Hangi konularda fitne olur diye susmak haramdır

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
İnsanlar eğer inandıkları gibi yaşamazlar ise yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar.Ve islamı nefsani arzularına göre uydurmak isterler.Bir takım insanlarda yapamadıkları bir hükmü yok saymak için bazı hadisleri de tevil ederek asli dayanağı olmayan fetvalar uydururlar.Bundan iki gayeleri vardır;

1-Gerçek islamı gören ve bilen bir müslümanın ''siz nasıl islami bir hareketsiniz hem böyle böyle yapıyorsunuz hemde islamı anlatıyor islamı savunduğunuzu söylüyorsunuz'' gibi düşüncelerinin önünü keserek ''Biz islamı yaşıyoruz ancak böyle yapmamız bir eksiklik değildir.Şunun için böyle yapıyoruz.'' gibi bir izlenim vermektir.
2-Böylelikle günah ve cezadan kurtulduklarına inanır kendilerini avuturlar.

FİTNE OLUR!
Bu sapık fetvalardan bir tanesi de şudur:
''Herkesin palto ve pardesü giydiği bir belde veya mekanda çarşaf giymek fitneye sebep olacaktır.Pegamber Efendimiz ise fitneyi uyandırana lanet etmiştir.Dolayısı ile çarşaf giyip fitneye sebebiyet vermektense giymemek daha evladır.''

Bu fetvaya göre: ''Bebek Taksim Beyoğlu gibi başörtülü bir insanın görülmesi imkansız bir belde de başı örtmek fitneye sebebiyet vereceği için baş açılmalıdır!''

Öncelikle bu cümlede ki iki noktaya dikkat edin! Ne demek? Yani ''islamın bir emrini yerine getirmek eğer huzuru bozacak ise insanlar ile aran bozulacak ise insanlar seni karşı safa alacaklar ise sen onu yapma daha iyi!'' Öylemi?
Bu fetvayı bir müslüman veremez.Çok tehlikeli bir cümle.Belki müslümanlar buna aldanırlar ama bu fetvayı çıkaranın imanından çok şüphe edilir.Bu ne demektir?


Eğer herkes şarap içiyor ve senin içmemen fitne olacaksa ...........
Zina eden bir toplumda senin bu günahı uyarman fitne olacaksa ...........
Herkes rüşvet alıyor ve senin almaman fitneye sebep oluyorsa ................

Bu fetvanın sonu çok kötü yerlere gider.Ancak biz yinede ilimsel yönden bu fetvayı çürütelim.

Resulullah Efendimiz'in bahsettiği fitne bu değildir.Efendimiz bu fitneden; iki taraf iki insan veya iki kabile arasına sokulacak ihtilaf meselesi düşünce ayrılığı ve iki tarafın bir birine düşman olmasını sağlayacak her türlü etken'' i kasdetmiştir.Fitneye bir kıssa ile misal verelim:

''Hak dinin hakim olduğu hıristiyan bir memleket hızla yükselişe geçmişti.Bu memleketin halkı inanan ve huzurlu bir toplumdu.Sınır komşusu olan yahudiler bu durumu hazmedemediler.Buna bir çare aramaya başladılar.Akıllı vezir bir çare bulmuştu.
Akıllı vezir öncelikle incili ve hükümlerini ezberledi.Bir hıristiyan alimin ne bilmesi gerekiyorsa fazlasıyla öğrendi.
Sonra bir oyunun parçası olarak vezir dinini terkeden ve hıristiyan olan bir hain olarak ilan edildi.Bütün memlekette bunun propagandası yapıldı.Tabi bunu hıristiyan devlet ve ahalisi de duymakta gecikmedi.Derken bu vezirin idam olacağı haberi geldi.Komşu memleketin hıristiyan halkı ise olanları merak ve endişe ile takip ederken bir taraftan vezirin kendi dinlerine girmesine seviniyorlar diğer taraftan idam edileceğine üzülüyorlardı.
Yahudi padişah veziri idam etmekten vazgeçerek sürgün etmeye karar verdi.Yurdundan kovulan ve oyun gereği hıristiyan olan vezire halkı da hıristiyan olan memleket sahip çıktı.Onu bağrına bastı.Ülkede bir kahraman gibi karşılandı.
Derken vezir bir odaya kapandı ve ibadet ile meşgul olmaya başladı.Ezberinden okuduğu incil ve verdiği hükümler ile farkedilmesi uzun sürmedi.Kısa sürede halk onu büyük bir alim olarak benimsedi.Öyleki bir mesele olduğunda hüküm veren paş papaz olarak görev yapmaya başlamıştı.
Bir müddet sonra ''bu devleti çökertmenin zamanı geldi'' dedi kendi kendine.Ve planını işleme koydu.
Tam 11 tane incil yazdı.Bulunduğu memlekette de 11 tane kabile bulunmaktaydı.Her incile birbirini yalanlayan ve çelişen ayetler koydu.Birinin helal dediğine bir diğeri haram diyordu.Birinin mubarek kabul ettiğini diğeri lanetliyordu.
Bir gece bu 11 kabilenin ulu kişilerini gizlice ziyaret etti.''Yüce İsa bana malum oldu.Ben yakında sevgili peygamberimize kavuşacağım.Yüce İsa bana bildirdi ki bu kavmin peygamberi sensin ve kitabın da budur'' diyerek yazdığı çelişkili kitapları her kabilenin ulusuna verdi ve yüzüğünde sakladığı zehri içerek devleti için kendisini feda etti.
Yahudinin ölüm merasim ve töreninden sonra peygamberler ortaya çıkmaya başladı.Herkes kendinin hak peygamber olduğunu iddia ediyor elindeki kitabı gösteriyordu.Barış ve huzur içinde yaşayan kabileler aralarında yakılan 'fitne' ateşi ile birbirlerine düştüler.Yahudinin planı işe yaramış hırsitiyan devlet yükselemeden batıl çekişmeler ve iç savaşlar ile kısa sürede yıkılmıştı.

