Şeker Uyuşturucu Gibi... Öldürüyor!..

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
295be31c2e62ced16e8b7ef9d976180a.jpg


British Medical Journal'da yayınlanan bir makalede "Şeker, tütün kadar tehlikeli, uyuşturucu sınıfına sokulmalı" dendi. Evet, anneler babalar top sizde. Hala çocuğunuza uyuşturucu vermeye devam edecek misiniz? "Ne yapalım, çocuğum gofreti, şekeri çok seviyor" deyip kafanızı kuma mı gömeceksiniz?
Bu öyle bir zehir ki her markette, bakkalda satılıyor. Bütün diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor. Hatta bu beyaz zehir çocuklara yediriliyor.

British Medical Journal'da yeni yayınlanan bir makalede "Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır" diyor. Gözünüzün önüne yeğeninize, çocuğunuza "hediye ettiğiniz" çikolatalar, gofretler mi geliyor? İnsanı sigaraya, uyuşturucuya en yakınları alıştırır... Çocukları da "şeker isimli zehire" anne-babaları alıştırıyor en önce.
Şekerin ettikleri
•Fazla şeker tüketmek kan şekerini çok çabuk artırıyor ve pankreas aşırı insülin salgılıyor. Buna "metabolik sendrom" deniyor. İnsülin, şekeri regüle ettikten sonra fazlasını yağ olarak depoluyor. Kan şekerindeki ani düşüşse sürekli acıkma hissine ve yemeye yol açıyor.
•Diş çürümesi başta olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, böbrek taşları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesine neden oluyor.
•Kan dolaşımıyla vücudun her tarafına taşınan şeker özellikle de göbek, kalçalar, göğüsler ve bacağın üst kısmında toplanıyor. Bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor. Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor.
•Bağışıklık sistemi zayıflıyor. Vücut soğuk, sıcak veya mikroplara karşı koyamıyor.


Her yerde "şeker" var
Kek, pasta, baklava gibi tatlı yiyeceklerin içinde şeker olduğunu zaten biliyoruz. Tehlikeli olan gelişme, şekerin artık yerli yersiz neredeyse bütün hazır gıdaların içine koyulur hale gelişi... Bebek maması, mısır gevreği, sosis, mayonez, ketçap, pizza, hamburger ekmeği, kola, hazır meyve suyu gibi gıdalar şekerle tüketici gözünde daha çekici hale getiriliyor. Doğuştan tatlıya yatkınlığı olan insanoğlu da, farkında olmadan bu çekime kapılıyor ve satışlar artıyor. Gittikçe daha fazla satın alıyor, daha yiyoruz bu gıdaları.


Çocuklar ve bebekler için çok sakıncalı
Özellikle bebek mamasında bile şeker olması, çocukların beslenme zevkinin bir ömür boyu yanlış bir yolda gitmesine neden oluyor. Günümüzde artan aşırı şişmanlığını sorumlularından biri de bebekken tanışılan şeker olsa gerek. Bebek mamasında anne sütüne oranla yüzde 60 daha fazla şeker bulunuyor!


Şekerdeki genetik risk
Şekerle ilgili çok önemli başka bir tehlike daha var. Genetiğiyle oynanmış mısırdan "mısır şekeri" üretiliyor. "Nişasta bazlı sıvı şeker" de denilen bu "oynanmış" şeker, çikolata, gofret, gazlı içecek, baklava, mısır gevreği gibi endüstriyel gıdalarda en çok kullanılan şeker türü.
Genetiğiyle oynanmış gıdalar ise, başlı başına sayfalarca yazı yazılabilecek bir konu. Doğal halinde değil, insan eliyle "oynanmış" genlere sahip yiyecekler yediğimizde, bizim vücudumuzda da genlerimizi ilgilendiren değişiklikler olabileceğinden korkuyor bilim adamları. Günümüzde yaygınlaşan besin alerjileri, kanser gibi rahatsızlıkların nedenlerinden biri olduğu düşünülüyor mesela...


Şekerin gizli isimleri
Yiyeceklerin "içindekiler" listesinde şekerin farklı isimlerle gizlenmiş olduğunu görebilirsiniz. Bu isimler ne mi? Sakaroz, esmer şeker, mısır şurubu, nişasta bazlı sıvı şeker, dekstroz, sorbitol, mannitol, xylitol, früktoz, meyve şurubu, glikoz, glikoz şurubu, bal, invert şeker, laktoz, maltoz, akçaağaç şurubu, melas, şeker şurubu, turbinado, amazake. Karacaoğlan'ın "zehir oldu yediğimiz şekerler" deyişi günümüzde daha bir geçerli...

