Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri (Fütûh-ul gayb) kitabında diyor ki: Müminin en önce farzları yapması lâzımdır. Farzlar bittikten sonra, sünnetleri yapar. Ondan sonra nafilelerle meşgul olur. Farz borcu varken, sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Farz borcu olanın sünnetleri kabul olmaz. Ali ibni Ebî Tâlib “radıyallahü anh” bildiriyor. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Farz kılmayıp, kazası olan kimse, kazasını kılmadan nafile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur. Bu kimse, kazasını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabûl etmez).
Abdülkâdir-i Geylânînin yazdığı bu hâdis-i şerifi şerh eden Hanefî mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: (Bu haber, farz borcu olanların sünnetlerinin ve nafilelerinin kabul olmayacağını göstermektedir. Sünnetlerin, farzları tamamlayacağını biliyoruz. Bunun mânâsı farzlar yapılırken, bunların kemâllerine sebep olan birsey kaçırılırsa, sünnetler, kılınan farzın kemâl bulmasına sebep olur. Farz borcu olanın kabul edilmeyen sünnetleri bir işe yaramaz).Kudüs kâdısı Muhammed Sâdık Efendi, fâite namazların kazâ edilmesini anlatırken,şöyle bildirmektedir: Büyük âlim İbni Nüceyim hazretlerine soruldu ki,
(Bir kimsenin kazâya kalmış namazları olsa, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsının sünnetlerini bu namazların kazâlarına niyet ederek kılsa, bu kimse sünnetleri terk etmiş olur mu?)
Cevâbında: (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, o vakit içinde, farzdan başka bir namaz daha kılmak demektir. Şeytan hiç namaz kıldırmamak ister. Farzdan başka bir namaz daha kılarak, şeytana inat edilmiş, rezil edilmiş olur. Sünnet yerine kaza kılmakta, sünnet de yerine getirilmiş olur. Kaza borcu olanların, her namaz vakti, o vaktin farzından başka namaz kılarak, sünneti yerine getirmek için, kaza kılması lâzımdır. Çünkü çok kimse, kazâ kılmayıp, sünnetleri kılıyor. Bunlar Cehenneme gidecektir. Halbuki, sünnetlerin yerine kaza kılan, Cehennemden kurtulur) buyurdu.
Kazâ Namazları Nasıl KılınırKazâ namazlarını bir an önce kılarak, ayrıca tövbe de ederek, büyük cezâdan kurtulmalıdır. Bunun için, sünnetleri de kazâ niyetiyle kılmak lâzımdır. Tenbellikle namaz kılmayanlar, senelerce kazâ borcu olanlar, namaza başladıkları zaman, sünneti kılarken, o vaktin ilk kazâya kalmış namazını kazâ etmeği niyet ederek kılmalıdır. Bunların, sünnetleri kazâ namazı için niyet ederek kılması, dört mezhebde de lâzımdır.
Hanefî mezhebinde namazı özürsüz kazâya bırakmak ekber-i kebâirdir. Bu çok büyük günâh, her namaz kılacak kadar boş zaman geçince bir misli artmaktadır. Çünkü, namazı, boş zamanlarda hemen kazâ etmek de farzdır. Hesâba, sayıya sığmayan bu müthiş günahtan ve azâbdan kurtulmak için, öğle namazının ilk dört rekât sünnetini kılarken, ilk kazâya kalmış öğlenin farzını niyet ederek kazâ kılmalıdır. Öğlenin son sünnetini kılarken, ilk kazâya kalmış sabahın farzını niyet ederek, kazâ kılmalıdır. İkindinin sünnetini kılarken, ikindi farzını niyet ederek kazâ kılmalıdır. Akşamın sünnetini kılarken, üç rekât akşam farzını niyet ederek kazâ kılmalıdır. Yatsının ilk sünnetini kılarken, yatsı farzını ve son sünnetini kılarken de, ilk kazâya kalmış vitri niyet ederek üç rekât olarak kazâ kılmalıdır. Böylece her gün, bir günlük kazâ ödenir. Terâvih namazlarını kılarken de, kazâ niyet ederek, kazâ kılmalıdır. Kaç senelik kazâ namazı varsa, buna, o kadar sene devam etmelidir.
