Çözüldü Sünnette Reğaib Diye Bir Namaz Var Mı?

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Nevevi bu konuda tek değil , Tasavvuf Ehlinin bir kısmı onun gibi düşünüyor.Alimlerin çoğu bu görüşte olduğu için , biz 2 veya 3 Alimin içtihadına değilde çoğunluğun içtihadına uymalıyız.
"Müstehab(Yapılması dinde güzeldir) diyenler ise Bursevî,Gazalî,Ebu Talib El-Mekki' ve Tasavvuf Ehli'nin bir kısmıdır.İmam Nevevi buna itiraz ederek , El-Mecmu''da ''Bu Alimlerin kitaplarında geçmesi kişiyi aldatmasın'' demiştir."

Müstehab diyenler ya daha çoksa Ahmed1?Nerden bileceğiz şimdi?

Birinin veli olduğunu biliyorsun diyelim.Nefs dereceleri aşmış ,gerçek mürşidi kamil.
Zahiri alimemi inanırsın yoksa bir veliye mi?
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
Bu mübareklerin evliya olduğu herkez tarafından bilinir.
"İsmail Hakkı Bursevî Hz.,İmam Gazali Hz.,Ebu Talib El-Mekki Hz. ,Tasavvuf Ehli'nin bir kısmı..."

Belki daha nice evliyalar eserine aldı.Zaten "tasavvuf ehlinin bir kısmı"da yazıyor.

Yani İmam Nevevi sadece zahiri alim miydi?Batıni ilmi var mıydı?Kendisine Veli ,evliya diyenler var mıdır?

Şafii âlimlerinin büyüklerinden. İsmi Yahya bin Şeref, lakabı Muhyiddin, künyesi Ebû Zekeriyya’dır. 1233 (H.631) senesinin Muharrem ayında, Şam’ın güneyindeki Nevâ kasabasında doğdu. Doğduğu yere nispetle Nevevi denmiştir. 1277 (H.676) yılının Receb ayında vefat etti.

1-Kısa zamanda Kur’an-ı kerimi ezberledi.
2-Vefatına kadar,vazifesinin karşılığında hiç para almadı.
3-Geçinmede kanaat üzere olup, nefsi ve dünyevi arzu ve isteklerden geçmişti. Allahü teâlâdan çok korkardı. Doğru konuşur, yerinde söyler, gecelerini ibadet ve taatle geçirirdi
4-Şam halkının yediği şeylerden yemez, memleketinden, anne-babasının yanından getirdiği, tam helal olduğunu bildiği şeyleri yemekle kanaat ederdi.
5-Yirmi dört saatte bir defa, yatsıdan sonra yemek yerdi. Yine günde bir defa, sahur vaktinde su içerdi. O diyarın âdeti olan kar suyu içme âdetini yapmazdı. Bekar idi. Hiç evlenmedi. Geceleri uyumaz, ibadet eder ve kitap yazardı.


İmam Nevevi'yi bu kadar sözlerle anlatmak yetmez ama senin için bu kadar yeterli sanırım.

İslam Ümmetinin kabul ettiği bir Evliya bir Alim bir Fakihtir.
 

Münzevi

KF Ailesinden
Özel Üye
Söyle soruyorum.
Tahrife uğramamış bir evliyanın eserinde uydurma veya zayıf rivayet var mıdır?

Açıkcası biz buna inanmıyoruz ve diyoruz ki evliyaların eserini nasıl yazdığı bellidir.Hiç bir evliyanın eserinde uydurma ve zayıf rivayet yoktur.

Eğer siz diyorsanız ki tahrife uğramamış evliyaların eserinde zayıf ve uydurma rivayet vardır , o zaman siz bunu kanıtlamak zorundasınız.Eserleri eklemelisiniz ki inceleyebilelim.

Zayıf ve uydurma hadis ayrımını iyi yapmanız gerek ikisinin arasında etimolojik olarak anlam benzerliği olsada ikisinin arasında dünya kadar fark vardır.Ya gidin biraz usül okuyun yada hadislerden uzak durun allah muhafaza kafanızdaki vesveselerden uyuyamazsınız.
Kardeşim bir veli'nin kitabında zayıf olabilir fakat uydurma hadis olamaz!Eğer öyle bir durum vaki olmuşsa ki olmuştur ya o adam aslında veli değildir yada kitap tahrif edilmiştir.. Çünkü uydurma hadis hakkında efendimiz şunları söylemiştir;

