Ramazan-ı şerif ne ile sabit olur?
Hilâli görmeden rasathanelerin hesabına göre oruç tutmak veya bayram yapmak caiz midir?
Bir ülkede hilalin rü'yeti sabit olursa bütün İslâm âleminde bulunan müslümanlara oruç tutmak vacib olur mu?
İftarda ne demek icab eder?
Kendi memleketinden iki üç saat önce akşam olan Pakistan gibi doğu bir ülkeye uçak ile giden kimse orucunu nasıl tamamlayacak, yani Pakistan'da güneş battığı zaman onlarla birlikte mi orucunu açacak yoksa içinde oruca başladığı Türkiye halkıyla birlikte mi?
Oruca ne zaman niyet edilir?
Bir kimse Ramazan-ı Şerifte gece vaktinde oruca niyet eder ve şafaktan sonra uzun bir yola çıkarsa orucunu bozabilir mi?
Oruçlu olan kimsenin kulağına ilaç veya su akıtılsa orucu bozulur mu?
Ramazan-ı Şerifte yıkanmak caiz midir?
Oruçlu iken göze merhem sürmek veya damla damlatmak caiz midir?
Oruçlu olan bir pilot oksijen teneffüs edebilir mi?
Şafiî fıkıh kitapları doğuda hilâl görülürse batıda olan kimselere orucun farz olduğunu kaydediyorlar Buna göre Suudi Arabistan'da hilâl görüldüğü takdirde Türkiye'de mevcut olan Şâfi'îlere de oruç farz olur mu?
Ramazan-ı Şerifte lokanta ve meşrubat yerlerini açıp çalıştırmak caiz midir?
Oruçlunun kolonya kullanması, dişlerini fırça ve macun ile yıkaması orucunu bozar mı?
Bir kimse vaktin gece olduğunu zan edip sahur yemeğini yer, bilahere fecirden sonra yemek yediğinin farkına varırsa orucuna bir halel gelir mi?
Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçarsa orucu bozulur mu?
Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse cinsî münasebette bulunur, sonra kendisi hasta olur, zevcesi de adet halini görürse keffâret gerekir mi?
Bir kimse hasta veya misafir olduğundan orucunu tutamadan ve kazaya imkân görmeden vefat ederse ne lâzım gelir?
İstanbul - Diyarbakır arasında sürekli yolculuk yapan bir şoför, zamanında oruç tutamadığı gibi, devamlı seferi olması dolayısıyla kaza da edememektedir Ne yapması gerekir?
İğnenin orucu bozup bozmayacağı hakkında çeşitli sözler söylenmektedir Bunun mâhiyeti nedir?
Ramazan-ı Şerif, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına rast geldiği zaman, Adana, Urfa, Mardin, Diyarbakır gibi sıcak bölgelerde işçilerin oruç tutmaları çok zor veya imkansızdır Misafir veya hasta gibi kimseler için ruhsat olduğu gibi bunlar içinde olabilir mi?
Oruç keffareti ne zaman gerekir?
Gece ve gündüzü yirmidört saattan fazla olan ülkelerde "yani 66 enlem derecesinden itibaren doksan enlem derecesine kadar bulunan müslümanlar" nasıl oruç tutacaklar? İftar vaktiyle imsak vaktini nasıl tayin edecekler?
Ramazan-ı Şerifte hasta olan kimse oruç tutmayabilir Kur'ân-ı Kerîm, hasta ve yolcu olan kimselere oruç tutmama ruhsatını vermiştir Fakat oruç tutmamayı mubah kılan hastalığın ölçüsü nedir?
Ramazan-ı şerif ne ile sabit olur?
Cevap: Ramazan-ı şerif, iki şeyden birisiyle sabit olur:
1-Çıplak bir gözle Ramazan ayı hilâlini görmek
2-Şaban ayının otuz gününün tamamlanmasıyla Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Onu (hilâli) gördüğünüzde oruç tutunuz
Gördüğünüzde de orucunuzu açınız
Hilâli görmeden rasathanelerin hesabına göre oruç tutmak veya bayram yapmak caiz midir?
Cevap: Hanefi Maliki ve Hanbelî mezhebine göre hesaba dayanarak Ramazan orucunu tutmak ve bayram yapmak caiz değildir Ancak Şafiî ulemâsından İbn'i Sureye el-Kaffal, el-Kazi Ebû et-Tayyib, Muhammed bin Mükatil ve Muhammed Remli gibi zevat, hesabın doğruluğunu kabul eden kimsenin hilâl rü'yeti olmadan da rasathanenin hesabına göre oruç ""tutması veya bayram yapması vaciptir, diyorlar
Bir ülkede hilalin rü'yeti sabit olursa bütün İslâm âleminde bulunan müslümanlara oruç tutmak vacib olur mu?
Cevap: Hanefî, Maliki ve Hanbelî mezhebine göre dünyanın herhangi bir ülkesinde rü'yet-i hilâl sabit olursa, bütün müslümanlara oruç tutmak ve bayram yapmak vacib olur Şafiî mezhebine göre ise bir ülkede rü'yet-i hilâl sabit olursa her yandan yüzkırkdört kilometreden az olan yerlere hükmü caridir Fakat yüzkırkdört kilometre yani Şâfiîlere göre seferi namaz kılınabilecek kadar veya daha fazla uzak olan yerlerde ise, ne oruç tutmak ne de bayram yapmak hususunda o ülkeye tâbi olunmaz Meselâ: Libya'da ve Tunus'ta hilâl görülse, Türkiye'de mevcut bulunan müslümanlar onlara tâbi olamazlar Ancak bir ülkede rü'yet-i hilâl sabit olduğundan oranın hakimi oruç tutmak veya bayram yapmak için hüküm verirse hakimiyeti altında bulunan herkes -Şâfıîler dahil- hakimin hükmüne uymaya mecburdur1 Fakat hakimiyeti altında olmayan Şâfıîler arada 144 km veya daha fazla olursa hükmünü uygulayamazlar Meselâ: Suudi Arabistan'da rü'yet-i hilâl sabit olursa ihtilâf-ı metali olduğu ve burada Şâfıîler oranın hükmü altında yaşamadıklarına göre oruç ve bayram hususunda oraya tâbi olamazlar Şu mühim hususu belirtmek isterim İctihadî meseleler için müslümanların birbirine girip münakaşa yapmaları doğru değildir Bir mezhebde bir husus caiz olmazsa diğer mezhebde caiz olabilir Her dört mezheb hak olduğuna göre ta'assup göstermek yanlıştır Meselâ Hanefi mezhebine uygun düşmeyen bir husus, Safı'i mezhebine uygun düşebilir Binaenaleyh rüyet-i hilâl ve bayram meseleleri için birbirimize düşüp tekfir etmenin mânâsı yoktur
İftarda ne demek icab eder?
