Risale-i Nurun Telifi Ve Neşri

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Risale-i Nurun Telifi Ve Neşri

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri öyle müşkül ve ağır vaziyetler altında Risale-i Nur külliyatını telif ediyor ki, tarihte hiçbir ilim adamının karşılaşmadığı zorluklara maruz kalıyor. Fakat, sönmeyen bir azim, irade ve hizmet aşkına malik olduğu için yılmadan, yıpranmadan, usanıp bıkmadan, bütün kuvvetini sarf ederek emsalsiz bir sabır ve tahammül ve feragat-i nefs ile, bu millet ve memleketi komünizm ejderinden, mason afatından, dinsizlikten muhafaza edecek-eden ve etmekte olan-ve alem-i İslamı ve beşeriyeti tenvir ve irşadda büyük bir rehber olan bu harikulade Risale-i Nur eserlerini meydana getiriyor. Yüz otuz parça olan Risale-i Nur külliyatının telifi yirmi üç senede hitama eriyor.
Nur risaleleri, şiddetli ihtiyaç zamanında telif edildiğinden, her yazılan risale, gayet şifalı bir tiryak ve ilaç hükmünü taşıyor ve öyle de tesir edip pekçok kimselerin manevî hastalıklarını tedavi ediyor. Risale-i Nur'u okuyan herbir kimse, güya o risale kendisi için yazılmış gibi bir halet-i rûhiye içinde kalarak büyük bir iştiyak ve şiddetli bir ihtiyaç hissederek mütalaa ediyor. Nihayet öyle eserler vücuda geliyor ki, bu asır ve gelecek asırların bütün insanlarının îmanî, İslamî, fikrî, rûhî, kalbî, aklî ihtiyaçlarına tam cevap verecek ve kafi gelecek Kur'anî hakîkatler ihsan ediliyor. Risale-i Nur, Kur'an-ı Hakîmin hakîki bir tefsiridir. Ayetler, sırasıyla değil, devrin ihtiyacına cevap veren îmanî hakîkatleri mübeyyin ayetler tefsir edilmiştir.

Tefsir iki kısımdır: Biri ayetin ibaresini ve lafzını tefsir eder, biri de ayetin mana ve hakîkatlerini izah ile ispat eder.
Risale-i Nur, bu ikinci kısım tefsirlerin en kuvvetlisi ve en kıymettarı ve en parlağı ve en mükemmeli olduğu, ehl-i tahkik ve tetkikten binlercesinin şehadetiyle ve tasdikiyle sabittir.
Risale-i Nur'un telifi ve neşriyatı, şimdiye kadar misli görülmemiş bir tarzdadır. Bediüzzaman Said Nursî, kendi eliyle risaleleri yazıp teksir edecek derecede bir yazıya malik değildir; yarım ümmîdir. Bunun için katiplere süratle söyler ve süratle yazılır. Günde bir iki saat telifatla meşgul olarak on, on iki ve bir iki saatte yazılan harika eserler vardır.
Üstad Bediüzzaman'ın telif ettiği risaleleri, talebeler, elden ele ulaştırmak sûretiyle müteaddit nüshalar yazarlar, yazılan nüshaları müellifine getirirler. Müellif, müstensihlerin yanlışlarını düzeltir. Bu tashihatı yaparken, eserin aslı ile karşılaştırmadan kontrol eder. Şimdi de yirmi beş otuz sene evvel telif ettiği bir eseri tashih ederken aslına bakmaz. Yazılan risaleleri etraf köylerden ve kazalardan gelenler, büyük bir merak ve iştiyakla alıp gidiyorlar ve el yazısıyla neşrediyorlardı.
Üstad Bediüzzaman, Kur'an'dan başka hiçbir kitaba müracaat etmeden ve telifat zamanında yanında hiçbir kitap bulunmadan Nur risalelerini telif etmiştir.
Merhum Mehmed Akif'in,
"Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı. "

beytiyle ifade ettiği idealini tahakkuk ettirmek Bediüzzaman'a müyesser olmuştur.
Risale-i Nur'un neşir keyfiyeti de tarihte hiçbir eserde görülmemiştir.
Şöyle ki: Kur'an hattını muhafaza etmek hizmetiyle de muvazzaf olan Risale-i Nur'un, muhakkak Kur'an yazısıyla neşredilmesi lazımdı. Eski yazı yasak edilmiş ve matbaaları kaldırılmıştı. Bediüzzaman'ın parası, serveti yoktu; fakirdi, dünya metaıyla alakası yoktu. Risaleleri el ile yazarak çoğaltanlar da, ancak zarûri ihtiyaçlarını temin ediyorlardı. Risale-i Nur'u yazanlar, karakollara götürülüyor, işkence ve eziyetler yapılıyor, hapislere atılıyordu. Bediüzzaman aleyhinde hükûmet eliyle yaptırılan propaganda ve tazyiklerle her tarafa dehşetler saçılıyor; ahali, Hazret-i Üstada yaklaşmaya, ondan din, îman dersi almaya cesareti kalmayacak derecede evhamlandırılıyordu. Vaktiyle de din adamlarının, hakîkatperestlerin, sırf dindar oldukları için darağaçlarında can vermeleri, bir korku ve yılgınlık havası meydana getirmişti. Hüküm sürmekte olan eşedd-i zulüm ve istibdad-ı mutlak içinde, ehl-i diyanet sükût-u mutlaka mahkûm edilmişti. Ne dînin hakîkatlerinden bahseden hakîki bir risale neşrettiriliyor ve ne de o hakîkatler millete ders verdiriliyordu. Bu sûretle İslamiyet, ruhsuz bir cesed haline getirilmeye çalışılıyor, dîn-i İslamın mahiyeti ve esaslarını ders vermek, katiyen menediliyordu.

Tarihçe-i Hayatından
 

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
Risale-i Nur'u yazanlar, karakollara götürülüyor, işkence ve eziyetler yapılıyor, hapislere atılıyordu.

NE MANİDAR BİR YAZI

Allahım bunca çileli hayatların bizlere kadar ulaştırAN LARI SEN ÖTEDE AZİZ EYLE amin

MUAYME HOCAM PAYLAŞIM İÇİN ALLAH EBEDEN RAZI OLSUN OKUMADIĞIM BİR YAZI
 

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
emegine saglık ALLAH RAZI OLSUN YAZILARIN BAKİ OLSUN
Bediüzzaman aleyhinde hükûmet eliyle yaptırılan propaganda ve tazyiklerle her tarafa dehşetler saçılıyor; ahali, Hazret-i Üstada yaklaşmaya, ondan din, îman dersi almaya cesareti kalmayacak derecede evhamlandırılıyordu. Vaktiyle de din adamlarının, hakîkatperestlerin, sırf dindar oldukları için darağaçlarında can vermeleri, bir korku ve yılgınlık havası meydana getirmişti. Hüküm sürmekte olan eşedd-i zulüm ve istibdad-ı mutlak içinde, ehl-i diyanet sükût-u mutlaka mahkûm edilmişti. Ne dînin hakîkatlerinden bahseden hakîki bir risale neşrettiriliyor ve ne de o hakîkatler millete ders verdiriliyordu. Bu sûretle İslamiyet, ruhsuz bir cesed haline getirilmeye çalışılıyor, dîn-i İslamın mahiyeti ve esaslarını ders vermek, katiyen menediliyordu.

GÜZEL BİR PALAŞIMDI KADEŞİM
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Allah razı olsun @Mu@YMe
 

Ekli dosyalar

  • upload_2016-7-1_10-17-43.png
    upload_2016-7-1_10-17-43.png
    84 KB · Görüntüleme: 6
Üst