Allah Halîmdir. (Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Allah Halîmdir.

Ayeti kerimede:
"Andolsun ki onları hoşnud olacakları yere yerleştirecektir. Şüphesiz ki Allah çok iyi bilendir, hilim de." (Hac: 59).

ALLAH kulların çok yumuşak davranır. Onlara zaman verir. Günahlarda ısrar etselerde affeder. Sürekli bağışlar. Verdiği müddet bitince ise azabı çok çetin ve şiddetlidir. Ölümünde ne zaman geleceği belli olmadığına göre günahlara dalınması mümin kullarının yapacakları işlerden değildir.

Ayeti kerimede:
Onlar ki bir kötülük yaptıklarında veya uygulamalı zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir misin? Bir de onlar işledikleri kötülüklerde, safra ısrar kötülüklerde. (Ali imran, 135).

Allahın halim olması Adl ismi şerifiyle adaleti sağlamasına engel değildir. Allahın kullarına ceza vermeyip cezalarını ertelemesi, tevbe ve istiğfar için fırsat tanıması büyüklüğüdür.

Ayeti kerimede:
Eğer Allah zulümleri yüzünden cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat sesleri duyulan bir süreye kadar geciktirir. Süreleri dolunca da, ne bir an geri kalabilirler ne de ileri geçerler. (Nahl: 61).

Allahın adaleti er geç gelir. Saniye şaşmaz.

Ayeti kerimede:
Onlar senden iyilikten önce kötülüğü acele istiyorlar. Oysa onlardan önce (nice cezaların) benzerleri gelip geçti. Doğrusu insanların zulmetlerine rağmen, Rabbin mağfiret. Şüphesiz ki Rabbinin azabı da şiddetlidir. (Kad: 6).

İnsanoğullarının cahiliyle Rabbini tanıyamadığından, ne Allahın verdikleri nimetlerini, ne Allahın rahmetini, ne Allahın büyük yeteneği anlayamamış, nankör edip kafir olmuşlardır. Bu sebeple güzel topluluklar, kavimler yeryüzünde zerresi kalmayana dek yok edilmiş. Kimisi de ibret alınsın diye parçaları izleri bırakılmıştır.
Allah ise sonsuz Halim olarak lütuflar etmiş, bağışlamış, mühletleri dolunca azap ederek hakkına zülüm edip çile çektirenleri yerin dibine geçirmiştir. Sabredenleri her zaman mükâfatlandırmış, kimsenin hakkını kimsede bırakmamıştır. Ahirette zerre haksızlık edenden hesabını sorucak ve dünyada alamadıysa ahirette hakkını mutlaka alıcaktır.

Ayeti kerimede:
Yahut da yaptıklarına karşılık olarak onları helâk eder. Bir çoğunu da bağışlar. (Şûrâ; 34).

Biz kullar bazen halim olalım yumuşak davranalım diye adaleti gözetmektenızız. Oysa Rabbimizin halimliği kullarına benzemez adaletdende zerre ayrılmaz. Bir ismi şerifi diğerine engel olmaz. Allah hem Rahmandır rahmet eder. Hem Kahhardır cezayı hak edenleri kahreder.

İmtihan için rızkı genişletip daraltması, kullarına iptilalar, belalar, musibetler vermesi dünya imtihanıdır. Gelip geçer sabredenler, imtihanları kazananlar dünya ve ahiret karşılıklarını verir. Kendi ellerimizle nefsleri uyulduğundan gelirki nicelerini Allahu Teala affedip bağışlar.

Mümin kulların Allah affeder diye günahlara dalmaması gerekir. Çok günah işleyipte Allahtan ümidi kesmemelidir. Bunun orta hali her durumda Allaha yönelip tevbe ve istiğfar etmek, günahlarda ısrar etmemektir.

Allah mümin kullarına ölürken şefkatli yumuşak halim davranır. Kabirdede böyledir. Nurlar verir. Mizanda günahlarını yüzüne vurmaz. Günahlarını herkese göstermez. Onu rezil rüsva etmez. Sırat köprüsünde de selamet verir geç kulum der geçirir. Allahı kullarına çok Halimdir. İnsanların eline ceza fırsatı geçince intikamını alır, gücü yettiği bir azap eder. Fakat Allahu Teala gücü yetmesine, kimsenin karışamamasına rağmen halim ismi şerifle kullarına yumuşak davranır.

