Allah Hayydır.(Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Hayy
Allah Hayydır.

Ayeti kerimede:
"O Hayy'dır." (Bakara: 255).

Allah Hayatta olandır. Hayatı yaratandır. Hayat verendir. O her zaman ebedi, diri ve hayatın. Asla ölmez, yorulmaz, yarattığı hiçbir şeye muhtaç değil. Tüm yarattıkları Ona muhtaçtır. Şöyle ki Allah hayat veriyor bunun yanında rızık veriyor, koruyor, gözetiyor, yardım ediyor, yaşatıyor. Onun anımızda Allah var. Onun zerremiz Allah ile kaim. Var olan Allahtır. Hayatın kaynağı odur. O olmasa hayat olmaz. Buda onun zerremizin Allahın ek ile kaim olduğunu gösterir. Onsuz bir zerre düşünülemez. Çünkü onun yarattığına, onun zerre hükmünü geçiren odur diye aldık. Yani emirinde galiptir. O zerrelere hayat verendir. Küçükimize hücreler bir bakalım. Allahın emriyle görevlerinde hiç aksaklık yapmadan çalışırlar. Bir elimizi kesilirse, yaralandığımızda vücudumuzdan kan akar. Bu kanı durduran pıhtılaşma biz kanmadan ölmezsa. Bu kanı pıhtılaşması için Allahın emriyle harıl harıl çalışır.
Hücreler hakkında biraz bilgi verelim.
Sitoplazmada bulunan ve hücrenin solunumu, beslenmesi ve boşaltımı gibi yaşamsal olaylarının gerçekleştiği yapılara gibi yaşamsal olaylarının gerçekleştiği yapılara gibi organel denir. Hücre organelleri mitokondri, kloroplast, koful, lizozom, ribozom, sentrozom, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı ve plastitlerdir.
Bunların çoğu yerin epey İçindeki mitokondri enerji Sağlar
Mitokondrinin hücredeki görevi, bulundugu Hücre Için enerji üretmektir. Oksijeni kullanarak enerji elde ederler. Sayıları hücre tipine göre değişir. Tahmin, enerji ihtiyacının fazla olduğu kas ve karaciğer hücrelerinde mitokondri sayısı diğer hücrelere göre daha fazladır. Bölünüp çoğalabilirler.

Biyoloji ilmiyle bu bilgileri öğrenebilirsiniz. Şüphesiz ki Allahın emriyle hücre görevini yapar. Sağlıklı beslenmemek, spor yapmamak, bedenimize bakmamak, vücudumuzu korumamak sağlığımızı bozar.
Hastalandığımızda görevini tam yapamaz. Allahu Teâlâ tekrar şifa verince yine eskisi gibi çalışır. Şüphesiz ki insan gibi karmaşık yapılar, hücreler, organlar, sistemler ile donatıp, bozulmamasını sağlama, yürüten, yaşatan ancak Allahtır.
Öyle kusursuz ve mükemmel düzenlemiştir ki anlatılamaz. Zaten bu ilimler dahi Allahın kudretini görmeye, anlamaya yetersiz kalır.
Onun zerreye, hücrelerinin hücrelerinin oluşturduğu yapılara, kısaca tüm yarattıkların hayat kaynağı olan Hayy Allahtır. Bunları kontrol edip, emrine itaat ettiren, bozulmamasını sağladı hep Allahu Tealadır. Tüm kâinatta böyledir.
İnsanın ömrü kısadır. Allahın bir yarattığı dahi tüm ilimlerle derinlemesine incelense ömür yetmez. İlmimizde yetmez. Fizik, matematik, kimya, biyoloji, fen ve nice ilimlerle bir kuşu inceleyiniz. İçi ayrı, dışı ayrı. Kanatların boyları uçması için en uygun şekilde. Hafiflikleri, ölçüleri tastamam. Tüm fiyatları yerinde ve uygun fiyatlarda. Ortama uyumlu, Avlanma,, beslenme gibi her türlü kabiliyetle savunma. Küçücük hayvanlar dahi rızkının ne olduğunu, neler yemesi, içilmesi, neler yapıp, neler yapılmaması bilir.
Başka bir başka hayvanın yemi olabilir.