Cevap: Peygamber (sav) orucunu açarken (iftarda) şöyle buyururdu:
"Allah'ım senin için oruç tuttum, rızkınla oru*****u açtım, yarın oruç tutmaya niyet ettim" Bizim de Peygamber efendimize uyarak bunu söylememiz sünnettir
Oruca niyet etmek istediğimizde biliyorsak Arapçasını, yoksa Türkçesini söyleriz
Kendi memleketinden iki üç saat önce akşam olan Pakistan gibi doğu bir ülkeye uçak ile giden kimse orucunu nasıl tamamlayacak, yani Pakistan'da güneş battığı zaman onlarla birlikte mi orucunu açacak yoksa içinde oruca başladığı Türkiye halkıyla birlikte mi?
Cevap: Oruca niyet edip kendi memleketinden birkaç saat önce akşam olan doğu ülkelerinden birisine uçak ile giden kimse her ne kadar gününden birkaç saat kısalırsa da gittiği memlekete göre orucunu (iftarını) açacaktır Yani orada güneş battığı zaman orucunu açacaktır Oranın halkı gibi aynı şekilde namazını da kılacaktır Yine batı ülkelerinden birisine giderse, gittiği memlekete göre orucunu tutacak --gün uzasa da- namazını kılacaktır Hatta Şafiî mezhebine göre hilâl görülmediğinden bayram yapan başka bir memlekete giden bir kimse orucunu bozup onlarla birlikte bayram yapacaktır
Oruca ne zaman niyet edilir?
Cevap: Şafiî mezhebine göre niyetin vakti oruç farz olursa gecedir Gündüze bırakılmaz Gece niyet getirilmediği takdirde bayramdan sonra gününe gün kaza etmek lazımdır
Hanefî mezhebine göre ise kazaya kalmış Ramazan, nafile ve muayyen nezir oruçları için niyet gece vakti getirilebildiği gibi gündüz öğleden önce âe getirilebilir Bunun için İbn-i Hacer diyor ki:
Şafiî olan kimse Ramazan'da niyetini unutup gece vaktinde getirmeyen kimse Hanefî mezhebini takliden gündüz öğleden evvel niyet getirsin Maliki mezhebine göre Ramazan-ı Şerifin başında bir niyet getirilirse kafidir Her gece niyet getirmek gerekmez Bunun için Şafiî veya Hanefî olan kimse Ramazan-ı Şerifte ""ben şu Ramazan-ı Şerif ayında oruç tutmağa niyet ettim"" dese iyi olur Çünkü bir günün niyetini unutacak olursa da Maliki mezhebine göre orucu sahih olur
Bir kimse Ramazan-ı Şerifte gece vaktinde oruca niyet eder ve şafaktan sonra uzun bir yola çıkarsa orucunu bozabilir mi?
Cevap: Malum olduğu gibi uzun bir yola çıkan kimseye namazı kısaltmak, üç mezhebe göre cem', takdim ve tehir etmek ve oruç tutmamak gibi birtakım kolaylıklar tanınmıştır Ancak bunlardan faydalanabilmek için birtakım şartlar vardır Fıkıh kitaplarında beyân edildikleri için burada onları izah etmek gerekmez Yalnız sorumuzla ilgili şartı beyân etmek lâzımdır O da misafir olan kimsenin orucunu terkedebilmesi için şafaktan önce bilfiil seferde olması veya niyet etmemiş olmasıdır Binaenaleyh bir kimse Ramazan-ı Şerifte gece vaktinde oruca niyet eder ve şafaktan sonra uzun bir yola çıkarsa orucunu bozamaz
Oruçlu olan kimsenin kulağına ilaç veya su akıtılsa orucu bozulur mu?
Cevap: Oruçlu olan kimsenin kulağına ilaç veya su akıtılsa orucunun bozulup bozulmayacağı hususunda ihtilâf vardır Şafiî mezhebinde kuvvetli olan kavle göre ilaç ile su arasında fark olmaksızın her ikisi de kasden kulağa akıtılsa orucu bozulur Yalnız kulağın dış tarafını yıkamak isterken içine girerse oruç bozulmaz
İmam-ı Âzam'a göre kulağa konulan ilaç orucu bozar Su ise bozmaz Müfta bih olan bu görüştür İmameyn'e göre ise kulağa ne akıtılırsa akıtılsın orucu bozmaz
Ramazan-ı Şerifte yıkanmak caiz midir?
Cevap: Her zamanda yıkanıp temizlenmek caiz olduğu gibi Ramazan'da da yıkanıp temizlenmek caizdir Hz Aişe (ra) buyurmuştur ki: "Zaman zaman Peygamber (sav) cünüb olarak sabahlardı" Yani Peygamber (sav) bazen sabah olduktan sonra yıkanırdı Şayet oruçlu olarak yıkanmak caiz olmasaydı elbette Peygamber (sav) bunu yapmazdı
Oruçlu iken göze merhem sürmek veya damla damlatmak caiz midir?
Cevap: Oruçlu olan kimse gözüne merhem sürebildiği gibi damla da damlatabilir Bunun için hiç bir mani yoktur Fakat buruna damla damlatmak, hiç şüphe yok ki orucu bozar
Oruçlu olan bir pilot oksijen teneffüs edebilir mi?
