Sıcaklar da oruç nasıl olur ki?
dışarda çalışanlara zor.
İsveç de 20 saat tutuluyormuş..
Ankara sofradan kalkınca İstanbul iftarını yeni açıyor..
Aslında en güzeli doğuya gitmek hacı..
düşünceleri her ramazan olduğu gibi bu sene de benim gibi klişe vatandaşın muhabbetinin değişmezleri arasındaydı..
Küçükten beri benim için teravihlerin hep farklı bir havası oldu..
...flashback...
henüz ilk teravih namazlarından birindeyim..Tek hatırladığım caminin kırmızı halıları ve kimi zaman babama, kimi zaman diğer yanımdaki amcaya çaktırmadan bakarak kılmaya çalıştığım namaz ve soğuk kış akşamı..İftarda fazla kaçırmışların kesik nefesleri..Yaşlı amcaların düzensiz aralıklarla öksürüşleri..ortam hata yapmaya müsait değildi..ancak ortada bir sorun vardı ve bunu daha fazla gizleyemezdim..
fırsatını kollayıp uygun zamanda babamın kulağına yaklaştım ve sıkıntıyı dile getirdim;
- baba ben sıkıştım : /
babam o kendimi bildim bileli beyaz saçlarını değirmende ağartmadığını belli eder gibiydi..gerek bakışlarıyla..gerekse hareketleriyle..bunu anlardım..arif olmaya gerek yoktu..o çilekeş bakışlarını perdeleyen göz kapaklarının kıvrımlarında hayata karşı ben çocuklarım için canımı veririm duruşunu görüyordum..ya da namazın verdiği coşkuyla biraz abartıyor olabiilirdim. ama konumuz bu değil..
babam gerekeni yaptı..ya da yaptığını sanıyordu..bilmiyorum..
--sıkıştıysan yerimizi değiştirelim o zaman..
belki baba olsaydım ben de aynısını yapardım..biz buna jenerasyonlar arasındaki iletişim problemleri diyelim..
evet küçük bir çocuktum..kendimi ifade etmekte güçlük çektiğim oluyordu..ve bu bana pahalıya patlamıştı..
sıkışmıştım ve babam sayesinde yerimi değiştirmiştim..
ama neden bilmem her yeni rekatta biraz daha sıkışıyordum..
belki de çok kavun yemiştim..
bilemiyorum : /
bildiğim tek şey artık bunun dayanılmaz bir hal aldığıydı..
sonu yaşanabilecek en kötü sonla bitmişti bu hikayenin..herneyse baya küçüktüm ama : /
...flashback...
bugün son teravihi de kıldık. arkada bağırışan çocuklar. haliyle onlara kızan bir amca.. uslu duran ama diğer çocuklar yaramazlık yaptığı için paparayı yiyen kurunun yanında yanan yaş çocuklar.. İftarda yine fazla kaçırdık pişmanlığı duyan kesik kesik nefes alıp verebilen teravihlerin müdavimi..Tek kapısı açıldığı için camiden çıkarken oluşan kalabalığın içinden yükselen, diğer kapıyı da açınsanıza mübarekler diye seslenen olaylara hakim dayı..
Dayı doğru diyor sıkıştık burada düşüncesindeki Vasati...
Bu sefer harbiden sıkıştım..
Son teravihden de bu düşüncelerle ayrıldım..
dışarda çalışanlara zor.
İsveç de 20 saat tutuluyormuş..
Ankara sofradan kalkınca İstanbul iftarını yeni açıyor..
Aslında en güzeli doğuya gitmek hacı..
düşünceleri her ramazan olduğu gibi bu sene de benim gibi klişe vatandaşın muhabbetinin değişmezleri arasındaydı..
Küçükten beri benim için teravihlerin hep farklı bir havası oldu..
...flashback...
henüz ilk teravih namazlarından birindeyim..Tek hatırladığım caminin kırmızı halıları ve kimi zaman babama, kimi zaman diğer yanımdaki amcaya çaktırmadan bakarak kılmaya çalıştığım namaz ve soğuk kış akşamı..İftarda fazla kaçırmışların kesik nefesleri..Yaşlı amcaların düzensiz aralıklarla öksürüşleri..ortam hata yapmaya müsait değildi..ancak ortada bir sorun vardı ve bunu daha fazla gizleyemezdim..
fırsatını kollayıp uygun zamanda babamın kulağına yaklaştım ve sıkıntıyı dile getirdim;
- baba ben sıkıştım : /
babam o kendimi bildim bileli beyaz saçlarını değirmende ağartmadığını belli eder gibiydi..gerek bakışlarıyla..gerekse hareketleriyle..bunu anlardım..arif olmaya gerek yoktu..o çilekeş bakışlarını perdeleyen göz kapaklarının kıvrımlarında hayata karşı ben çocuklarım için canımı veririm duruşunu görüyordum..ya da namazın verdiği coşkuyla biraz abartıyor olabiilirdim. ama konumuz bu değil..
babam gerekeni yaptı..ya da yaptığını sanıyordu..bilmiyorum..
--sıkıştıysan yerimizi değiştirelim o zaman..
belki baba olsaydım ben de aynısını yapardım..biz buna jenerasyonlar arasındaki iletişim problemleri diyelim..
evet küçük bir çocuktum..kendimi ifade etmekte güçlük çektiğim oluyordu..ve bu bana pahalıya patlamıştı..
sıkışmıştım ve babam sayesinde yerimi değiştirmiştim..
ama neden bilmem her yeni rekatta biraz daha sıkışıyordum..
belki de çok kavun yemiştim..
bilemiyorum : /
bildiğim tek şey artık bunun dayanılmaz bir hal aldığıydı..
sonu yaşanabilecek en kötü sonla bitmişti bu hikayenin..herneyse baya küçüktüm ama : /
...flashback...
bugün son teravihi de kıldık. arkada bağırışan çocuklar. haliyle onlara kızan bir amca.. uslu duran ama diğer çocuklar yaramazlık yaptığı için paparayı yiyen kurunun yanında yanan yaş çocuklar.. İftarda yine fazla kaçırdık pişmanlığı duyan kesik kesik nefes alıp verebilen teravihlerin müdavimi..Tek kapısı açıldığı için camiden çıkarken oluşan kalabalığın içinden yükselen, diğer kapıyı da açınsanıza mübarekler diye seslenen olaylara hakim dayı..
Dayı doğru diyor sıkıştık burada düşüncesindeki Vasati...
Bu sefer harbiden sıkıştım..
Son teravihden de bu düşüncelerle ayrıldım..