Eceli gelen köpek camiduvarına işer.
Tutum ve davranışlarıyla herkesin nefretini kazanmış, büyük bir cezayı haketmiş ve çaresiz kalmış kimse, şaşkınlığa düşer; sanki hak ettiği cezanın biranönce uygulanmasını ister gibi daha büyük suçlar işler; kendisini yargılayacakkimselere çatar, onları kötüler, öfkelerini üzerine çeker. Bütün bu hareketlerionu kötü bir sona ulaştırır.
Eden bulur, inleyen ölür.
Bir durumun nasıl sonuçlanacağı olayın gidişatından bellidir. Birilerinekötülük yapmayı kural edinenler, yaptıkları kötülüğün cezasını eninde sonundagörürler; bu dünyada olmasa bile öbür dünyada. Öte yandan inlemektenkurtulamayan ağır hasta da ölür.
Eğilen baş kesilmez.
Bize teslim olan, hatasını anlayıp af dileyen, bize sığınan kişibağışlanmalıdır. Bu davranış Türk-İslâm geleneğinin önemli bir kuralıdır.
Eğreti ata (el atına) binen tez iner.
Başkasının malına, yetkisine ve gücüne güvenerek iş yapan yarı yolda kalır.Çünkü kısa bir süre sonra bunları asıl sahibine iade etmek zorunda kalacaktır.
Eğri otur, doğru söyle.
Yalnızca seni ilgilendiren konularda özgür sayılabilirsin, sana kimsekarışamaz; istediğin gibi yer, içer, giyinir ve oturursun. Ancak toplumuilgilendiren konularda doğru konuşmalı, yalandan kaçınmalısın; eğer çıkarkaygısı ile yalan söyler, doğruyu eğri diye gösterirsen toplumu ayakta tutangüven duygusunu sarsmış olursun.
Ekmeden biçilmez.
1. Verim alınmak isteniyorsa mutlaka emek ve çaba harcanmalı; parayatırılmalıdır. 2. Birine iyilik yapıp fedakârlık göster ki, benzer şekildekarşılığını alabilesin.
Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
Bir işten sağlıklı bir sonuç almak istiyorsan onu sağlam temel üzerine oturt.Nitelikli tohumdan güzel ve bol ürün alındığı bilinen bir şey. Bunun gibi nitelikliinsan, nitelikli araç ve gereçle iyi iş yapılır; olumlu sonuç alınır.
Elçiye zeval olmaz.
İki taraf arasında uzlaşma sağlanması, bir işin bitirilmesi için birinin yanınasöz götürmekle görevli kimse, götürdüğü sözler ne kadar kötü de olsa, bu sözlerdensorumlu tutulamaz. Çünkü o sözleri söyleyen değil sadece iletendir. Bu bakımdancezalandırılamaz.
El elden üstündür.
Bir kimse, kendisinden üstün olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli; “hiçkimse bu işi benden daha iyi yapamaz” dememelidir.
El el ile, değirmen yel ile.
Nasıl ki bir değirmenin dönüp buğdayı öğütebilmesi için rüzgâra ihtiyacı varsa,insanın da birtakım ihtiyaçlarını karşılaması, işlerini görebilmesi için diğerinsanlara ihtiyacı vardır. Çünkü toplum hayatı yardımlaşma esası üzerinekurulmuştur, insan tek başına bütün işleri yürütemez ve başarıya ulaşamaz.
El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
Hiç kimse, başkasının içine düştüğü derdi tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü üzücüolaylar sadece ilgili kimseleri kederlendirir, onlara acı verir. Bu bakımdanbirinin derdine çare bulacak kimseler olayla ne kadar ilgilenseler dekeyiflerini bozmazlar, derinden acı duyarak işe girişmezler, acele etmezler.
El eli yıkar, iki el de yüzü.