Cevap: Yükseklerde uçan pilot veya denizlere dalan bir dalgıç oruçlu olduğu halde oksijen teneffüs edebilir, orucuna bir halel gelmez Çünkü oksijen ne yenir ne de içilir Hatta duman gibi hacmi olmayan bir şey boğaza girerse yine oruç bozulmaz
Şafiî fıkıh kitapları doğuda hilâl görülürse batıda olan kimselere orucun farz olduğunu kaydediyorlar Buna göre Suudi Arabistan'da hilâl görüldüğü takdirde Türkiye'de mevcut olan Şâfi'îlere de oruç farz olur mu?
Cevap: Hanefi, Maliki ve Hanbelî mezheblerine göre hilâl dünyanın herhangi bir yerinde görülürse Ramazan hilali ise oruç tutmak, Şevval hilali ile bayram yapmak lâzım gelir Görüldüğü yer uzak olsun, yakın olsun; doğu olsun, batı olsun arasında hiç bir fark yoktur Şafiî mezhebine göre ise hilâl bir yerde görülürse matla'ı değişmeyen çevredeki müslümanlara oruç tutmak veya bayram yapmak vacip olur Ancak hilâl doğuda görüldüğü takdirde batıda aynı enlem üzerinde yaşayan müslümanlara oruç tutmak veya bayram yapmak lâzım gelir Binaenaleyh Suudî Arabistan toprağı yaklaşık olarak 16 ile 33 enlem arasında, Türkiye 36 ile 42 enlem arasında bulunduğuna göre Şafiî mezhebinde Suudî Arabistan'da hilâl görüldüğü takdirde Türkiye'de yaşayanlara oruç tutmak lâzım gelmediği gibi bayram yapmak da lâzım gelmez
Ramazan-ı Şerifte lokanta ve meşrubat yerlerini açıp çalıştırmak caiz midir?
Cevap: Ramazan-ı Şerif müslümanlann en mukaddes ayıdır
Bu ay, her mü'minin hürmet etmesi îcâb eden bir aydır Hatta bir kimse yolculuk veya kadın aybaşı gibi bir halde olursa halkın gözü önünde yemek yememesi îcâb eder Ramazan-ı Şerifte lokanta açıldığı takdirde yolcu, aybaşı ve lohusa halinde olan kimseler yiyebilecekleri gibi mazereti olmayan kimseler de yiyebilirler ve bu sebeple mazereti olmayan kimselere yemek yedirmek suretiyle lokanta sahibi ile orada çalışan işçiler günaha girmiş olurlar Ancak çocuklara yemek satmak veya iftar yemeğini hazırlamak ve oruç tutmakla mükellef olmayanlar için lokanta açıp çalıştırmanın bir mahzuru yoktur
Oruçlunun kolonya kullanması, dişlerini fırça ve macun ile yıkaması orucunu bozar mı?
Cevap: Kolonya az da olsa içinde alkol bulunduğu için Şafiî mezhebine göre kullanılması haramdır ve necistir Kullanılmasına asla cevaz verilmemiştir Hanefî mezhebinde ise üzümden imal edilmiş şarap kesin olarak haramdır Hakkında ihtilâf vârid olmamıştır Necaseti galize ile müteneccistir Üzümden başka şeylerden işlenen alkollü madde hakkında üç çeşit görüş vardır
l-Necaset-i muğallazadır
2-Necaset-i muhaffefedir
3-Tabirdir
Racih görüş, necaseti muğallaza olması görüşüdür Kolonya ister muhaffefe olsun ister muğallaza olsun şayet necis olarak onu kabul edersek Ramazan-ı Şerifin içinde ve dışında kullanılması caiz değildir, haramdır Tabirdir desek her zaman kullanılmasında beis yoktur
Dişleri macun ile fırçalamak meselesine gelince fırça misvak gibidir Hatta fıkha göre misvak sayılır Hanefî mezhebinde oruçlu olan kimse kuru olsun, yaş olsun, öğleden evvel olsun, öğleden sonra olsun her zaman kullanılabilir Ancak bazı rivayetlere göre Ebû Yusuf oruçlu olan kimsenin yaş misvakı kullanmasının mekruh olduğunu söylüyor Şafiî mezhebine göre öğleden evvel kullanılmasında beis yoktur Öğleden sonra mekruhtur Hülasa Hanefî mezhebinde müftabih olan kavle göre her zaman fırçanın kullanılması caizdir Şafiî mezhebinde öğleden evvel olursa beis yoktur Öğleden sonra mekruhtur
Bir kimse vaktin gece olduğunu zan edip sahur yemeğini yer, bilahere fecirden sonra yemek yediğinin farkına varırsa orucuna bir halel gelir mi?
Cevap: Vaktin gece olduğunu zan edip sahur yemeğini yer, bilahare fecirden sonra yemek yediğinin farkına varırsa orucu bozulur Ancak yaptığı işte kasıt olmadığı için günahkar sayılmaz Orucunu gününe gün kaza eder
Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçarsa orucu bozulur mu?
Cevap: Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçsa; oruçlu olduğunu hatırlamadan ağzına su almışsa ittifakla orucu bozulmaz Oruçlu olduğunu hatırladığı takdirde ağzına su verirse Hanefî mezhebine göre orucu bozulur Bilahare bir gün kaza etmek zorundadır
Şafiî mezhebine göre ise oruçlu olduğunu bildiği halde mübalağa yapmadan ağzına su almış ve boğazına kaçmışsa orucu bozulmaz Amma mübalağa etmiş ise orucu bozulur Yalnız abdest ve gusül gibi mecburi olan şeylerden başka bir maksat için ağzına su verirse mutlaka orucu bozulur
Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse cinsî münasebette bulunur, sonra kendisi hasta olur, zevcesi de adet halini görürse keffâret gerekir mi?
Cevap: Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse eşiyle münasebette bulunur, sonra kendisi hastalanır, zevcesi de adet halini görürse Hanefî mezhebine göre keffâret sakit olur Şafiî mezhebine göre ise keffâret sakit olmaz
Bir kimse hasta veya misafir olduğundan orucunu tutamadan ve kazaya imkân görmeden vefat ederse ne lâzım gelir?