I. Kim benim üzerime kasıtlı olarak bir yalan uydurursa Cehennem ’de oturacak yerini hazırlasın! [1]

II. Kim benim söylemediğim bir şeyi bana nispet ederse Cehennem’de oturacak yerini hazırlasın![2]

III. Bana yalan nispet etmek başkasına nispet etmek gibi değildir. Her kim benim üzerime kasıtlı olarak yalan uydurursa Cehennem ‘de oturacağı yeri hazırlasın![3]

IV. Kim yalan olduğunu -zan derecesinde de olsa- bildiği halde benden bir hadis aktarırsa o iki yalancıdan birisidir.[4]

Buraya kadar aktardıklarımız bizatihi Hz. Peygamber ﷺ’in söylemediği bir sözü kendisine nispet etmenin ne denli büyük bir tehdide düçar olmak anlamına geleceğini kendi dilinden haber vermekten ibaret. Böyle bir tehdide önlem almak içindir ki; es-Sehavi, “Elfiye” şerhinde Mevzu hadis tarif edilirken kullanılan “el-kezib”, “el-muhtelak”, “el-masnu’” şeklinde üç aynı anlamı taşıyan kelimelerin kullanılış sebebinin bu şekildeki bir rivayetten nefret ettirme amaçlı olduğunu söyler.[5]

böyle hadisler varken uzatmaya gerek yoktur.

Madem veli sözüm onlara;Yatağında yatan müridin gece kaç kere sağına soğuna döndüğünü biliyor o halde bunu da bilmesi gerekir..

Ortada bir hadis varsa biz evliyaya göre değil isnadına göre değerlendirir üsülcülerin tetkiklerinden sonuca varırız.

Üzerine bir takım akaidimiz ve ibadatımızı bina ettiğimiz esasları asıllarına irca etme vazifesini gören isnat, asırlar boyu bütün ümmet tarafından dinin selameti açısından olmazsa olmaz bir muhafız olarak görülmüştür. Allah Teâlâ, Hz. Peygamber ﷺ’in de haber verdiği üzere [6] her dönemde sünneti muhafaza ederek dini bidatlerden koruyacak âlimler göndermiştir. Bunun için İmam Darekutnî “Ey Bağdat ahalisi! Ben sağken birinizin Resulüllah ﷺ’a yalan iftira edebileceğinizi sanmayın!” demiştir.[7] İbn Huseym de “ Hadisi bilebileceğin gündüzün aydınlığı gibi bir aydınlık vardır. Ve kendisini inkâr edebileceğin gecenin karanlığı gibi bir karanlık vardır.” Demektedir.[8] Aynı şekilde İbnu’l-Cevzî’de “Münker hadise karşı çoğu zaman ilim talebesinin tüyleri ürperir ve kalbi burkulur” demiştir.”[9]

Ebubekir Muhammed b. Hanbel’in şu sözü manidardır: Bana ulaşan habere göre Allah Teâlâ şu üç şeyi özellikle bu ümmete mahsus kılmıştır: İsnat, ensab ve i’rab…[10] İbn Hazm’ın da belirttiği gibi; her bir râvinin rivayet ettiği kişinin ismini ve nesebini zikrederek hadisi ta Hz. Peygamber’e muttasıl bir senetle vasletmesi Allah (Azze ve Celle)’ın bu ümmete mahsus kıldığı bir fazıldır. Bu ravilerin her birisinin ismi, hali mahfuz olup yaşadığı zaman ve mekân kayd-u rapt altına alınmıştır. Allah böyle bir üstünlüğü ümmet-i Muhammed’e bahşetmiş ve bu vesileyle kelimeler üzerindeki en ufak zelleler dahi kavranabilmiştir.[11] Bundan dolayı Süfyan es-Sevrî “İsnat müminin silahıdır. Silahı olmazsa neyle savaşacak” demiş, Yezid b. Zurey’ de “Her dinin süvarileri ve kahramanları vardır. Bu dinin kahramanları da hadis ashabıdır” demiştir.[12]

İsnadın dinde bu denli bir mevkii haiz olması dolayısıyladır ki; Abdullah b. Mübarek: İsnatsız bir şekilde din işini sorgulayan kimse, merdivensiz tavana çıkmaya çalışan gibidir” [13] demiştir. Yine “Muhakkak ki; İsnat dindendir. Şayet isnat olmasaydı dileyen dilediğini söylerdi”[14] sözü de ona aittir. İsnat sormak aynı zamanda sahabenin de işleye geldiği bir ameliyedir.[15] Hatta Hulefa-i Raşidîn’in sünnetinden olması dolayısıyla [16] Hz. Peygamber ﷺ’in ittiba etmekle emrettiği şeyler arasında dahi sayılabilir.

