Allah Hâlıkdır (Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Hâlık
Allah Hâlıktır.
"O öyle Allah'tır ki; Hâlik'tır. (Yaratandır.)" (Haşr: 24)

"İşte Rabb'iniz Allah budur O onun yaratıcısıdır O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur O halde olup nasıl da döndürüyüyorsunuz? " (Mümin: 62)

Allahtan başka yaratan yoktur. Ol emriyle dışarı gökleri, alemleri yaratan odur. Mahlukun bilmediği ve bilmeyeceği cinayet yaratanda odur. O her şeyi yaratır ki sadece emri "ol" dur. Gökyüzünü melekleriyle doldurmuştur. Onun yaratmasında sınır yoktur. Her yarattığı hikmetle yarattığı gibi onun yarattıklarındada bulunamaz. Bazen insanların özürlü yaratması onun dünya imtihanlarındandır. Kusurlu yaratmak isterse de yaratır. Çünkü Allah dilediğini yapandır. Hikmet danteli. Özürlü yaratması rahmette olabilir, cezada olabilir. Sonuçta imtihandır.
Örneksiz yaratır. Tekda yaratıcı odur. Gökyüzüne baktığımızda bir çatlak bulabilir miyiz? Asla ve asla bulanamaz. Tüm yarattıklarında da bu aslında böyledir.


Her yarattığında rızkını verendir. Yerde ve Gökte Allah öyle şeyler yaratmıştır ki akıllar almaz. Bunlar sadece yayın yaratmasıdır. Alemlerde neler yarattığını yine en iyi bilen odur. Okyanuslara baktığımızda yarattıklarının çeşitliliğinden insan bir ömür incelese asla sonu gelmeyecek çokluktadır. Nesli tükenmiş sanılan nice deniz hayvanları marina çukurunda soylarının devam ettiği ve yaşattıkları gözlemlenmiştir. Bunun üzerine hiç bilinmedik deniz canlılarıda keşfedilmiştir. Dünyada ki karada dahi asırlar geçmesine rağmen hala keşfedilemeyen yerler olduğu söylenmektedir. Okyanusların büyüklüğü, canlıların çeşitliliğine bakıldığında doğru olduğu açıktır. En son teknoloji ile deniz altıları günümüze kadar gelişmiştir. Okyanusun en karanlık ve derin noktalarında canlılar vardır. İnsanların deniz altının içinde fazla dayanamadığı, Okyanusunda derinliği ve derinliği, Okyanusun keşfi karanın keşfinden kat ve kat zordur. Şu oğul teknolojili deniz altılarımız dahi aslında Okyanusun en derin çukurlarına ulaşamamakta. Ulaşsa bile inceleyebileceğimiz kısıtlı olmaktadır. Deniz altılarının maliyetide çok yüksek bir rakamdır. İnsanoğlu uzayda aciz kaldığı gibi Okyanuslarda da aciz kaldığı ortadadır.

Bu yaratmalarıda birbirine bağlar ki buda Allahın bir yaratıcı olduğunun kanıtıdır. Okyanusta da onun bir canlının rızkını o yarattı. O verdi. Onlara avlanmaları ve korunmaları için güzel yeteneklerle donattı. Onlara ihtiyacı olan suda nefes alma verdi. Kimini kiminden üstün kıldı. Kısaca Büyük balıklar, küçük balıkları yiyebilmektedir. Bazende küçük canlıların Allahın yeteneklerle büyük canlıları dahi avladığıda görülür. Nasıl ki insanı nasipsiz rızıksız bırakmayan Allah yarattığı tüm mahlukatını da rızıksız bırakmamıştır.

Karada insanların nesillerini devam ettiren Allah. Okyanuslardaki canlılarında nesillerini ve soylarını devam ettirmiştir. Karada dahi bilinmeyen canlıların şaşılacak birşeydir. Dünyada 7, 5 milyar insanın yaşadığını düşündüğümüzde, dünyanın genişliğine bakıldığında, hem teknolojilerimizin yetersizliği, hem insanın acizliği ortaya çıkar. Bunun yanında Allahın yaratmaktaki üstünlüğü ve büyüklüğüde görülmüş. Aklım bana yeter aslında bir derin derinlemesine çalışsa aslında tam olarak her yönüyle onu bilemediğini anlar. Her canlının dış görünümü, ayrıdır. Şu derimiz olmazsa biz nasıl görünürdük. Bunlar eskiden biyoloji kitaplardan, kaslı, damarlı, derisiz halimizin numarasının temsil olarak temsil edilen resimler vardı. İnternette sanıyoruz bulunabilir. İnsanın dışı ile içi birbirinden çok farklıdır. İç halinin görünümü iste çok korkutucudur. Bu derimiz olmasa insanlar böyle kötü göründüğü gibi, diğer canlılarda da aynıdır.