Cevap: Bir kimse hasta veya misafir olduğundan oruç tutamaz, kaza etmeye de fırsat görmeden vefat ederse günahkar olmadığı gibi fidyesini de vermesi îcâb etmez
Fakat seferden döndüğü veya hastalıktan iyileştiği halde kaza etmeden vefat ederse günahkar olur Fidyesinin verilmesi için vasiyet etmesi lazımdır
İstanbul - Diyarbakır arasında sürekli yolculuk yapan bir şoför, zamanında oruç tutamadığı gibi, devamlı seferi olması dolayısıyla kaza da edememektedir Ne yapması gerekir?
Cevap: İslâm dini hasta ve yolcuları mazeretten dolayı oruç tutmakla mükellef kılmamıştır Mazeret ne kadar devam ederse şer'î ruhsat da o kadar devam eder Bu gibi kimseler bir sene veya on sene sonra mazeretleri zail olunca oruç tutamadıkları günleri tesbit edip kaza ederler Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: "Sizden bir kimse hasta veya yolcu olursa oruç tutamadığı günler sayısınca kaza edecektir" (Bakara süresi: 194)
İğnenin orucu bozup bozmayacağı hakkında çeşitli sözler söylenmektedir Bunun mâhiyeti nedir?
Cevap: İmam-ı Âzanra göre ağız gibi fıtrî bir menfezden mideye bir şey almak orucu bozduğu gibi vücudun herhangi bir yerini delmek ve yırtmak suretiyle fıtrî olmayan bir menfezden ona bir şey sokmak veya zerk etmek de orucu bozar Fakat Ebû Yusuf Muhammed ve İmam-ı Şafiî mezhebine göre fıtrî bir menfez olmayan bir yol ile vücudun içine bir şey sokulur veya zerk edilirse orucu bozmaz Nevevî, "Bir kimse baldırına bir bıçak sokar veya içine ilaç zerk ederse orucu bozulmaz" diyor Binaenaleyh hasta olan kimse imkanı varsa gündüz değil gece vaktinde iğnesini yaptırmaya gayret sarfetsin fazla rahatsız olur veya gece vaktinde yaptıracak kimsesi olmazsa Hanefî olan kimse imameyne göre orucunu bozmadan iğnesini yaptırır Bilahere ihtiyaten gününe gün kaza ederse iyi olur Ama ""karnına bir hançer sokarsa"" Şafiî mezhebine göre orucu bozulur İmameyne göre bozulmaz
Ramazan-ı Şerif, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına rast geldiği zaman, Adana, Urfa, Mardin, Diyarbakır gibi sıcak bölgelerde işçilerin oruç tutmaları çok zor veya imkansızdır Misafir veya hasta gibi kimseler için ruhsat olduğu gibi bunlar için de herhangi bir ruhsat var mıdır?
Cevap: Ramazan-ı Şerifte sıcak bir ülkede veya harareti yüksek bir maden ocağında çalışan kimse işini Ramazan'dan sonraya bırakması mümkün ise ""yani geçim hususunda sıkıntı çekmeyecek ve malı telef olmayacaksa muvakkaten işine son vermek mecburiyetindedir Yoksa çalışmadığı takdirde kendisi veya çocukları sefalete maruz kalacak veya ekin gibi malı telef olacaksa her gece oruç tutmak için niyyet getirir, çalışamayacak hale gelirse orucunu bozar Remli, Cami'ü'l-Fetava'dan naklederek şöyle demektedir: Geçimini sağlamak için çalışıp oruç tutamazsa orucunu bozar
Ancak çalıştığı iş kendisine ait olmaz, muhtaç olmayacak kadar malî durumu iyi ise oruç tutması mümkün olmadığı takdirde çalışıp orucunu bozması caiz değildir
Mısır'ın bazı ulemâsı, fabrikalarda çalışan işçiler mecburiyet altında kaldıkları takdirde misafir gibi oruçlarını başka bir zamanda kaza eder diyorlar
Oruç keffareti ne zaman gerekir?
Cevap: Ramazan-ı şerifte oruç niyetini getirip özürsüz olarak kasden orucu bozmakla keffaret lâzım gelir Yani -varsa- bir köleyi hürriyete kavuşturmak, imkân yoksa ara vermeden iki ay oruç tutmak, buna da gücü yetmezse altmış fakire yemek yedirmektir Ama niyet getirmeden orucu yemek kazadan başka bir şey gerektirmez
Şafiî mezhebinde Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse cinsî münasebette bulunduğu takdirde kendisine keffaret lâzım gelir Yemek yemek ve su içmekle keffaret söz konusu değildir Sadece gününe gün kaza etmek lâzım gelir
Gece ve gündüzü yirmidört saattan fazla olan ülkelerde "yani 66 enlem derecesinden itibaren doksan enlem derecesine kadar bulunan müslümanlar" nasıl oruç tutacaklar? İftar vaktiyle imsak vaktini nasıl tayin edecekler?
Cevap: Gece ve gündüzü yirmidört saatten fazla olan yerlerde vakit teşekkül etmediği halde namaz için mutedil veya en yakın memleketin vakti ölçü olarak alındığı gibi oruç için de ölçü olarak alınacaktır
Ramazan-ı Şerifte hasta olan kimse oruç tutmayabilir Kur'ân-ı Kerîm, hasta ve yolcu olan kimselere oruç tutmama ruhsatını vermiştir Fakat oruç tutmamayı mubah kılan hastalığın ölçüsü nedir?
Cevap: Oruç tutmamayı mubah kılan hastalığın ölçüsünü fa-kihlerimiz şu şekilde beyân etmişlerdir:
1-Oruç tutmakla hasta olan kimsenin çok sıkıntı çekmesi,
2-Oruçtan dolayı ölüm tehlikesinin bulunması,
3-Oruçtan dolayı hastalığın artması veya şifanın gecikmesi,
Bugün güvenilir doktorların beyânlarına göre oruç tutmamayı mubah kılan hastalıkların bazıları şunlardır:
1-Son safhada bulunan kalp hastalığı,
2-Verem ve ciğer iltihabı hastalığı,
3-Kanser hastalığı,
4-Şiddetli böbrek iltihabı,
5-İdrar yollarında iltihapla birlikte taşın bulunması,
6-İleri safhada damar sertliği,
7-Mide veya bağırsaklarda ülserin bulunması,
8-İleri safhada şeker hastalığı
Hilâli görmeden rasathanelerin hesabına göre oruç tutmak veya bayram yapmak caiz midir?