Toplu yaşama biçimi herkese bir görev yükler. Bu görevlerin yapılması biryandan düzeni sağlar, bir yandan da sıkıntıların ortadan kalkmasını.Dolayısıyla karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı bu görev iyilikleri çoğaltır,toplumu güçlü kılar
Tutum ve davranışlarıyla herkesin nefretini kazanmış, büyük bir cezayı haketmiş ve çaresiz kalmış kimse, şaşkınlığa düşer; sanki hak ettiği cezanın biranönce uygulanmasını ister gibi daha büyük suçlar işler; kendisini yargılayacakkimselere çatar, onları kötüler, öfkelerini üzerine çeker. Bütün bu hareketlerionu kötü bir sona ulaştırır.
Eden bulur, inleyen ölür.
Bir durumun nasıl sonuçlanacağı olayın gidişatından bellidir. Birilerinekötülük yapmayı kural edinenler, yaptıkları kötülüğün cezasını eninde sonundagörürler; bu dünyada olmasa bile öbür dünyada. Öte yandan inlemektenkurtulamayan ağır hasta da ölür.
Eğilen baş kesilmez.
Bize teslim olan, hatasını anlayıp af dileyen, bize sığınan kişibağışlanmalıdır. Bu davranış Türk-İslâm geleneğinin önemli bir kuralıdır.
Eğreti ata (el atına) binen tez iner.
Başkasının malına, yetkisine ve gücüne güvenerek iş yapan yarı yolda kalır.Çünkü kısa bir süre sonra bunları asıl sahibine iade etmek zorunda kalacaktır.
Eğri otur, doğru söyle.
Yalnızca seni ilgilendiren konularda özgür sayılabilirsin, sana kimsekarışamaz; istediğin gibi yer, içer, giyinir ve oturursun. Ancak toplumuilgilendiren konularda doğru konuşmalı, yalandan kaçınmalısın; eğer çıkarkaygısı ile yalan söyler, doğruyu eğri diye gösterirsen toplumu ayakta tutangüven duygusunu sarsmış olursun.
Ekmeden biçilmez.
1. Verim alınmak isteniyorsa mutlaka emek ve çaba harcanmalı; parayatırılmalıdır. 2. Birine iyilik yapıp fedakârlık göster ki, benzer şekildekarşılığını alabilesin.
Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
Bir işten sağlıklı bir sonuç almak istiyorsan onu sağlam temel üzerine oturt.Nitelikli tohumdan güzel ve bol ürün alındığı bilinen bir şey. Bunun gibi nitelikliinsan, nitelikli araç ve gereçle iyi iş yapılır; olumlu sonuç alınır.
Elçiye zeval olmaz.
İki taraf arasında uzlaşma sağlanması, bir işin bitirilmesi için birinin yanınasöz götürmekle görevli kimse, götürdüğü sözler ne kadar kötü de olsa, bu sözlerdensorumlu tutulamaz. Çünkü o sözleri söyleyen değil sadece iletendir. Bu bakımdancezalandırılamaz.
El elden üstündür.
Bir kimse, kendisinden üstün olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli; “hiçkimse bu işi benden daha iyi yapamaz” dememelidir.
El el ile, değirmen yel ile.
Nasıl ki bir değirmenin dönüp buğdayı öğütebilmesi için rüzgâra ihtiyacı varsa,insanın da birtakım ihtiyaçlarını karşılaması, işlerini görebilmesi için diğerinsanlara ihtiyacı vardır. Çünkü toplum hayatı yardımlaşma esası üzerinekurulmuştur, insan tek başına bütün işleri yürütemez ve başarıya ulaşamaz.
El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
Hiç kimse, başkasının içine düştüğü derdi tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü üzücüolaylar sadece ilgili kimseleri kederlendirir, onlara acı verir. Bu bakımdanbirinin derdine çare bulacak kimseler olayla ne kadar ilgilenseler dekeyiflerini bozmazlar, derinden acı duyarak işe girişmezler, acele etmezler.
El eli yıkar, iki el de yüzü.
Toplu yaşama biçimi herkese bir görev yükler. Bu görevlerin yapılması biryandan düzeni sağlar, bir yandan da sıkıntıların ortadan kalkmasını.Dolayısıyla karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı bu görev iyilikleri çoğaltır,toplumu güçlü kılar