Ömer Faruk Korkmaz

[1]Buhari, “Sahih”, Kitabu’l-İlim, 38, No: 110, Müslim, “Sahih”, Mukaddime 2, No: 4, Ebu Dâvud, “Sünen”, Kitâbu’l-İlim, No: 3653, Tirmizi, “Sünen”, Kitabu’l-İlim, No: 2659, İbn Mâce, “Sünen”, Mukaddime, No: 32, İbn Hibban, “Sahih”, Mukaddime 2, No: 31, Beyhaki, “es-Sünenu’l-Kübrâ”, No: 5827, Darimi, “Sünen”, Mukaddime, No: 231, Ahmed b. Hanbel, “Müsned”, No: 584
[2]Buhari, “Sahih”, Kitabu’l-İlim, No: 109, Ali el-Muttakî, “Kenzu’l-Ummâl”, No:29170
[3]Ahmed b. Hanbel, “Müsned”, Buhari, “Sahih”, Kitabu’l-Cenaiz, No: 1229, Müslim, “Sahih”, Mukaddime, No: 5, Beyhaki, “es-Sünenu’l-Kübra”, No: 7420
[4]Ahmed b. Hanbel, “Müsned”, No: 18266, Müslim, “Sahih”, Mukaddime, No:1, Tirmizi, “Sünen”, Kitabu’l-İlim, No: 2662, İbn Hibbân, “Sahih”, Mukaddime, No: 29, İbn Mâce, “Sünen”, Mukaddime, No: 38,
[5]Bkz. es-Sehavî, “Fethu’l-Muğis”, 2/98 Mektebetu Dari’l-Minhac, Riyad 1426 B.1
[6]Taberânî, “Müsnedu’ş-Şâmiyyîn”, No: 599
[7]Sehavî, “Fethu’l-Muğis”, I/303, Daru’l-İmami’t-Taberi, 1992
[8]Sehâvî, “Fethu’l-Muğîs”, I/314-15, Hakim, “Ma’rifetu Ulûmi’l-Hadis”, s. 62
[9]İbnu’l-Cevzî, “Mevdûât”, I/103, Ali el-Kari, “Şerhu şerh-i Nuhbeti’l-Fiker”, s. 436, Daru’l-Erkam, Beyrut-Lübnan
[10]Hatib el-Bağdâdî, “Şerefu Ashâbi’l-Hadis”, s. 84, No: 69, Mektebetu İbn Teymiye, Kahire, 1996, B.I
[11]İbn Hazm, “el-Fisal fi’l-Mileli ve’l-Ehvâi ve’n-Nihal”, II/81-82, Abdülfettah Ebu Gudde, “el-İsnad mine’d-Dîn”, s. 27, Daru’l-Kalem, Beyrut,1992, B.I
[12]İbnu’l-Esir, “Camiu’l-Usûl”, I/109, Mektebetu’l-Halvânî, 1969. B.I
[13]Ebu Gudde, “a.g.e.”, s. 19
[14]Müslim, “Sahih”, Mukaddime, No: 32
[15]Müslim, “Sahih”, Mukaddime, No: 19
[16]Beyhaki, “el-Âdâb”, No: 210, İbn Hibbân, “Sahih”, No: 5810, İbn Hazm, “Haccetu’l-Vedâ’”, No: 403
 

Münzevi

KF Ailesinden
Özel Üye
Şafii âlimlerinin büyüklerinden. İsmi Yahya bin Şeref, lakabı Muhyiddin, künyesi Ebû Zekeriyya’dır. 1233 (H.631) senesinin Muharrem ayında, Şam’ın güneyindeki Nevâ kasabasında doğdu. Doğduğu yere nispetle Nevevi denmiştir. 1277 (H.676) yılının Receb ayında vefat etti.

