İki günü eşit olan ziyandadır sözü hadis midir? Hadisse sahih midir?

  • Konuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Ziyaretçi
İki günü eşit olan ziyandadır sözü hadis midir? Hadisse sahih midir?

Cevap:

Sorunuzda bahsi geçen rivayetin metni şöyledir:

Abdülaziz b. Revvâd anlatıyor: “Rüyamda Hz. Peygamber’i gördüm. Ona ‘bana nasihat edin ya Rasulallah!’ dedim. O da şöyle buyurdu:

‘İki günü eşit olan aldanmıştır. Günü geceden (dününden) kötü olan lanetlenmiştir. (Gününe) ilavede bulunmayan ziyandadır. Ölüm onun için daha iyidir. Cennete istek duyan hayıra koşar.’”

Muhaddislerden el-Fetteni (öl. 986) ve Aliyyü’l-Kâri (öl. 1014) bunu Beyhaki’nin rivayet ettiğini belirtmişler ve uydurma hadislerle ilgili kitaplarında kaydetmişlerdir. (Muhammed b. Tahir el-Fetteni, Tezkiratü’l-Mevzûa, s. 22; Aliyyü’l-Kâri, el-Esrârü’l-Merfua fi’l-Ahbâri’l-Mevzûa, s. 219. Hadisin Beyhaki’nin “Zühd” isimli eserinde olduğu belirtilmekle birlikte, orijinal nüshada yer alıp almadığı ihtilaflıdır. Bu konudaki görüşler için bkz.: Enbiya Yıldırım, “Beyhaki ve Hadis Rivayetinde Rüyaya Verdiği Değer”, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c.: 5, sayı:1, 2001, s. 183.)

Ayrıca Deylemi’nin bu rivayeti Ali b. Ebi Talib’e “zayıf” bir senetle izafe etmek suretiyle naklettiği söylenmiştir. (bkz.: Sehavi, el-Mekasidü’l-Hasene, s. 471).

Diğer taraftan bu nakil tabiundan Hasan Basri’ye senetsiz biçimde izafe edilmiştir. (bkz.: Ebü’l-Leys es-Semerkandi, Tenbihü’l-gafilin, s. 220). Ayrıca mutasavvıflardan İbrahim b. Edhem’e dayandırılan bir rivayete göre Hasan Basri bu hadisi Hz. Peygamber’den rüya yolu ile almıştır. (bkz.: Ebu Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, c. 8, s. 35) Başka rivayetlerde ise Hz. Peygamber’i rüyasında görmek suretiyle hadisi alanın “Süleym oğullarından bir şeyh” veya “bir kişi” olarak kaydedildiği görülmektedir. Dolayısıyla rüyayı kimin gördüğü hakkında bile bir anlaşmazlık ve kararsızlık olduğu görülmektedir. (bkz.: İbn Ebi’d-Dünya, el-Menâmât, s. 144; Hatib el-Bağdadi, İktizâü’l-İlm, s. 139)

Muhaddislerin belirlediği hadis rivayet etme yöntemleri arasında “rüya” yer almamıştır. Dolayısıyla rüya veya keşif yoluyla hadis rivayeti makbul görülmemektedir. Bu görüşte olan bazı ilim adamlarını şöyle sıralayabiliriz: Aliyyü’l-Kâri, Leknevi, Mübarekfûri, İzmirli İsmail Hakkı, Abdülfettah Ebû Gudde, Elbâni, Ahmed ez-Zeyn ve hadis profösörlerinden Hayri Kırbaşoğlu ile İbrahim Canan.(geniş bilgi için bkz.: Seyit Avcı, “Keşif Yoluyla Hadis Rivayeti Meselesi”, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, c.: 4, sayı: 4, Aralık 2004, s. 183 – v.d.)

Prof. Dr. İbrahim Canan’ın sözlerini vermek konuyu tamamlayıcı niteliktedir:

“Bazı kitaplarda rastlanan mükaşefe ve rüya yoluyla Hz. Peygamber’den telakki edildiği söylenen sözlere hadis denemez, onları dini hiçbir değeri yoktur… Rüya sadece gören kimse için bir kıymet taşır. Hâlbuki hadis kıyamete kadar herkes için din ortaya koyar. Bunun yolu da objektif şartlara ve belli kaidelere göre, her zaman kontrolü, tahkiki mümkün olan rivayetten geçer. Bunun aksini söyleyen ve sübjektiviteyi esas alan tek bir Sünni muhaddis çıkmamıştır. (İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, c. 2, s. 68)

Muhaddisler güvenilir hadisleri toplamak için seyahatler yapmışlar, hadisleri rivayet edenleri tespit edip güvenilirliklerini teyit etmek amacıyla kitaplar yazmışlar, günümüzde de insanlar hadis ilmini öğrenebilmek için yıllarca dirsek çürütmüşlerdir. Hatasıyla sevabıyla, hadislerin sıhhati için bin yılı aşkın süredir devam eden bu gayretleri, hadis ilmi hakkında kaleme alınmış ve sayıları yüzlerce cilde ulaşmış kitaplar incelendiğinde fark etmek mümkündür. Şayet rüya veya keşif yolu ile hadis nakletmek uygun olsaydı bu çabalara hiç gerek olmazdı. “İki günü eşit olan aldanmıştır…” rivayeti gibi güvenilir kabul edilen hadis kitaplarında geçmemekle birlikte, rüya yoluyla Hz. Peygamber’den alındığı iddia edilen rivayetleri kabul etmek en hafif ifadeyle hadisçilerin emeğine saygısızlıktır.

Cüneyt Coşkun
 
Üst