Bunlar Allahın mükemmelliği ve hikmetli yarattığınada örnektir.

Ayeti kerimlerde:
Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O kıyamet saati mutlaka gelecektir. Güzel bir hoşgörü ile muamele et. (Hicr: 85).
Şüphesiz ki Rabbin yaratan ve bilendir. (Hicr: 86).

Yaratlarını bilerek yaratıyor. Yeteneklerini, organlarını, içini, dışını, rızkını yargılayarak yaratıyor. Eğer böyle olmasaydı Okyanuslarda tüm büyük canlılar küçükleri yerdi. En güçlü en üstün olduğunda soyları ve nesilleri kalmazdı. Oysa Allah onlara öyle özellikler koymuştur ki ibret alınmalı tefekkür edilmelidir.

Okyanusun en derinlerinde yaşayan canlıların vücutlarına ışıklarla döşememiştir. Sınırsız enerjiyle sürekli yanar. Bunuda mükemmelliklerle yaratmıştır. Çeşit çeşit renkler, karanlığın yanıp sönmektedir. Biz ise daha elektrik nimetini şükredemiyoruz. Şöyle bir düşününüz ki Allah bize karanlıkta ışık saçan genleri vücudumuzda karanlıkta koyabilirdi. Bizde karanlıkta fener gibi gezerdik. Fakat karanlıkta aslında nimettir. İnsanın uyuması ışıklar içinde zorlaşmaktadır. Karanlıkla gözlerde dinlenmektedir. Sürekli ışık alan gözler yorulur.
Yani Allah insanları fener gibi yapmamasıda hikmetli yaratmasındandır. Elbette Yüce Rabbimiz dileseydi böylede yaratırdı. Dilediği zaman yanıp sönen ışıklar koyardı. Bizde nasıl el ve ayaklarımızı kullanıyoruz öyle ayakta açıp kapardık. İnsan aklımızca tefekkür edilmesi için Bunlar yazıyoruz. O yarattığını en iyi bilendir. Nasıl yarattacağınıda kendi bilir. Şu küçük ışık detayı bile aslında yaratmada ki üstünlük gösteriyor. Söylediğimiz gibi fener gibi vücudumuz yansaydı gözlerimiz yorulur, uyuyamazdık. Ne kadar çok sorun çıkıyor değil mi. Şöyle yarattıklarına bir bakalım. Öyle yetenekler, öyle güzelliklerle Allah donattırmıştır ki. Birbirine uyumlu ve sorun çıkarmaz, yaratıcılık sağlar. Tekda yaratıcı odur. Balıklara solungaç vermese nasıl suda nefes alıcaklardı.


Allah insanada akıl vermiştir ki en büyük nimetlerindendir. Bu yaratılanları, sözde bir yaratıcılıkla yaratıldığını biliyor. İnsanların akıllarını kullanmadığından Allahı bulamamaktadır.

Ayeti kerimelerde:
İçlerinden sana kulak verip dinleyenler eksik değildir. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa! (Yunus: 42).

Allah'ın izni olmadan hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. O, akıllarını kullanmayanlara verir. Allah'ın izni olmadan hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. O, akıllarını kullanmayanlara verir. (Yunus: 100).

Rabbinden sana indirilenin hak oldugunu bilen (mümin) bir kimse, kör gibi olur mu? Ancak selim akıl sahipleridir ki, iyice düşünürler. (Rad: 19).

İnsanlara düşünme yeteneği verende odur. Allah kalplerin özünü bilir. Aklından ister geçir, ister geçirme. Düşün veya düşünme. Allah kullarını bilmez mi hiç?