1-Kısa zamanda Kur’an-ı kerimi ezberledi.
2-Vefatına kadar,vazifesinin karşılığında hiç para almadı.
3-Geçinmede kanaat üzere olup, nefsi ve dünyevi arzu ve isteklerden geçmişti. Allahü teâlâdan çok korkardı. Doğru konuşur, yerinde söyler, gecelerini ibadet ve taatle geçirirdi
4-Şam halkının yediği şeylerden yemez, memleketinden, anne-babasının yanından getirdiği, tam helal olduğunu bildiği şeyleri yemekle kanaat ederdi.
5-Yirmi dört saatte bir defa, yatsıdan sonra yemek yerdi. Yine günde bir defa, sahur vaktinde su içerdi. O diyarın âdeti olan kar suyu içme âdetini yapmazdı. Bekar idi. Hiç evlenmedi. Geceleri uyumaz, ibadet eder ve kitap yazardı.


İmam Nevevi'yi bu kadar sözlerle anlatmak yetmez ama senin için bu kadar yeterli sanırım.

İslam Ümmetinin kabul ettiği bir Evliya bir Alim bir Fakihtir.

Bekarlık sevmeye mani değilmiş :O :P :) "Geceleri uyumaz, ibadet eder ve kitap yazardı." :) Allah ona rahmet etsin.
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
Sorulması gerektiği gibi soruyoruz.Evliyaların eserlerinde uydurma hadis var diyenlerde var.

Ahmed1 siz ne diyorsunuz?Evliyaların eserlerinde uydurma hadis var mıdır?

Ulemaya göre vardır.Hem Zahir hem Batın Alimler bunu söylemiştir.Alimler ve Evliyalar baştacıdır.Fakat ilim sadece okumak değil , bilinçli okumak ve yaşamaktır.

Munzevî , Evliyanın kitaplarında zayıf hadis olur , uydurma olmaz demiş bana göre yanlış.Uydurma da olabilir.

İmam Gazaliye ait İhyau Ulumiddin'deki Reğaib rivayeti hakkında Zahir ve Batın birçok Alim ve Evliya uydurmadır demiş...
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Ulemaya göre vardır.Hem Zahir hem Batın Alimler bunu söylemiştir.Alimler ve Evliyalar baştacıdır.Fakat ilim sadece okumak değil , bilinçli okumak ve yaşamaktır.

Munzevî , Evliyanın kitaplarında zayıf hadis olur , uydurma olmaz demiş bana göre yanlış.Uydurma da olabilir.

İmam Gazaliye ait İhyau Ulumiddin'deki Reğaib rivayeti hakkında Zahir ve Batın birçok Alim ve Evliya uydurmadır demiş...
Tamam işte sorunda orada.Bizde onu anlamaya çalışıyoruz.

Bizde ne zayıf nede uydurma hadis evliyaların eserlerinde olmaz diyoruz.Çünkü zaten batıni ilmi bilen kişi ilmin nereden geldiğini çok iyi bilir.Zahiri ilimle karıştırılacak bir ilim değil ki hata olsun?

Ahmed1 aynı Reğaib rivayetini söylüyorsun.
Ona bakarsan elimizde bu bilgide var.

"İsmail Hakkı Bursevî Hz.,İmam Gazali Hz.,Ebu Talib El-Mekki Hz. ,Tasavvuf Ehli'nin bir kısmı..."

Belki Müstehab diyenler daha fazla.Siz nasıl hemen sonuca varıyorsunuz?Bizce iyice incelenmelidir.
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Şafii âlimlerinin büyüklerinden. İsmi Yahya bin Şeref, lakabı Muhyiddin, künyesi Ebû Zekeriyya’dır. 1233 (H.631) senesinin Muharrem ayında, Şam’ın güneyindeki Nevâ kasabasında doğdu. Doğduğu yere nispetle Nevevi denmiştir. 1277 (H.676) yılının Receb ayında vefat etti.

1-Kısa zamanda Kur’an-ı kerimi ezberledi.
2-Vefatına kadar,vazifesinin karşılığında hiç para almadı.
3-Geçinmede kanaat üzere olup, nefsi ve dünyevi arzu ve isteklerden geçmişti. Allahü teâlâdan çok korkardı. Doğru konuşur, yerinde söyler, gecelerini ibadet ve taatle geçirirdi
4-Şam halkının yediği şeylerden yemez, memleketinden, anne-babasının yanından getirdiği, tam helal olduğunu bildiği şeyleri yemekle kanaat ederdi.
5-Yirmi dört saatte bir defa, yatsıdan sonra yemek yerdi. Yine günde bir defa, sahur vaktinde su içerdi. O diyarın âdeti olan kar suyu içme âdetini yapmazdı. Bekar idi. Hiç evlenmedi. Geceleri uyumaz, ibadet eder ve kitap yazardı.


