Allah Şekûrdur.

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye

Şekûr
Allah Şekûrdur.

"Eğer Allah'a güzel bir ödünç takdiminde bulunursa, Allah onu sizin için katılır ve size bağışlar bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, ceza vermekte acele etmeyendir. (Teğabün: 17)."

Allah zahiri ve batini rızıklar vermesiyle daima şükredilen Şekurdur. Sonsuz nimetlerinin asla sonu gelmez. Ne kadar şükür edilse karşılığı ödenemez fakat Allah şükredenlerin şükrüne karışlık nimetlerini kat kullanma. Şükrü en güzellik karışlıkla bol mükafatla ve daha fazlasıyla karşılar. Allah dünya nimetlerinde şükründe verir fakat Ahirettede Allah mümin kullarının şükürlerinin karşılığı sonsuz nimetleri olan cennetlerini hazırlamıştır.
Sevap olarakda bir iyiliği kat kat artıran yüce Rabbimiz onun daim şükredilmeye layıktır.

Ayeti kerimede:
Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık yapmaz. Zerre kadar iyilik olsa, onu kat arttırır ve kendi katından da büyük mükâfat verir. Nisa: 40).

Bir sıfır olmasınki Allah onun ecrini fazlasıyla vermesin. Bir şükür yoktur ki Allah onun karışlığından bilgi fazlıyla ihsan etmesin. Çünkü alemlerin Rabbi çok cömerttir. Kulunun zerre iyiliğini asal boşa onun ecrini fazlasıyla yapacak.

Ayeti kerimede:
Biz kıyamet günü adalet terazileri kuracağız. Hiçbir kimse hiçbir haksızlığına uğratılmaz. Yapılan bir iyilik hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya koyarız. Hesap görücü olarak biz yeteriz. Enbiyâ: 47).

Çünkü Allah, onların mükâfatını tam öder ve lütfundan bazılarında da verir. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir. (Fâtır: 30).

Yediğimiz nimetlere, içtiğimiz sulara Elhamdülillah diyerek Rabbimize ona fırsatta şükrümüzü dile getirmeliyiz. Allah şükredene fazlasıyla ihsan eder.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem her hali şükürdü. Otururken, kalkarken, yürürken, yerken, içerken, yatarken… biz müminlerde bu haldeyken çalışmalıyız. Nimetleri gafletle şükürsüz ve besmelesiz yememeliyiz. Bu hal nefsidir. Onun halimizde Allahı hatırlar hale gelmeliyiz. Allah bizi gününü duyurmakta, rızkımızı yapıyoruz. Biz ise onu hatırlayıp şükürleyerek hamd etmemiz gerekir. Bunu yaparsak Rabbimiz üzerimizdeki nimetleri artırması şüphesizdir.

Sıkıntılarımız, dertlerimiz gittiğinde şükretmek, hastaysak şifa bulursak şükretmek, sağlık ve afiyetteysek şükretmek gerekir.

Ayeti kerimelerde:
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi boyutunu vermiştir. Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile diyemezsiniz. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür. İbrahim: 34).

Allah'ın nimetini birer birer saymaya kalkışsanız, (icmâlen bile) diyemezsiniz. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir. Nahl: 38).

Allahın şu vücudumuza bakalım. Allahın biz gözümüze, kulağımıza, elimize, ayağımıza bakalım. Biri olmasa hayat ne kadar zorlaşıyor. Bunları şükür. Dünyayı versek birini alabilirmiyiz. Rabbimiz bizi bunlarla donattı.

Ayeti kerimede:
Allah sizi analarınızın karnından hiçbir şey bilmiyorken hiçbir şey bilmiyorken çıkardı. Şükredesiniz diye de kulaklar, gözler ve gönüller verdi. Nahl: 78).

Yaratanımıza şükür etmek ve nankörlük etmemek kulluk vazifelerimizdendir. Allah gafil ömür ayaklardan eylemesin. Şüphesiz ki hayvanlar dahi şükrettiği ve Rabbini bildiği açıktır.

Ayeti kerimede:
Yedi gök ve yer, bir de gördüğünüzde bulunanlar Allah'ı tesbih ve tenzih ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile tesbih etmesin. Fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O halim olandır, çok bağışlayandır. İsrâ: 44).

Bir kul şükretmiyorsa hayvandanda aşağı nefsine uymuştur. Bu gaflettir. Rabbini bilememedir. Oysa Allah şükredene fazlasıyla verendir. Şükür etmemek akıl kârı değildir.
Namazda şükürdür. Kulluk borcumuzdur. Farzdır.

Ayeti kerimelerde:
Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle beraber rükû edin. Bakara: 43).

Namazı kılınız, zekâtı veriniz. Kendiniz için önceden gönderdiğiniz hayrı Allah katında bulursunuz. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı görmektedir. Bakara: 110).

Kul bir hayır işlemesinki onun hayrı defterine yazılmasın. Ağzımızdan `kelime kelime yazılır. Hiçbir şey eksik kalmaz.