Hiçbir zerre Allahın kanunlarını bozamamaktadır. Her canlı yemek, su içmek, ihtiyacı gidermek zorunda. Ne güneş doğmamak için diretebilir, ne gece, ne gündüz isyan edebilir.
İnsana isyan veya itaat için sadece izin, ruhsat hepsi bu. Yoksa ne yerde, ne gökte onun hükmüne karşı karşı değildir.

Ayeti kerimede:
Göklerde ve yerlerde olanlar hep O'nundur. Hepsi O boyun'na eğer. Rum: 26).
Göklerde ve yerde bulunanlar da, onların gölgeleri de ister istemez sabah akşam Allah'a secde ederler.
(Rad: 15).

Allahın ölmesini murad etmediği ölemez. Yaşamasını istemediği yaşayamaz. Hayatta, ölümde onun emiriyledir.

Güneşi ısı ve ışık kaynağı yapan odur. Yokluğunda neler dünyada yaşam olabilir miydi? Şu dudaklı olmasa nasıl ısınılacaktı, meyve ve sebzeler nasıl elde edilecekti. Göklerden yine Allah tatlı suyunu indirmese ona Almaya kimin gücü yetecektir. Yani tüm bunlar bize şu ayeti kerimeyi bildiriyor.

Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile diyemezsiniz. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür. (İbrahim: 34).

Biri dahi olamadan hayat olamıyorsa. Herşeyi yaratan, herşeye hayat veren, herşeyi donatan, herşeyi yürüten, düzenleyen emri oldan ibaret olan, herşeye kadir olan Alemlerin Rabbinin yokluğu ile hayat düşünülemez. Onun zerre ve zerreden daha küçüğü, tüm yaratığı her şey daimi olarak tek ve bir olan Yaratan Rabbimize muhtaç olup, Onun dışında ile kaimdir.

Hakiki, gerçek var Allah olup, yarattıkları sonradan ol emirinin eseriyle var olmuştur. Vücudumuza koyduğu ruhu çekince hükümsüz oluruz. Zaten hüküm ve hikmet sahibi olan yalnız Allahtır. Bedenimizi kendimizin sanıyoruz. Ruhunu çekince ne kaldı hiç, çöp ve toprak olucak bir ceset kalıyor. Yani bizler sadece bu bedene hapsedilmiş ruhlarız. Birde vücudumuza nefs yerleştirilmiş ki olanca şiddetiyle kötülüğü emreder. Ruh nefse uymadıkça hayat bulur, güçlenir. Nefse uyuldukça nefse benzer, aslını unutur.

Hepsi imtihan olup hayatın amaca Rabbimizi bulmak, bilmeye çalışmak, bilerek ibadet etmektir.

Ayeti kerimede:
Ben cinleri ve insanları ancak (beni bilsinler) bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat: 56).

Bu kadar muhtaç olduğumuz, bunca nimetler karşısında şükür edip Rabbimizi bilememek, ona ibadet etmemek imanımıza aykırı, aklada aykırı değilmidir?

Ayeti kerimede:
Rabbiniz buyurdu ki: "Bana duâ edin, duânıza icabet edeyim. Bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler, alçaltılmış olarak cehenneme gireceklerdir. "

Burada müslümanlar çok dikkat etmeli. İnandım dediğimiz Rabbimizin emir ve yasaklarına uymayınca halimiz güzel olur mu?
Bu sebeple zaten Allahu Teala hem rahmetini bildirmiş, hemde o büyük azabından kullarını korkutmuştur.

Aklını kullanabilene ne mutlu!