İmam Nevevi'yi bu kadar sözlerle anlatmak yetmez ama senin için bu kadar yeterli sanırım.

İslam Ümmetinin kabul ettiği bir Evliya bir Alim bir Fakihtir.
İmam Nevevi'nin şeyhi kimdir?
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
"Bâtınî ilim ilham vasıtası ile, Allah-u Teâlâ’nın nuru kalbe akıtması ve dilediğini duyurması ile husule gelir. "

Birçok islam alimi zahiri ilimlerini tamamladıktan sonra tasavvufa yöneldi.


Mürşid-i Kâmil’i Bulmak:

Hendek’ten bir zât, Şeyh Es’ad Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri’mizin ziyaretlerine gidiyor. Oradaki halden-ahvalden memnun kalıyor, içteki hâli kâğıda almak istiyor ve diyor ki:

“Huzur-u Pir’e vardık,
Doymadan neden geldik.”

Fakat bu yazının gerisini getiremiyorlar. Kâğıdı olduğu gibi alıp Şeyh Es’ad Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri’mizin önüne sürüyorlar. Onlar da kâğıdı okuyorlar ve şu cevabı veriyorlar:

“Dünyaya gelmekten murad,
Mürşid-i kâmil-i bulmaktan ibarettir.”
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
Tamam işte sorunda orada.Bizde onu anlamaya çalışıyoruz.

Bizde ne zayıf nede uydurma hadis evliyaların eserlerinde olmaz diyoruz.Çünkü zaten batıni ilmi bilen kişi ilmin nereden geldiğini çok iyi bilir.Zahiri ilimle karıştırılacak bir ilim değil ki hata olsun?

Ahmed1 aynı Reğaib rivayetini söylüyorsun.
Ona bakarsan elimizde bu bilgide var.

"İsmail Hakkı Bursevî Hz.,İmam Gazali Hz.,Ebu Talib El-Mekki Hz. ,Tasavvuf Ehli'nin bir kısmı..."

Belki Müstehab diyenler daha fazla.Siz nasıl hemen sonuca varıyorsunuz?Bizce iyice incelenmelidir.

Öncekle bu reğaib namazı rivayeti Peygamber zamanında ,Sahabe zamanında veya Tabiin zamanında veya 4 Mezhep Alimleri zamanında yapılıyor olsaydı neden Buhari,Müslim veya Kütübü Sitte veya Kütübü Tis'a veya Müsned ve Musannef yazan bütün Hadis Alimleri bunları kitaplarına almamış da sadece çok sonraları yazılmış bazı vaaz kitaplarında geçmiştir.

Örnek Ebu Davud , Süneni'ne neden almamış?Diğer hadis Alimleri kitaplarına neden almamış bu rivayeti? Madem bu kadar faziletli?

Diğer husus da şu :

Tasavvuf Alimleri eserlerine 2 nedenle uydurma rivayet alırlar

1-Halkın bunları sünnet zannetmemesi için halkı buna karşı uyarmak

Örnek:

Suyutî uydurma rivayetleri eserine almış ve bu uydurmadır demiştir.

Bunun nedeni , insanların bu rivayetleri sahih zannetmemeleri içindir.Yani Suyuti demiş oluyor ki : Bakın böyle rivayetler , aranızda dolaşırsa bilinki bunlar uydurmadır'' demiş.

2-Aslen uydurma olsada yapılmasında Şeriatta bir zararı bulunmadığını söylemek

Örnek:

İmam Gazali, İhyada Reğaib namazını nakletmiş ve Kudus halkının bu namazı topluca kıldıklarını görmesinden yola çıkarak bu namazı tavsiye etmiştir.

Peki Gazalî bunun uydurma olduğunu bilemedi mi?

Tasavvuf Alimlerinin bir kısmı Şeyhlerinden hüsnü zan ederek onlardan gelen rivayetleri hüsnü zan ederek Kitaplarına alırlar.Gazalî de burda kaynak olarak sürekli Ebu Talib El-Mekki'nin , Kutul Kulubundan kaynak almıştır.

Nitekim İmam Gazali , ''Ben hadis konusunda zayıfım'' demiştir.

O halde Alimleri hatasız görmek yanlış olur.

Körü körüne bağlanılıcak tek kişi , Hz.Peygamberdir.Diğer kişilerin her zaman hataları çıkabilir.
 
Son düzenleme:

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
İmam Nevevi'nin şeyhi kimdir?

