Allah Kahhardır .(Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Kahhar
Allah Kahhardır.

Ayeti kerimede:
"O, kullarının üstünde kahredici güce sahiptir. Ve O, hikmet ajanı, her şeyden haberdardır." (En'âm: 18).

Rahmeti sonsuz olduğu gibi kahredici gücüde sonsuzdur. Allah ölümü öldürdüğünde cehennemdekiler kahrolacaktır. Çünkü asla ölemeyecekler sonsuzda katlanılamaz dehşet azabı tadacaklardır.

Allahın azabı bilen müminler Allahtan en çok korkanlarıdır. Onunu azabı gibi bir azap, onunu rahmeti gibide rahmet yoktur.

Azgın nefsleri iptilalar ile, nuru ile yakan Allahtır. Çünkü nefs Rabbine isyankardır. Allah kahredici gücüyle mümin kullarına yardım etmektedir.

Nefs rahat yüzü gördü mü Rabbini unutur. Allah ise kahredici gücüyle, hastalıkları, belalar, musibetler yollarını kullarına götürmek hatırlatır. Derinlemesine bakıldığında Allahtan gelen bu şeyler dahi kuluna rahmet olduğu anlaşılır. Çünkü Allah kullarına zerre zulmetmez. En çokta zaten mümin kulların kendi elleriyle işledikleri günahları kullanım iptilalar verir, Azabını dünyada veriri ki hem Rabbini hatırlasın, Hemde ahirete hesabı kalmasın.

Görüldüğü gibi Allah sonsuz kahredicidir. Yarattıklarına zerre zulmetmeyendir.

Azabı rahmet, rahmeti azap olabilir. Şöyle ki kul müminse bu onun için hayırlı olmuştur. Şer gördüğü iptilalarla Rabbini hatırlamış, pislik nefsiyle mücadeleye girmiştir. Rahat hayatlıları, malları, iptilasız hayatları rahmet olarak görülse de aslında azap içindir. Çünkü Allah sevmedikleri bu kulların zerre sevabı kalmayana kadar dünyada yaşatır. Mühlet verir. Ahirette azabı ise çok ama çok korkunçtur. Ebetteki bu kadar azaba layık yine kendi elleriyle işledikleri yüzündendir.

Ayeti kerimede:
Küfre varıp Âyetlerimizi yalanlayanlar ise, cehennem ehlidirler. Onlar o ateşte ebedî kalacaklardır. (Bakara: 39).

Allah Celle ve Celalühü ayetlerini indirmiş, nice peygamber göndermiş, mucizelere indirmiştir. Böyle bile cahillik edip kibirlenen ise büyük zarara uğramıştır. Kendi kendini helak etmişlerdir. Nefsleri ve şeytanları onlara Rablerini unutturdu, kibirlendirdi ve sonsuz azaba hak etmişlerdir. Allahın kurtarmadığı kimse kurtulamaz.

Ayeti kerimede:
“Sığırın bir parçasıyla ona (öldürülene) vurun. "Dedik. İşte Allah ölüleri böyle diriltir. Boyut Âyetlerini gösterir ki aklınızı başınıza düşünesiniz. (Bakara, 73).
Allah sürekli kullarına rahmet etmektedir. Akılları kullanmayanlar ise bunu görmez.

Ayeti kerimede: Allah'ın izni olmadan hiçbir kimsenin
iman etmesi mümkün değildir. O, akıllarını kullanmayanlara verir. (Yunus: 100).

Akıl bilirler ki dünya sadece bir imtihandır. Tek hükmedici ise Allahu Teala dır.

Ayeti kerimede:
Bu, Allah'ın murdarı temizden (kâfiri müminden) ayırıp, bütün murdarları üst üste koyarak, topunu bir araya yığılması ve cehenneme atması içindir. İşte onlar mahvolanlardır. (Enfal: 37).

Müminlerin iman nimetini veren Allaha çok şükretmesi gerekmektedir. İmanını kaybetmemek için ise sürekli Allaha sığınmalıdır.

Ayeti kerimede:
Allah kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe yükseliyormuş gibi iyice daraltır. Allah inanmayanların üzerine işte böyle murdarlık indirir. (Enam: 125).

Kalplerini günahlarla karartan, hiçbir şeyden ibret almayan, akıllarını kullanmayan, tevbe etmeyi ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyen kimseler elbette azabı hak eder. Allah ise yine dilediğini rahmetiyle kurtarmaktadır. Kalplerinde hastalık olanlara gelince, murdarlıklarına murdarlık katmıştır ve kâfir olarak ölüp gittiler. (Tevbe: 125). Dünyaya yeme, içme, gezme, eğlenme, ilişki için geldiği sanan insanlar nefslerine uyanlardır. Aldık hepsi nefs hayvanının sevdiği şeyler. Bunları hayvanlarda yapıyor. Düşünmez, aklını kullanmaz, ibadet etmez, tevbe etmez, Rabbine yönelmez o zaman hayvandan ne farkı kaldı. Sadece vücudu insandır.




