Allah Hamîddir.(Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Hamîd
Allah Hamîddir.

Ayeti kerimede:
"Rabb'i lemlerin olan Allah'a hamdolsun." (Fetih: 2).

Ancak porsiyonlarda hamd ve senâ edilen, her türlü medih ve övgüye olan Allahtır.
Gerçekten de derinlemesine düşünüldüğünde tüm hamdler Allahadır. Çünkü yoktan var eden, yaratan, yaşatan, öldüren, dirilten ancak Allahtır. Ol demediği bir şey olmayacağına göre tüm iyiliklerin, hayırların kaynağı zaten Allahtır. Kulların kalbine sevgiyi, merhameti, şefkati, iyiliği, güzelliği koyan zaten Allahu Tealadır. Yüce kitabı kuranı kerimde iyi olmamızı, adaletli olmamızı, iyi davranmamızı, hayırlar işlememizi, kötü, nankör, isyankar olmamamızı emri buyuran Allahu Tealadır. Allahın emirleri yerine getirilse dünyanında cennet olucağı zaten açık bir gerçektir. Fitne, fesad çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın, zalimlik etmeyin, zorbalık yapmayın, kötülüklerden kaçının, nefsinize ve şeytanınıza uymayın diye kullarını apaçık ayetlerle uyaran yine Allahu Celle ve Celalühüdür.

Ayeti kerimede:
Sana gelen her iyilik Allah'tandır, bütün kötülükler de kendi nefsindendir. Nisa: 79).

Allah kullarına zerre zulüm etmez, zerre haksızlık yapmaz. Tüm hayrın Yüce Rabbimiz kendisinden olduğunu bildirmektedir. Allah dilemezse nasıl kul hayra yönelebilir. Gerçekte bu vücudumuzdaki nefsimiz bizi Allahtan alıkoyar. Hayırdan şer gibi kaçar. Nefse zor gelir. Allahın lütuf ve ihsanıyla nice hayırlar işlenir. Allah şeri sevmez, kötülüğü sevmez. Nefsine uyan, işleyen kullar kendi iradesiyle iş yapar. Hayrı ise Allah lütfuyla kolaylaştırır.

Ayeti kerimelerde:
Ey insanlar! Doğrusu sizin araştırmalarınız çeşit çeşittir.
Kim ki verir, (mâsiyetten sakınır) Allah'tan korkarsa,
Ve o en güzeli (Kelime-i tevhid'i) tasdik ederse,
Biz de ona kolay olanı hazırlarız, (hayra karşı tatlı veririz).
Fakat kim de cimrilik edip, inâyeti ilâhîden yerine müstağnî görürse,
O güzel kelimeyi tekzip eder, yalanlarsa,
Çukura yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
Doğru yola iletmek sadece bizim işimizdir.
Leyl: 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12).

Her kulun Rabbine hamd, şükür, zikir etmesi gereğidir. Hamd daha geniş hacimli icine alan Allaha olan bir şükürdür.
Allahu Teala Ayeti kerimesinde kullarının nasıl hamd değerlendirmesini bildirmiştir:
"Âlemlerin Rabb'i olan Allah'a hamdolsun."
(Fâtiha: 2).

"Elhamdülillâh de!" (Neml: 59).

Yemek yedikten sonra, su içtikten sonra, nimette, hayırda Allaha hamd edilebilir. Ne kadar hamd ve senâ etsek azdır.
Allah şükür edenin, şükrünü kabul eder. Şükür edenlerin karşılık bilgi verir.