"Şeker kronik hastalıklara sebep oluyor"

Prof. Dr. Ahmet Aydın yayınladığı yazılarında sık sık sağlıklı bir beslenme biçimini öneriyor. Tavsiye ettiği "Taş Devri Diyeti"nde şeker, un gibi gıdalara yer yok. Prof. Aydın, Michael Ristow'un deney sonuçları ile ilgili şunları söyledi:
"Teorilere göre yüksek oranda şekerle beslenme, kan insülinini artırıyor (insülin direnci, metabolik sendrom). İnsülin fazlalığı bir tarafta şişmanlığı artırırken, öte tarafta vücutta iltihap maddelerinin ve serbest radikallerin artmasına yol açıyor. Bunlar da kronik hastalıkları (kanser, osteoporoz, enfarktüs vb.) artırıp yaşlanmayı hızlandırarak ömrü kısaltıyor. Yüz yılın üzerinde yaşayan insanların tek ortak özelliği, kan şeker düzeylerinin yüksek olmaması ya da insülin dirençlerinin düşük olmasıdır."

Şekersiz hayat mümkün
Şeker o kadar çok hayatımıza girmiş ki, şarküteri ürünlerinden hazır pizzaya, ketçaptan bebek mamasına kadar her şeyin içinde şeker var. Bu yukarıdaki satırları okuyup, şekerden uzak durmak gerektiğine ikna olanlar dahi, şekerle bu kadar içli dışlı yaşamak nedeniyle bunun imkânsız olduğu zannına kapılabiliyor. Oysa çok basit… Şekerli içtiğiniz çaya şeker atmamakla başlayın işe.


