Ehli Sünnet İnancı

Hicran Yürekli Ammar

Kıdemli Üye
Kademeli
Avf ibn-i Malik (Radiyallahu Anh) dan rivayet olundu; Allah Resulü (S.A.V) Buyurdularki;
“Yahudiler yetmişbir fırkaya ayrıldılar. (Bunlardan) biri Cennette, yetmişi ateştedir. Hıristiyanlar da yetmiş iki fırkaya ayrılmıştır. (Onlardan da) yetmişbir fırka ateşte, biri cennettedir. Muhammed’in canı (kudret) elinde bulunan (Allah-u Teal’âya) yemin ederim ki elbette benim ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir fırka Cennette yetmiş iki fırka ateştedir. Bunun üzerine: “Ya Resulullah! Cennette olan fırka kimlerdir?” diye sorulduğunda, Resulullah: (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) “(Ehl-i Sünnet Ve’l) Cemaattir.”diye cevap verdi.
(İbn-i Mace, Fiten:17 No: 3992 2/1322 Ebu Davud, Sünnet: 1 Na: 4596 2/608 Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned Na: 8404 3/229)
Abdullah İbn-i Amr (Radiyallahu Anh) dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifte de Resulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Yakında benim Ümmetim yetmiş üç fırkaya bölünecektir ki, bunların biri dışında hepsi ateştedir” 0 zaman: “0 bir hangisidir?” diye sorulunca, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Bugün, benim ve ashabımın, üzerinde bulunduğu (yoldan gidenler) dir.” buyurdu.
Bir inanç ve akide etrafında bir araya gelen topluluğun (ümmet), inanç sisteminin, akidesinin oluşmasını temin eden yola ve metoda sünnet denilir. İnsanların bu metodda görüş birliğine varıp, bunu uygulaması da, cemâat diye isimlendirilmiştir. [1]
Bu anlam Kuran'da şöyledir:
“Allah'ın nice sünnetleri gelip geçmiştir. Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların âkıbetini görün”.[2]
“Allah'ın sünneti kesinlikle değişmez”. [3]
İslam dininde Ehl-i Sünnetin varlığı, literatürde Ehl-i Sünnet, İslam peygamberi (Sav) ve Sahabe'yi (R.Anhum) örnek kabul eden Müslüman toplumunun büyük bir kısmına denir.
Genelde kısaca "Sünnilik" olarak bilinir. Bu grup Sünnete bağlı olduğu ve Cemaat ruhundan ayrılmadığı için Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat adıyla da anılır. Ehl-i Sünnet temel inanç konularında fikir birliği içinde olmasına rağmen bir takım detaylarda kendi içinde mezheplere ayrılmıştır.
İslam Peygamberi (Sav) hadiste fırka-i Naciye, kurtuluş fırkası olarak bildirdiği tek bir itikad mezhebi vardır. O da Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebidir.
Şehristani (549/1154) İslâmi fırkaları; Kaderiyye, Sıfatiyye, Hâriciyye, ve Şiâ olarak dört ana gruba ayırmış, yetmiş üç fırkanın bunlardan yayıldığını belirtmiştir. [4]
Selef-i Salihin’den sonra, İmam-ı Matüridi, ve İmam-ı Eşari bu mezhepte iki itikad imamıdır ve bu mezhebi yaymışlardır.
Ehl-i sünnet olmak için gereken itikatlardan bazıları şunlardır;
v Kur’anın Allah kelamı olup, mahlûk (yaratık) olmadığına inanmak.
v Ehl-i kıbleyi tekfir etmemek, yâni namaz kılan müslümana işlediği günâhlardan dolayı kâfir dememek.
v Ehl-i kıble denilen kimsenin bir inanışı, ma’nâsı açık olan kat’i bir delîle zıt ise, küfür olur. Böyle bir kimse, namaz kılsa da, her ibâdeti yapsa da kâfir olur.
v Sahabelerin tamamını sevmek, hiçbirini kötülememek.
v Ebû Bekir ve Ömer’in halife olduğuna ve üstünlüklerinin halîfelik sırasına göre olduğuna inanmak.
v Cennette Allahü teâlânın görüleceğine inanmak.
v İbadeti imandan parça bilmemek.
v Kendi îmânından şüphe etmemek.
v Mest üzerine meshin dinden olduğunu kabûl etmek.
v Tasavvufu, inkâr etmemek.
v İyilik ve kötülüğün, hayrın ve şerrin Allahü teâlânın takdîri ile olduğuna inanmak.
v Miracın ruh ve beden ile birlikte olduğuna inanmak.
v Enbiyanın mucizesine, evliyanın kerametine inanmak.
v Sırat köprüsüne inanmak.
v Kıyamet günü yapılacak şefâ’ate inanmak.
v Kabir suâline inanmak.
v Kabir azâbının rûh ve bedene olacağına inanmak.
v Bugün için dört hak mezhebden birine uymak, mezhepsiz olmamak.
v Kabir ziyâretinin, peygamberden ve evliyâdan yardım istemenin câiz olduğuna inanmak.
v Okunan Kur’ân-ı Kerîmin ve verilen sadakanın sevâbını ölülere göndermenin câiz olduğuna, bu sevâpların ve duâların ölülere vâsıl olarak, azaplarının azalmasına sebep olacağına inanmak.
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
öncelikle hoşgeldin kardeşim :ççk:



paylaşımın içinde ALLAHU teala razı olsun
 
Üst