Nasıl ki haddi aşanlar cinayet işler, büyük günahlar işler. . Bizlerde toplum olarak kınarız. Bunlar insan değil deriz. Bilindiği dünyaya daha ne için ne için bilememiş, ruhu nefsinin kölesi olup kaybolan bu kullar çoktur.

Ayeti kerimede:
Andolsun ki biz cinlerden ve insanlardan pek çoğunu cehennem için yarattık. Bitmeyen kalpleri vardır, fakat o kalplerle anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da sapık ve şaşkındırlar. Ve işte onlar gafillerdir. (Araf: 179).

Nefs hayvanını dizginlemeyen herkez bu tehlikelerdedir. O sebeple günah işleyenlere deriz ki eğer günahlarından pişmanlık duyuyorsan ne mutlu sana. Çünkü daha ruhu ölmemiş, Kalpte hala iman var.

Ayeti kerimede:
Allah bir kimsenin kalbini Müslümanlık için açarsa, o Rabbinden verilen bir nur üzerinde değil midir? Kalpleri Allah'ı zikretmeye kaskatı olan kimselere ise yazıklar olsun! Onlar apaçık dalâlet içindedirler. (Zümer: 22).

Hayvanını zikri var. Rabbinid bilir. Peki insan vücuduna girmiş, aklını kullanmamışlara insan denir mi? Hayvan bile denmeyeceği açıktır. Cehennem odunu onlara layık bir tabirdir. Odun olarak gitmiş.

Ayeti kerimede:
Sonra bunun arkasından kalpleriniz yine katılaştı. Şimdi o kalpler taş gibidir, hatta daha da katıdır. Nitekim taşınması öylesi vardır ki, fışkırır. Öylesi de vardır ki, yarılıp ondan çeşme gibi su akar. Öylesi de vardır ki, Allah korkusundan yuvarlanır. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir. (Bakara: 74).

Taş bile Rabbini bilmiştir. Zaten yerde gökte zerre yoktur ki ister istemez Rabbine boyun eğip tesbih etmesin. Allahın Büyük Büyde, kahredici gücü yönetmenleri için ayet ve hadislerde deliller vardır.
İnceleyiniz, teşekkür ederim. Allah sonsun Yüceliktedir. Bir ismi şerifi dahi anlatılmaz, bilinemez.
Tevbe istiğfar ile kalp yıkanmalı, ibadet ile Rabbimize yönelmeliyiz.

Ayeti kerimede:
Eğer bunu yapamazsanız, ki aslâ yapamayacaksınız, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır. (Bakara, 24).

Sakınmayan nefs hayatı yaşıyordur. Vücudunu köşesinde kalmış ruhunu ibadet ile birlikte, Rabbinin hatırlatmalıyız. Nefs mücadele şartır. Aksi takdirde helaktır.
Vücuduna ruh hakim olursa insansın, nefs hakim hayvandan aşağısın. Bu asında bu kadar basittir.
Kendinin efendisi olup Rabbini hatırlayınca, Asıl Efendiler efendisine yönelip kulluk yaparsın.

Ayeti kerimede:
Böylesine: “Allah'tan kork!” denilince, benlik ve gururu doküman günaha sürükler. Ona cehennem yeter. O ne kötü yataktır! (Bakara, 206).

Kibirleneni Allah yerden yere çarpar. Akıllanmayana ahiretteki kahredici para kazandırır. Dünyada zaman var Allah kılıcı. Fakat sonrası akılların ötesindedir.
Sonsuz kahredici odur. Allahın rahman ismini bilen kişi, Allahın bu isminin tam tersini düşünüp azabının şiddetini, dehşetini, Azamet ve büyük olma ve kahredici üstünlüğü düşünce pek günahlara dalamaz.

Ayeti kerimede:
Allah'ın hoşnutluğuna uyan kimse, Allah'ın gadabına uğrayan kimse gibi olur mu? Onun yeri cehennemdir. O ne kötü bir dönüş yeridir! Ali İmran: 162).

Bir küçük ateş ile elimiz yandığında hemen feryat ederiz. İnsan cahil olduğu için isyankardır. Bu cahilliği Rabbine karşıdır. Çünkü dünya kadar zahiri ilim öğrense eşek yine eşektir. Rabbini bilmeyince o ilimler onu kurtarmaz.

Tüm ilimler Allahı bilmemiz için vardır. Matematik bilen Allahın ölçülü yaratmasına deliler görür. Biyoloji bilen içini, organlarını, hücrelerini bilir. Allahın yaratıcılığı şahitlik eder. Fizik yakın Allahın kanunlarını aşılamadığını görür, Gezenlerinlığı ve uzaklığı ne kadar yerinde yaratıldığı, aksi halde şu koca dünya bir küçük hatada yerle bir bilir bilir.

Kimisi de bilir anlar aslında nefslerinin işlerine gelmez. Tüm ilimleri bildiren zaten Allahtır. İnsan az ilimle kibirlenmesi ancak cahilliğidir.

