'Kelime dünyası'nda sert hesaplaşma

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
'Kelime dünyası'nda sert hesaplaşma!


5157.jpg



Bu hikaye kaçmaz. İçinde neler neler yok ki! Türkiye'nin bitmek bilmeyen tartışmalarına mizahi bir bakış açısı ve ders: Mahalle, baskı, ekonomik, kriz, aşk, para ve son...

Her sene kelime dünyasında genel bir toplantı olur. Türkçe'deki tüm kelimeler ve sık kullanımlarından dolayı yabancı konuklarda toplantıya katılmaya hak sahibidirler. Yıl içerisinde ne kadar ve nerede kullanıldıklarının sayısal raporlarına göre ilk üçe ödüller verilir. Kelimelerin genel şikâyetleri ve talepleri dinlenilir.

“Nadi” bağırdı. “2009 Geleneksel Kelime Toplantısı başlıyor...” Herkes heyecanla büyük salondaki sandalyelere oturdu. “Muhasip” kelimesi toplantıyı başlattı. Geçen senenin birincileri “Okey, Aşk ve Para” kelimeleri en önde oturuyorlardı. İlk söz onlara verildi. “Okey” beş sıra arkasında oturan “Tamam”a şeytani bir bakış attı. Bu sene de birinci olacağından emindi. “Tamam” mahzun bir edayla başını öne eğdi. “Okey” ayağa kalktı. “Hiçbir şikâyetim yok. Türk misafirperverliğinden son derece memnunum” dedi. Sıra “Aşk”a geldi. O da ayağa kalktı ama üzgün gözüküyordu. “En sık kullanılan kelimelerdenim ama mutlu değilim. Önüne gelen adımı ağzına alıyor, dillerde sakız oldum. Fakat manamı bilen yok” dedi. “Para” ise bir kral gibi selamladı kurulu. “İcat edildiğimden beri beni kullanmayan yok. Fakirin de zenginin de dilinde tespih gibiyim. Hepte öyle olacağım” derken gülümsüyordu.

Birde yan yana en sık kullanılan çift ödülü de vardı. Geçen sene bu dalda “Mahalle” ve “Baskı” kelimeleri ödülü aldı. Az sonra içeri kol kola giren “Ekonomik” ve “Kriz” kelimeleri ise bu senenin en güçlü adaylarıydı.
Salonda yüksek sesle yapılan tahminlerin gürültüleri işitilirken, kullanımları neredeyse tedavülden kalkmak üzere olan eski kelimeler birbirlerine dert yanıyorlardı. “Ahh!” Diyorlardı, “Nerede o eski günler!”. “Affedersiniz ve Özür dilerim” ön sıralarda neşeyle ödül sayısından bahseden “Pardon”a baktılar. “İnsanlar hata yaptıkları birisinden af ister, özür dilerdi.

Şimdi ise yerimize bu manasını bilmedikleri kelimeyi kullanıyorlar”. “Ahiret” kelimesi söze karıştı. “Mana artık kimin umurunda! Ben baki iken, fani olan dünya kelimesi iki kat daha fazla kullanılıyor” dedi.

Ödüller açıklanmaya başlayınca salonda sesler yükseldi. Son yıllardaki sonuçlardan farklı değildi. “İtiraz” ayağa kalktı. “Haksızlık bu” diye bağırdı. “Hüzün” ağladı. Dizlerinin dermanı kesilen “Adalet” oturacaktı, yerini bulamadı. “Hoşça kal” “Bye”ın kahkahaları arasında salonu terk etti. “Sinir”, “Kavga”, “Dayak”, “Yumruk” ve daha birçok kelime kendilerini tutamayıp sahneye atıldılar. “Barış” ve “Kardeşlik” gibileri de ortamı yumuşatmaya çalışıyorlardı.

Ortam iyice karışınca “Son” kelimesi sahneye çıktı. “Gecemiz nihayete erdi” diyordu. Ellerinde ödülleri olan kelimeler gülerek çıkıyorlardı salondan. Ama geri kalan çoğunluk üzgündü. Son anda bu gönlü kırıklara perdenin ardından birisi göz kırptı. Dikkat kesildi herkes. Tanıyorlardı bir yerden. Sahneye iyice yaklaşanlar neşeyle diğerlerine döndü. “Umut bu” dediler. Yüzlerdeki hüzün dağılır gibi oldu. “Seneye görüşmek üzere” diyerek ayrıldılar.




Moralhaber
 
Üst