Ateist yani hiçbir dine inanmayanlar ancak cahillerdir. Gerçek alimler Rabbini en çok bildiğinden, en çok korkanlardır. Yani dinsiz, imansız bir kişi dünyada ne kadar beğenilse, şanı, şöhreti, makamı olsa, Allah katında, Allah tarafından değer, izzet, şan, şeref, üstünlük verilmemişse değersizdir. Evrim teorisiyle hayatı anlatmaya çalışanların saçmaladıklarını görüyoruz. İlme ve bilimede aykırıdır kısa uydurdukları. Bir deniz canlısı canı sıkılacakta karada yürümek isteyecek, sonra iki ayaklı, dört ayaklı canlılara dönüşecek. Bir patlama oluşacakta dünya yaşamı olucak. Yahu böyle tesadüfler zinciri ile hayat oluyorsa, bir eksik kromozom olmayınca insan hastalıklı doğuyor veya ölüyor. Bunu nasıl açıklıyorsunuz. Şu gezegenlerin yörüngeden çıkması safra hayatı yokken tesadüfler zinciriyle hayatın olmasını ispatlamaya çalışmak, bir yaratanın olduğunu ispatlamaya çalışmaktan milyonlarca kat daha zordur. .Çünkü tüm yaratılmışlar Yaratan Allahın eserleridir. Hepsinde varlığının delilerini koymuştur. En fazla delili yok edebilir, üstün örtebilirsiniz. İnsanın yaratılışı başlı başına alemdir. Koca kâinatta ise apaçık deliller vardır. Bunları görmemek için kör, sağır olmak gerekli. Nice körler vardır ki Müslüman olur. Yağmur körlükleride, sağırlıklarıda manevidir.Kalpleri kör, sağırdır. İnsanın yaratılışı başlı başına alemdir. Koca kâinatta ise apaçık deliller vardır. Bunları görmemek için kör, sağır olmak gerekli. Nice körler vardır ki Müslüman olur. Yağmur körlükleride, sağırlıklarıda manevidir.Kalpleri kör, sağırdır. İnsanın yaratılışı başlı başına alemdir. Koca kâinatta ise apaçık deliller vardır. Bunları görmemek için kör, sağır olmak gerekli. Nice körler vardır ki Müslüman olur. Yağmur körlükleride, sağırlıklarıda manevidir.Kalpleri kör, sağırdır.

Kimyayı bilenler ölçü tutmadığında, çevrede dahi azlık ve çokluğunda o nesne gelemez. Atomlar, Moleküller, daha küçük ve daha büyük olanlar tesadüfen bir şey oluşturmasını düşünmek aklıda mürekkeptir.Her şeyi tam sayısında ve ölçüsünde yapan Allahtır. Şu kainata bir bakalım Allahın varlığına delildir. Hiç kendinden olabilir mi? Zaten bu ilimler dahi Allahın eserlerini bilmede yeterli değildir. En iyisin, en doğrusunu yine yaratan bilir.

İnsanın kromozom sayısı ise 46'dır. 22'si çift otozom kromozomdur. Bu kromzonun azlığında, çokluğunda, durum bozukluğunda Down sendromu, Edwards- sendromu, Patau sendromu gibi genetik hastalıklar oluşur. İnsanda bir kromozonun eksikliği bile böyleyken kainatta bir şey eksik olursa durmayacağı açıktır. Şu işte tek bir çatlak yok. Olsaydı direksiz yükseltilen gökyüzü gerçekten dururmuydu?

Tüm ilimlerin zaten Allahtan gelmiş olup, Allahı bilmek içindir. Düşünün, aklınızı kullanın, ibret alın, öğüt alın diye emir buyuran zaten Allahu Tealadır. Bunca asırlar geçmesine rağmen dünyada yaşamın olması Allahın kudretinin eseridir. Kıyamet günü ise yarattığı gibi yokta edicektir. Sonsuz ahiret yaşamına böylece geçmiş olucağız.

Tefekkür edilmesi için kısa örnekler veriyoruz. Yoksa konulara derinlemesine girilse ve anlatılmaya kitap okumak. Allahın yaratması, yaratmasında hikmetleri, faydaları anlatılarak bitirilemez.

