Gına

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Siz Mustafa İslamoğlu'nu Edebiyatçı olarak görürsünüzBen ise şöyle görüyorum: Medyada Hoca zannedilip en fazla uzak durulması gereken kişidir,Kadere İman Şart değil der.Buharidaki bazı hadisler iftiradır der.Kadın hayızlıyken oruç tutar diyor.

Kısaca Hadislere saygılı bir insan , Mustafa İslamoğlu'nu ''İslami bir hoca olarak'' görmez.

Mürşid-i Kâmil'i bulan insan, başkalara müracaat etmez,arayışa girmez zaten.

( Risaletü’n-Nur hakaik-i İslâmiyeye dair ihtiyaçlara kâfi geliyor, başka eserlere ihtiyaç bırakmıyor. Kat’î ve çok tecrübelerle anlaşılmış ki, imanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmanın en kısa ve en kolay yolu Risaletü’n-Nur’dadır. Evet, on beş sene yerine on beş haftada Risaletü’n-Nur o yolu kestirir, iman-ı hakikîye isal eder.

Bu fakir kardeşiniz yirmi seneden evvel kesret-i mütalâayla bazan bir günde bir cilt kitabı anlayarak mütalâa ederken, yirmi seneye yakındır ki Kur’ân ve Kur’ân’dan gelen Resailü’n-Nur bana kâfi geliyorlardı. Birtek kitaba muhtaç olmadım, başka kitapları yanımda bulundurmadım. Risaletü’n-Nur çok mütenevvi
Hem madem ben sizlere kanaat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum; siz dahi Risaletü’n-Nur’a kanaat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir.

Hem şimdilik bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşrep ayrı ve bid’atlara müsait gittiği için, Risaletü’n-Nur zındıkaya karşı hakaik-i imaniyeyi muhafazaya çalışması gibi, bid’ata karşı da huruf ve hatt-ı Kur’ânı muhafaza etmek bir vazifesi iken,has talebelerden birisi bilfiil huruf ve hatt-ı Kur’âniye’yi ders verdiği halde, sırrı bilinmez bir hevesle, huruf ve hatt-ı Kur’âniyeye, ilm-i din perdesinde tesirli bir surette darbe vuran bazı hocaların darbede istimal ettikleri eserleri almışlar. Haberim olmadan, dağda, şiddetli bir tarzda o has talebelere karşı bir gerginlik hissettim, sonra ikaz ettim.Elhamdü lillâh ayıldılar. İnşaallah tamamen kurtuldular.K.L)
 

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Anne babasından doğru şeyler duyduğu için mi işittiği şeylerden şüpheye düşmüş?Doğruyu çok fazla öğrendiği için mi tesettürün lüzumunu kavrayamamış?Ve yine ailesinden doğru şeyler öğrendiği için mi kendisi iyiyi ve kötüyü tefrik edemememiş?
Kimseyi yargılamıyorum.Belki o bayan Allah indinde pek çoğumuzdan daha fazla kıymetli olabilir. Fakat istisnalar dışında halkımızın imanının ekseriyeti taklidi iman.Öyle görmüş,öyle işitmiş ve öyle inanmış.Neyi neden yaptığını bilmeden,hatta çoğu bunu bile yapmadan ömür geçirmiş.
Bundan uzun zaman önce ,bahsedilen kişilerden biri peygamberliğini ilan ettiğinde,anne babası ehl-i namaz ve diyanet olan,hatta kendisi de namaz kılan ve o sıralarda cahil sayılmayacak bir yaşta olan(otuzlu yaşların yarısındaydı) kişi,televizyonda peygamberlik iddiası yayınlandığında beraberdik ve ilk söylediği "acaba aslı var mı?" olmuştu.
O zamanlar bu dehşet verici soru günlerce aklımdan çıkmamıştı.
O kişiye bunların şarlatan olduğunu anlatmak ve ikna etmek(çünkü bunlar bir tane değil) uzun ve meşakkatli olduğundan,en güzeli ve en kolayı sağlam bir imanı yerleştirmek olduğu görüşündeyim.
Bu tip tehlikelere karşı en güzel silah tahkiki imanı elde etmektir.Ve iman sahibi her insan kendinden başkalarından da sorumlu olduğundan,bunları başkalarına da anlatmakla mes'uldür.
İman hakikatleri,insanın hem aklına,hem kalbine,hem ruhuna sirayet ettiğinden,şeytanın vesvesesi bile (hatta sekeratta bile olsa) sadece akla şüphe verebilir.Fakat kalbe ve ruha vesvese işlemez.Bu yüzden değil böyle sözde hocaların söylemleri,şeytanın bile vesveseleri akîm kalır.
Kısaca her insanın muhtaç olduğu en lüzumlu davası hakiki imanı elde etmek ve başkalarına da kazandırmak davasıdır.
Teşbihte hata olmaz.İnsanların bilgisizliği bataklıktır.Siz bu bataklıktan hasıl olan sinekleri kovmayı yeğliyorsanız, bu sizin tercihinizdir.Ama ben, daha köklü bir çözüm olarak bataklığı kurutma yolunda çalışmaya devam edeceğim inşâAllah....
Selâmetle....

Ayrıca bu konu artık kabak tadı verdiği ve kimsenin kimseye görüşlerini kabul ettirme gibi bir ihtimal bulunmadığından ,artık cevap yazmayı düşünmediğimi belirtir,herkese doğru bildiği yolda muvaffak etmesini Cenâb-ı Hak'tan niyaz ederim....
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Kısaca her insanın muhtaç olduğu en lüzumlu davası hakiki imanı elde etmek ve başkalarına da kazandırmak davasıdır.
Teşbihte hata olmaz.İnsanların bilgisizliği bataklıktır.Siz bu bataklıktan hasıl olan sinekleri kovmayı yeğliyorsanız, bu sizin tercihinizdir.Ama ben, daha köklü bir çözüm olarak bataklığı kurutma yolunda çalışmaya devam edeceğim inşâAllah....
Selâmetle....

Allah yar ve yardımcınız olsun, rabbim imanı tahkikiyi elde edip muhafaza edenlerden ve iman hakikatlarını herdaim neşredenlerden eylesin..

NOT: Mavera son sözünü söylemiş, kızdırmayın hepimizi banlar haa :)
 

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Ayrıca bu konu artık kabak tadı verdiği ve kimsenin kimseye görüşlerini kabul ettirme gibi bir ihtimal bulunmadığından ,artık cevap yazmayı düşünmediğimi belirtir,herkese doğru bildiği yolda muvaffak etmesini Cenâb-ı Hak'tan niyaz ederim....

Allah bizi sıratel müstekimden ayırmasın.
Herkez güzelce fikirini söyledi öyle değil mi?
Zaten amaçta belliydi niyetde belliydi bir önceki mesajınızda bunu belirtdiniz.
Kişiler ve yaptıkları bizi ilgilendirmez fakat islama aykırıysa birileri takip ediyorsa bu bilgilerin paylaşılması gereklidir.Hiçbir sitede zaten bu doğru dürüst yok.Ahmed1 bilgili birisi hocalar hakkındada zaten bilgisi vardı.Konuya hakim.Güzel bir çalışma yaptı.

Sadece risale nur okuyorum dediniz sanırım .Gerçekten bir çok eser yazıldı hepsi alim mübarek insanlar.Hepsinin çok fazla emek ve çabası var.Bu eserler nekadar çok okunursa faydalı olur.
 
Üst