Bir namaz öyküsü
İşte bir namaz öyküsü İbret alabilen herkes için İbretimiz belki bir gün beratımız olur
Orta yaşlı adamın iyi bir işi, iyi bir eşi mutlu bir hayatı vardır Az kimsenin yaptığı ticaretle meşguliyetinden çok para kazanmakta, rahat günler geçirmektedir Ev, araba, tatiller, seyahatler, uçuşanlar sevinçler Gülen gündüzler
Derken dönen dünya ile beraber ibre değişmeye başlar Ticarette rakipleri çoğalır, hanımı rahatsızlanır, çocuklar artan problemleriyle büyür Mengene sıkmaya başlar, kolay olanlar zor işlere dönüşür Daraldıkça daralmaya başlar günler Yaşadıkları sanki günün gündüzüdür, geceye geçişi yaşayacaktır artık
Kazancı iyice azalır, oğlunun olumsuz harcamalarından evini satmak zorunda kalır Alacaklar kapıya dayanır, hanımı vefat eder Karanlık karanlık üstüne çökmekte, gece siyah bir gelin gibi onu sarmaktadır
Gündüz genişliğinde aklına gelmeyen gece darlığında gelir; dua etmek Yapacağı başka bir şey kalmamıştır da Dua etmesine eder, ama kendi aklınca kabul olmaz Gizliden serzenişte bulunur
Bir gün oturduğu binanın altında esnaf komşusuna uğrar Serzenişlerini dindar komşuya söyler: “Allah dualarımı kabul etmiyor!” O da durumu bildiği için biraz celalli konuşur: “Allah senin dualarına niye kabul etsin, Allah’ın emri namazı kılmıyorsun ki” Adeta duvara vurmuş da ayılmış gibidir Doğrudur, niye namazı kılmıyordur ki
Aslında dualarına cevap gelmiştir; komşunun söylemesiyle kader yol ve yön göstermiştir ona: namaz kılmak Ya bu yolda yürüyecek kurtulacak veya iyice kaybolacaktır karanlıkta Var olmayı tercih eder, o gün başlar namaza
Namazla birlikte kader ağlarını çözmeye başlar, beyaz iplikle siyah iplik birbirinden ayrılmaya, belirginleşmeye başlar İşler yavaş yavaş iyiye dönmeye doğru gider Öyle olur ki, bir müddet sonra sattığı evi bir şekilde geri alır Hanımı geri gelmez ama, yaşam umutları iyice yeşerir dünyasında Sevinç rüzgârları eskisi gibi esmez, fakat huzur bulutları gölgelendirerek gezer üzerinde
Seksene yaklaşan yaşıyla mahalle camimizin müdavimlerindendir şimdilerde Karşı apartman komşumuzla namaz yollarında giderken ve dönerken hayata dair kısa konuşmalar yaparız Sakin, ağırbaşlı haline pek yakışır ağaran saçları Dünyasını kurtaran namaz inşaallah ahiretini de kurtarır
Demek ki dünya ve ahiret işleri kulluk miracı namazla düzeliyor Kul olmanın ağırlığı ile secdeye giden başlar hafiflemiş kalple kalkıyorZorluğun ve kolaylığın Rabbi ona çıkış yollarını açıyor, ummadığı yerden rızıklandırıyor
Güç işler geç işlere dönüşüyor Gücünün bittiği yerde yeni ümit çiçekleri birden bitiveriyor Sebepler susuyor, Müsebbibü’l-esbab konuşuyor çünkü O “Ol” deyiverdikten sonra olmayacak birşey var mı?
İşlerimizde yamukluk varsa kulluğumuzu doğrultmalıyız Nefis yamulmadıkça doğru yol bulunamaz Gündüzde gece ellerimizle dua etmesini biliyorsak gece olmuş, gündüz olmuş fark etmez Gündüzden sonra gecenin geleceğini iyi bellemezsek musibetler belimizi büktüğünde anlamamız geç olur Geç işler güç işlere dönüşür
Geç kalmadan, gecenin karabasanı basmadan, gündüzün basmakalıp işleri ve zevklerinden ayrılabilmeliyiz Ayrılmazsak gündüzden, şehirden, şehirlerden zaten ayrılacağız İyisi mi talimini bitirmiş asker edasıyla terhis olalım dünya gecesinden, gamı kederi geride bırakarak doğalım sonsuzluk sabahında
Dünyada “En” işimiz namazı en iyi yaparsak gece-gündüz, gündüz-gece döner durur ubudiyet yapraklarını dökerek Dökülenler sonsuzluk havuzunda toplanır biz sonlular için İşte bir namaz öyküsü İbret alabilen herkes için İbretimiz belki bir gün beratımız olur