SelamunAleyküm
Öfke kötü bir huydur. As lı ateş t ir, yaras ı da kalbte bulunur. Kaynağı
ş eytana dayanır. Nitekim, Kur'an-ı Kerim'de ş eytanın "Beni ateş ten, onu
(Adem'i) is e topraktan yaratt ın." dediği buyruluyor. Ateş in yapıs ı; rahat
durmamak, dalgalanmak, hareket etmekt ir. Toprağın yapıs ı is e: s akin ve
rahat durmakt ır. Öyle is e öfkeye kapılan kims e, Adem'den çok ş eytanla
ilgili olur. Onun için Hz. Ömer Resulullah'a "Bana çok kıs a ve faydalı bir
ş ey bildirin" dediğinde, Resulullah: "Kızma; cennete girers in." buyurdu.
Hz. Ömer ne kadar sorduys a, Resulullah aynı ş eyi buyurdu.
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Sirke balı nasıl bozuyorsa, öfke de imanı öyle bozar."
Hz.İs a (A.S.), Yahya'ya (A.S.): "Kızma" dedi. Yahya "Ben ins anım bunu
yapamam" dedi. İs a: "Hiç olmazs a mal toplama" deyince Yahya: "Bunu
yapabilirim" dedi.
İnsanoğlunun kızıp - öfkelenmekten tamamen kurtulmas ı mümkün değildir.
Ama kendis ine hakim olmas ı mümkündür. Yüce Allah öfkesini yenenleri
övüyor ve buyuruyor ki: "Öfkesini yenip, insanları affedenler."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Yüce Allah, öfkes ini yenenlerden, azabını kald ırır; özür dileyenlerin
özrünü kabul eder; Dilini koruyanların kusurlarını örter."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Kızmas ı gereken yerde kızgınlığını yenenin, Yüce Allah kıyamet gününde
kalbini kendi rızaıyla doldurur."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Cehennemin bir kapıs ı var. Bu kapıdan yalnız şeriata aykırı şekilde
kızanlar girer."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Yüce Allah yanında, kulun yuttuğu şeylerden öfkeden daha çok sevileni
yoktur. Öfkesini yutanın kalbini Yüce Allah imanla doldurur."
Fudeyl bin İyad, Süfyan-ı Sevri ve daha birçok din büyüğü şu hususta fikir
birliğine varmışlardır. Öfke anında yumuş aklık göstermekten ve intikam
anında sabredici olmaktan üstün hiçbir şey yoktur.
Ömer İbn Abdülaziz, kendisine kötü söz söyleyene karşı başını eğdi, şöyle
dedi ve sonra sustu:
"Sen, şeytanın bana tesir edip beni kızdırmasını ve sultan olduğum için
kalkıp seni dövmemi istiyorsun. Bugün ben sana kızayım, kıyamette ise
mükafatımdan olayım. Senin bu is tediğin olacak şey değil. Bundan ümidini
kes ."
Peygamberlerden birisi diyor ki:
"Hiçbir şeye kızmayacağına söz verip bu sözü yerine get iren kims enin
benden sonra benim yerime geçeceğini ve cennette de bana arkadaş
olacağına söz veririm." Birisi "Ben kefil olup bu sözü veririm" dedi.
Peygamber sözünü tekrarladı. O şahıs da "Ben kabul ettim" dedi ve sözüne
bağlı kaldı. Peygamber (S.A.S.) vefat ettikten sonra halife oldu.
İmam-ı Gazali/Kimya-yı Saadet
Öfke kötü bir huydur. As lı ateş t ir, yaras ı da kalbte bulunur. Kaynağı
ş eytana dayanır. Nitekim, Kur'an-ı Kerim'de ş eytanın "Beni ateş ten, onu
(Adem'i) is e topraktan yaratt ın." dediği buyruluyor. Ateş in yapıs ı; rahat
durmamak, dalgalanmak, hareket etmekt ir. Toprağın yapıs ı is e: s akin ve
rahat durmakt ır. Öyle is e öfkeye kapılan kims e, Adem'den çok ş eytanla
ilgili olur. Onun için Hz. Ömer Resulullah'a "Bana çok kıs a ve faydalı bir
ş ey bildirin" dediğinde, Resulullah: "Kızma; cennete girers in." buyurdu.
Hz. Ömer ne kadar sorduys a, Resulullah aynı ş eyi buyurdu.
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Sirke balı nasıl bozuyorsa, öfke de imanı öyle bozar."
Hz.İs a (A.S.), Yahya'ya (A.S.): "Kızma" dedi. Yahya "Ben ins anım bunu
yapamam" dedi. İs a: "Hiç olmazs a mal toplama" deyince Yahya: "Bunu
yapabilirim" dedi.
İnsanoğlunun kızıp - öfkelenmekten tamamen kurtulmas ı mümkün değildir.
Ama kendis ine hakim olmas ı mümkündür. Yüce Allah öfkesini yenenleri
övüyor ve buyuruyor ki: "Öfkesini yenip, insanları affedenler."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Yüce Allah, öfkes ini yenenlerden, azabını kald ırır; özür dileyenlerin
özrünü kabul eder; Dilini koruyanların kusurlarını örter."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Kızmas ı gereken yerde kızgınlığını yenenin, Yüce Allah kıyamet gününde
kalbini kendi rızaıyla doldurur."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Cehennemin bir kapıs ı var. Bu kapıdan yalnız şeriata aykırı şekilde
kızanlar girer."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Yüce Allah yanında, kulun yuttuğu şeylerden öfkeden daha çok sevileni
yoktur. Öfkesini yutanın kalbini Yüce Allah imanla doldurur."
Fudeyl bin İyad, Süfyan-ı Sevri ve daha birçok din büyüğü şu hususta fikir
birliğine varmışlardır. Öfke anında yumuş aklık göstermekten ve intikam
anında sabredici olmaktan üstün hiçbir şey yoktur.
Ömer İbn Abdülaziz, kendisine kötü söz söyleyene karşı başını eğdi, şöyle
dedi ve sonra sustu:
"Sen, şeytanın bana tesir edip beni kızdırmasını ve sultan olduğum için
kalkıp seni dövmemi istiyorsun. Bugün ben sana kızayım, kıyamette ise
mükafatımdan olayım. Senin bu is tediğin olacak şey değil. Bundan ümidini
kes ."
Peygamberlerden birisi diyor ki:
"Hiçbir şeye kızmayacağına söz verip bu sözü yerine get iren kims enin
benden sonra benim yerime geçeceğini ve cennette de bana arkadaş
olacağına söz veririm." Birisi "Ben kefil olup bu sözü veririm" dedi.
Peygamber sözünü tekrarladı. O şahıs da "Ben kabul ettim" dedi ve sözüne
bağlı kaldı. Peygamber (S.A.S.) vefat ettikten sonra halife oldu.
İmam-ı Gazali/Kimya-yı Saadet