Allah Ğaffadır.
Ayeti kerimede:
Bununla beraber şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip sâlih amel işleyen, sonra da hak yolunda (ölünceye kadar) sebat eden kimseyi elbette çok bağışlayıcıyım." (Tâhâ: 82)
Yüce Allahın günahları affetmesi hem kullarını çok iyi bilmesi, hemde büyüklüğünün delili .
Allah küçük büyük tüm günahları bağışlanmaktadır. Fakat şirk hariçtir.
Ayeti kerimede:
Allah'ın ortak koşulmasını aslâ bağışlamaz. Bundan başkasını, dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse, şüphesiz ki büyük bir günahla iftira etmiş olur. ( Nisa: 48).
Allahın Eşya, benzeri, ortağı, dengi, olmamasına rağmen cahillikleri ile eş koşmalarını affetmeyeceğini bildirmiştir. İnsan Rabbini kelepçelemek kelepçelemek anlar.
Ayeti kerimide:
Allah'ın ortak koşulmasını aslâ bağışlamaz. Ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, çok uzak bir sapıklığa düşmüş olur. (Nisa: 116).
Şunu iyice almalıyız ki İnsana verilen zaman ruhsatı bittiğinde, Onun şirk koşan inkarcılar Allah tarafından cezalandırılacaklardır.
Ayeti kerimede:
Eğer Allah dileseydi, onlar şirk koşmazlardı. Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık. Sen onların üzerine bir vekîl de değilsin. ( Enam: 107),
Akıllarını kullanmadıkları, sapıklığı isteyerek tercih ettikleri, mucizeler görmelerine rağmen inkarcılardan olanlar büyük azaba uğrayacaktır. Çünkü Allah tüm yarattıklarına rahmet edip zerre zulmetemez. Kullarının kendi elleriyle işlediklerinin cezasını elbette veremeye kadirdir.
Kıyamet koptuğunda kimseye haksızlık edilmez. Kim ne işlemişe odur.
Şirkten sonraki günahları Allah dileği müddetçe affeder.
Hadisi şerifte:
"Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor:" "Resûlullah aleyhissalatu shipam buyurdular ki:" "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teala hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (ve tevbeleri) mağfiret edeceği kimselerdi." Kaynak Kütübi sitte: 4111).
Çünkü Allah affı sever.Çok bağışlayandır.
Bir Hadisi şeriftede.
"Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor:" "Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki:" "Allah Teala Hazretleri diyor ki:" "Ey Ademoğlu! Ey Ademoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim Ey ademoğlu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz dolusu mağfiretimle karşılarım. " " " Kaynak Kütübi sitte: 4114).
İnsan nefsini çok iyi tanıması gerekir. Tüm günahların kaynağı nefs ve şeytandır.
Nefs ve şeytan günah işlemeye işletmecidir. Kula düşen ilk şey nefsle mücadele ile, günahlardan sıyrılmak ve hakiki tevbe olmaya çalışmaktır. Ruh, nefsin günah isteklerini reddedene edilmiştir. Bu yazışma müddetçe insan günah işlemeye sürekli devam eder.
Allahın ayet ve hadislerinden habersiz olan insanlar bir ömür günah işlemekte fakat Alemlerin Rabbi olan Allah ise sürekli bağışlayıp kulunun kılavuzuna yönelmesini beklemektedir. Allahın kullara ihtiyacı yoktur fakat kulların Allaha çapı çoktur. Allah hayra yönelmemizi ve tevbe etmemizi safra biz kullara için istemektedir. Zaten kul hayır ve şer ne işlerse kendi elleriyle yaptıklarını kazanacaktır. Dünya imtihandır.
Nefslerini inceden inceye hesap eden müminler nefslerinin Allahın düşmanı olduğunu bilirler. Nefs kendisinden başkasını tanımayan bir hayvandır. Bilindiği üzere nefsilerine uyanlar cinayet, tecavüz, zina, hırsızlık, kumar hertürlü çirkin ameli, büyük günahlarıda utanmadan işlerler.
Günahlar kalbi karatır. Tevbe yapılmaz kalp kararmaya devam eder. Ruh zayıflar. Böyle büyük günahlar işleyenleri toplumlarda sevmez, herkez tarafından kınanırlar.
Nefs tanıyıp Rabbini tanımadığından, sadece kendi nefsi ve nefsi duygularını sevdiğinden aslında koyduğumuz gibidir. Hele ki artık dönüşüme neden bilmez, aklını kullanmaz, kalbi kap kara olmuş bir nefs artık kibiri en yüksek haldedir.
Resulüm! Gördün mü o nefis arzusunu ilâh edineni? Artık ona sen mi vekil olacaksın? (Onu şirkten sen mi koruyacaksın?) (Furkan: 43).
Ayeti kerimede:
“Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? ” Onlar da: “Biz kendi aleyhimize şâhitlik ederiz. ”Dediler. İşte böylece dünya sesleri onları aldattı ve kendilerinin kafir olduklarına yine kendileri şâhitlik ettiler. (Enam: 130) .
Âyetlerimizi yalanlayan ve onlara iman etmeyi kibirlerine yediremeyenlere göğün kapıları açılmaz, deve iğnenin deliğinden geçmedikçe de cennete giremezler. Suçluları işte biz böyle cezalandırırız. (Araf: 40).
Müminler ise Allahın rahmetinden ümidini kesmemelidir. Tevbe ve istiğfar ile sürekli kalbini yıkamalıdır. Nefsinin isteklerini yapmayarak ruhunu kuvvetlendirmelidir. Mümin Rabbine karşı utanmalı günahlardan samimi olarak af dilemeli, bir daha yapmamaya gayret etmelidir.
