Allah Kâbıdtır.
Ayeti kerimede:
"Allah bazılarının rızkını daraltır. " (Bakara: 245).
Allah dileği zaman kuluna darlık verip imtihan eder. Dilediği zaman Kâbıd ismi şerifiyle daraltır.
Bu darlık ve genişlik, kalbin sıkılıp genişlemesi, zahiri ve batıni rızkın genişleyip daralması olabilir. Zenginken fakir, fakir iken zenginlik kullarını hem genişletir, hem daraltır, İmtihan eder.
Mümin kulların bolluk zamanında şükür edip şımarmaması, darlık zamanında isyan edip, nankörlük etmeyerek yine şükürler etmesi gerekiyor.
Ayeti kerimede:
Andolsun ki biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltmekle sizi imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! (Bakara, 155).
Mümin her şeyin Allahtan oldugunu, imtihan oldugunu iyi anlamalıdır. Nefslerinide temize çıkarmamalıdır. Allah mümin kullarına kendi elleriyle işledikleri yüzündende bela, musibet, ceza, sıkıntı verir. Bunlar ahirete günahsız gitmesi içindir. Birde iptila vardır ki yine Allahtan gelir. Mümin kulları Allahın sevgisini kazandı. nice sevap ve lütuflara erişir. Peygamberlere, evliyalara, onlara iman olarak yakın olan müminler heran iptiladadır. Diğerleri ise yine imanlarının büyüklüğü küçüklüğü ile iptilalar gelir. Bir kimse yıllardır sağlıklı gezer bir zaman hasta olur hemen isyan eder. Diğer günlerine nankörlük eder. Allah kullarını en iyi bilir. İsyan etmelerinide istemez. Kısaca kul Allaha ne kadar yakınsa o kadar iptilaya uğrar. Hem Allaha karşı samimiyeti ölçülür,
Biri onun bir iptiladadır. Bunlar zaten iptilanın nimet olduğunu anlamış. Dünyanın geçici ahiretin kalıcı oldugunu bilmiştir.
Peygamber öyle ağır iptilalar geçmiş ki ayeti kerimede:
Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler, Sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Başlarına öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: “Allah'ın yardımı ne zaman?” demişlerdi. Biliniz ki Allah'ın yardımı çok yakındır. (Bakara: 214).
Yine Allahu Teala bir ayeti kerimesinde:
Andolsun ki mallarınıza ve canlarınıza ibtilâlar verilerek imtihan olacaksınız. Sizden önce dünyada kitap verilen kitaplardan ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, bilmiş olun ki bu, üzerinde sebat yapılacak işlerdendir . (Ali İmran: 186).
Bu ahir zamanda müslümanlar özellikle yabancı nice zulümler altında ezilmektedir. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Kafir müşrikler ellerine kullanma fırsatı kullanarak islama zarar için kullanmakta, nice müminleri şehit etmektedir. Allah fırsat vermesin inşaAllah. Müslümanlar kuran ve sünnet ile birleşmeli bölünmemelidir. Herkes gücü yettiğin yapmalı, hiçbir şey yapamıyorsa gönlünce bu zalimlikleri kötülükleri kınamalıdır.
Bol rızıklar içinde olanlar rahata alışıp Rabbini unutmamalıdır. Allah ona vereceği hesap soracaktır.
Ayeti kerimede:
Verdiği şeylerle sizi imtihan etmesi için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve sizi derece bakımından birbirinizden üstün kılan O'dur. Şüphesiz ki Rabbin, cezası çabuk olandır. O, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. (Enam; 165).
Allah mümin kulların kalbini İptilalarla daraltan. Mühleti dolduklarında imtihanları bitince elbette iptilaları kaldırıp kullarının kalbine yine genişletilecek. Pişmiş hepsi Allahın işidir.
Sabır ettiyse sevabını alıcak, isyan ettiyse cezasını alıcak. Kısaca kul kendi elliyle ne yaptıysa onu alıcaktır. Allah ise çok affedicidir. Sevap denip geçilmektedir. Mısırlılar ahirette mahşer alanında bilinecektir. Herkes mahşerde karanlıklar içinde iken, sâlih amellerimiz bizlere nur olacaktır. Bu büyük bir nimettir. Mümin kullarının iptilalara tahminin karşılığı çok güzeldir.