Kafir ve inkarcıların ise durumu dehşettir. Ölürken canları dövülerek çıkarılır, kabirde azaplar görür cehennemdeki yeri gösterilir, mizanda günahları herkese gösterilerek rezil edilir, cehennemde bir çöp parçası gibi birbiri üstüne yığılarak cehenneme atılırlar. Yüzlerine cehennemde asla bakılmaz çünkü hem ateş hem karanlık parçalar yüzleri kaplamıştır. Sözleri dinlenmez, tevbeleri kabul edilmez, yalvarmalarına bakılmaz cehennemde ne ölür nede yaşarlar. Dünyada Allahın ayetlerini alay edenler, peygamberlerini, mümin kullarını alaya alanlar, kibirlenenlere Allah büyük azaplar hazırlamıştır.

Allah rahmetini bildirmiş fakat azabınında çok çetin ve şiddetli olduğunu duyurmuş. Akıl sahiplerini uyarmıştır
.

Ayeti kerimede:
Kitab'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz ıslah edenlerin mükâfatlarını zâyi etmeyiz. Araf: 170).

Ancak tevbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerinde Allah için ihlâs sahipleri olanlar muratlarına erenlerdir. İşte bunlar müminlerle beraberdirler. Allah yakında müminlere büyük bir mükâfat yapacak. Nisa: 146).
Allahın kurtardıkları kurtulur. Ahir zaman gerçekten çok zordur. Fakat bu zamanda ecri o aşırı fazladır.

Hadisi şerifte:
Ashâb-ı kiram'dan Sâlebetü'l-Haşenî -radiyallahu anh- Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e:

"Ey iman edenler! Siz kendi nefislerinizi ıslah bakın. Siz doğru yolda bulunduğunda sapanların boyutu zararı olmaz." (Mâide: 105).

Âyet-i kerime'sinin tefsirini sor doldur, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle satın aldı:

"Yâ Ebu Sâlebe! İyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış. Ne zaman ki aşırı derecede cimrilik hâkim olur, nefislerin arzusu peşinden gitmek, dünya ahiret üzerine tercih edilir, herkes kendi görüşünü beğenir, kimse kimseyi tanımaz bir hâle gelirse, o zaman KENDİNİ KURTARMAYA BAK VE HALK TABAKASINI BIRAK! Muhakkak ki sizin arkanızda karanlık gece parçaları gibi fitneler vardır.

Ashâb-ı kiram: "Yâ Resulellah! Onlardan elli sevabı kadar sevabı var değil mi? (Yani 'Sizden' kelimesi eşleşiyor mu?)" Diye sorduklarında buyurdu ki:

"Hayır! Sizden elli stres sevabı kadar sevap alır. Çünkü siz iyiliklerde yardımcı bulursunuz, fakat onlar bulamazlar." (Ebu Dâvud - Tirmizî - İbn-i Mâce).

Ahir zamanda hayrı yayan yok denecek kadar az kalmıştır. Bir şerri milyonlar yayarken, bir hayrı bir, iki kişi yaymaz haldedir. Çoğunlukta nefsi işler yaptı, onların yerini almıştır. Hayırlar içinde kaybolup gider. Fakat müminler azim ve gayretle yalnız beni Allah görüyor deyip, Allah için devam etmelidir.

Ayeti kerimede:
İçinizde insanlar hayra çağıran, iyilikleri emreden, kötülükten sakındıran bir toplulukta bulunsun. İşte onlar gerçek kurtuluşa erenlerdir. (Ali imran, 104).

Allah günahkar kullarına dahi halim ismi şerifle yumuşak davranır. Tevbe için süre verirlere yönelmelerini bekler. Allah sonsuz halim. Allah zatına iftira atanları dahi hemen cezalandırmamış, onların alaylarına karşılık helak etmemiştir. Dünyada süreleri bitip onun mucize ve ayeti inkarları, peygamberleri dahi öldürecek kadar vahşileşen, ıslah olmayan toplulukları yerin dibine geçirerek hak ettiklerini vermiştir. Bu sapkınların helakındada aslında yeryüzü için rahmetler vardır. Öğleki Reklam çok güçlü yaratılmıştı. Eger soyları devam etse bozgunculuğa devam ederlerdi. Allahın işi hikmetlidir, hayırdır, adaletlidir.

Ayeti kerimede:
Sonunda Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davut Câlut'u öldürdü. Allah ona hükümdarlık ve hikmet verdi, ona dilediğini öğretti. Eğer Allah, insanların bir kısmı ile diğerlerini savmasaydı, yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah bütün âlemler üzerine lütuf ve kerem dendi. (Bakara: 251).

Zalimlik eden, fitne fesat çıkaran, inkarcı toplulukları yok edip yerine yemek yemek kulları odur yerleştiren. Herkesi dilediği gibi imtihan eder. Zerrede zülüm etmez.
Tüm yarattıklarına şefkat eden, yumuşak davranan, sonsuz halim olan Allahımız ne yücedir.
 
Üst