Kazâlar bitince, yine sünnetleri, kılmağa başlamalıdır. Vakti varsa, ayrıca her fırsatta kaza kılıp, bir an önce kazâ borçlarını bitirmelidir. Kılınmayan kazaların, günahı, her gün geçtikçe bir misli artmaktadır.
Abdülkâdir-i Geylânînin yazdığı bu hâdis-i şerifi şerh eden Hanefî mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: (Bu haber, farz borcu olanların sünnetlerinin ve nafilelerinin kabul olmayacağını göstermektedir. Sünnetlerin, farzları tamamlayacağını biliyoruz. Bunun mânâsı farzlar yapılırken, bunların kemâllerine sebep olan birsey kaçırılırsa, sünnetler, kılınan farzın kemâl bulmasına sebep olur. Farz borcu olanın kabul edilmeyen sünnetleri bir işe yaramaz).Kudüs kâdısı Muhammed Sâdık Efendi, fâite namazların kazâ edilmesini anlatırken,şöyle bildirmektedir: Büyük âlim İbni Nüceyim hazretlerine soruldu ki,
(Bir kimsenin kazâya kalmış namazları olsa, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsının sünnetlerini bu namazların kazâlarına niyet ederek kılsa, bu kimse sünnetleri terk etmiş olur mu?)
Cevâbında: (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, o vakit içinde, farzdan başka bir namaz daha kılmak demektir. Şeytan hiç namaz kıldırmamak ister. Farzdan başka bir namaz daha kılarak, şeytana inat edilmiş, rezil edilmiş olur. Sünnet yerine kaza kılmakta, sünnet de yerine getirilmiş olur. Kaza borcu olanların, her namaz vakti, o vaktin farzından başka namaz kılarak, sünneti yerine getirmek için, kaza kılması lâzımdır. Çünkü çok kimse, kazâ kılmayıp, sünnetleri kılıyor. Bunlar Cehenneme gidecektir. Halbuki, sünnetlerin yerine kaza kılan, Cehennemden kurtulur) buyurdu.
Kazâ Namazları Nasıl KılınırKazâ namazlarını bir an önce kılarak, ayrıca tövbe de ederek, büyük cezâdan kurtulmalıdır. Bunun için, sünnetleri de kazâ niyetiyle kılmak lâzımdır. Tenbellikle namaz kılmayanlar, senelerce kazâ borcu olanlar, namaza başladıkları zaman, sünneti kılarken, o vaktin ilk kazâya kalmış namazını kazâ etmeği niyet ederek kılmalıdır. Bunların, sünnetleri kazâ namazı için niyet ederek kılması, dört mezhebde de lâzımdır.
Hanefî mezhebinde namazı özürsüz kazâya bırakmak ekber-i kebâirdir. Bu çok büyük günâh, her namaz kılacak kadar boş zaman geçince bir misli artmaktadır. Çünkü, namazı, boş zamanlarda hemen kazâ etmek de farzdır. Hesâba, sayıya sığmayan bu müthiş günahtan ve azâbdan kurtulmak için, öğle namazının ilk dört rekât sünnetini kılarken, ilk kazâya kalmış öğlenin farzını niyet ederek kazâ kılmalıdır. Öğlenin son sünnetini kılarken, ilk kazâya kalmış sabahın farzını niyet ederek, kazâ kılmalıdır. İkindinin sünnetini kılarken, ikindi farzını niyet ederek kazâ kılmalıdır. Akşamın sünnetini kılarken, üç rekât akşam farzını niyet ederek kazâ kılmalıdır. Yatsının ilk sünnetini kılarken, yatsı farzını ve son sünnetini kılarken de, ilk kazâya kalmış vitri niyet ederek üç rekât olarak kazâ kılmalıdır. Böylece her gün, bir günlük kazâ ödenir. Terâvih namazlarını kılarken de, kazâ niyet ederek, kazâ kılmalıdır. Kaç senelik kazâ namazı varsa, buna, o kadar sene devam etmelidir.
Kazâlar bitince, yine sünnetleri, kılmağa başlamalıdır. Vakti varsa, ayrıca her fırsatta kaza kılıp, bir an önce kazâ borçlarını bitirmelidir. Kılınmayan kazaların, günahı, her gün geçtikçe bir misli artmaktadır.