Vecize ve notlar

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Hizmeti kur’an iyyede bulunan ya dünya ona küsmeli veya o dünyaya küsmeli ta ihlas ile ciddiyet ile hizmeti kur’an’iyye de bulunsun (şefkat tokatlarından)
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. "Lillah, livechillah, lieclillah" rızası dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.
(Lem'alar - 17)

 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Ey Ahiretini Düşünen Hasta! Hastalık, sabun gibi, günahların kirlerini yıkar, temizler. hastalıklar keffaretü’z-zünub olduğu hadis-i sahihle sabittir.

lem’alar 25.LEMA
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Kaderi tenkid eden başını örse vurur kırar .Rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalır.(mektubat)
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Karıncaların Evi biraz uzun vecize ama umarımbeğenirsiniz :33439:


Van'da talebelerine ders veriyordu. Yaz aylarında Erek Dağındaki yaylaya çıkar, derslerine orada devam ederlerdi.

Yine bir bahar mevsimini yaylada geçirmişlerdi.Havalar yavaş yavaş soğumaya başlamış, kış yüzünü göstermişti.

- "Kar yağmadan önce bir barınak yapalım, hiç olmazsa orada barınırız." dediler.

Kaldıkları yer biraz yamaçtı. Bediüzzaman barınak yapmak için uygun bir yer göstererek:

- "Buraya bir pencere, bir de kapı açın ve kazın. Burası sıcak olur ve kışı burada geçiririz." dedi.

Talebeleri, "Olur mu Üstadım?" dediler.

- "Elbette olur" dedi Bediüzzaman.

İki talebesi yeri kazmaya başladı. Bediüzzaman gelip gidip kazılan yeri kontrol ediyordu. Bir ara kazılan yerden birer birer karıncaların çıktığını gördü.

- "Bırakın orayı" dedi.

- "Niye Üstadım? Ne güzel kazıyoruz işte, zaten az bir yer kaldı."

- "Hayır," dedi, Bediüzzaman. "Bir ev yıkıp bir ev yapmak olmaz. Bu hayvanların yuvasını dağıtmayın, başka yeri kazın."

Bu şekilde üç yer değiştirdiler. Üçüncü yerden sonra karıncaların olmadığı bir yeri kazıp kendilerine barınak yaptılar.
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. :33439:
Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder.:33439:
İstiğfar eden, istiaze eder.:33439:
İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. :33439:
Kusurunu görmemek o kusurdan daha büyük bir kusurdur.:33439:
Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. :33439:
Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstehak olur.:33439:
(Lem'alar - 88)

ne güzel ifadeler bunalr elhamdülillah

 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Evet Kur'ânın dediği gibi, insan seyyiatından tamamen mes'uldür. Çünki seyyiatı isteyen odur. Seyyiat tahribat nev'inden olduğu için, insan bir seyyie ile çok tahribat yapabilir. Müdhiş cezaya kesb-i istihkak eder. Bir kibrit ile bir evi yakmak gibi. Fakat hasenatta iftihara hakkı yoktur. Onda onun hakkı pek azdır. Çünki hasenatı isteyen, ve iktiza eden rahmet-i İlahiye ve icad eden kudret-i Rabbaniyedir. Suâl ve cevab, dâî ve sebeb, ikisi de Hak'tandır. İnsan yalnız dua ile, iman ile, şuur ile, rıza ile onlara sahib olur.

tılsımlar sf 79
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
...mümkinatın da iki vechi vardır:

Birisi: Enaniyet ile vücuddur. Bu ise, ademe gider ve ademe kalbolur.


İkincisi: Enaniyetin terkiyle ademdir. Bu ise Vâcib-ül Vücud'a bakar bir vücud kazanır. Binaenaleyh vücud istersen, mün'adim ol ki vücudu bulasın!..
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Allah'ın rahmet eserlerine bir bak: Yer yüzünü, ölümünün ardından nasıl hayatlandırıyor! Şüphesiz O, ölülere de böylece hayat verecektir. O, her şeye Kadirdir"Otuzuncu Lem'a
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Ey asırlardan beri Kur"anın bayrakdarlığı vazifesiyle cihanda en mukaddes ve muhterem bir mevki-i muallâyı ihraz etmiş
olan ecdadın evlâd ve torunları!

Uyanınız! Âlem-i İslâm"ın fecr-i sadıkında gaflette bulunmak, kat"iyen akıl kârı değil! Yine Âlem-i İslâm"ın intibahında rehber olmak, arkadaş, kardeş olmak için Kur"anın ve imanın nuruyla münevver olarak, İslâmiyet"in terbiyesiyle tekemmül edip hakikî medeniyet-i insaniye ve terakki olan medeniyet-i İslâmiyeye sarılmak ve onu, hal ve harekâtında kendine rehber eylemek lâzımdır.
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Bir zaman şeytan, Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm’a i‘tirâz edip demiş ki: “Madem ecel ve her şey kader-i İlâhî iledir; sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl öleceksin!” Îsâ Aleyhisselâm demiş ki:اِنَّ لِلّٰهِ اَنْ يَخْتَبِرَ عَبْدَهُ وَ لَيْسَ لِلْعَبْدِ اَنْ يَخْتَبِرَ رَبَّهُ Yani: “Cenâb-ı Hak abdini tecrübe eder ve der ki: ‘Ey kulum! Sen böyle yapsan, sana şöyle yaparım. Göreyim seni yapabilir misin?’ diye tecrübe eder. Fakat abdin hakkı yoktur ve haddi değildir ki, Cenâb-ı Hakk’ı tecrübe etsin ve desin: ‘Yâ Rabbi! Ben böyle işlesem, sen de böyle işler misin?’ diye tecrübevâri bir sûrette Cenâb-ı Hakk’ın rubûbiyetine karşı imtihân tarzını takınmak, sû’-i edebdir, ubûdiyete münâfîdir.”
lemalar 137

 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
İmân, yalnız icmâlî bir tasdikten ibâret değildir.
İmânın çok mertebeleri vardır.
Taklidî bir imân, husûsan bu zamandaki dalâlet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner.
Tahkikî İmân ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imânı elde eden bir kimsenin İmân ve İslâmiyeti dehşetli dinsizlik kasırgalarına da mâruz kalsa, o kasırgalar bu İmân kuvveti karşısında tesirsiz kalmaya mahkûmdur. Tahkikî imânı kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylesoflar dahi bir vesvese veya şüpheye düşürtemez.
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Kâinatın te'lifinde öyle bir i'caz var ki; bütün esbab-ı tabiiye farz-ı muhal olarak muktedir birer fâil-i muhtar olsalar, yine kemal-i acz ile o i'caza karşı secde ederek SUBHANEKE LA KUDRETE LENA İNNEKE ENTEL AZİZÜL HAKİM diyeceklerdir.
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Risâle-i Nûr talebeleri, Risâle-i Nûr’un dâiresi hâricinde nûr aramamalı ve aramaz. Eğer ararsa, Risâle-i Nûr’un penceresinden ışık veren ma‘nevî güneşe bedel, bir lâmbayı bulur, belki güneşi kaybeder.:33439::33439::33439:

aman Allah'ım bu ne hakikat böyle
ya Rabbim anlamayı nasib eyle inşaAllah amin
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
"Fânîyim, fânî olanı istemem; âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahmân'a teslim eyledim, gayrı istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâkî isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcûdâtı umumen isterim."

 
Üst