İmam Nevevi'nin ilim tahsil ettiği hocaları çoktur.Hayatıyla ilgili eserlere bakarsan daha faydalı olur.

İmam Takiyyüddin es-Sübkî, Nevevî’ye derin hayranlık duyardı.İmam Nevevî’nin Eşrefiyye dârülhadîsinde ders verdiği yerde geceleri ibadet ederken yanağını yerlere sürer ve “Nevevî’nin ayak bastığı yere belki yüzüm temas eder” diyerek duygulanırdı.Nevevî’nin evliyâullahdan olduğunu söylerdi.
 

Münzevi

KF Ailesinden
Özel Üye
Ulemaya göre vardır.Hem Zahir hem Batın Alimler bunu söylemiştir.Alimler ve Evliyalar baştacıdır.Fakat ilim sadece okumak değil , bilinçli okumak ve yaşamaktır.

Munzevî , Evliyanın kitaplarında zayıf hadis olur , uydurma olmaz demiş bana göre yanlış.Uydurma da olabilir.

İmam Gazaliye ait İhyau Ulumiddin'deki Reğaib rivayeti hakkında Zahir ve Batın birçok Alim ve Evliya uydurmadır demiş...

Uydurma nasıl olur? Bu kişi hem veli olacak hemde bid'atın alasını yapacak?Burayı izah edermisiniz? Bir alimin elbette hataları olur ama veli biraz daha farklı bir kavram değilmi?
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Öncekle bu reğaib namazı rivayeti Peygamber zamanında ,Sahabe zamanında veya Tabiin zamanında veya 4 Mezhep Alimleri zamanında yapılıyor olsaydı neden Buhari,Müslim veya Kütübü Sitte veya Kütübü Tis'a veya Müsned ve Musannef yazan bütün Hadis Alimleri bunları kitaplarına almamış da sadece çok sonraları yazılmış bazı vaaz kitaplarında geçmiştir.

Örnek Ebu Davud , Süneni'ne neden almamış?Diğer hadis Alimleri kitaplarına neden almış bu rivayeti? Madem bu kadar faziletli?

Diğer husus da şu :

Tasavvuf Alimleri eserlerine 2 nedenle uydurma rivayet alırlar

1-Halkın bunları sünnet zannetmemesi için halkı buna karşı uyarmak

Örnek:

Suyutî uydurma rivayetleri eserine almış ve bu uydurmadır demiştir.

Bunun nedeni , insanların bu rivayetleri sahih zannetmemeleri içindir.Yani Suyuti demiş oluyor ki : Bakın böyle rivayetler , aranızda dolaşırsa bilinki bunlar uydurmadır'' demiş.

2-Aslen uydurma olsada yapılmasında Şeriatta bir zararı bulunmadığını söylemek

Örnek:

İmam Gazali, İhyada Reğaib namazını nakletmiş ve Kudus halkının bu namazı topluca kıldıklarını görmesinden yola çıkarak bu namazı tavsiye etmiştir.

Peki Gazalî bunun uydurma olduğunu bilemedi mi?

Tasavvuf Alimlerinin bir kısmı Şeyhlerinden hüsnü zan ederek onlardan gelen rivayetleri hüsnü zan ederek Kitaplarına alırlar.Gazalî de burda kaynak olarak sürekli Ebu Talib El-Mekki'nin , Kutul Kulubundan kaynak almıştır.

Nitekim İmam Gazali , ''Ben hadis konusunda zayıfım'' demiştir.

O halde Alimleri hatasız görmek yanlış olur.

Körü körüne bağlanılıcak tek kişi , Hz.Peygamberdir.Diğer kişilerin her zaman hataları çıkabilir.
1.Evliyaların eserlerinde bu rivayetden başka bir rivayet gösterip bu uydurmadır diyebilirmisin?
2."İmam Gazali, İhyada Reğaib namazını nakletmiş ve Kudus halkının bu namazı topluca kıldıklarını görmesinden yola çıkarak bu namazı tavsiye etmiştir."
Bunu kim diyor?
3.Alimlerle evliyalar arasında dağlar kadar fark var.İkisini aynı olarak düşünemeyiz.Zahir alim hata yaparbilir.Sonuçda okuyup öğreniyor.
4."Nitekim İmam Gazali , ''Ben hadis konusunda zayıfım'' demiştir."
Peki bu uydurma veya zayıf hadisleri eserinde aldığını mı gösterir.(Ebu Talib El-Mekki'nin , Kutul Kulubundan kaynak almıştır.) yazmışsınız.Bu mübarek kulda evliya zaten.
4.Siz şimdi
Bu bilgiye göre

"
"Buhari’nin şarihlerinden İbn Receb el-Hanbelî, “Recep ayında hususi namazlardan bahseden rivayetlerden hiçbiri doğru/sahih değildir.” demiştir. (İbn Receb, Letaifu’l-Maarif, s.140)"
"

İbn Recep El-Hanbeli
Doğumu H. 736, M. 1335’te
Ölümü H. 795, M. 1393’te

Bu tarihten sonraki evliyaların eserlerini dikkate almıyacakmısınız?

