A
AhDe_VeFaLi
Ziyaretçi
Kötülerden uzak durmalı
İmanımızın üç düşmanı vardır: Şeytan, nefs ve kötü arkadaş. En zararlısı kötü arkadaştır. O, nefsimizin ve şeytanın aracılığı ile bize zarar verir. Arkadaşların en kötüsü insanın dinini, imanını, edebini, hayasını, ahlakını bozmaya uğraşan, böylece dünya ve ahiretine, ebedi saadetine saldırandır. Salihler, iyiler anıldığı zaman rahmet, kötüler anıldığı zaman lanet yağar. Kötülerden uzak durmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş kıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.) [Buhari]
Pis koku, farkında olmayarak elbiseye siner. Kötünün kötülüğü de farkında olmayarak insanın kalbine girer. Şu halde yapılacak iş, kötü arkadaşlardan uzak durmaktır. Namuslu, iffetli yaşamak isteyene cenab-ı Hak nasip eder. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İffet talep edeni, Allahü teâlâ iffetli kılar.) [Hakim]
İffetli olan, aile efradının da iffetli olmasını ister. Onları da kötülükten korur. Kendisi kötü olursa, bir gün çoluk çocuğu da Allah saklasın kötü yollara düşebilir. Çocuklarının iffetsiz olmasını hangi ana-baba isteyebilir? Çocuklara iyi örnek olmak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur.) [Taberani]
(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşamak ve iffetli olmak gerekir.) [İbni Asakir]
Kur'an-ı kerimde de namaz kılanın her kötülükten korunacağı bildiriliyor. Herkes ne ekerse onu biçer. Rüzgar eken, fırtına biçebilir. İyilik eden de iyilik biçer. Hem Allahü teâlâ çok merhametlidir. Bir tohuma, bire on ve daha fazla mahsul verir. İyilik yönünden bir adım atana çok şeyler ihsan eder. Günahlarına pişman olup özür dileyenin günahlarını affeder. Yeter ki insan hatasını bilip özür veya af dilemesini bilsin! "Ben artık mahvoldum, Allah beni affetmez" diye düşünmek çok yanlış ve çok tehlikelidir. Zararın neresinden dönülürse kârdır. (Allah artık beni affetmez) diyerek günahlara devam etmemeli, günahım çok diye tevbeden kaçmamalı. En büyük günahların da tevbesi olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Ey günahı çok olan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah günahların hepsini affeder. O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53]
Gayri meşru işler, dünyada da yüzkarasıdır. Ahirette ise, azabı çok şiddetlidir. "Ben ölmem" veya "Cehennem ateşi bana zarar vermez" diyen varsa, dilediği kötülüğü işlesin! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya için, dünyada kalacağın kadar, ahiret için, ahirette kalacağın kadar çalış! Allah’a, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle!) [Eyyühel veled]
Öleceğine inanan ve öldükten sonra başına gelecekleri düşünen, nasıl kötülük işleyebilir?
İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir. Sadık dost, arkadaşını tehlikelerden koruyan kimsedir. Böyle bir arkadaş bulunursa, bunu büyük nimet bilmeli. Onun tavsiyelerine kızmamalı. Meselâ gıybetin, zinadan kötü olduğu, sevapları ateşin kuru odunu yaktığı gibi yok ettiği hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Biz gıybet ederken, bir arkadaşımız, (Sus, sevapların yanacak, Cehenneme gideceksin!) derse, bize iyilik mi etmiş olur, kötülük mü? İyilik ettiğine göre, böyle arkadaşa kızmak mı, yoksa minnettar kalmak mı gerekir?
İmanımızın üç düşmanı vardır: Şeytan, nefs ve kötü arkadaş. En zararlısı kötü arkadaştır. O, nefsimizin ve şeytanın aracılığı ile bize zarar verir. Arkadaşların en kötüsü insanın dinini, imanını, edebini, hayasını, ahlakını bozmaya uğraşan, böylece dünya ve ahiretine, ebedi saadetine saldırandır. Salihler, iyiler anıldığı zaman rahmet, kötüler anıldığı zaman lanet yağar. Kötülerden uzak durmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş kıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.) [Buhari]
Pis koku, farkında olmayarak elbiseye siner. Kötünün kötülüğü de farkında olmayarak insanın kalbine girer. Şu halde yapılacak iş, kötü arkadaşlardan uzak durmaktır. Namuslu, iffetli yaşamak isteyene cenab-ı Hak nasip eder. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İffet talep edeni, Allahü teâlâ iffetli kılar.) [Hakim]
İffetli olan, aile efradının da iffetli olmasını ister. Onları da kötülükten korur. Kendisi kötü olursa, bir gün çoluk çocuğu da Allah saklasın kötü yollara düşebilir. Çocuklarının iffetsiz olmasını hangi ana-baba isteyebilir? Çocuklara iyi örnek olmak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur.) [Taberani]
(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşamak ve iffetli olmak gerekir.) [İbni Asakir]
Kur'an-ı kerimde de namaz kılanın her kötülükten korunacağı bildiriliyor. Herkes ne ekerse onu biçer. Rüzgar eken, fırtına biçebilir. İyilik eden de iyilik biçer. Hem Allahü teâlâ çok merhametlidir. Bir tohuma, bire on ve daha fazla mahsul verir. İyilik yönünden bir adım atana çok şeyler ihsan eder. Günahlarına pişman olup özür dileyenin günahlarını affeder. Yeter ki insan hatasını bilip özür veya af dilemesini bilsin! "Ben artık mahvoldum, Allah beni affetmez" diye düşünmek çok yanlış ve çok tehlikelidir. Zararın neresinden dönülürse kârdır. (Allah artık beni affetmez) diyerek günahlara devam etmemeli, günahım çok diye tevbeden kaçmamalı. En büyük günahların da tevbesi olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Ey günahı çok olan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah günahların hepsini affeder. O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53]
Gayri meşru işler, dünyada da yüzkarasıdır. Ahirette ise, azabı çok şiddetlidir. "Ben ölmem" veya "Cehennem ateşi bana zarar vermez" diyen varsa, dilediği kötülüğü işlesin! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya için, dünyada kalacağın kadar, ahiret için, ahirette kalacağın kadar çalış! Allah’a, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle!) [Eyyühel veled]
Öleceğine inanan ve öldükten sonra başına gelecekleri düşünen, nasıl kötülük işleyebilir?
İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir. Sadık dost, arkadaşını tehlikelerden koruyan kimsedir. Böyle bir arkadaş bulunursa, bunu büyük nimet bilmeli. Onun tavsiyelerine kızmamalı. Meselâ gıybetin, zinadan kötü olduğu, sevapları ateşin kuru odunu yaktığı gibi yok ettiği hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Biz gıybet ederken, bir arkadaşımız, (Sus, sevapların yanacak, Cehenneme gideceksin!) derse, bize iyilik mi etmiş olur, kötülük mü? İyilik ettiğine göre, böyle arkadaşa kızmak mı, yoksa minnettar kalmak mı gerekir?