Tüm insanlar ve cinler toplansa zerre dahi yaratamaz. Yaratmak sadece Alemlerin Rabbi olan, tek ve bir olan, değişken, dengi, benzeri olmayan Allahın işidir. Tüm yaratılanlarda Allaha muhtaçtır. Allah Sameddir.

Kuşlara kanat verip uçurtan yine odur. Nice insanların insanların hizmetine veren yine odur. İnsanın acizliği zerre yaratamadığı gibi, bir tohumu yarıp yeşertemez, yağmurda yağmurda indiremez. O zaman her daim Allaha muhtacız. Zaten Allah hayydır. Hayat verendir. Nurus semavati vel ard. Göklerin ve yerinde nurudur.

Allah güneşi yaratmıştır ki. Canlılar böyle ısınır. Işık ve ısı yayar ki büyük nimettir. Bu ışıkların zararlarıda vardır, yararlarıda vardır. Güneşin altında çok kalınırsa çok zararlı olur. Yarar zarara dönüşmeye başlar. "Azı yarar, zarar." Bu çok doğrudur. Dünya hayatı bittiğinde ahirete geçilir. Dünyada yaratılanların insan ve cinler hariç hepsi toprak olucaktır.

Ayeti kerimelerde:
Biz onun yerine her şeyi elbette kupkuru bir toprak haline getireceğiz. (Keyf: 18).

Ben cinleri ve insanları ancak (beni bilsinler) bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zâriyât: 56).

İnsan Rabbini bilmez, aklınıda kullanmaz, nefslerinede uydumu hayvanlardan daha aşağı düşebilir.

Ayeti kerimede:
Andolsun ki biz cinlerden ve insanlardan pek çoğunu cehennem için yarattık. Bitmeyen kalpleri vardır, fakat o kalplerle anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidirler, hatta daha da sapık ve şaşkındırlar. ve işte onlar gafillerdir. (Araf: 179).

Dünya geçici, Ahiret kalıcıdır. Allahtan geldik, Allaha gidiyoruz. İbret alıp almadığı için. Akıl nimeti kullanılmadığı içinde ayeti kerimede:

Ancak Rabbinin rahmetine nâil olanlar müstesnâdır. (Onlar bu ihtilâfın kalmışlardır). Esasen bunların için (rahmet etmek için) yaratmıştır. Rabbinin: “Andolsun ki ben cehennemi cinlerle ve insanlarla dolduracağım!” sözü tamamen yerine. (Hud: 119).

Kul bir benim halim diye kendi nefsini hesaba nedir? Aklı olanlar ancak Rabbine yönelir ki, Zaten akılının için ona verilmiştir. Hayrı ve şerri seçimi ona bırakılmıştır. Kula su geçirmeli Allaha sığınmalı, Allahın emir ve yasaklarından kaçınmaya çalışması, tefekkür edip Allaha bilmeye çalışmasıdır. Allahın iman nimetini bilgisayarda kulları yaratanını bilmeye çalışması gerekir. Ayetleri, hadisleri tefekkür eder.

Hadisi şerifte:
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hazreti Peygamber (aleyhissalatu damaram) buyurdu ki: "Eğer kişi, o hatadan nefsini uzaklaştırır, af taleb eder ve tevbede bulunursa kalbi cilalanarak (leke silinir) Bilakis, aynı günahı işlemeye devam ederse, kalpteki leke artırılır. İşte bu durum Cenab-ı Hakk'ın: "Bilakiler, onların irtikablarını, kalplerini paslandırmıştır" (Mutaffifın 14) yemekindeki ayette zikrettiği pasdır. "(Kaynak: Kütübi sitte: 857. hadis).

Nefs Rabbine isyankar basit, kendisinde başkasını da sevmediğinden hep günah işler. Bu böyle devam edip, tövbede etmese varacağı yer hak ettiği yer.

Çünkü ayeti kerimelerde:

Biz peygamberleri ancakjdeciler ve korkutucular olarak göndeririz. Kim inanır nefsini islah ederse, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. (Enam. 48).

Nefsinin hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, Allah'ın da dalâleti hak iddia bilerek saptırdığı; kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözüne perde ç kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim yola doğru eriştirebilir? Hâlâ ibret almayacak mısınız? (Câsiye: 23).