Ne Rabbim günahlarımı nasılsa bağışlıyor diye kafir nefsine uymalıdır. Ne de ümitsizliğe kapılıp yine şeytanın ve nefsinin oyunlarına gelmemelidir.
Ayeti Kerimede:
Onlar ki iman ettiler, hicret ettiler, Allah yolunda cihad ettiler. Böyleleri Allah'ın rahmetini umarlar. Allah çok Bağışlayan, çok merhamet edendir. (Bakara: 218).
Müminler bu ayeti kerimeyide asla unuttmamalıdır.
Ayeti Kerimede:
Biliniz ki Allah'ın azabı pek şiddetlidir ve şüphesiz ki Allah çok Bağışlayan ve merhamet edendir. (Maide 98).
Allahın azabının dehşetini bilen kullar, ben Allahtan korkarım diyen kullar elbette günahlara dalıcak değildir. Demek ki eksiklikleri aramalı, günahkar nefsimize bir dur diyebilmeliyiz.
Dünya geçici, ahiret ise kalıcıdır. Nefs dünyayı, ruh ahireti sever.
İnsanlar ne kadar günahkar olursa olsun, Her günahını affedebilecek bir Rabbinin olduğunu iyi bilmeli.
Ayeti kerimede:
Rabbiniz buyurdu ki: "Bana duâ edin, duânıza icabet edeyim. Bana ibadet etmeyi yediremeyenler, alçaltılmış olarak cehenneme gireceklerdir. " (Mümin: 60).
İbadet etmiyorsa ibadet etmeli, günahkarsa tevbe etmeli, her ne olursa olsun asla kibirlenmeyerek Allaha karşı her gün ona sığınılmalıdır. Çünkü ondan başka günahları affeden bir Rabb yoktur. Odur Günahları affeden Gaffar olan Allahımız var.
Ayeti Kerimede.
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamber'e inanın ki; size rahmetini iki kat versin, ışığında yürüyeceğiniz bir nur ihsan ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir . (Hadid: 57).
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ki korunasınız. ( Bakara: 21).
Resulüm! Kullarım sana beni sorunca haber ver ki, ben onlara yakınım. Benden isteyenin, duâ ettiğinde duâsını kabul ederim. Öyleyse onlar da benim dâvetime uysunlar ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar. (Bakara 186).
Allaha karşı nefsimizle işlediklerimiz günahlardan her zaman tevbe etmeliyiz. İnsan sürekli günah işler ama farkında değil. Müminlerin en çok dikkat etmeside kibir ile başkalarına karşı kendini büyük görmedir. Bunlar nefstendir. Allaha sığınılmalıdır.
Hadisi şerifte:
"Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) hazretleri anlatıyor:Hazreti Peygamber (aleyhissalatu Vesselam) buyurdular ki: "" Sizden biri içiyle dışıyla Müslüman olursa, herbir hayır en az mislinden, yedi yüz misline kadar sevabıyla yazılır. Onun bir günah da sadece misliyle yazılır. Bu hal, Allah'a kavuşuncaya kadar böyle devam eder. " " "Kaynak Kütübi sitte: 5).
" Hazreti Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: " " Resûlullah aleyhissalatu shipam buyurdular ki: "" Ameller her perşembe ve pazartesi günü arzedilir. Aziz ve Celil olan Allah o gün, Allah'a hiçbir şirk koşmayan kulun günahını affeder. Bundan sadece kardeşiyle arasında düşmanlık olanı istisna eder, (onu affetmez) ve der ki: "" Bu ikisini barışıncaya kadar terkedin. "" "
Allahın affetmesi gibi bir affetme yoktur. Bizler karşımızda tanıdığımız, yakınımız bir hata yaptığında hemen kızar, küserken Allah kullarına onu rahmet edip affetmektedir. Buda Allahın sonsuz affediciliğini gösterir.
Dünyada nice günahları bağışlayan, kullarını utandırmayıp günahlarının üstünü örten Rabbimi umarız ki Bizlerinde ahirettede günahlarını örter.
Birde ahiretde hesap bağışlamaları vardır ki bu en büyük saadettir. Çünkü orada Allah kullarını affettiklerini cennetine alır. İşte ne kadar Gaffar olduğu orda daha iyi anlaşılır.
Allahtan başka affeden olmadığına göre nereye gitmektedir. Ne mutlu günahlarından pişmanlık duyana, ne mutlu tevbe edip bağışlananlara.
Bir hadisi şerifte ise;
"Hazreti Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:"buyurdu. Simge için de: "" Bunu ateşe götürün! "" Emretti. "" Ebu Hüreyre radıyallahu anh der ki: "" (Adamcağız Allah'ın gadabına dokunan münasebetsiz) bir kelime konuştu, bu kelime dünyasını da, ahiretini de heba. "" " Kaynak kütübi sitte: 4116).
Kullar arası af çok küçüktür .Allahın affı ise kullarınkine benzemez, çok büyüktür.Onun affıyla cennete girenlerin sevinci anlatılamaz.
Hadisi şerite:
"Yine Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor:" "Resûlullah aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki:" "Mü'minler cehennemden arasında köprüde bir müddet hapsedilirler. temizlenip paklandıktan sonra cennete girilir izin verilir. Nefsimi kudret elinde tutan tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, onlardan herbiri, cennetteki evini, tür evinden daha iyi bilir. "" " Kaynak kudreti sitte: 5117).
Müminleri hertürlü günahını bağışlayıp affeden,
Hadisi şerite:
"Hazreti Cabir radıyallahu anh anlatıyor:" "Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azad edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur." "" Kaynak kütübi sitte: 6472).
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. O dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. (Ali imran, 129).
Allah Gaffar ismiyle cümlemizi bağışlasın affetsin inşaAllah.