Hadisi şerifte:
"Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor:" Resûlullah aleyhissalatu shipam buyurdular ki:

"Allah Teala hazretleri demiştir ki:" Kim bir hayır işlerse ona cevap verilir veya arttırırım da ona sevabının verilmesi. Kim bir günah işlerse bunun cezası misli kadardır, veya affederim. Kim bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım. Kim bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana görünür gelirse ben koşarak giderim. Kim bana hiçbir şeyi şirk koşmaksızın, arz dolusu hata ile kavuşursa ben de onu bir o kadar mağfiretle karşılarım. " Müslim, Kaynak kütübi sitte: 4637)

Yine bir başka hadisi şerifte Allah kullarına hep iyiliği emrediyor. İyilik yapanının karşını kat veriyor.:

" Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu shipam buyurdular ki:"Kim bir mü'minin dünyevi kederlerinden birini giderirse, allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, allah da onu dünya ve ahirette örter. Kim ilim aramak düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır.Bir grup, allah'ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere allah'ın evlerinden toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekine iner ve onları rahmet kaplar, melekler onları sarar.Allah da bunlarda bulunan mukarreb meleklere anar.Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz. " Müslim, Kaynak kütübi sitte: 3325).

Allahın rahmet ve merhameti herşeyi kuşatmıştır. Şüphesiz zekat paraları dahi hakkıyla verilse, nice fakirler doyacak, durumları düzelecektir.

Ayeti kerimede:
"Melekleri görürsün ki, Rabb'lerini hamd ile tesbih ederek arşın etrafını kuşatmışlardır ." (Zümer: 75).

Gök gürültüsü Allah'ı hamd ile, melekler de korkusundan O'nu tesbih ederler. Yıldırımları çarpar gönderir de onlarla dilediğini. Onlar ise Allah hakkında mücadele duruyorlar. Halbuki O kudreti pek çetin olandır. Rad: 13).

Gökler nerede ise üstlerinden çatlayacaklar. Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerdekiler için mağfiret dilerler. İyi bilin ki Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. Şura: 5).

Yerde ve gökte alemlerin Rabbi olan Allahı zikretmeyen, hamd etmeyen, övmeyen yoktur. Yeryüzünde gölgeler, dahi dahi Allaha secde eder. İnkar eden insanların inkarları boşunadır, ne dünya azabını, ne cehennem azabını üzerlerinden savamazlar.

Ayeti kerimede:
Yedi gök ve yer, bir de gördüğünüzde bulunanlar Allah'ı tesbih ve tenzih ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile tesbih etmesin. Fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O halim olandır, çok bağışlayandır. İsra: 44). Göklerde ve yerde kim varsa hep O'nundur. O'nun huzurunda bulunanlar, O'na kulluk etmekten büyüklenmezler ve usanmazlar. Hiç ara vermeksizin, bıkıp usanmaksızın gece gündüz tesbih ederler. Enbiya: 19, 20).




İnsanoğlu cahilliğiyle Rabbini bilemedi o yüzden isyankardır. Yoksa ona sıfır Alemlerin Rabbini zikir eder. Bu isyankarlığı ise sadece izin, ruhsat verildiğindendir. Yoksa Alemlerin Rabbinin hüküm ve emrinden çıkacak hiçbir yaratılan yoktur. Dünya sadece imtihandır.

Ayeti kerimede:
Göklerde olanlar da olanlar da Allah'ı tesbih ederler. O Azîz'dir, hükmünde hikmet dendi. Saf: 1).

Hayvanlar, bitkiler herşey Rabbini bilir ve hepsinin zikri, tesbihi vardır.

Ayeti kerimede:
Göklerde ve yerde bulunan dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tesbih görmez misin? Onun biri kendi duâsını ve tesbihini bilir. Allah onların yapmakta hakkıyla bilendir. Nur: 41).

Hatta cansızlaştırdığınız şu taşları, dağlarda Allahı zikir eder.

Davut'a dağları ve kuşları musahhar kıldık, birlikte tesbihte bulunurlardı. Enbiya: 79).

Biz dağları onun emrine vermiştik. Sabah Akşam Evimiz tesbih ederlerdi. Üzgün: 18).

Sonra bunun arkasından kalpleriniz yine katılaştı. Şimdi o kalpler taş gibidir, hatta daha da katıdır. Nitekim taşınması öylesi vardır ki, fışkırır. Öylesi de vardır ki, yarılıp ondan çeşme gibi su akar. Öylesi de vardır ki, Allah korkusundan yuvarlanır. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir. Bakara: 74).