Hadisi şeriflerde:
"Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyallahu anhüma'nın anlattıklarına göre, Resûlullah aleyhissalatu teknesi şöyle satın alındı: " "Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa olacak olsa olsa, Allah'ın onun yerine mü mü? 'minin günahından bir kısmının mağfiret buyurur. "" "(Kaynak kütübi sitte: 4658).
"Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor:" "Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki:" "Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip verir; bir kulu hakkında kötülük murad ettimi onun günahlarını verir, Kıyamet günü verir." " " ( Kaynak kütübi sitte: 4661).
"Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor:" "Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki:" "Allah bir cemaati sevdi mi onları musebete müptela eder. Kim bundan razı Allah da ondan razı olur, kim de razı olmazsa olur. Allah da ondan razı olmaz. " " "(Kaynak kütübi sitte: 4662).
"Hazreti Cabir radıyallahu anh anlatıyor:""Kıyamet günü, afiyet ehli kimseler, bela ehline sevapları verilince, dünyada iken derilerinin makaslarla kazınmış olmasını temenni edecekler. " "" (Kaynak kütübi sitte: 4663).
"Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:" "Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki: " "Mü'min erkek ve nefsinde, çocuğunda, malında bela eksik olmaz. Ta ki hatasız olarak Allah'a kavuşsun. " "" (Kaynak kütübi sitte: 4664 ).
"Mus'ab İbnu Sa'd, çocukları radıyallahu anh'tan naklediyor:" "Der ki: "" Ey Allah'ın Resûlü! dedim, insanlardan kimler en çok belaya uğrar? "" "" Peygamberler, sonra büyüklükte onlara ve bunlara yakın olanlar. Kişi diyaneti nisbetinde belaya maruz kalır. Kim dininde şiddetli ve sağlam olursa onun belası da şiddetli olur. Şayet dininde zayıflık varsa, allah onu da diyaneti nisbetinde imtihan eder. Bela kulun peşini bırakmaz. Ta o kul, hatasız olarak yeryüzünde yürüyünceye kadar. "" " (Kaynak kütübi sitte: 4665).
" Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: "" Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki: " " Allah Teala hazretleri ferman etti: "" İzzetim ve celalim hakkı için, mağfiret etmek istediğim kimseyi, bedenine bir hastalık, "" "(Kaynak kütübi sitte: 4666)
Allah Celle ve Celalühü böyle murad yapacak. Geçici dünya hayatına karşılık, Allah sonsuz cennetini vermektedir. Sabır edenlere müjdeler olsun. Zaten göz açıp kapayıncaya kadar dünya hayatı bitmektedir. Dün çocuktuk, bugün genç, yarın Allah cümlemize hayırlı ömürler nasip etsin amin
Kula düşen sabır ve şükür Bunlar olunca kul rahat eder
Ayeti kerimede:
Onlara bir musibet geldiğinde: “Biz Allah içiniz ve elbette O'na döneceğiz.” derler. (Bakara: 156).
Allah Kâbıd ismi şerifi ile sıkıp daralttığı gibi, Basıt ismi şerifi ilede genişlik verip ferahlatır.
Allah sonsuz Kâbıdtır. Bir düşününüz ki mahşer günü herkesi bir araya toplayacak, mizan terazi kurulanana kadar herkez ter içinde kalıcak, cennete gidene kadar sırat köprüsünden geçmek zorunda olucak, cehennemin korkusuylada kalpler daralıcaktır. Allahın en gadablı günü o gündür.
Ama unutmamalıdır ki mümin kullarına ferahlık verecek, o dehşetli günlerde tam kalp ile Allaha bağlananlar yine Allahın rahmetine kavuşacaktır. Mahşerde bu karanlıkta kullarını bırakmayışıda büyük rahmetidir. O öyle Allah ki korkunç cehennemi yaratmıştır. Azabının dehşetini ayetlerinde bildirmiş, akıl sahiplerini uyarmıştır. Görüldüğü gibi Allahın sıkıp daraltması gibi bir sıkıp daraltma yoktur. Cehennemin korkusu dahi helak edicekken onun icine atılıp sonsuz acı çekecekleri biri düşününüz. Hayallerin ötesindedir. Sırat köprüsünün altına cehennemin kurulacağı unutulmamalıdır.
