Ramazan'ın getirdiği güzellikler...

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
2w2hv12.jpg

"Her sene gibi bu sene de Ramazan’a girerken biraz gurbetten çıkacağız." Yahya Kemal, Kandiller Yanarken başlıklı yazısını bu cümleyle bitirir. Çünkü Ramazan’la birlikte insan yeniden özüne döner, uhrevi bir havayı teneffüs etmeye başlar. Gurbetliğine bir süreliğine de olsa son verir.
Eskiler Ramazan’ı "on bir ayın sultanı" diye nitelemişler; "gufran ayı"(bağış ayı) ve "oruç ayı" gibi isimlerle anmışlar. İyilik etme, günahlardan arınma, kalbini yeşertme fırsatı bilip büyük bir sevinç ve şevk ile karşılamışlar bu ayı. Eski coşkusunda olmasa da bugün de aynı duygu ve heyecanla Ramazan’a ulaştık.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da mübarek ay kendi kültürüyle girdi hayatımıza. Vazgeçilmez tatları ve güzellikleriyle birlikte geldi. Bu tatlardan en bilineni Ramazan’ın üç güzeli diye de adlandırabileceğimiz, pide, hurma ve güllaçtır.

RAMAZAN PİDESİ

Ramazan’ın simgelerinden birisidir pide. İftar sofrasının olmazsa olmazlarındandır. Sofrada illa sıcak olacaktır. İftar saatine doğru Ramazan pidesini sıcak sıcak alıp getirmek için tatlı bir koşuşturma başlar. Oruçlu mideyle fırında kuyrukta beklemek bir Ramazan geleneğidir. Genelde sırada bekleme işi çocuklara düşer. Üzerine çörekotu, susam serpilmiş pidelerle yemeğe başlamanın tadını başka bir ayda duymak mümkün değildir. İlginçtir ki bu lezzet Ramazan ayının son bulmasıyla birlikte bir anda ortadan kaybolur.

SOFRANIN BAŞ TACI GÜLLAÇ

Ramazan’da iftar sofralarının klasik tatlısıdır güllaç. Ramazan gülü diye baş tacı edilen bu lezzet, Türklere özgü bir tatlı diye bilinir. Güllaç yaprağının ana maddeleri mısır nişastası, buğday unu ve su. Bunlar çok eski dönemlerden kalma bir formülle karıştırılıp sulu hamur haline getiriliyor. Sonra bu hamur kepçeyle kızgın tavaların üstüne ince tabakalar halinde dökülüyor. Kızgın tavada hamurun suyu uçup güllaç yaprağı oluşuyor. Parlak tarafları üste gelecek şekilde önce prese, oradan da kurutmaya gidiyor. Güllaç üreticileri bütün bir yıl hazırlayıp stokladıkları güllaç paketlerini Ramazan ayı içinde tüketiyorlar. Güllaç, nar taneleri ile süslenip öyle ikram ediliyor. Osmanlı döneminde kömür ocaklarında sac tavalara dökülerek yapılırmış güllaç. Bu geleneksel tatlının yapımı sırasında kullanılan gülsuyu nedeniyle güllü-aş imiş ismi. Zamanla ’güllaç’a dönüşmüş.

İFTAR HURMAYLA AÇILIR

Ramazan’da iftar sofralarının bir başka vazgeçilmezi de hurmadır. Hac vazifesini ifa edenlerin ve umre ziyaretinden dönenlerin sunduğu en makbul ikram olan hurma, en çok Ramazan ayıyla bütünleşmiştir. Kutsal kitabımız Kur’an’da adı geçen gıdalardan olan ve hadis-i şeriflerde övülen hurma, bir sıcak iklim meyvesi. Arap ülkelerinde gündelik yaşamda sıkça tüketilen bu meyve, bizde genelde orucumuzu açarken, uzun süren açlık ve susuzluk sonunda doğan şeker ihtiyacımızı karşılamak üzere tercih edilir. İftara hurmayla başlamak İslamiyet’in ilk yıllarından bugüne gelen bir alışkanlıktır. Bir şifa deposu olan hurma, modern tıbbın da kıymet verdiği besinlerdendir.

MAHYALAR YANDI

Ramazan ayında aynı zamanda bir kültür ve medeniyet de bugüne taşınır. Mahya, kandil, Ramazan davulu, Ramazan topu, hatim programları bunlardan birkaçıdır. Mahya 16. yüzyıldan bu yana sürdürülen bir Ramazan geleneği. Büyük camilerde iki minare arasına gerilen halatlara, "Hoş geldin Ramazan", "On bir ayın sultanı", "Bismillah", "Elhamdülillah" gibi yazılar yazılıyor. Bu yıl İstanbul’da 11 caminin minareleri arasına mahya asılacak. "Yalnız Allah’a kulluk et", "Oruç tut sıhhat bul", "Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan", "Namaz dinin direğidir" ibareleri, bu yıl seçilen mahya lafızlarından bazıları...


