Zekatta Mükekellef ile ilgili şartlar

Münzevi

KF Ailesinden
Özel Üye
Zekât, İslâm'ın beş esası arasında yer alan bir ibadet olması sebebiyle,
namaz ve oruçla mükellefiyette söz konusu olan şartlar, ilke olarak, zekâtta
da aranır. Ancak zekât, sosyal yardımlaşma ve dayanışma içeriği de taşıyan
malî bir mükellefiyet olması ve üçüncü şahısların haklarını da ilgilendirmesi
sebebiyle, diğer ibadetlerde aranan akıl ve bulûğ şartının bunda aranıp
aranmayacağı tartışma konusu olmuştur. Zekât bir ibadet sayıldığı için, öteden beri, zengin gayri müslim vatandaşların,
zekâtla yükümlü olmaları hiç gündeme gelmemiş, bunun yerine
onlardan başka isimler altında başka vergiler alınmıştır.
Çocuk ve akıl hastalarının "öşür" denen toprak ürünleri zekâtından sorumlu
olduklarında görüş birliği bulunmakla birlikte, bunların zekâta tâbi
diğer mallarından zekât alınıp alınmayacağı konusunda farklı iki görüş ileri
sürülmüştür. Ebû Hanîfe akıllı ve bâliğ olmayanları, toprak ürünleri ve
kamu hukukunun bir parçası olarak alınan zekât türü hariç, zekâtla mükellef
tutmamıştır. Fakihlerin çoğunluğuna göre ise akıl hastalarının ve çocuğun
malları zekâta tâbidir. Bu borcu veli ve vâsileri öderler. Zekât vekâletle
yerine getirilebilen malî bir ibadettir. Veli zekâtta çocuğun ve akıl hastasının
vekilidir. Bu vecîbeyi yerine getirmede onun yerini almaktadır, dolayısıyla
onlar adına zekât verir.
Bu iki farklı görüşten, çoğunluğun görüşü daha güçlü ve tercihe şayan
görünmektedir. Çünkü zekât netice itibariyle zenginliğin borcudur, topluma
karşı bir yükümlülük mahiyetindedir ve sosyal adaletin gerçekleşmesine
hizmet etmektedir.
 
Üst