Reform mu yapılıyor?
Sual: Sandalyede namaza cevaz vermek dinde reform değil midir?
CEVAP
20 Haziran 1928 tarihli Vakit gazetesinde, şu haber çıkmıştı:
(Dinimizde yeni hayata, ilerlemeye uygun olarak, yapılacak yenilikleri, İstanbul ilahiyat fakültesi profesörleri rapor halinde hazırlamışlardır.)
İttihatçılardan, Köprülü Fuat, İzmirli İsmail Hakkı, Şerafettin Yaltkaya, Mehmet Ali Ayni gibi dinde reformcuların imzalarını taşıyan bu rapor şöyle idi:
(Din de, diğer sosyal teşekküller gibi, hayatın akışına uymalıdır. Din, eski şekillere bağlı kalamaz. Türk demokrasisinde, din de, muhtaç olduğu inkişafı göstermelidir. Camilerimiz kullanılır hale getirilmeli, sıralar, [koltuklar sandalyeler] elbise askıları konmalı, içeriye ayakkabı ile girilmelidir. İbadet lisanı Türkçe olmalı, hutbeler Türkçe okunmalıdır. Camilere müzik aletleri konmalıdır.)
Bu rapor zamanla gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Hastaların, namazlarını nasıl kılacakları, din kitaplarımızda açıkça bildirilmiştir:
Ayakta duramayan hasta, farzları da, secde ettiği yerde oturarak kılar. Rükû için eğilir. Secde için, başını yere koyar. Duvara, direğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir alması ve o kadar da olsa, ayakta okuması farzdır. Hiç secde edemeyen kimse, ayakta durabilse bile, yere oturarak ima ile kılar. Yere oturamayan koltuğa sandalyeye, çekyata oturursa, ayaklarını sallamaz. Ayaklarını bükemezse, ayaklarının sehpa veya benzeri bir şeye koyarak ima ile kılar. (Fethul-kadir, Merakıl-felah, Halebi, Mecmaul-enhür)
Sual: Sandalyede namaza cevaz vermek dinde reform değil midir?
CEVAP
20 Haziran 1928 tarihli Vakit gazetesinde, şu haber çıkmıştı:
(Dinimizde yeni hayata, ilerlemeye uygun olarak, yapılacak yenilikleri, İstanbul ilahiyat fakültesi profesörleri rapor halinde hazırlamışlardır.)
İttihatçılardan, Köprülü Fuat, İzmirli İsmail Hakkı, Şerafettin Yaltkaya, Mehmet Ali Ayni gibi dinde reformcuların imzalarını taşıyan bu rapor şöyle idi:
(Din de, diğer sosyal teşekküller gibi, hayatın akışına uymalıdır. Din, eski şekillere bağlı kalamaz. Türk demokrasisinde, din de, muhtaç olduğu inkişafı göstermelidir. Camilerimiz kullanılır hale getirilmeli, sıralar, [koltuklar sandalyeler] elbise askıları konmalı, içeriye ayakkabı ile girilmelidir. İbadet lisanı Türkçe olmalı, hutbeler Türkçe okunmalıdır. Camilere müzik aletleri konmalıdır.)
Bu rapor zamanla gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Hastaların, namazlarını nasıl kılacakları, din kitaplarımızda açıkça bildirilmiştir:
Ayakta duramayan hasta, farzları da, secde ettiği yerde oturarak kılar. Rükû için eğilir. Secde için, başını yere koyar. Duvara, direğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir alması ve o kadar da olsa, ayakta okuması farzdır. Hiç secde edemeyen kimse, ayakta durabilse bile, yere oturarak ima ile kılar. Yere oturamayan koltuğa sandalyeye, çekyata oturursa, ayaklarını sallamaz. Ayaklarını bükemezse, ayaklarının sehpa veya benzeri bir şeye koyarak ima ile kılar. (Fethul-kadir, Merakıl-felah, Halebi, Mecmaul-enhür)