Dövme yapmak doğru mudur ?
İnsanlar, çok eski zamanlardan beri vücutlarının çeşitli yerlerine dövme yaptırmışlardır. Bugün bu adet, yer yer sürdürülüyor. Avrupa ve Amerika'da bazı gençler bunu bir "süs" şeklinde yaparken, yurdumuzda da birtakım havai gençler onları taklit ediyorlar. Cahiliye Arapları dövmeyi süslenmek için yaparlarken; dövme ile bedenlerine çeşitli şekil ve suretler yaparak bununla mafsallarının güç kazandığına inanırlardı. Bugün ise bu tamamen bir özentiden öteye geçmemektedir.
Dövme, bilinen şekliyle şöyle yapılıyor: Vücut, iğne ve benzeri aletlerle kan akacak şekilde yaralanıyor. Sonra aynı yere iç yağı ve bazı maddeler konarak yara iyileşmeye terk ediliyor. Sonunda deri altında koyu yeşil bir şekil meydana geliyor.
Buhari ve Müslim'de rivayet edilen hadislerde, Peygamber Efendimiz (a.s.m.) dövme yapmayı ve yaptırmayı yasaklamış, bunları yaptıranın İlahi rahmete liyakatini kaybettiklerini bildirmiştir.
Bilmeden dövmeyi yaptıran insan nasıl hareket edecektir? Bundaki hüküm, dövmeyi yaparken kullanılan maddeye göre değişir. Şayet bu maddeler dinen necis sayılanların arasında bulunuyorsa, dövme de o hükme girer. Şayet temizse, o da temizdir. Bunda yapılacak şey, şayet ufak bir müdahale veya ameliyatla hallediliyorsa gidermeye çalışmaktır. Şayet giderilemiyor, buna da imkan bulunamıyorsa, o şekilde bırakılır. Çünkü Cenab-ı Hak kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez, onun üstesinden gelemeyeceği, yapamayacağı şeyleri istemez.
Abdeste ve gusle mani olup olmadığına gelince; bir defa dövme derinin altındadır. Yani dış derinin altında yer alıyor. Abdest ve gusulde ise derinin altını değil, üstünü yıkamak farzdır. Dövme de derinin altında kaldığına göre, onun bedenin herhangi bir yerinde bulunması abdeste ve gusle mani olmaz. Üzerinin yıkanmasıyla abdest ve gusül sahih olur.
Bilmeden böyle bir günahı işlemiş olan kimse de Allah'tan mağfiret diler, tövbe istiğfar eder. Ve inşallah da kabul edilir.
İnsanlar, çok eski zamanlardan beri vücutlarının çeşitli yerlerine dövme yaptırmışlardır. Bugün bu adet, yer yer sürdürülüyor. Avrupa ve Amerika'da bazı gençler bunu bir "süs" şeklinde yaparken, yurdumuzda da birtakım havai gençler onları taklit ediyorlar. Cahiliye Arapları dövmeyi süslenmek için yaparlarken; dövme ile bedenlerine çeşitli şekil ve suretler yaparak bununla mafsallarının güç kazandığına inanırlardı. Bugün ise bu tamamen bir özentiden öteye geçmemektedir.
Dövme, bilinen şekliyle şöyle yapılıyor: Vücut, iğne ve benzeri aletlerle kan akacak şekilde yaralanıyor. Sonra aynı yere iç yağı ve bazı maddeler konarak yara iyileşmeye terk ediliyor. Sonunda deri altında koyu yeşil bir şekil meydana geliyor.
Buhari ve Müslim'de rivayet edilen hadislerde, Peygamber Efendimiz (a.s.m.) dövme yapmayı ve yaptırmayı yasaklamış, bunları yaptıranın İlahi rahmete liyakatini kaybettiklerini bildirmiştir.
Bilmeden dövmeyi yaptıran insan nasıl hareket edecektir? Bundaki hüküm, dövmeyi yaparken kullanılan maddeye göre değişir. Şayet bu maddeler dinen necis sayılanların arasında bulunuyorsa, dövme de o hükme girer. Şayet temizse, o da temizdir. Bunda yapılacak şey, şayet ufak bir müdahale veya ameliyatla hallediliyorsa gidermeye çalışmaktır. Şayet giderilemiyor, buna da imkan bulunamıyorsa, o şekilde bırakılır. Çünkü Cenab-ı Hak kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez, onun üstesinden gelemeyeceği, yapamayacağı şeyleri istemez.
Abdeste ve gusle mani olup olmadığına gelince; bir defa dövme derinin altındadır. Yani dış derinin altında yer alıyor. Abdest ve gusulde ise derinin altını değil, üstünü yıkamak farzdır. Dövme de derinin altında kaldığına göre, onun bedenin herhangi bir yerinde bulunması abdeste ve gusle mani olmaz. Üzerinin yıkanmasıyla abdest ve gusül sahih olur.
Bilmeden böyle bir günahı işlemiş olan kimse de Allah'tan mağfiret diler, tövbe istiğfar eder. Ve inşallah da kabul edilir.