SAHURA DAVULLA KALKILIR

Ramazan ayında sahura Ramazan davulcusu ve onun manileri ile kalkmak da eski bir gelenektir. Günümüzde çalar saati olmayan evin kalmaması Ramazan davulcusunun gerekliliğini ortadan kaldırdıysa da, bu gelenek yaşatılır. Bir ay boyunca sokak sokak gezen davulcular, Ramazan’ın bitiminde kapı kapı dolaşarak mahalle sakinlerinden para toplar.

MUKABELE

Devam eden bir güzel gelenek de mukabeledir. Ramazan aylarında her gün bir cüz okuyarak bayrama kadar bütün Kur’an’ı baştan sona okuma geleneği hâlâ yaşatılıyor. İstanbul’da sabah, öğleden önce, öğleden sonra, ikindiden önce ve ikindiden sonra olmak üzere toplam 2.223 camide mukabele okunacak.

İMSAKİYE

Şirketler bu ay içinde yapılacak en doğru ve etkin reklamın imsakiye olduğunu düşündüğü için en küçük bakkal ya da kuruyemiş dükkanları dahi imsakiye bastırıp müşterilerine dağıtıyor.

TOP DEĞİL, SES BOMBASI

Ramazan’da iftar ve imsak vakitlerini bildirmek için kurusıkı top atışları yapılırdı. Kimi yerlerde devam ettirilmeye çalışılsa da bu gelenek unutulmaya yüz tutmuştur. Bu geleneği devam ettirmek adına ses bombası atanlar da var.

İFTAR VE SAHUR PROGRAMLARI

Gazeteler gibi televizyonlar da yayınlarını Ramazan’a göre düzenliyor. Televizyonların önemli bölümü "eğlence" türü yayınlarını geçici olarak rafa kaldırıyor. Sunucular kılık kıyafet konusunda daha dikkatli olurken hemen her televizyon kanalı iftar ve sahur programı yapıyor, dini film yayınlıyor.

123t6hw.jpg


TERAVİH NAMAZI VE HATİMLE TERAVİH

Teravih namazına çoluk çocuk herkes ilgi gösterir. Her camide olmasa bile mutlaka her ilde bir ya da birkaç camide hatimle teravih kılınır. İstanbul’da 125 camide teravih hatimle kıldırılıyor.

KUPONLA DİNÎ KİTAP VE RAMAZAN SAYFASI

Gazete ve televizyonlar son yıllarda Ramazan’ın kutsal ve kuşatıcı iklimini ekranlarına ve sayfalarına taşıyor. İstisnaları saymazsak bütün gazeteler Ramazan’a özel sayfa hazırlıyor, bazıları da kuponla okuyucularına kitap hediye ediyor. Başta ilmihal ve hadis kitapları olmak üzere Türk ve Müslüman dünyanın önde gelen âlimlerinin kitapları okuyucunun beğenisine sunuluyor.

RAMAZAN ÇADIRLARI

Şehirlerin ve ilçelerin meydanlarına kurulan çadırlar Ramazan’ın geldiğini haber verir. Yoksullar, düşkünler, kimsesizler bu çadırlarda bir ay boyunca karınlarını doyurma şansına sahip olur.

KUMANYALAR

Pek çok işyeri ve hayır sahibi, Ramazan’da ihtiyaç sahibi olanlara ya da işçilerine gıda malzemesi vermeyi ihmal etmez. Bu da sadece Ramazan aylarına mahsustur. Büyük marketler Ramazan’a özel gıda paketleri oluşturur.

İTİKAF

İtikâf, Ramazan’ın son on gününü camide veya başka bir ibadet mahallinde inzivaya çekilerek devamlı ibadetle meşgul olmak demektir. Bu yıl İstanbul’da 70 camide müminler Ramazan’ın son on gününü itikafta geçirebilecek. Kadir Gecesi 102 cami sabaha kadar açık olacak. m.tokayzaman.com.tr
 

eternafelicity

KF Ailesinden
Özel Üye
Ramazanla birlikte, huzur geliyor... Bitince öyle çok üzülüyorum ki.. Çok farklı bir atmosferi var. Şükürler olsun yeniden ulaştıran Rabbime...
 
Üst