Mümin kullar takdiri ve beğenisi için amel işlememelidir. Allah beni görüyor, Allah beni işitiyor, Allah beni biliyor diyerek hayırlı amellerini yalnız Allah için yapmalıdır. Ecrini ve mükafatlarını ise yalnız Allahtan beklemelidir.

Hadisi şerifte:
"Abdullah İbnu Gannam el-Beyazi (radıyallahu anh) anlatıyor:" "Resûlullah (aleyhissalatu damaram) buyurdular ki: " "Kim sabaha erdiği zaman:" "Allahım, benimle veya mahlukatından herhangi biriyle hangi nimet sabaha ermişse bu sendendir. birsin, ortağın yoktur, hamdler sanadır, şükür sanadır "" derse, o günkü şükür borcunu ödemiştir. Kim de aynı şeyler akşama erince söyler o da o geceki şükür borcunu eda eder. " " "Kaynak kütübi sitte: 1793).

Gökler, yerler, ısındığımız güneş, gölgelendiğimiz gölge, içtiğimiz çay, yediğimiz yemekler, soluduğumuz hava, duyduğumuz ses, bizim herşey, düşündüğümüz akıl, tuttuğumuz el, yürüdüğümüz ayak, bastığımız toprak akılda ve şükredenler için nimettir. Şükür gerekir.

Güneşin ısı ve ışığından faydalanıyoruz. Sürekli ve kolay elde edildiğinden normalleşmektedir. Böylece şükürden gafil olunur. Aç ve susuz kalan birinin su ve yemeğin kıymeti ne ise, soğukta buz tutmuş birinin güneşe duyduğu ihtiyaç odur. O zamanın görülebildiği Allahın büyük nimetleri görülebilir.
Allahın şükürleri kabul eden ŞekÛrdur. Kullarını duyar, halini bilir. Bizler Allaha ibadet ederek, zikir ederek, emirlerine uyup yasaklarından kaçınarak, sâlih amel işleyerek, kötülüklerden sakındırarakda şükür etmiş oluruz. Günahlara dalmamak, nefsle mücadele etmekte bir şükürdür. Çünkü dünyaya boşa gelmediğini, kulluk için gönderildiği, ahiret için yarattığını ve yaratanını bilir. Nefs ve şeytanı düşman bilemek ve Allaha yönelmek elbetteki şükürdür. Zaten kul nefsine uymayınca ibadete yönelir. Ruhu kuvvetlenir.

Sırf bolluk zamanda değil, mümin kulların her hali şükür olmalıdır. Darlık ve sıkıntılardada şükür edilmelidir. Allahtan yardım istenmemelidir. Unutmamalıdır ki Allah dünyayı imtihan için yarattı. Belki bu sıkıntıları ahirette nice derecelerine vesile olur, nice günahların bağışlanır.

Hadisi şerifte:

"Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyallahu anhüma'nın anlattıklarına göre, Resûlullah aleyhissalatu damarları şöyle satın alındı: " "Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa olacak olsa olsa, Allah'ın başka yerlerine mü? 'minin günahından bir kısmının mağfiret buyurur. " " "Kaynak kütübi sitte: 4658).

Gökyüzünden tatlı suları indirende odur. Dileseydi suyu acı yapardı. Bizde tatlı su nedir bilmezdik. Dileseydi tek çeşit nimetler ile beslenirdik. Ama Allah Yüce yaratıcı ve sonsuz rahmet sonsuz. Herşeyi çeşit yaratmış, kullarının tüm isteyeceklerini bilmiş, dünyayı donatmıştır.

Cennetteki sonsuz nimetleri ise Rahim ismi şerifle inanan müminlerdir. Ne akıllardan geçmiş, ne gözler geçmiş, ne kulaklar işitmiş, nede gönüllerden geçmiş nimetleri Allahu Teala kullarına hazırlanmıştır.
Yine dileseydi cennetide dünya hayatı gibi kısa tutardı. Dileseydi sonra bizi tekrar yok ederdi. Fakat Allah sonsuz rahmetiyle mümin kullarına hazırlamıştır. Bunun içinde sonsuz şükürler olsun Rabbimize

Ayeti kerimede:
İman edip de sâlih ameller işleyenler ise cennet halkıdırlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Bakara: 82).

Resulüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlerle müjdele. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyve rızık olarak yedirilirse: “Bu bizim daha önce de iken dünyada yediğimiz şeydir. "Derler. Bunları söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Bakara: 25).

Şükrün karşılığı Rabbimiz katında ne güzeldir.

Ayeti kerimede:
Eğer siz şükreder iman ederseniz, Allah size ne diye azap etsin? Allah şükrün karşılığını veren ve her şeyi bilendir. Nisa: 147).

Kim bir iyilik yaparsa, onun iyiliğini kullanma. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, şükrün karşılığını verendir. Şûrâ: 23).

Allahın daimi kalıcı rızası her şeyin üstünde bir mükafattır. İyilikleri kat sevaplarını artırması, hiçbir hayrı karşılıksız bırakmaması, daha fazla bilgi vermesi, ŞekÛr ismi şerifinin tecellidir.

