Ebû Tâlib'in îmanı meselesinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Şîa âlimleri, îmanh gittiğine kaildirler. Ehli Sünnet âlimlerinin ekserisi ise, îman etmediğini söylemektedirler.Bununla birlikte, Peygamber Efendimizle iftihar ettiği ve onun peygamberliğini kalben tasdik ettiğine dair bazı emareler, şiirlerinden anlaşılmaktadır!
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de, "Ehli Teşeyyu [Şîalar], îmanına kail; Ehli Sünnet'in ekserisi ise, îmanına kail değildir." dedikten sonra şöyle bir izah tarzıyla meseleye açıklık getirmektedir:
"Fakat, benim kalbime gelen budur ki: Ebû Tâlib, Resûli Ekrem'in (a.s.m.) risâletini değil, şahsını, zâtını gayet ciddî severdi. Onun—o gayet ciddî—o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zâyie gitmeyecektir. Evet, ciddî bir surette Cenâbı Hakk'ın Habibi Ekremini sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık göstermiş olan Ebû Tâlib'in, inkâra ve inada değil, belki hicab ve asabiyeti kavmiyye gibi hissiyata binâen makbul bir îman getirmemesi üzerine Cehennem'e gitse de, yine Cehennem içinde bir nevi hususî cenneti, onun hasenatına mükâfaten halkedebilir. Kışta bâzı yerde baharı halkettiği ve zindanda— uyku vasıtasıyla—bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, hususî cehennemi, hususî bir nevi cennete çevirebilir."335
Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 398399.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de, "Ehli Teşeyyu [Şîalar], îmanına kail; Ehli Sünnet'in ekserisi ise, îmanına kail değildir." dedikten sonra şöyle bir izah tarzıyla meseleye açıklık getirmektedir:
"Fakat, benim kalbime gelen budur ki: Ebû Tâlib, Resûli Ekrem'in (a.s.m.) risâletini değil, şahsını, zâtını gayet ciddî severdi. Onun—o gayet ciddî—o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zâyie gitmeyecektir. Evet, ciddî bir surette Cenâbı Hakk'ın Habibi Ekremini sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık göstermiş olan Ebû Tâlib'in, inkâra ve inada değil, belki hicab ve asabiyeti kavmiyye gibi hissiyata binâen makbul bir îman getirmemesi üzerine Cehennem'e gitse de, yine Cehennem içinde bir nevi hususî cenneti, onun hasenatına mükâfaten halkedebilir. Kışta bâzı yerde baharı halkettiği ve zindanda— uyku vasıtasıyla—bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, hususî cehennemi, hususî bir nevi cennete çevirebilir."335
Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 398399.