Bir ülkede hilalin rü'yeti sabit olursa bütün İslâm âleminde bulunan müslümanlara oruç tutmak vacib olur mu?
İftarda ne demek icab eder?
Kendi memleketinden iki üç saat önce akşam olan Pakistan gibi doğu bir ülkeye uçak ile giden kimse orucunu nasıl tamamlayacak, yani Pakistan'da güneş battığı zaman onlarla birlikte mi orucunu açacak yoksa içinde oruca başladığı Türkiye halkıyla birlikte mi?
Oruca ne zaman niyet edilir?
Bir kimse Ramazan-ı Şerifte gece vaktinde oruca niyet eder ve şafaktan sonra uzun bir yola çıkarsa orucunu bozabilir mi?
Oruçlu olan kimsenin kulağına ilaç veya su akıtılsa orucu bozulur mu?
Ramazan-ı Şerifte yıkanmak caiz midir?
Oruçlu iken göze merhem sürmek veya damla damlatmak caiz midir?
Oruçlu olan bir pilot oksijen teneffüs edebilir mi?
Şafiî fıkıh kitapları doğuda hilâl görülürse batıda olan kimselere orucun farz olduğunu kaydediyorlar Buna göre Suudi Arabistan'da hilâl görüldüğü takdirde Türkiye'de mevcut olan Şâfi'îlere de oruç farz olur mu?
Ramazan-ı Şerifte lokanta ve meşrubat yerlerini açıp çalıştırmak caiz midir?
Oruçlunun kolonya kullanması, dişlerini fırça ve macun ile yıkaması orucunu bozar mı?
Bir kimse vaktin gece olduğunu zan edip sahur yemeğini yer, bilahere fecirden sonra yemek yediğinin farkına varırsa orucuna bir halel gelir mi?
Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçarsa orucu bozulur mu?
Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse cinsî münasebette bulunur, sonra kendisi hasta olur, zevcesi de adet halini görürse keffâret gerekir mi?
Bir kimse hasta veya misafir olduğundan orucunu tutamadan ve kazaya imkân görmeden vefat ederse ne lâzım gelir?
İstanbul - Diyarbakır arasında sürekli yolculuk yapan bir şoför, zamanında oruç tutamadığı gibi, devamlı seferi olması dolayısıyla kaza da edememektedir Ne yapması gerekir?
İğnenin orucu bozup bozmayacağı hakkında çeşitli sözler söylenmektedir Bunun mâhiyeti nedir?
Ramazan-ı Şerif, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına rast geldiği zaman, Adana, Urfa, Mardin, Diyarbakır gibi sıcak bölgelerde işçilerin oruç tutmaları çok zor veya imkansızdır Misafir veya hasta gibi kimseler için ruhsat olduğu gibi bunlar içinde olabilir mi?
Oruç keffareti ne zaman gerekir?
Gece ve gündüzü yirmidört saattan fazla olan ülkelerde "yani 66 enlem derecesinden itibaren doksan enlem derecesine kadar bulunan müslümanlar" nasıl oruç tutacaklar? İftar vaktiyle imsak vaktini nasıl tayin edecekler?
Ramazan-ı Şerifte hasta olan kimse oruç tutmayabilir Kur'ân-ı Kerîm, hasta ve yolcu olan kimselere oruç tutmama ruhsatını vermiştir Fakat oruç tutmamayı mubah kılan hastalığın ölçüsü nedir?
Ramazan-ı şerif ne ile sabit olur?
Cevap: Ramazan-ı şerif, iki şeyden birisiyle sabit olur:
1-Çıplak bir gözle Ramazan ayı hilâlini görmek
2-Şaban ayının otuz gününün tamamlanmasıyla Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Onu (hilâli) gördüğünüzde oruç tutunuz
Gördüğünüzde de orucunuzu açınız
Hilâli görmeden rasathanelerin hesabına göre oruç tutmak veya bayram yapmak caiz midir?
Cevap: Hanefi Maliki ve Hanbelî mezhebine göre hesaba dayanarak Ramazan orucunu tutmak ve bayram yapmak caiz değildir Ancak Şafiî ulemâsından İbn'i Sureye el-Kaffal, el-Kazi Ebû et-Tayyib, Muhammed bin Mükatil ve Muhammed Remli gibi zevat, hesabın doğruluğunu kabul eden kimsenin hilâl rü'yeti olmadan da rasathanenin hesabına göre oruç ""tutması veya bayram yapması vaciptir, diyorlar
Bir ülkede hilalin rü'yeti sabit olursa bütün İslâm âleminde bulunan müslümanlara oruç tutmak vacib olur mu?
Cevap: Hanefî, Maliki ve Hanbelî mezhebine göre dünyanın herhangi bir ülkesinde rü'yet-i hilâl sabit olursa, bütün müslümanlara oruç tutmak ve bayram yapmak vacib olur Şafiî mezhebine göre ise bir ülkede rü'yet-i hilâl sabit olursa her yandan yüzkırkdört kilometreden az olan yerlere hükmü caridir Fakat yüzkırkdört kilometre yani Şâfiîlere göre seferi namaz kılınabilecek kadar veya daha fazla uzak olan yerlerde ise, ne oruç tutmak ne de bayram yapmak hususunda o ülkeye tâbi olunmaz Meselâ: Libya'da ve Tunus'ta hilâl görülse, Türkiye'de mevcut bulunan müslümanlar onlara tâbi olamazlar Ancak bir ülkede rü'yet-i hilâl sabit olduğundan oranın hakimi oruç tutmak veya bayram yapmak için hüküm verirse hakimiyeti altında bulunan herkes -Şâfıîler dahil- hakimin hükmüne uymaya mecburdur1 Fakat hakimiyeti altında olmayan Şâfıîler arada 144 km veya daha fazla olursa hükmünü uygulayamazlar Meselâ: Suudi Arabistan'da rü'yet-i hilâl sabit olursa ihtilâf-ı metali olduğu ve burada Şâfıîler oranın hükmü altında yaşamadıklarına göre oruç ve bayram hususunda oraya tâbi olamazlar Şu mühim hususu belirtmek isterim İctihadî meseleler için müslümanların birbirine girip münakaşa yapmaları doğru değildir Bir mezhebde bir husus caiz olmazsa diğer mezhebde caiz olabilir Her dört mezheb hak olduğuna göre ta'assup göstermek yanlıştır Meselâ Hanefi mezhebine uygun düşmeyen bir husus, Safı'i mezhebine uygun düşebilir Binaenaleyh rüyet-i hilâl ve bayram meseleleri için birbirimize düşüp tekfir etmenin mânâsı yoktur
İftarda ne demek icab eder?