Şeker yememek için 66 neden
Şekerin suç dosyası kabarık. Kurbanları arasında karaciğerden tutun beyne kadar birçok organ var. Bilimin şimdiye kadar tespit ettiği suçları okuyunca bir daha şeker yemek istemeyeceksiniz.
İyi bilgi, Malezya Tüketici Derneği'nin tüketicileri bilinçlendirmek için başlattığı "CAP Guide" serisinden çevirileri sizlerle paylaşmaya devam edecek. Serinin şekeri konu alan kitapçığı bu "tatlı katilin" suç dosyasını şöyle sıralıyor.
1.Şeker kanser hücrelerinin en çok sevdiği şeydir.
2.Şeker bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir.
3.Şeker vücudunuzun mineral dengesini bozabilir.
4.Şeker çocuklarda hiperaktivite, endişe, dikkat bozukluğu ve huysuzluğa sebep olabilir.
5.Şeker çocuklarda uyuşukluğa sebep olabilir.
6.Şeker çocukların okul başarısını olumsuz etkileyebilir.
7.Şeker trigliserit seviyesinde belirgin bir artışa sebep olabilir.
8.Şeker bakteri enfeksiyonlarına karşı savunma sistemini zayıflatabilir.
9.Şeker böbreklere hasar verebilir.
10.Şeker krom eksikliğine yol açabilir.
11.Şeker bakır eksikliğine yol açabilir.
12.Şeker kalsiyum ve bakır emilimini engeller.
13.Şeker meme, yumurtalık, prostat ve rektum kanserine yol açabilir.
14.Şeker kadınlarda daha büyük risk oluşturmak üzere, kolon kanserine sebep olabilir.
15.Şeker safra kesesi kanseri için risk faktörü olabilir.
16.Şeker gözleri bozabilir.
17.Şeker serotonin seviyesini yükseltir; bu da kan damarlarını daraltabilir.
18.Şeker Hipoglisemiye sebep olabilir.
19.Şeker midenin asidik olmasına yol açabilir.
20.Şeker çocuklarda adrenalin seviyesini artırabilir.
21.Şeker koroner kalp hastalığı riskini artırabilir.
22.Şeker ciltte kuruma ve saç beyazlamasına yol açarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir.
23.Şeker alkol bağımlılığına yol açabilir.
24.Şeker diş çürüklerini artırabilir.
25.Şeker kilo alımı ve aşırı şişmanlığa katkıda bulunabilir.
26.Yüksek miktarda şeker yemek Crohn's hastalığı ve ülseratif kolit riskini artırır.
27.Şeker kireçlenmeye sebep olabilir.
28.Şeker astıma sebep olabilir.
29.Şeker mantar enfeksiyonlarına sebep olabilir.
30.Şeker safra taşı oluşmasına yol açabilir.
31.Şeker böbrek taşı oluşmasına yol açabilir.
32.Şeker istemik kalp hastalığına yol açabilir.
33.Şeker apendisite yol açabilir.
34.Şeker Multipl Skleroz (MS) hastalığının belirtilerini şiddetlendirebilir.
35.Şeker dolaylı olarak hemoroide yol açabilir.
36.Şeker damarlarda varise yol açabilir.
37.Şeker osteoporoz oluşumuna katkıda bulunabilir.
38.Şeker salya asiditesine katkıda bulunabilir.
39.Şeker insülin sensitivitesinde düşüşe sebep olabilir.
40.Şeker glikoz toleransının düşmesine sebep olur.
41.Şeker büyüme hormonunu azaltabilir.
42.Şeker toplam kolesterolü artırabilir.
43.Şeker sistolik kan basıncını artırabilir.
44.Şeker gıda alerjilerine sebep olur.
45.Şeker diyabet oluşumuna katkıda bulunabilir.
46.Şeker hamilelikte kan zehirlenmesine yol açabilir.
47.Şeker çocuklarda egzama oluşuma katkıda bulunabilir.
48.Şeker kardiyovasküler hastalığa sebep olabilir.
49.Şeker DNA yapısını bozabilir.
50.Şeker katarakta sebep olabilir.
51.Şeker amfizeme sebep olabilir.
52.Şeker ateroskleroza sebep olabilir.
53.Şeker serbest radikal oluşumuna sebep olabilir.
54.Şeker enzimlerin işlevselliğini düşürür.
55.Şeker karaciğer hücrelerinin bölünmesine sebep olabilir; bu da karaciğerin boyutlarını büyütür.
56.Şeker karaciğerde yağ miktarını artırabilir.
57.Şeker karaciğerde patolojik değişimlere yol açabilir.
58.Şeker pankreasa zarar verebilir.
59.Şeker kabızlığa sebep olabilir.
60.Şeker miyopluğa sebep olabilir.
61.Şeker hipertansiyona sebep olabilir.
62.Şeker migren de dahil olmak üzere baş ağrılarına sebep olabilir.
63.Şeker beyin dalgalarını artırabilir; bu da beynin düşünme kabiliyetini zayıflatır.
64.Şeker depresyona sebep olabilir.
65.Şeker hormonal dengesizliğe sebep olabilir.
66.Şeker Alzheimer's hastalığı riskini artırabilir.
Kanser en çok neyi sever?
Kanserin beslenmesine izin vermeyin! Bilim adamları kanser hücrelerinin en sevdiği yiyeceğe karşı uyarıyor...Bu"tatlı" yiyecek ne mi?Okuyun, şaşırın...
Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg'un buluşunu öğrenir. 1930'lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur. Bu, o kadar önemli bir buluştur ki, Otto Warburg'a Nobel ödülü kazandırmıştır.
Kanserin bir temel sebebi vardır. Bu da, vücudun normal hücrelerin oksijenli solunumunun, oksijensiz – anaerobik- hücre solunumuyla yer değiştirmesidir.
Otto Warburg
Warburg'un buluşu bize başka neleri anlatmaktadır? Birincisi, kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır. Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar; kanser hücreleri oksijenden kaçınır. Oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygulayan kliniklerde kullanılan bir yöntemdir.
Bu buluşun bize anlattığı başka bir şey de, kanserin bir mayalanma süreciyle metabolize olduğudur.
Kanserin metabolizması normal hücre metabolizmasından 8 kat daha büyüktür.
Yukarıda söylediğimiz her şeyi birleştirirsek ortaya şu tablo çıkıyor: Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışır. Kanser devamlı açlıktan ölmenin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini talep etmektedir. Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye başlar. Tabii kendisini beslemek için vücudun şeker üretmesini sağlayamazsa...
 

slymndzgn

Tecrübeli
Şekersizseniz, şeker sizsiniz... :)
güzel paylaşım...
Ben çayımı bile şekersiz içerim yıllardır.
 
Üst