Nefsine uyan Rabbini zikir etmeyen kulların hayvandan daha aşağı oldukları görülmektedir. Çünkü hayvanların dahi zikri vardır.
Yüce Allah Celle ve Celalühü hiçbir yarattığının zikrine ve tesbihine ihtiyacı yoktur. Ol dediği olur, öl dediği ölür. Azameti ve karşısında herşey onu ister istemez korkudan zikir eder. Zikir kalpleri yumuşatır. Zikirden uzak olan, Allahtan uzaktır. Böyle kimseler ise taştan daha katı kalbi olur. Nefs ne derlerse yapar, işlerler. Oysa Rabbimizin emir ve yasaklarına uyarak, nefsle, şeytanlarla birlikte yapılmalıdır.
Allahı saygın melekleri, peygamberleri, evliyaları da hamd ve şükür ederler.

Ayeti kerimede:
"Hamd olsun Allah'a, selâm olsun O'nun beğenip seçtiği kullarına." (Neml: 59).

Allah onları seviyor ve Allah onların dostudur. Yüce katında onları anar ve över. Onlar ise saygı, sevgi ve gönülden tam bir teslimiyetle Allahı zikir ederler, hamd ile överler.

Rabbimize erdiren biz kullarda Rabbimizi şükür etme şerefine Rabbimize etmeliyiz. Allahı zikir etmek, kulluk yapmak en büyük şereftir. Allah bizi insan olarak yarattı. Dileseydi başka bir şekilde bizi yaratırdı. Bu akıl nimetini veren, kulağa duyma, göze görme, dile tatma, burna koku alma kabiliyetleri veren, vücudumuzu baştan sona sayılamayacak özelliklerle, nimetlerle donatan, bizi yoktan var eden Alemlerin Rabbine neden şükür etmeyelim.
Güneşi ısı ve ışık kaynağı yapan, yerden ve gökten sayamayacağımız rızıklar ihsan eden, geceyi dinlenme, gündüzü çalışma zamanı yapan, herşeyi ilmiyle kuşatıp her işini hikmetle yapan alemlerin Rabbine sonsuz hamd ve senâlar olsun.

Ayeti kerimede:
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi boyutunu vermiştir. Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile diyemezsiniz. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür. İbrahim: 34).

Allah bizleri nankörlerden etmesin, daim Allahı zikir, hamd eden, öven kullarından etsin amin.

Yüce Allah zatına hamd ve senâ ettiği gibidir. Bizler beşeri. Yüce Allahımızı layıkıyla bilemez ve hamdü sena edemeyiz. Tüm en güzel övgüler, şükürler alemlerin Rabbinedir.

Her bakımdan kusursuz, mükemmel, tam, eksizsiz, işleme ve benzeri bulunmayan, ortağa ve yardıma ihtiyaç duymayan, tek yaratıcı, tek Rab, bir olan, hükmünde galip olan, emrine karşı gelinemeyen, ol dediğini olduran, var etmek ve yok etmek yerine mahsus olan. Alemlerden müstağni ve gani olan, ezelden, bugüne, geleceğe ve sonsuza kadar öv, hamd ve şükür elde edilecek olan, şerefli arşın sahibi, Tek güç ve kudret sahibi, azameti, izzeti, şanı, büyüklüğü ile her zerreyi kuşatan, rızık veren, emrini yürüten, dilediğini yapan, dilediğini yaptıran, Zatınınediği istem, dilemediği hiçbir iş gerçekleşemeyen, zatı hakkında düşünülemeyen, kendisinin bildirdiği kadarı bilinen, bildirmediği bilinemeyen, güneşe, aya, yıldızlara, yerde ve gökte herşeye boğun eğdirten, hükmünü yürüten, hükmünde hikmet sahibi olan, onun yaratılanın zatına muhtaç olduğu fakat zatının hiçbir yarattığına muhtaç, alemlerin Rabbi Allah Hamiddir. Elhamdülillahi Rabbil Alemin.
 
Üst