Cevap: Peygamber (sav) orucunu açarken (iftarda) şöyle buyururdu:
"Allah'ım senin için oruç tuttum, rızkınla oru*****u açtım, yarın oruç tutmaya niyet ettim" Bizim de Peygamber efendimize uyarak bunu söylememiz sünnettir
Oruca niyet etmek istediğimizde biliyorsak Arapçasını, yoksa Türkçesini söyleriz
Kendi memleketinden iki üç saat önce akşam olan Pakistan gibi doğu bir ülkeye uçak ile giden kimse orucunu nasıl tamamlayacak, yani Pakistan'da güneş battığı zaman onlarla birlikte mi orucunu açacak yoksa içinde oruca başladığı Türkiye halkıyla birlikte mi?
Cevap: Oruca niyet edip kendi memleketinden birkaç saat önce akşam olan doğu ülkelerinden birisine uçak ile giden kimse her ne kadar gününden birkaç saat kısalırsa da gittiği memlekete göre orucunu (iftarını) açacaktır Yani orada güneş battığı zaman orucunu açacaktır Oranın halkı gibi aynı şekilde namazını da kılacaktır Yine batı ülkelerinden birisine giderse, gittiği memlekete göre orucunu tutacak --gün uzasa da- namazını kılacaktır Hatta Şafiî mezhebine göre hilâl görülmediğinden bayram yapan başka bir memlekete giden bir kimse orucunu bozup onlarla birlikte bayram yapacaktır
Oruca ne zaman niyet edilir?
Cevap: Şafiî mezhebine göre niyetin vakti oruç farz olursa gecedir Gündüze bırakılmaz Gece niyet getirilmediği takdirde bayramdan sonra gününe gün kaza etmek lazımdır
Hanefî mezhebine göre ise kazaya kalmış Ramazan, nafile ve muayyen nezir oruçları için niyet gece vakti getirilebildiği gibi gündüz öğleden önce âe getirilebilir Bunun için İbn-i Hacer diyor ki:
Şafiî olan kimse Ramazan'da niyetini unutup gece vaktinde getirmeyen kimse Hanefî mezhebini takliden gündüz öğleden evvel niyet getirsin Maliki mezhebine göre Ramazan-ı Şerifin başında bir niyet getirilirse kafidir Her gece niyet getirmek gerekmez Bunun için Şafiî veya Hanefî olan kimse Ramazan-ı Şerifte ""ben şu Ramazan-ı Şerif ayında oruç tutmağa niyet ettim"" dese iyi olur Çünkü bir günün niyetini unutacak olursa da Maliki mezhebine göre orucu sahih olur
Bir kimse Ramazan-ı Şerifte gece vaktinde oruca niyet eder ve şafaktan sonra uzun bir yola çıkarsa orucunu bozabilir mi?
Cevap: Malum olduğu gibi uzun bir yola çıkan kimseye namazı kısaltmak, üç mezhebe göre cem', takdim ve tehir etmek ve oruç tutmamak gibi birtakım kolaylıklar tanınmıştır Ancak bunlardan faydalanabilmek için birtakım şartlar vardır Fıkıh kitaplarında beyân edildikleri için burada onları izah etmek gerekmez Yalnız sorumuzla ilgili şartı beyân etmek lâzımdır O da misafir olan kimsenin orucunu terkedebilmesi için şafaktan önce bilfiil seferde olması veya niyet etmemiş olmasıdır Binaenaleyh bir kimse Ramazan-ı Şerifte gece vaktinde oruca niyet eder ve şafaktan sonra uzun bir yola çıkarsa orucunu bozamaz
Oruçlu olan kimsenin kulağına ilaç veya su akıtılsa orucu bozulur mu?
Cevap: Oruçlu olan kimsenin kulağına ilaç veya su akıtılsa orucunun bozulup bozulmayacağı hususunda ihtilâf vardır Şafiî mezhebinde kuvvetli olan kavle göre ilaç ile su arasında fark olmaksızın her ikisi de kasden kulağa akıtılsa orucu bozulur Yalnız kulağın dış tarafını yıkamak isterken içine girerse oruç bozulmaz
İmam-ı Âzam'a göre kulağa konulan ilaç orucu bozar Su ise bozmaz Müfta bih olan bu görüştür İmameyn'e göre ise kulağa ne akıtılırsa akıtılsın orucu bozmaz
Ramazan-ı Şerifte yıkanmak caiz midir?
Cevap: Her zamanda yıkanıp temizlenmek caiz olduğu gibi Ramazan'da da yıkanıp temizlenmek caizdir Hz Aişe (ra) buyurmuştur ki: "Zaman zaman Peygamber (sav) cünüb olarak sabahlardı" Yani Peygamber (sav) bazen sabah olduktan sonra yıkanırdı Şayet oruçlu olarak yıkanmak caiz olmasaydı elbette Peygamber (sav) bunu yapmazdı
Oruçlu iken göze merhem sürmek veya damla damlatmak caiz midir?
Cevap: Oruçlu olan kimse gözüne merhem sürebildiği gibi damla da damlatabilir Bunun için hiç bir mani yoktur Fakat buruna damla damlatmak, hiç şüphe yok ki orucu bozar
Oruçlu olan bir pilot oksijen teneffüs edebilir mi?
Cevap: Yükseklerde uçan pilot veya denizlere dalan bir dalgıç oruçlu olduğu halde oksijen teneffüs edebilir, orucuna bir halel gelmez Çünkü oksijen ne yenir ne de içilir Hatta duman gibi hacmi olmayan bir şey boğaza girerse yine oruç bozulmaz
Şafiî fıkıh kitapları doğuda hilâl görülürse batıda olan kimselere orucun farz olduğunu kaydediyorlar Buna göre Suudi Arabistan'da hilâl görüldüğü takdirde Türkiye'de mevcut olan Şâfi'îlere de oruç farz olur mu?