Üstelik batıni ilim diyoruzSzlerin billmediği çok fazla şeyi elbette eserine ekliyebilir.Yine her zaman olduğu gibi zahiri alimlerin çoğu zahirde kalır.

Muhyiddin İbn Arabi Hz. eserlerini anlayabildiler mi?
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
“Her şeyden haberdar olan Allah gibi sana hiç kimse haber veremez.” (Fâtır: 14)


Allah-u Teâlâ veli kullarını bize tarif ediyor ve Hadis-i kudsî’de buyuruyor ki:

“Kulun benimle meşgul olması, en fazla önem verdiği şey olursa, onun arzu ve lezzetini zikrimde kılarım. Arzu ve lezzetini zikrimde kılarsam da o bana âşık olur, ben de ona âşık olurum. O bana, ben ona âşık olunca da, onunla aramdaki perdeyi kaldırırım. Bu hâli onun umumî hâli kılarım. İnsanlar yanıldığı zaman o yanılmaz. Böylelerinin sözleri peygamberlerin sözleri gibidir. Gerçek kahramanlar onlardır.

Onlar öyle kimselerdir ki yer ehline bir cezâ ve azab vermek istediğim zaman onları hatırlarım da azabdan vazgeçerim.” (Ebû Nuaym, Hilye)


“Ümmetimin âlimleri benî İsrail’in Peygamberleri gibidir.”

“Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüz yıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.” (Ebu Dâvud)


“Âlimler peygamberlerin varisleridir.” (Buharî)



“Allah’tan korkar, takvâ sahibi olursanız mualliminiz Allah olur” buyuruluyor. (Bakara: 282)


Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu ilmi tarif ediyor ve Hadis-i şerif’lerinde buyuruyor ki:

“Öyle ilimler vardır ki, gizlenmiş mücevherat gibidir. Onu ancak Ârif billâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah’tan gafil olan kimseler anlamazlar.

Binâenaleyh Allah-u Teâlâ’nın kendi fazlından ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti.” (Erbaîn)


“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’tan korkar, takvâ sahibi olursanız, O size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir marifet bir nûr verir.” buyuruluyor. (Enfâl: 29)
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
Uydurma nasıl olur? Bu kişi hem veli olacak hemde bid'atın alasını yapacak?Burayı izah edermisiniz? Bir alimin elbette hataları olur ama veli biraz daha farklı bir kavram değilmi?

Gazali ve Ebu Talib El-Mekki iki büyük Alimdirler.Yine Hüsnü zan ederek Veli olduklarını söyleriz.Ama hatadan müberra olduklarını söylemeyiz.İçtihat meselesinde İlme dair hususlarda içtihat hatası olabilir.Bu normal birşeydir.Allah en doğrusunu bilir.

Peygamberlerde bile -vahiy- gelmediği konularda içtihat ettikleri içtihatlarında vahye isabet etmediklerinde vahiy tarafından düzeltildiklerini biliyoruz.Evliya bunun üstünde birşey mi ?
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Gazali ve Ebu Talib El-Mekki iki büyük Alimdirler.Yine Hüsnü zan ederek Veli olduklarını söyleriz.Ama hatadan müberra olduklarını söylemeyiz.İçtihat meselesinde İlme dair hususlarda içtihat hatası olabilir.Bu normal birşeydir.Allah en doğrusunu bilir.

Peygamberlerde bile -vahiy- gelmediği konularda içtihat ettikleri içtihatlarında vahye isabet etmediklerinde vahiy tarafından düzeltildiklerini biliyoruz.Evliya bunun üstünde birşey mi ?
Bizce evliyaların hayatlarını daha dikkatli okuyunuz.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu ilmi tarif ediyor ve Hadis-i şerif’lerinde buyuruyor ki:

“Öyle ilimler vardır ki, gizlenmiş mücevherat gibidir. Onu ancak Ârif billâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah’tan gafil olan kimseler anlamazlar.