Cehennemin büyük boyutu düşünen bir kişi bili Allahtan korkar. Bir saniye bile elimizi Ateşe tutamayıp çekiyoruz. Bunu sonsuz olarak düşünüp birde tüm zerrenizde hissetmeye çalışın. Hem içiniz hem dışınız.

Bu sadece Allahın azabından bir zerre dahi değildir. Sadece yanma azabı yoktur. Nasıl ki Allahın rahmetiyle bizi sonsuz nimetler verdi. Sürekli günde üç öğün yemek yemekte, çay içmekteyiz. Her türlü nimete Allah her gün bizi kavuşturmaktadır. Elhamdülillah.
Allahın gadaplandığı bu nankör, cehennemlik kullarına ne hazırladığını yine en iyi o bilir. Müminin öğüt alması gerekir. Onlara veriline şey azap üstüne azaptır.

Ayeti kerimelerde:
İşte birbirine hasım iki zümre. Bunlar Rableri hakkında çekiştiler. Kâfirler için ateşten elbiseler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür. (HAC: 19).

İşte kaynar su ve irin! Tadsınlar onu! (Üzgün: 57).

"Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün!" (Duhan: 48).

Onlar cehennem ateşi ile kaynar su arasında dolaşır dururlar. (Rahman: 44).

İnsanın içine işleyen ateşin alevi ve kaynar su içindedirler. (Vâkıa: 42).

Oraya atıldıklarında, onun kaynarken korkunç uğultusunu işitirler. (Mülk: 7).

Bunun yanında onlarla alay edilir, küçük düşürülürler, asla dinlenmezler. Cehennem zebanileri sağırdırlar. Sadece azap için yaratılmıştır. Yüzlerinin korkunçluğu hayal edilemez.
Merhamet duygusu yok olan bir deli düşünen nelere yapar. Bunlar ise sağır edilmiştir. Zerre merhamet duymayarak Allahın emrini yaparlar.

Nasıl ki Azrail Aleyhisselam ölüm meleği görevi verilmişse. Onlarda bunun için yaratılmıştır. Yine bunlarda melektir. Rablerine zerre isyan etmemektedirler.
Müminlerede kafirlere merhamet etmemeleri emir yapılmaktadır.

Allah bizleri kurtardıklarından etsin amin.

Hadisi şerifte:
Hazreti Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu damaram : " Yaktığınız ateş var ya, bu, cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür ateş! "Buyurmuştu. (Yanındakiler):" Zaten bu, vallahi (asileri yeterlialandırdimaya) " Aleyhissalatu Vesselam: "cehennem ateşi öbürüne altmışdokuz kat üstün kılındı. Onun bir katının harareti, bunun yanlıştır. "(Kaynak kütübi sitte: 5078).

Allahın Kahredici gücüde bilinmemektedir. Yine Yüce Rabbimiz Kendisini bildiği gibidir.

Cehennemde ışık beklemek ancak beşer aklıdır.

Hadisi şerifte:
Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki: " cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Simdi o siyah ve karanlıktır. " (Kaynak kütübi sitte: 5079).

İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor:" Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki: "Eğer zakkûmdan, dünyaya tek damla damlatılacak olsa, bu dünya ehlinin yiyeceklerini ifsad ederdi. (anlayın)! " (Kaynak kütübi sitte: 5083).

Zakkum ağacı ayette de geçmektedir.
Doğrusu siz zakkum ağacından yiyeceksiniz. Vâkıa: 52).

Hadisi şerifte:
Hazreti Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu shipam buyurdular ki: " cehennem, Rabbine şikayet ederek: "Ey Rabbim! Bir parçam diğer bir parçamı yemektedir" dedi. bunun üzerine, Allah Teala hazretleri ona, iki nefes davet izni verdi: Bir nefes kışta, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin rastladığınız en şiddetli sıcaktır. (Kıştaki nefesi de) sizin rastladığınız en şiddetli (soğuk olan) zemherirdir. "(Kaynak kütübi sitte: 5084)

Yani cehennemi sadece ateş olarak düşünmek büyük yanılgıdır. Allah bizi tek bir çeşit yemek mi vermiştir. Rahman ve rahim isimleriyle kullarına sonsuz nimetler gibi, Kahhar ismiyle de sonsuz azapları hazırlamıştır.
Cehennemin dondurucu bir soğuğu da vardır ki. Cehennem dahi oradan Allaha sığınır. Akılların ötesindedir.

Zaten cehennem hakkiyle düşünülse idi insan yeme içmeden kesilirdi. Bunlar mümine öğüttür. Ne nasılsa affediliyorum diye günahlara dalmalı, nede azaba uğruyacam diye Allahın rahmetinden ümidini kesmeli.

Yerleri ve gökleri tek ismiyle tutan Allah herşeye kadirdir. Allah bizleri rahmetiyle cennetin aldıklarından, cehennemden kurtardıklarından etsin amin.
 
Üst