Cevap: Hanefi, Maliki ve Hanbelî mezheblerine göre hilâl dünyanın herhangi bir yerinde görülürse Ramazan hilali ise oruç tutmak, Şevval hilali ile bayram yapmak lâzım gelir Görüldüğü yer uzak olsun, yakın olsun; doğu olsun, batı olsun arasında hiç bir fark yoktur Şafiî mezhebine göre ise hilâl bir yerde görülürse matla'ı değişmeyen çevredeki müslümanlara oruç tutmak veya bayram yapmak vacip olur Ancak hilâl doğuda görüldüğü takdirde batıda aynı enlem üzerinde yaşayan müslümanlara oruç tutmak veya bayram yapmak lâzım gelir Binaenaleyh Suudî Arabistan toprağı yaklaşık olarak 16 ile 33 enlem arasında, Türkiye 36 ile 42 enlem arasında bulunduğuna göre Şafiî mezhebinde Suudî Arabistan'da hilâl görüldüğü takdirde Türkiye'de yaşayanlara oruç tutmak lâzım gelmediği gibi bayram yapmak da lâzım gelmez
Ramazan-ı Şerifte lokanta ve meşrubat yerlerini açıp çalıştırmak caiz midir?
Cevap: Ramazan-ı Şerif müslümanlann en mukaddes ayıdır
Bu ay, her mü'minin hürmet etmesi îcâb eden bir aydır Hatta bir kimse yolculuk veya kadın aybaşı gibi bir halde olursa halkın gözü önünde yemek yememesi îcâb eder Ramazan-ı Şerifte lokanta açıldığı takdirde yolcu, aybaşı ve lohusa halinde olan kimseler yiyebilecekleri gibi mazereti olmayan kimseler de yiyebilirler ve bu sebeple mazereti olmayan kimselere yemek yedirmek suretiyle lokanta sahibi ile orada çalışan işçiler günaha girmiş olurlar Ancak çocuklara yemek satmak veya iftar yemeğini hazırlamak ve oruç tutmakla mükellef olmayanlar için lokanta açıp çalıştırmanın bir mahzuru yoktur
Oruçlunun kolonya kullanması, dişlerini fırça ve macun ile yıkaması orucunu bozar mı?
Cevap: Kolonya az da olsa içinde alkol bulunduğu için Şafiî mezhebine göre kullanılması haramdır ve necistir Kullanılmasına asla cevaz verilmemiştir Hanefî mezhebinde ise üzümden imal edilmiş şarap kesin olarak haramdır Hakkında ihtilâf vârid olmamıştır Necaseti galize ile müteneccistir Üzümden başka şeylerden işlenen alkollü madde hakkında üç çeşit görüş vardır
l-Necaset-i muğallazadır
2-Necaset-i muhaffefedir
3-Tabirdir
Racih görüş, necaseti muğallaza olması görüşüdür Kolonya ister muhaffefe olsun ister muğallaza olsun şayet necis olarak onu kabul edersek Ramazan-ı Şerifin içinde ve dışında kullanılması caiz değildir, haramdır Tabirdir desek her zaman kullanılmasında beis yoktur
Dişleri macun ile fırçalamak meselesine gelince fırça misvak gibidir Hatta fıkha göre misvak sayılır Hanefî mezhebinde oruçlu olan kimse kuru olsun, yaş olsun, öğleden evvel olsun, öğleden sonra olsun her zaman kullanılabilir Ancak bazı rivayetlere göre Ebû Yusuf oruçlu olan kimsenin yaş misvakı kullanmasının mekruh olduğunu söylüyor Şafiî mezhebine göre öğleden evvel kullanılmasında beis yoktur Öğleden sonra mekruhtur Hülasa Hanefî mezhebinde müftabih olan kavle göre her zaman fırçanın kullanılması caizdir Şafiî mezhebinde öğleden evvel olursa beis yoktur Öğleden sonra mekruhtur
Bir kimse vaktin gece olduğunu zan edip sahur yemeğini yer, bilahere fecirden sonra yemek yediğinin farkına varırsa orucuna bir halel gelir mi?
Cevap: Vaktin gece olduğunu zan edip sahur yemeğini yer, bilahare fecirden sonra yemek yediğinin farkına varırsa orucu bozulur Ancak yaptığı işte kasıt olmadığı için günahkar sayılmaz Orucunu gününe gün kaza eder
Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçarsa orucu bozulur mu?
Cevap: Oruçlu olan kimsenin, abdest esnasında ağzına su verirken boğazına su kaçsa; oruçlu olduğunu hatırlamadan ağzına su almışsa ittifakla orucu bozulmaz Oruçlu olduğunu hatırladığı takdirde ağzına su verirse Hanefî mezhebine göre orucu bozulur Bilahare bir gün kaza etmek zorundadır
Şafiî mezhebine göre ise oruçlu olduğunu bildiği halde mübalağa yapmadan ağzına su almış ve boğazına kaçmışsa orucu bozulmaz Amma mübalağa etmiş ise orucu bozulur Yalnız abdest ve gusül gibi mecburi olan şeylerden başka bir maksat için ağzına su verirse mutlaka orucu bozulur
Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse cinsî münasebette bulunur, sonra kendisi hasta olur, zevcesi de adet halini görürse keffâret gerekir mi?
Cevap: Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse eşiyle münasebette bulunur, sonra kendisi hastalanır, zevcesi de adet halini görürse Hanefî mezhebine göre keffâret sakit olur Şafiî mezhebine göre ise keffâret sakit olmaz
Bir kimse hasta veya misafir olduğundan orucunu tutamadan ve kazaya imkân görmeden vefat ederse ne lâzım gelir?