Hadisi şerifte:
"Yine Ebu Sa'id (radıyallahu anh) hazretleri der ki:" "Hazreti Peygamber (aleyhissalatu damaram) şöyle buyurdular: " "Bir kul İslam'a girer ve bunda açık olursa, daha önce yaptı bütün hayırları Allah, lehine yazar Müslüman olduktan sonra yaptıkları da şu şekilde muamele görür: Yaptığı hayır için en az misli olmak üzere yediyüz misline kadar sevap yazılır. "" "Kaynak kütübi sitte:

Günahları aynıyla yazması, sevapları ise bol bol yazması Alemlerin Rabbinin kullarına büyük lütfu ve rahmetidir. Şüphesiz ki o asla kullarına zulüm etmek istemez. Zerrede zülüm etmez. Kul elleriyle ne işlediyse odur. İnanan kendi için inanmış olur. İnkar edenler kendi için inkar etmiş ve nefsine düzenlenen törende. Allahın bunca rahmetine rağmen azabını tercih etmeleri gerçekten şaşılacak şeydir.

Pek çok isyankar kavimler kafirliklerinden, müşrik ve münafık oluşlarından helak edilmiştir. Ayeti kerimelerde sürekli öğüt olarak hatırlatılır. Ayetler tekrarlanmıştır ki akılları ile iyice düşünsünler. Allahın rahmeti sonsuzdur ama azabıda çok şiddetlidir.

Mümin kullarının onun halinde hamd ve şükürler yapması gerekir. Ufak bir yardım yapan kişilere teşekkür ediyoruz. Bir iyilikte bulanana o iyiliği ödemek işitiyoruz vicdanımız rahat etmiyor. Peki Alemlerin Rabbine nasıl şükürsüz yaşamaktayız. Şimdi mi ona bir şükretmemiz? Birçoğu iyiliğini menfaat karşılığı eder. Bir iyilik yapsa yüzüne vurur, onun karşılığını bekler. İşveren olsa işçiye para verse, o kadar paranın karşılığını alana kadar çalıştırır. Allah ise bizi nimetlerle rızıklandırmaktadır ise sayamayacağız. Çoğundan gafiliz. Sürekli kayıt için normalleşmiş ve şükrü unutmuşuzdur.

Yağan yağmur, karlar rahmettir sudur. Fakat bunlardan az bir üzüntü, az bir zahmet, az bir çile dokunsa hemen feryat ederiz. Oysa onu göbeğinde tatlı suyu indirmese alacak kimdir.
Herşeyi hak ile yapan, hak ile hüküm veren Allahtır. Kullar ise çoğunda nankördür.

Ayeti kerimelerde:
Hani Rabbiniz: “Şükrederseniz elbette boyut nimetimi artırırım ve eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz ki azabım çok şiddetlidir. Diye bildirmişti. İbrahim: 7).
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile diyemezsiniz. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür.
İbrahim: 34).

Şüphesiz ki Allah iman edenleri müdafaa eder. Allah, hâin ve nankör hiç kimseyi sevmez. Hac: 63).

Müminler dünya nimetlerine şükrün yanında, Allahın ahirette vereceği nimetlerinede şimdiden şükür etmelidir. İman nimetini veren Allahtır. Hidayet eden Allahtır. Binlerce şükürler olsun. Allah iman ve hidayetimizi artırsın. Amin. İnsan nefsine uymayarak ruhunu kuvvetlendirir. Ruh ise ibadetten zevk alır, huzur duyurulur, beslenir. Kalpte tevbe ve istiğfarlanmalıdır. İbadetten, zikirden tat almak, kalbin selamette oluşu, sükut hali batini nimetlerdendir. Dünyanın gececiğini anlamak ve ahirete yönelmek ne büyük saadettir. İnsana hayır işlerinin sevdirilmesinde Allahın nimetidir.

Kul şer ve kötülükleri rahat yapıyorsa cehennem onu kolaylaştırılmıştır. Hayır ve iyilikleri rahat ve kolay yapıyorsa cennet kolaylaştınlmıştır. Şükür gerekir. Namaz ise kötülüklerden alıkoyar.

Ayeti kerimede:
Resulüm! Kitap'tan sana vahyedileni oku ve namaz kıl! Şüphesiz ki namaz insanı her türlü hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkoyar. Zikrullah elbette en büyük (ibadet) tir. Allah yaptıklarınızı bilir. Ankebut: 45).

Namazın ise bedene birçok faydası vardır. Zahiri ve batini çok faydaları vardır. Büyük nimettir.

Kulluğumuzu yapma Allaha şükürlerimiz artırmalıyız.

Ayeti kerimede:
Öyleyse siz beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin. Bakara. 152).

Sonsuz ŞekÛr olan Alemlerin Haham Allahımız çok Yüce Çok büyüktür. Elhamdülillahi Rabbil Alemin.
 
Üst