Tümılmış yaratlar bir araya gelse bir zerre yaratamaz. Allahu Teâlâ sürekli yaratıyor, yaratmasını sürdürüyor. Yeni insanlar, yeni hayvanlar doğuyor. Yeni bitkiler yeşeriyor.
Allah hayat kayıt gibi, hayatı sürdüren, devam ettirendir.
Yaratmakta, yaşatmakta, emretmekte, hüküm etmekte, öldürmekte, yeniden diriltecek olanda herşeye kadir olun Alemlerin Rabbi Allahtır. Yaratılanı inkar edenler yaratılmışların en değersizi olup, aşağılık nankördür. Cehennemin en derin çukurlarında azabı kattır.

Ayeti kerime: "
Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık. "(Tîn: 4).
Soraki ayette ise:
" Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. " (Tîn: 5).
Bu ayetin tefsirini bir büyük evliya şöyle anlatmıştır.

Esfel-i Sâfilîn:
Tîn sûre-i şerif'i aynadır. Arzettiğimiz mükerremlik aynanın ön tarafıdır. Arka tarafı ise insanın esfel-i sâfilîne, ayağıların aşağağağı düşmesidir.
" Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. " (Tîn: 5)

Yaratan, âzâlarla donatan, en güzel nimetlerle merzuk eden Yaratıcı'yı inkâr edip hasım kesilenlerin, hayvanlardan elli derece daha fazla aşağı dereceye düşecekleri ve kendi elleriyle cehenneme yuvarlanacakları muhakkaktır. Öğrenmek cehennemden kurtulmaları veya azaplarının hafifletilmesi diye bir şey düşünülemez. Kaçacak bir yeri yoktur ve hiçbiri unutulmaz.

Onlar fıtratlarını kötüye kullanan, Hâlik-ı kerîm'in varlığını gösteren eserleri görmemek için gözlerini kapayan, üzerlerine düşen vazifeleri yerine getirmekten kaçınan münkir kimselerdir. Kalpleri katılaşmış ve karar vermiştir. Küfür kilitleri ile kilitlenmiş ve kapanmıştır. Artık o kalplere ne nur girebilir ne de iman.

Allah-u Teâlâ'dan ve O'nun yüce dininden yüz çevirip küfre kayanlar, Hakk'ı bırakıp bâtıla sarıldıkça sarılanlar, ilâhî dâvete kulaklarını tıkayanlar, hakikatlere gözü yumuk bakanlar, fıtratl iyilik ve güzellikleri yitirdikleri için aldandıkça aldanırlar, saptıkça saparlar. Onun çirkinden daha çok çirkinleştirilirler. Sâfilinden daha çok sefil, onun âdiden daha âdi, murdardan daha iğrenç olurlar.

Dinden imandan uzaklaştığı zaman, hiçbir mahlûk o kişiden daha aşağıya düşmez. Onun yaptığını hiçbir hayvan yapmaz. ”

Tefsirin sonu. Satın alınmıştır.

Allahu Tealanın imanın değerin bilmeliyiz. Nankörlük edip, kaybetmemek için çabalamalı, akılmızıda kullanmalıyız.

Daha sonraki ayetinde ise:
İman edip sâlih amel işleyenler başkadır. " (Tîn: 6 - İnşikâk: 25).
" Onlar için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır. " (Tîn: 6 - İnşikâk: 25).

Kafirle, mümin ne kadar zıt olup, aynı olmayacağıdır.

Zerreden kürreye hayat veren, donatan, dilediği zaman öldürüp, diriltecek olan Alemlerin Haham sonsuz Hayydır. Onsuz hayat olamaz. Hayatın kaynağı odur Alemlerin Rabbine hamd ve sena olsun Bizleri yarattı, donattı, çeşitli rızıklarla nimetlenidiriyor Ahirettede sonsuz cennetleri ile rızıklanıdıracak Allah bizleride rahmetiyle cennetin aldıklarından etsin amin.
 
Üst