Günahlarla kalpleri kapkara kesilen bu kulları, nura ancak Allah kavuşturabilir. Kulunda Rabbine yönelmesi, gayret ve azim içinde olması şarttır. Tevbe, istiğfar ile kalp yıkanmalıdır.

Ayeti kerimede:
Nefsini tertemiz yapıp arındıran felâh bulmuş, kurtulmuştur. (Şems: 9).

Nefsini günahlardan alıkoyan, kibirlenmeyen, şirk koşmayan, kuran ve sünnete uyan, bildiği ile amel eden, sâlih ameller işleyen, kötülüklerden sakındıran bu kullara Allah neden kullarına azap etsin.

Ayeti kerimede:
Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık yapmaz. zerre kadar iyilik olsa, onu kat arttırır ve kendi katından da büyük mükâfat verir. (Nisa: 40).

Rabbimiz böyle bir Allah'tır. Allah yan ayetlerde zaten bildirmiştir. Bizler sadece hatırlatmakta, tefekkür davet etmekteyiz.

Ayeti kerimelerde:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ki korunasınız. (Bakara: 21).

Allah dilerse, kulda nefsiyle mücadele girişirse, günahlardan kaçınıp sâlih amele yönelirse. Allahda ona yollarını açar.

Bizim uğrumuzda bizim için mücahede edenlere elbette yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah muhsinlerle beraberdir. (Ankebut 69).

“Bize yollarımızı gösteren Allah'a niçin güvenmeyelim? Sizin bize eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler. ”(İbrahim 12)

Hadisi şeriflerde:
Hazreti Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhisssalatu damaram) buyurdular ki:"İnsanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken şunu demeye kadar gelirler:" Anladık, AIIah herşeyin yaratıcısıdır, pekiyi AIIah'ın yaratıcısı kimdir? "Ebu Hüreyre, bir elini elini tutarak ilave:" Allah ve Resülü doğru. Bana bunu iki kişi sordu; bu, üçüncüsüdür. " kaynak, kütübi sitte: 2208)

Allah yaratmasını sürekli sürdürür.Kürekli yeni insanlar yaratır, sürekli yeni insanlar yaratır, birilerini öldürür, birilerini yaşatır. Allah dilediğini yapandır

Ayeti kerimede:
Onları biz yarattık, mafsallarını biz pekiştirdik. (İnsan: 28).


Peygamber efendimiz Miraçta gördüklerini ümmetine anlatmıştır. Biriside şudur:
"Gördüm ki: Sidrenin önünden saf saf olmuş melekler geçerler. Safları birbirine bitişmişti. O kadar uzamıştı ki: Bir baştan çok sür'-atli uçan kuş olsa, yüz yılda öbür başa varamazdı. atsan, okla beraber gider; ok görünmez geçemezdi Bunlarıce cebrail'e sordum:

- bu melekler ne kadar çoktur; nereden gelir; nereye giderler?.

Cebrail şöyle anlattı:

- yaratıldığım vakitten beri böyledir. Nereden gelip nereye gittiklerini bilmem

Kendi kendime:

- bunlar ne kadar da çok!

Diye hayret ettiğimde, hemen cebrail'e şu âyeti kerime vahyol:

"Biz cehennemin bekçilerini hep meleklerden yaptık. Ki, ehl-i kitap kitap kesin bilgi edinler. "Bu misalle Allah neyi kastetmiştir?" desinler. İşte Allah dilediğini böyle şaşırtır, dilediğini doğru yola eriştirir. Rabbinin ordularını ancak bilir. Bu ise, insanlık için bir öğüttür. bana tebliğ etti. "(MÜDDESSİR: 31)



Tek yaratan Halak Allahtır. Onun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Tüm yarattıklarının ise ona ihtiyacı olduğu ortadadır. Bir ismi şerifinin dahi anlatılmasının mümkün değilda görünür. Allahın bildirdiği kadarı dahi teffekküründe insanın ömrüde yetmez. Aklıda yetmez. Zaten zatı hakkında asla düşünülemez. Allahın bilinirliğide sonsuz, bilinmezliğide sonsuzdur. Yarattıklarında hikmet sahibi olan Allah ne Yücedir. Elhamdülillahi Rabbil alemin.
 
Üst