Sevgi...!!!

enes61

KF Ailesinden
Özel Üye
Hz.Allah’ın kullarına bir hediyesidir ve yalnız ondan gelir.Fıtrat itibariyle bütün müminlerde,sevgi mayası mevcuttur.Kulun gayretiyle bu sevgi; önce aşk sonrada bütün sevgileri içine alan ve maksadı asli olan muhabbet mertebesine ulaşır.Sevgi, Hz.Allah’ın lütfü olmakla beraber başlangıcı kulun gayretiyle hasıl olur. Sevmek için en ufak gayreti olmayanın sevgiden nasibi yoktur.

Bir müminin diğer mümine Allah rızası için muhabbet beslemesi büyük bir nimettir.
Cenab-ı Hak ayeti celilesinde : Uyan!ki Allah’ın evliyası üzerlerine ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar. Onlar ki Allah’a iman etmişler ve hep takva ile korunur dururlar. Müjde onlara,dünyada da Ahirette de. Allah kelimâtına tebdil yok, işte o büyük kurtuluş. Buyurarak kendine dost edindiği kullarına vereceği mükafatları müjdelemektedir.Burada şu sual akla gelebilir.Acaba bu müjdelere mazhar olacak,Allah’ın dostları kimlerdir? Bazı alimlerimiz Allah dostlarını, Görüldükleri zaman Allah hatırlanır.,şeklinde tarif etmişlerse de hadisi şeriflere bakıldığında Hz.Allah’ın Dostlarının Hz. Allah için birbirlerini seven kimseler oldukları görülecektir.

Peygamber Efendimiz bu husus da şöyle buyurmuşlardır: Allah’ın kulları arasında bir grup vardır ki onlar ne peygamber ne şehittirler, üstelik kıyamet günü Hz. Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle,Peygamberlerde şehitlerde gıpta ederler. Orada bulunan sahabe-i Kiram Sordular Ey Allah’ın rasülü kimdir onlar bize haber verirmisiniz? Peygamber efendimiz, onlar aralarında ne kan bağı nede birbirlerine bağışladıkları mal oldukları halde Allah rızası için birbirlerini Allah a yemin ederim ki onların yüzleri mutlaka nurdur.onlar bir nur üzerindedirler.halk korkarken onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken onlar üzülmezler.sözlerinin bitiminde şu ayeti kerimeyi okudular; Haberiniz olsun ki ,Hz . Allah’ın dostları var ya onlara ne korku var nede onlar üzülecekler.
Peygamber Efendimiz başka bir hadisi şeriflerinde ise : Müslüman Müslümanın din kardeşidir ona zulmetmez ve onu helaka teslim etmez. Kim kardeşinin hacetinde faideli olursa Hz. Allah da onun ihtiyacını görür. Kimde bir müslüman dan üzüntü ve kederi giderirse Hz.Allah da buna karşılık ondan kıyamet gününün sıkıntılarını giderir.kim bir müslümanın ayıbını örterse Hz.Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter.

Muhterem Müminler!
Müslümanların birbirleriyle olan kardeşlik münasebetlerinde muhafazası lazım olan edepler vardır.
Bunları bir Allah dostu şöyle beyan buıyururlar:
-Kardeşinde kendini nefyeylemek, Her üstünlük ve kemâlatı kardeşinde görüp onu ispat eylemek.
-Kardeşliği,Dünya ve menfaatları için değil,yalnız Hz.Allah ve onun rızası için yapmak,
-Kardeşinin hatalarını görmeyerek onu daima afvetmek,
-Kardeşine ihlaskar hürmet ve sevgi beslemek,
-Maddi ve Manevi yardımını kardeşinden esirgememek.
Hz. Davud (a.s) ın haberinden varid olmuştur ki Bu yüce peygamber; Ya rabbi bütün insanların beni sevmesi ve seninle aramın sağlam kalması ne ile mümkin olur? Cenabı hak İnsanlara tabiatlarına münasip hareketlerle muamele et,benimle kendi aranda da iyilik yap. buyurmuştur.

İnsan beşer olması hasebiyle hatadan beri değildir.kardeşlik münasebetlerinde bir takım hoş olmayan hareketler sebebiyle kardeşler arasında istenmeyen hadiseler cereyan edebilir bu normaldir. İmanda kemale ermiş Sahabi Kiram arasında dahi dargınlık ve kırgınlık vaki olmuştur, ancak normal ve caiz olmayan bunların devam ettirilmesidir.

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyorlar: Birbirinizle alakanızı kesmeyiniz,sırt dönmeyiniz,kin tutmayınız, ve hased etmeyiniz. Ey Allahın kulları kardeş olunuz.Bir müslümanın din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helal değildir. Müslüman’ın diğer bir müslümanla üç günden fazla dargın durmayacağını hepimiz bildiğimiz halde bahis mevzu kendimiz olduğu zaman türlü türlü tevillere giderek haklı bir çıkış kapısı bulmaya çalışırız, fakat bunlar nefis ve şeytanın iğvalarından başka bir şey değildir. Kıble-i salât ve teveccühü bir olan, birbirine manen bağlı kardeşler arasında bu gibi hallerin devamı hiç caiz değildir.

Abdullah bin Ömer (r.a) da: Allaha yemin ederim. Eğer ben hiç bozmadan bütün gün oruçlu olsam, hiç uyumadan bütün geceyi ibadetle ihya edip, malımı her şey den kısıp Allah yolunda infak etsem, öleceğim gün kalbimde Allah’a itaat edenlere karşı sevgi, Allah a isyan edenlere karşı buğuz yoksa benim bütün yaptıklarımın bana zerre kadar menfaati yoktur. Buyururlar.

Ebu’d Derda (r.a) anlatıyor : Bir defasında Peygamberimizin huzurunda oturuyorduk,Hz.Ebu Bekir (r.a) nın telaşla geldiğini gördük. Peygamber efendimizin huzuruna hürmetle girip selam verdikten sonra Ya Rasülellah Hattabın oğlu Ömer ile aramızda bir anlaşmazlık çıktı münakaşa esnasında kendisine biraz ağır mukabelede bulundum, ama pişmanım beni bağışlamasını istedim fakat kabul etmedi
Bende sana geldim Ya Rasülellah dedi
Peygamber Efendimiz Allah seni mağfiret buyursun Ey Eba Bekir Şeklinde dua ettiler sonra Hz. Ömer de pişman olarak Allah ın resulünün huzuruna girmişti. Hz. Ömer in geldiğini gören Efendimizin rengi değişmeye başladı, hatta Ebu Bekir r.a da Allah rasülünün, Hz. Ömer i azarlamasından korkmuş olacak ki, diz çöktü ve iki defa benim kabahatim daha çoktu diyerek suçu üzerine almaya çalıştı.

Peygamber Efendimiz, Hz. Allah beni size peygamber olarak göndermişken siz (sen yalan söylüyorsun) demiştiniz ama Ebu Bekir beni tasdik etmiş, canı ile malıyla bana yardım etmişti. artık siz bu dostumu bana bırakırsınız değil mi? Buyurdular. Bu hadiseden sonra Hz. Ebu Bekiri hiç üzen olmadı.

Hutbemin başında okuduğum hadisi şerif de Peygamber Efendimiz: Bir kimsenin kardeşine muhabbetle bakması onun için mescidimde bir sene itikafdan daha hayırlıdır. buyurarak kardeşliğin ehemmiyetine bir kez daha işaret buyurmuşlardır.

<alıntı>
 
Üst