Cevap: Bir kimse hasta veya misafir olduğundan oruç tutamaz, kaza etmeye de fırsat görmeden vefat ederse günahkar olmadığı gibi fidyesini de vermesi îcâb etmez
Fakat seferden döndüğü veya hastalıktan iyileştiği halde kaza etmeden vefat ederse günahkar olur Fidyesinin verilmesi için vasiyet etmesi lazımdır
İstanbul - Diyarbakır arasında sürekli yolculuk yapan bir şoför, zamanında oruç tutamadığı gibi, devamlı seferi olması dolayısıyla kaza da edememektedir Ne yapması gerekir?
Cevap: İslâm dini hasta ve yolcuları mazeretten dolayı oruç tutmakla mükellef kılmamıştır Mazeret ne kadar devam ederse şer'î ruhsat da o kadar devam eder Bu gibi kimseler bir sene veya on sene sonra mazeretleri zail olunca oruç tutamadıkları günleri tesbit edip kaza ederler Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: "Sizden bir kimse hasta veya yolcu olursa oruç tutamadığı günler sayısınca kaza edecektir" (Bakara süresi: 194)
İğnenin orucu bozup bozmayacağı hakkında çeşitli sözler söylenmektedir Bunun mâhiyeti nedir?
Cevap: İmam-ı Âzanra göre ağız gibi fıtrî bir menfezden mideye bir şey almak orucu bozduğu gibi vücudun herhangi bir yerini delmek ve yırtmak suretiyle fıtrî olmayan bir menfezden ona bir şey sokmak veya zerk etmek de orucu bozar Fakat Ebû Yusuf Muhammed ve İmam-ı Şafiî mezhebine göre fıtrî bir menfez olmayan bir yol ile vücudun içine bir şey sokulur veya zerk edilirse orucu bozmaz Nevevî, "Bir kimse baldırına bir bıçak sokar veya içine ilaç zerk ederse orucu bozulmaz" diyor Binaenaleyh hasta olan kimse imkanı varsa gündüz değil gece vaktinde iğnesini yaptırmaya gayret sarfetsin fazla rahatsız olur veya gece vaktinde yaptıracak kimsesi olmazsa Hanefî olan kimse imameyne göre orucunu bozmadan iğnesini yaptırır Bilahere ihtiyaten gününe gün kaza ederse iyi olur Ama ""karnına bir hançer sokarsa"" Şafiî mezhebine göre orucu bozulur İmameyne göre bozulmaz
Ramazan-ı Şerif, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına rast geldiği zaman, Adana, Urfa, Mardin, Diyarbakır gibi sıcak bölgelerde işçilerin oruç tutmaları çok zor veya imkansızdır Misafir veya hasta gibi kimseler için ruhsat olduğu gibi bunlar için de herhangi bir ruhsat var mıdır?
Cevap: Ramazan-ı Şerifte sıcak bir ülkede veya harareti yüksek bir maden ocağında çalışan kimse işini Ramazan'dan sonraya bırakması mümkün ise ""yani geçim hususunda sıkıntı çekmeyecek ve malı telef olmayacaksa muvakkaten işine son vermek mecburiyetindedir Yoksa çalışmadığı takdirde kendisi veya çocukları sefalete maruz kalacak veya ekin gibi malı telef olacaksa her gece oruç tutmak için niyyet getirir, çalışamayacak hale gelirse orucunu bozar Remli, Cami'ü'l-Fetava'dan naklederek şöyle demektedir: Geçimini sağlamak için çalışıp oruç tutamazsa orucunu bozar
Ancak çalıştığı iş kendisine ait olmaz, muhtaç olmayacak kadar malî durumu iyi ise oruç tutması mümkün olmadığı takdirde çalışıp orucunu bozması caiz değildir
Mısır'ın bazı ulemâsı, fabrikalarda çalışan işçiler mecburiyet altında kaldıkları takdirde misafir gibi oruçlarını başka bir zamanda kaza eder diyorlar
Oruç keffareti ne zaman gerekir?
Cevap: Ramazan-ı şerifte oruç niyetini getirip özürsüz olarak kasden orucu bozmakla keffaret lâzım gelir Yani -varsa- bir köleyi hürriyete kavuşturmak, imkân yoksa ara vermeden iki ay oruç tutmak, buna da gücü yetmezse altmış fakire yemek yedirmektir Ama niyet getirmeden orucu yemek kazadan başka bir şey gerektirmez
Şafiî mezhebinde Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse cinsî münasebette bulunduğu takdirde kendisine keffaret lâzım gelir Yemek yemek ve su içmekle keffaret söz konusu değildir Sadece gününe gün kaza etmek lâzım gelir
Gece ve gündüzü yirmidört saattan fazla olan ülkelerde "yani 66 enlem derecesinden itibaren doksan enlem derecesine kadar bulunan müslümanlar" nasıl oruç tutacaklar? İftar vaktiyle imsak vaktini nasıl tayin edecekler?
Cevap: Gece ve gündüzü yirmidört saatten fazla olan yerlerde vakit teşekkül etmediği halde namaz için mutedil veya en yakın memleketin vakti ölçü olarak alındığı gibi oruç için de ölçü olarak alınacaktır
Ramazan-ı Şerifte hasta olan kimse oruç tutmayabilir Kur'ân-ı Kerîm, hasta ve yolcu olan kimselere oruç tutmama ruhsatını vermiştir Fakat oruç tutmamayı mubah kılan hastalığın ölçüsü nedir?
Cevap: Oruç tutmamayı mubah kılan hastalığın ölçüsünü fa-kihlerimiz şu şekilde beyân etmişlerdir:
1-Oruç tutmakla hasta olan kimsenin çok sıkıntı çekmesi,
2-Oruçtan dolayı ölüm tehlikesinin bulunması,
3-Oruçtan dolayı hastalığın artması veya şifanın gecikmesi,
Bugün güvenilir doktorların beyânlarına göre oruç tutmamayı mubah kılan hastalıkların bazıları şunlardır:
1-Son safhada bulunan kalp hastalığı,
2-Verem ve ciğer iltihabı hastalığı,
3-Kanser hastalığı,
4-Şiddetli böbrek iltihabı,
5-İdrar yollarında iltihapla birlikte taşın bulunması,
6-İleri safhada damar sertliği,
7-Mide veya bağırsaklarda ülserin bulunması,
8-İleri safhada şeker hastalığı