Hayırlı cumalar kardeşim,
Semâ, kelime olarak “işitmek ve dinlemek” mânâlarına gelmektedir. Güzel sesle ve musikî refakatinde coşmak mânâsında da kullanılır. Tasavvufta semâ bir vasıtadır. Semâdan gaye ise, ondan meşru olarak faydalanmak ve bu vesile ile insanlara Hakk'ın kelâmını dinletmektir.
Sema, sembolik olarak, kâinatın oluşumunu, insanın âlemde dirilişini, Yüce Yaratıcı’ya olan aşk ile harekete geçişini ve kulluğunu idrak edip “İnsan- ı Kâmil” e doğru yönelişini ifâde eder.
“Semâ zamana, mekâna ve ihvana göre değişir.” diyen Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri, semâ edenleri üç gruba ayırır: avam, zahid ve ârifler. Semâı ârif ve zahidler için iyi görürken, avam için hoş görmez.
Mum yakma mevzusuna gelince:
Bütün yanlışların kaynağını ve sebebini bilmek zordur. Buna asıl sebep olarak dinin sağlam temellerinden uzaklaşma, diye kestirme bir cevap vermek mümkündür. Niçin yanlış olduğuna gelince; dünya içinde âhiret için de yarar sağlamayan ve dinin de, mantığın da emretmediği, uygun bulmadığı birşey olduğu için yanlıştır, diyebiliriz.
Bir de Cenazelerde mum yakmak hadisesi vardır ki: Hristiyanlara ait bir özellik olduğu için dinimizde caiz değildir. Mum yakan kişi günah işlemiş olur.