Mezhepleri kaldırma gayreti

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Mezhepleri kaldırma gayreti


Sual: (Mezheplerin hepsinden faydalanarak, üstad Abduh gibi mezhepler üstü ictihadlar yapmak, İslami görüşleri bir noktada toplamak gerekir) diyenler çıkıyor. Rahmet olan dört hak mezhep kaldırılmaya mı çalışılıyor?
CEVAP
Evet, hem dört hak mezhebi kaldırmak, hem de bid’at mezheplerinin hükümlerini almak gayesiyle, ısrarla, “dört hak mezhep” tabirinden kaçıp, “mezhepler” tabiri kullanılıyor. Bir de mezhep hükümlerine görüş deniyor ki, bu çok yanlıştır. Görüş senet olamaz; ama ictihad senettir. İctihad, ıstılahi bir tabirdir, sıradan bir görüş değildir. Müctehidin naslardan çıkardığı hükümdür.

Mezhep içinde bir ictihadın olabilmesi için de, müctehide ihtiyaç vardır. Günümüzde müctehid bulunmadığına göre, ictihaddan bahsedilmesi yanlış olur; çünkü Yusuf Nebhani hazretleri, (Bugün müctehidlik taslayanın, aklı veya dini noksandır) buyurmuştur. Mizan-ül-kübra’da, dört mezhep imamından sonra, hiçbir âlimin, mutlak müctehid olduğunu iddia etmediği bildirilmiştir. Müctehid âlimler, asr-ı saadette, Sahabe-i kiramın zamanında, Tâbiin ve Tebe-i tâbiin devrinde bulunuyor, sohbet bereketiyle yetişiyordu. Zaman ilerleyip, fikirler bozulup, bid’atler çoğalınca, böyle kıymetli zatların azaldığı, hicri dördüncü asırdan sonra, bu vasfa malik bir âlimin ortada kalmadığı da, Mizan-ül-kübra, Redd-ül-muhtar ve Hadika’da yazılıdır.

Buna rağmen günümüzde müctehid ve mutlak müctehid olduğunu kabul etsek bile, müctehid, mezhepler üstü veya mezhepler arası ictihad yapmaz. Mason Abduh’un yaptığı, mezhepleri ortadan kaldırmak, kendi görüşlerini tek mezhep haline getirmekti. Nitekim çömezlerinden Reşit Rıza’nın bozuk (Muhaverat) kitabı, (Telfık-ı mezahib) adı altında Türkçeye çevrilmiş, bu çeviri, daha sonra (İslamın bir noktaya cemi) ismiyle sadeleştirilip, bozuk düşünceler yayılmaya çalışılmıştır.

Mutlak müctehidin, başka bir müctehidi taklit etmesi caiz değildir. Kendi ictihadına uyması lazımdır. Mezhepte müctehidin ise, bir mutlak müctehidin mezhebinin usullerine uyması şarttır. Bu usullere uyarak yapacağı, kendi ictihadına uyar. (Hulasat-üt-tahkik)

Hiçbir İslam âlimi, sicilli masonun yaptığı gibi bir ictihad şekli bildirmemiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Günümüzde, müctehid olmayanların, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden anladıkları, delil ve senet olamaz. Din büyüklerinin sözlerini reddetmeye sebep olamaz. Eğer, (Biz şimdi, onların anladıklarının yanlış olduğunu gösteren bilgilere ulaştık) derlerse, müctehid olmayanların bilgisi, bir şeyin helal veya haram olmasına vesika olamaz. Müctehidlerin sözlerini, delillerini örümcek yuvasından daha çürük sanmak, büyük atılganlık olur. Kendi bilgisini, din büyüklerinin bilgilerinden üstün tutmak ve dört mezhebin hükümlerine bozuk, çürük demek, âlimlerin fetva vermek için dayandıkları kıymetli haberleri hiçe saymak ve bunlara yanlış demek, din-i İslam’da büyük bir yara, gedik açmak olur. (1/312)
 
A

AhDe_VeFaLi

Ziyaretçi
Çok faydalı bir paylaşımdı Allah zulcelal razı olsun.
 
Üst