurât: 6).

Kıskançlık, dedikodu, kötü sözlerden kaçınılmalıdır. Kibir ise kendimizi büyük görmekten olur. Müminin kaçınması ve sığınılması gerekir.
Allah tüm işlerinde kusursuz ve eksiz. Mutlak Adil olan Adl odur. Tüm işlerinde kullarının adaletli olması gerçekten çok çok zordur. Fakat alemlerin Rabbi olan Allahımız onun işinde adaletli olup bu kullanım çok kolaydır.

Kullarına az veya çok rızıkla imtihan eden odur. Şunu iyi anlamalıyız ki kuluna göre kolaylık sağlar. Bazıları zengin olursa o zenginli onu azdıracaktır fakir kılar, kimini hasta kılarki sağlıklı olsa Rabbini unutacak dünyaya dalıcaktır. Bunlar Allahın adaletli ve kullarına rahmetidir. Kulların en iyi bilen yine Allahtır. Mümin kullarının Allahın her işinde adaletli olduğu iman etmesi ve Rabbimizin adaletli olun. Emire uymaları gerekir. Bu öyle güzel emirdir ki herkez adaletli olsa hayat çok kolaylaşırdı. Dünya ve ahiret cennet hayatı yaşardık.

Devlet ekonomik krizde iken sadece ceplerini düşünüp halkın belini bükenler, zam üstüne zam yapanlar, stokçuluk yapanlar elbette dünyada hesap görmeyen ahirette yaptıklarının karşılığını farklı alırlar.

Ahir zamanda her türlü günahlardan sığınmak yine Allahın korumasıyla olur. Çok sığınılması gerekir. Adaletle yapmadığımız her işten Allah bize Adl ismi şerifi ile hesap soracaktır. Kul hakkına girmişsek onlar ödenmeden ne cennete ne cehenneme girilebilecektir. Hesap günü çok dehşet bir gün olup müminler bu günden çok korkar. O gün yine her zaman olduğu gibi hüküm Allahındır.

Zerre haksızlık yapmayarak herkese hakkettiğini vericektir. Mümin kullarının ecrini, sevabını bol vermesi büyüklüğü ve rahmetinin eseridir. Cezalandırması ise sadece hakkedenin hak ettiği kadar ceza alması yine büyük ve yüceliğidir. Allah gibi adaletli olabilen kimse olamaz. Adaleti sevdiği gibi kullarınında öyle olmasını istemektedir.

Müslümanım deyip besmelesiz et kesenler ve Müslüman kardeşlerine yedirenler ne kadar adaletlidir sormak gerekir.
Müslümanım deyip faiz alıp yiyenler, haram yiyip yedirenler, adaletsiz olup adaletsizliğe yöneltenler, kısaca kötü olup kötülüğe yönlendirenler Allaha karşı ne kadar adaletli olmuşlardır sormak gerekir. Hesap günü Allahın `` bize kulum neler yaptın. ”Dediğinde ne mallar, ne aile, başka şeyler bize fayda vermez. Bir bahanemizde olamaz.

Ayeti kerimelerde:
"Hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden şefaat kabul edilmeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve yardımda görülmeyeceği azap gününden korkup sakının." (Bakara: 43).

"Öyle bir günden korkun ki, o günde kimse kimseden yana bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez. O gün kimseye şefaat fayda vermez, onlar hiç kimseden yardım da görmezler." (Bakara: 123).

İnkâra saplanmış ve kâfir olarak ölenler, dünya dolusu altını fidye vermiş olsa dahi aslâ hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Elem verici azap onlaradır, onların hiçbir yardımcıları da yoktur. "( Ali İmran: 91).

"Bugün artık sizden de inkâr edenlerden de fidye kabul edilmez. Varacağınız yer ateştir. Odur sizin lâyığınız. O ne kötü bir dönüş yeridir!" (Hadid: 15).

Allah ikilemeyeceği surece kimse şefaat edemez.

Ayeti kerimede:
"Rabb'iniz o Allah'tır ki gökleri ve yeri altıda yarattı. Sonra Arş'ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). Buyruğunu icrâ eder (yarattıklarını yönetir). O'nun izni olmadan hiç kimse şefaat yapamaz. İşte Rabb'iniz olan Allah budur, siz O'na ibadet inceleniyor. Düşünmüyor musunuz? " (Yunus: 3).

Allahın izin verdikleri ise yalnız Allahın izin verilen için şefaat edicektir. Şefaati inkar cahilliktir. Bu da Allahın lütfu ve rahmetidir.

Hadisi şerilerde:

"Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) hazretleri anlatıyor: "Hazreti Peygamber (aleyhissalatu Vesselam) 'e" "Ey Allah'ın Resûlu, kıyamet günü şefaatinle en ziyade saadete erecek olan kimdir?" "Diye sormuştum. Bana:" "Hadis'e karşı sende olan aşkı görünce, bu hususta senden önce bana bir başkasının sualde bulunmayacağını tahmin etmiştim "" açıklamasını yaptıktan sonra şu cevabı verdi: "" Kıyamet günü benim şefaatimle en ziyade saadete erecek olan kimse, samimi olarak ve dolaş gelerek 'La ilahe illallah' diyen kimsedir " (Kaynak kütübi sitte: 9).


"Hazreti Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu Vesselam) buyurdular ki:" "Kim Kur'an'ı okur, ezberler, helal kıldığı şeyi helal kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabûl ederse Allah, o kimseyi cennete koyar. kişiye şefaatçi kılınır. "(Kaynak kütübi sitte: 423).


"Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: " Resûlullah (aleyhissalatu damaram) 'a: "". . . Ümid edebilirsin, Rabbin seni bir Makam-ı Mahmud'a gönderecektir. "" (İsra 79) ayetinde zikredilen "" Makam-ı Mahmud "" dan sual edildi. Resûlullah (aleyhissalatu damaram): "" Bu şefaat'tir "" diye cevap verdi. "(Kaynak kütübi sitte: 683).


""Resûlullah (aleyhissalatu Vesselam) buyurdular ki:" "İnsanlar kıyamet günü cemaatler olacaklar. Her ümmet kendi peygamberini takip edip:" "Ey falan! Bize şefaat et, bize şefaat et! Diyecekler. Sonunda şefaat etme işi bana kalacak. İşte Makam-ı Mahmud budur . "(Kaynak kütübi sitte: 684).



"Übey İbnu Ka'b Radıyallahu anh anlatıyor:" "Resulullah Aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "" Kıyamet günü geldi mi, ben peygamberlerin imamı, hatibi ettik (ONLAR Arasında) şefaat (Etmeye yetki) sahibi olacağım Bunda övünme yok.". (Kaynak kütübi sitte: 4317).



Beşeri aklımızla Allahın adaletini layıkıyla anlıyamayız. Bizim adaletsiz testimiz şeylerde belki Allah mutlak adaletini uyguluyordur. Allahın işlerine akıl sır ermez. Geçmişi, geleceği ve gaybı bilen Allahtır. Onun zerreyi ilmiyle kuşatmıştır. Allahın Adl ismi şerefini anlamak için akıllar yetmez.
Allah adillerin en adili, hüküm verenlerin en hayırlısı, hükmünde hikmet sahibi, hak hüküm veren, işinde Adil olan Allahtır.
 
Üst