Cehenneme oradan düşenler görüldüğünde. Bunun dehşeti Anlatılamaz.
Hadisi şeriflerde:
"Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: "" (Bir gün) ey Allah'ın Resûlü! Kıyamet günü bana şefaat edin! "" Dedim. "" İnşallah yapacağım! "" Buyurdular. Ben tekrar: "" Sizi nerede arayıp bulayım? "" Dedim. "" Beni ilk aradığın zaman sırat üzerinde ara! "" Buyurdular. "" Boyut (orada) rastlayamazsam? "" Dedim. "Mizan'ın yanında beni ara!" "Buyurdular. "" Orada da boyutta rastlayamazsam? "" Dedim. "" Öyleyse beni Havz'ın yanında ara! Zira ben üç mevkinin üstünden çıkmam! "" Buyurdular. "" "(Kaynak kütübi sitte: 5051).
" Hazreti Aişe radıyallahu anha anlatıyor:"" Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlullah aleyhissalatu damaram: "" Niye ağlıyorsun? "" Diye sordu. "" Cehennemi onun için ağladım! Siz, Kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız? "" Dedim. "" Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar; Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı? sırat'ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca; bunu geçinceye kadar. "" "(Kaynak kütübi sitte: 5052).
Dünyadaki sıkıntılar, dertler, musibetler, korkular, belalar ahirettekiyle asla kıyaslanamaz. O zaman kullar ahirete hazırlanmalıdır. İlk önce karşılaşıcağı zorlukları ayet ve hadislerden öğrenilmelidir. Çünkü ne çekilirse aslında cahilliğimizden, nefsimize cahillikle uymamızdan kaynaklanmaktadır.
Dünya zamanı kısadır. Bu kısa zamanda islamı yaşamaya çalışmak müminlerin yapacağı en akıllı iştir.
Allah mümin kullarını tüm korkulardan kurtarıp cennetine öğrenmek kulların sevinci nasıldır. Bunu anlatmak mümkün değildir. Kulları dilediği kadar sıkıp daraltan, dilediği karar genişletip ferahlandıran Allah ne yücedir. Kalbimizin Allahın elinde olduğu unutmamalı daima sığıntı halinde yaşamamız gerekmektedir. Dua ile Alemlerin Rabbine sığınmalı, emir ve yasaklarına uymalıyız ki Allahu Teala derde düştüğümüzde bizleri sıkıntılardan kurtarsın. Yani Rabbimizi onun hatırlamalıyız. Sadece sıkıntıya düştüğümüzde değil.
Ayeti kerimede:
Denizde başınıza bir musibet (boğulma tehlikesi) geldiği zaman, Allah'tan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur gider. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yine yüz çevirirsiniz. Gerçekten insan çok nankördür. (İsrâ: 67).
Bilindiği üzere hastalıklara yakalanan bazı insanlar feryat eder. İyileştiğinde tekrar normal yaşantısına döner. Rabbini unutur. Oysa şifayı veren Allahtır. Aklı başında müminler ise hem belalara, hem iptilalara sabır ederler, bunlardan kurtuluncada şükür ederler.
Ayeti kerimede:
Dağlar gibi dalgalar sesleri sardığında, dini yalnız Allah'a kılarak O'na yalvarırlar. Fakat onları karaya çıkararak kurtardığı zaman içlerinden bir kısmı orta yolu tutarlar. Zaten bizim âyetlerimizi gaddar ve nankörlerden başkası inkâr etmez. (Lokman: 32).
Kafirlerin rahat yaşamlarına kanmamalıyız. Çünkü Allah'ta bol bollukla yaşatır. Tek bir iyilikleri kalmayıncaya dek rahat yaşarlar. Sonra ise ahirette Allahın Kâbıd ismi şerifinin büyük görmekler cezalarını alırlar.
Ayeti kerimede:
O gün cehennem de getirilir, insan yaptıkları birer birer hatırlar, fakat artık hatırlanan kullanım kılavuzu ne faydası var? (Fecr: 23).
Allah bizleri Basıt ismi şerifi ile ferahlandırıp dünya, ahiret kurtardıklarından etsin .Amin.