Binâenaleyh Allah-u Teâlâ’nın kendi fazlından ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti.” (Erbaîn)
 

İlim Talebesi

KF Ailesinden
Özel Üye
Bizce evliyaların hayatlarını daha dikkatli okuyunuz.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu ilmi tarif ediyor ve Hadis-i şerif’lerinde buyuruyor ki:

“Öyle ilimler vardır ki, gizlenmiş mücevherat gibidir. Onu ancak Ârif billâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah’tan gafil olan kimseler anlamazlar.

Binâenaleyh Allah-u Teâlâ’nın kendi fazlından ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti.” (Erbaîn)

O zaman sana Arifi Billah diye hüsnü zan ettiğimiz bir Alim olan Er-Remlî 'nin fetvasından bahsedeyim.

Remlî , tevessül ve istiğaseye caizdir diyor.Hızır as'ın hala hayatta yaşadığını söylüyor.

Bu Alime Küçük Şafi derlermiş.


(سُئِلَ) عَنْ الصَّلَاةِ الَّتِي يُسَمُّونَهَا صَلَاةَ الرَّغَائِبِ هَلْ لَهَا أَصْلٌ، وَهَلْ وَرَدَ فِيهَا أَحَادِيثُ أَمْ لَا؟


İşte bu büyük Alime ve Veliye: İnsanların Reğaib namazı diye isimlendirdiği namazdan soruldu.Onun hakkında hadisler var mı ? Onun bir aslı var mıdır? diye soruldu.


فَأَجَابَ) بِأَنَّهُ لَمْ يَصِحَّ فِي شَهْرِ رَجَبٍ صَلَاةٌ مَخْصُوصَةٌ تَخْتَصُّ بِهِ، وَالْأَحَادِيثُ الْمَرْوِيَّةُ فِي فَضْلِ صَلَاةِ الرَّغَائِبِ فِي أَوَّلِ جُمُعَةٍ مِنْ شَهْرِ رَجَبٍ كَذِبٌ بَاطِلٌ، وَهَذِهِ الصَّلَاةُ بِدْعَةٌ عِنْدَ جُمْهُورِ الْعُلَمَاءِ وَمِمَّنْ ذَكَرَ ذَلِكَ مِنْ أَعْيَانِ الْعُلَمَاءِ الْمُتَأَخِّرِينَ مِنْ الْحُفَّاظِ أَبُو إسْمَاعِيلَ الْأَنْصَارِيِّ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ السَّمْعَانِيِّ وَأَبُو الْفَضْلِ بْنُ نَاصِرٍ وَأَبُو الْفَرْجِ بْنُ الْجَوْزِيِّ وَغَيْرُهُمْ، وَإِنَّمَا لَمْ يَذْكُرْهَا الْمُتَقَدِّمُونَ؛ لِأَنَّهَا أُحْدِثَتْ بَعْدَهُمْ وَأَوَّلُ مَا ظَهَرَتْ بَعْدَ الْأَرْبَعِمِائَةِ فَلِذَلِكَ لَمْ
يَعْرِفْهَا الْمُتَقَدِّمُونَ وَلَمْ يَتَكَلَّمُوا فِيهَا


Şöyle cevap verdi : Recep ayında özel bir namaz yoktur.Recep ayında ilk cuma gecesi hakkında nakledilen hadisler batıl ve yalandır.Ve bu namaz Alimlerin çoğunluğuna göre bidattır.Bu namazın bidat olduğunu sonrakiler zaten söylemiştir.Öncekiler'in zamanın böyle bir namaz olmadığı için hiç bahsetmemişlerdir.Çünkü bu namaz hicri 400'den sonra ortaya çıkmıştır.

Bu Cevabı veren Remli , Tasavvufu savunan Alimlerdendir.Evliyanın Allahın izniyle tasarruf hakkı olduğunu söyleyen Alimlerdendir.İbn Hacer El-Heytemi'nin hocasıdır ki İbn Hacer , İbn Teymiyenin sapık olduğunu ,kitaplarının okunmasının yanlış olduğunu söylemiştir.

Vaziyet budur.Tasavvufla bu kadar iştiğal eden bu Alim böyle söylüyor.

Remli'yi sana anlatmama gerek var mı yoksa sen istersen araştır nasıl biri olduğunu ?
 
Üst