Hüzn:
(Hüzün) Gamlı olmak. Keder Sıkıntı.
Yani, hayatı veren Odur. Ve hayatı rızıkla idame eden de Odur. Ve levazımat-ı hayatı da ihzar eden yine Odur. Ve hayatın âli gayeleri Ona aittir ve mühim neticeleri Ona bakar; yüzde doksan dokuz meyvesi Onundur. İşte şu kelime, şöyle fâni ve âciz beşere nidâ eder, müjde verir ve der:
Ey insan! Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenâsını düşünüp hüzne düşme. Yalnız dünyevî, ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki, o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-ı Kayyûma aittir. Masarıf ve levazımatını O tedarik eder. Ve o hayatın pek kesretli gayeleri ve neticeleri var ve Ona aittir.
Sen o gemide bir dümenci neferisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat sefinesi ne kadar kıymettar olduğunu ve ne kadar güzel faydalar verdiğini ve o sefine sahibi Zâtın ne kadar Kerîm ve Rahîm olduğunu düşün, mesrur ol ve şükret. Ve anla ki, vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netâic, bir cihetle senin defter-i amâline geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder, seni ebedî ihyâ eder.Mek.)
Hüzn-alûd:
f. Kederli. Hüzünlü. Gamlı.
Hüzn-âmiz:
f. Gam, keder ve hüzünle karışık.
Hüzn-âver:
f. Keder veren. Gam veren. Hüzün verici.
Hüzn-efzâ:
f. Keder ve hüzün arttıran.
Hüzn-engiz:
f. Hüzün veren. Keder verici.
Hüzn-gâh:
Hüzün ve keder vakti.
K:Yeni Lûgat
(Hüzün) Gamlı olmak. Keder Sıkıntı.
Ey insan! Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenâsını düşünüp hüzne düşme. Yalnız dünyevî, ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki, o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-ı Kayyûma aittir. Masarıf ve levazımatını O tedarik eder. Ve o hayatın pek kesretli gayeleri ve neticeleri var ve Ona aittir.
Sen o gemide bir dümenci neferisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat sefinesi ne kadar kıymettar olduğunu ve ne kadar güzel faydalar verdiğini ve o sefine sahibi Zâtın ne kadar Kerîm ve Rahîm olduğunu düşün, mesrur ol ve şükret. Ve anla ki, vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netâic, bir cihetle senin defter-i amâline geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder, seni ebedî ihyâ eder.Mek.)
Hüzn-alûd:
f. Kederli. Hüzünlü. Gamlı.
Hüzn-âmiz:
f. Gam, keder ve hüzünle karışık.
Hüzn-âver:
f. Keder veren. Gam veren. Hüzün verici.
Hüzn-efzâ:
f. Keder ve hüzün arttıran.
Hüzn-engiz:
f. Hüzün veren. Keder verici.
Hüzn-gâh:
Hüzün ve keder vakti.
K:Yeni Lûgat