Mesela Medine'de bulunan Hazreç ve Evs kabilesi iki düşman kavim iken islam kardeşliğinde birleşmişlerdi.Ancak bunu çekemeyen yahudi ve münafıklar bu iki kavmin arasına ırkçılık yönünden fitne sokmaya çalışırlardı.Bu sebeple sahabelerin bile yer yer birbirlerine düştüğü hatta kılıçları çektikleri görülürdü.Ancak Efendimiz ve büyük ashabının müdaheleleri ile bu fitne ateşi söndürülürdü.

Efendimiz'in kasdettiği fitne de budur.
Ayette de ''Fitne öldürmekten beterdir'' buyruldu.Çünkü öldürmek bir kişinin üzerinde olduğu halde fitne bir toplum üzerinde etki yapar.

BU HADİS-i ŞERİFE DİKKAT!
Diğer taraftan Efendimiz (Sallallahı Aleyhi ve Sellem) buharide geçen bir hadis-i şerifinde buyuruyor ki:
''Terkedildiği vakit sünnetimi ihya edene yüz şehit sevabı vardır''

Hadis-i Şerifte bulunan inceliğe dikkat edin.'Terkedildiği zaman' buyuruyor.Efendimizin sünneti terkedilince durum böyle ise farzlar nasıldır?
İnce nokta:
Efendimiz:''terkedenlere uyun!'' buyurmadı.''İhya edene yüz şehit sevabı vardır.'' buyurdu.
Demek ki bir farz veya sünnet bir toplumda terk ediliyorsa onlara uymak şöyle dursun o farzı veya sünneti uygulamak çok büyük sevap ve ecir kaynağı oluyor.

Efendimizin bu Hadisi şerifi sapıklara yeter ve artar bile.


''Resul size neyi verdi ise onu alın sizi neyden nehyetti ise ondan sakının!''

Şimdi! Eğer farzı veya sünneti kimsenin yapmadığı bir ortamda yapmak fitne oluyorsa yani buna 'fitne olur' diyorsanız Efendimize iftira etmiş yalan isnat etmiş oluyosunuz.Veya Efendimizin sözünü hükümsüz kılmış oluyorsunuz.Kendi fetvalarınızı O'nun sözünün üstünde görüyorsunuz.... (Allah'a sığınırız)

İşin ucu nerelere varıyor değil mi? Onun için bir şeyi savunurken neyi savunduğunuza bir bakın!

Bunu söyleyenler tövbe etmeden ölürse mahşer günü Resulullah Efendimiz'in yüzüne nasıl bakacaklar? Nasıl ''Şefaat Ya Resulallah!'' diyecekler?
Bu fetvaları verenler hem kendilerini günaha sokmuş oluyorlar hemde bu fetva ile amel edenlerin günahından (onlardan eksilmeden) yükleniyorlar.

Allah (celle celaluhu) böyle büyük hatalara düşmekten ümmeti ifsat için çalışmaktanbu çalışmalara alet olmaktan muhafaza eylesin.Bu hataya düşenleride rahmeti ile kuşatsın ve doğru yola alsın inşallah....


"Sizden hayatta kalanlar benden sonra nice ihtilaflar görecek. Öyle ise size sünnetimi ve hidayet üzere olan Hülefâ-i Râşidîn'in sünnetini hatırlatırım bunlara uyun ve dört elle sarılın.''(Tirmizî İlim 16 (2678); Ebu Dâvud Sünne 6 (4607)

NOT:Eğer bir fitneden bahsedilecek ise o fitne:Allah'a isyan etmektir Allah'ın farzlarını terketmektir resul-u sünneti terketmektir sapık fetvalar vermektir nefse kul olmaktırzalime karşı gelmemektir zulme yataklık yapmaktır....İşte asıl fitne budur.
 
Üst