Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in Sünnetleri

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
"Ümmetim fesada düştüğü bir zamanda Sünnet-i seniyye'me sarılanlara yüz şehid sevabı vardır." buyuruyorlar. (Beyhakî)

"Fitne-fesadın çoğaldığı bir zamanda ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir." (Müslim: 2948)

"Allah'a tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku ve secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar ve Allah'ın hududunu koruyanlar var ya, işte bu müminleri müjdele!" (Tevbe:112)

"O fitneler içerisinde, sizin üzerinde bulunduğunuz inancın benzerine sımsıkı yapışan bir kimse için, SİZDEN ELLİ KİŞİNİN SEVABI KADAR SEVAP VARDIR." (Ebu Dâvud - Tirmizî - İbn-i Mâce)
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Teheccüd Namazı İçin Kalkarken

Hz. Aişe anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.m) gece teheccüd namazı için kalkarken, önce on defa tekbir (Allahu ekber), on defa tahmid (elhamdulillah), on defa tesbih (subhanellah), on defa tehlil (la ilahe ilellah) ve on defa istiğfar çekerek başlardı. Ardından on defa “Allah’ım! Beni bağışla, beni doğru yolda sabit kıl ve bana rızk ver.” (mealindeki) duayı okurdu. Sonra da “Allah’ım! Hesap gününde sıkıntıya düşmekten sana sığınırım.” (mealindeki) duayı okurdu.”

Kaynak: Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel ve Taberanî’nin rivayet ettiği bu hadis sahih olarak değerlendirilmiştir. bk. Mecmau’z-Zevaid, 2/263.
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Elbise Giyerken

1822-Kaynak Kütübi Sitte
"el-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) elbiseyi yenilediği zaman şu duayı okurdu: Allahım! Hamd sanadır. -(giydiği şey ne ise) ismen söyleyerek- Bunu bana sen giydirdin. Bunun hayırlı olmasını, yapılış gayesine uygun olmasını diliyor, şerrinden ve yapılış gayesine uygun olmamasından da sana sığınıyorum."
Ebu Davud, Libas 1, (4020); Tirmizi, Libas 29, (1767).

1823-Kaynak Kütübi Sitte
"Ebu Ümame (radıyallahu anh) anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) yeni bir elbise giymişti ve şöyle dua etti: "Avretimi örtebileceğim ve hayatta güzellik sağlayabileceğim bir elbise giydiren AIlah'a hamd olsun." Sonra şunu söyledi: "Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı dinledim: "Kim yeni bir elbise giyer, böyle söyler, daha sonra da eskittiği elbiseyi tasadduk ederse, sağken de öldükten sonra da Allah'ın himayesi, hıfzı ve örtmesi altında olur."
Tirmizi, Daavat 119, (3555); İbnu Mace, Libas 2, (3557).

1825-Kaynak Kütübi Sitte
"Muaz İbnu Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir şey yer ve: "Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allah'a hamdolsun" derse geçmiş günahları aff olunur" dedi." Ebu Davud'un rivayetinde şu ziyade var: "Kim bir elbise giyer ve: "Bunu bana giydirip, tarafımdan bir güç ve kuvvet olmaksızın beni bununla rızıklandıran Allah'a hamdolsun" derse geçmiş ve gelecek günahları affedilir."
Ebu Davud, Libas 1, (4023); Tirmizi, Da'avat 75, (3454); İbnu Mace, Et'ime 16, (3285).
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
İbtilâ,
Peygamber Aleyhimüsselâm Hazerâtı'nın Sünnetidir:



Hiçbir peygamber yoktur ki imtihandan geçmemiş olsun. Allah-u Teâlâ o sevdiği seçtiği peygamber kullarından her birini çeşitli şekillerde imtihanlara tâbi tutmuştur. Kimisi kavmi tarafından hüsn-ü kabul görmeyip yalanlanmış, alay edilmiş, hakaret ve işkencelere mâruz kalmış; Davud ve Süleyman peygamberler gibi kimisine bol nimetler verilmiş; Eyyub Aleyhisselâm gibi kimisini de sıkıntı ve ıstıraplarla imtihan etmiştir.

Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır:

"Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler, sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?

Başlarına öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: 'Allah'ın yardımı ne zaman?' demişlerdi. Biliniz ki Allah'ın yardımı çok yakındır."
(Bakara: 214)

Onlara verdiği bu ibtilâ ve mihnetleri onlara gazap ettiği için değil, bir iyilik ve bir mükâfat olarak bahşetmiştir. Onlar ise o ibtilânın içine ne gibi bir cevher yerleştirildiğini çok iyi bildikleri için, bir ibtilâ ile karşılaştıklarında hiç şikâyet etmemişler, son derece haz duymuşlardır.

Allah-u Teâlâ bir peygamberi gönderirken birçok hediye-i ilâhî ile gönderir. Havsalanın dahi alamayacağı nimetlerle, rızıklarla, feyiz ve bereketlerle gönderir. Bütün insanların rızıklanmasına vesile olurlar. Fakat insanlar bunu bilmez.

O emanet-i ilâhî'yi taşıyan her peygamber, o yükün altında inler, ibtilâların her çeşidine maruz kalır, her türlü hakarete uğrar.

Bir Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

"Resul'üm! Senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler. Nihayet yardımımız onlara yetişti." (En'âm: 34)

Ona bütün bunlar revâ görülmesine rağmen, o ise ilâhi hediyeleri ile geldiği için hediye-i ilâhi'yi nasipdar olanlara ulaştırmayı arzu eder. Bütün güçlüklere, ezâ ve cefalara katlanır.

Âyet-i kerime'de şöyle söyledikleri beyan buyurulmaktadır:

"Bize yollarımızı gösteren Allah'a niçin güvenmeyelim? Sizin bize ettiğiniz eziyete elbette katlanacağız." (İbrahim: 12)

Bir Hadis-i şerif'lerinde de şöyle buyuruyorlar:

"Mükâfatın büyüklüğü, ibtilânın büyüklüğü nispetindedir." (Tirmizî)

Ashâb-ı kiram'dan Ebu Saîd-i Hudrî -radiyallahu anh- der ki:

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- humma hastalığından yatakta iken yanına girdim. Elimi onun üzerine koyunca, hararetini örtünün üstünde ellerimle hissettim ve:

'Yâ Resulellah! Ateşinin hararetine hayret ederim.' deyince:

'Biz (peygamberler) böyleyiz. Bizim için ibtilâ kat kat fazla olur ve sevabı da bizim için (bu derecede) kat kat fazla olur.' buyurdu.

'Yâ Resulellah! Hangi insanlar en şiddetli ibtilâya uğrarlar?' diye sordum.

'Peygamberler.' buyurdu.


'Onlardan sonra kimlerdir?' diye sordum.

'Sonra sâlih insanlardır. Onlardan herhangi biri fakirliğe cidden öyle mübtelâ olur ki, büründüğü abadan başka hiçbir şey bulamaz ve biriniz mutlulukla sevindiği gibi onlardan herhangi birisi ibtilâya uğramakla cidden sevinir.' buyurdu." (İbn-i Mâce: 4024)


Hakikat Dergisi.
 
Üst