Namazda otururken, sağ ayağımızın parmak uçlarını kıbleye neden çeviririz? Hikmeti nedir?

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Namaz kılan kimsenin kıbleye yönelmesi, namazın olmazsa olmaz şartıdır. Bütün müminlerin tek kıblesi olan Kâbe ise, kendisine ibadet edilen Allah’ın birliğinin bir sembolü olduğu gibi, bütün kalpleri aynı noktada birleştiren bir manevî cazibe merkezi, tevhit inancının bir nişanesidir.

Namazda insanlar kalbiyle Allah’a yönelirken, kalıbıyla da kıbleye yönelirler. Şu var ki, namazın rüku, secde ve culus (oturuş) vaziyetinde iken, kıyamda/ayakta durdukları zamanki gibi bütün bedenleriyle kıbleye yönelmeye imkân bulmazlar. Bu durumda, mümkün olduğunca kıbleye yönelmek önem arz etmektedir.

Abdullah b. Abbas anlatıyor: Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurdu:

“Yedi kemik (bir rivayette yedi uzuv) üzerinde secde etmekle emrolundum: Bunlar: alın -burnuna da eliyle işaret etti.- (Böylece burun-alın bir sayıldı), iki el, iki diz ve iki ayağın kenarları (parmak uçları) dır.”(Buharî, Ezan, 133-134).

Bu hadisi delil alan bir çok alime göre, ayak parmaklarının secdede kıbleye yöneltilmesi farzdır. Ancak, teşehhüd veya iki secde arası cülus için oturulduğunda, iki ayağı birlikte kıbleye yönlendirmek çok zor olduğundan, daha bir değer ifade eden sağ ayağın parmaklarını kıbleye yönlendirmek suretiyle ayakların da bu paydan mahrum olmamaları sağlanmış olur.

Ancak, bunu yapmak alimlerin çoğuna göre sünnet olduğundan, yapmamanın namaza bir engeli yoktur.
 
Üst