"E" harfleriyle başlayan atasözler

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Eceli gelen köpek camiduvarına işer.
Tutum ve davranışlarıyla herkesin nefretini kazanmış, büyük bir cezayı haketmiş ve çaresiz kalmış kimse, şaşkınlığa düşer; sanki hak ettiği cezanın biranönce uygulanmasını ister gibi daha büyük suçlar işler; kendisini yargılayacakkimselere çatar, onları kötüler, öfkelerini üzerine çeker. Bütün bu hareketlerionu kötü bir sona ulaştırır.

Eden bulur, inleyen ölür.
Bir durumun nasıl sonuçlanacağı olayın gidişatından bellidir. Birilerinekötülük yapmayı kural edinenler, yaptıkları kötülüğün cezasını eninde sonundagörürler; bu dünyada olmasa bile öbür dünyada. Öte yandan inlemektenkurtulamayan ağır hasta da ölür.

Eğilen baş kesilmez.
Bize teslim olan, hatasını anlayıp af dileyen, bize sığınan kişibağışlanmalıdır. Bu davranış Türk-İslâm geleneğinin önemli bir kuralıdır.

Eğreti ata (el atına) binen tez iner.
Başkasının malına, yetkisine ve gücüne güvenerek iş yapan yarı yolda kalır.Çünkü kısa bir süre sonra bunları asıl sahibine iade etmek zorunda kalacaktır.

Eğri otur, doğru söyle.
Yalnızca seni ilgilendiren konularda özgür sayılabilirsin, sana kimsekarışamaz; istediğin gibi yer, içer, giyinir ve oturursun. Ancak toplumuilgilendiren konularda doğru konuşmalı, yalandan kaçınmalısın; eğer çıkarkaygısı ile yalan söyler, doğruyu eğri diye gösterirsen toplumu ayakta tutangüven duygusunu sarsmış olursun.

Ekmeden biçilmez.
1. Verim alınmak isteniyorsa mutlaka emek ve çaba harcanmalı; parayatırılmalıdır. 2. Birine iyilik yapıp fedakârlık göster ki, benzer şekildekarşılığını alabilesin.

Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
Bir işten sağlıklı bir sonuç almak istiyorsan onu sağlam temel üzerine oturt.Nitelikli tohumdan güzel ve bol ürün alındığı bilinen bir şey. Bunun gibi nitelikliinsan, nitelikli araç ve gereçle iyi iş yapılır; olumlu sonuç alınır.

Elçiye zeval olmaz.
İki taraf arasında uzlaşma sağlanması, bir işin bitirilmesi için birinin yanınasöz götürmekle görevli kimse, götürdüğü sözler ne kadar kötü de olsa, bu sözlerdensorumlu tutulamaz. Çünkü o sözleri söyleyen değil sadece iletendir. Bu bakımdancezalandırılamaz.

El elden üstündür.
Bir kimse, kendisinden üstün olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli; “hiçkimse bu işi benden daha iyi yapamaz” dememelidir.

El el ile, değirmen yel ile.
Nasıl ki bir değirmenin dönüp buğdayı öğütebilmesi için rüzgâra ihtiyacı varsa,insanın da birtakım ihtiyaçlarını karşılaması, işlerini görebilmesi için diğerinsanlara ihtiyacı vardır. Çünkü toplum hayatı yardımlaşma esası üzerinekurulmuştur, insan tek başına bütün işleri yürütemez ve başarıya ulaşamaz.

El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
Hiç kimse, başkasının içine düştüğü derdi tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü üzücüolaylar sadece ilgili kimseleri kederlendirir, onlara acı verir. Bu bakımdanbirinin derdine çare bulacak kimseler olayla ne kadar ilgilenseler dekeyiflerini bozmazlar, derinden acı duyarak işe girişmezler, acele etmezler.

El eli yıkar, iki el de yüzü.
Toplu yaşama biçimi herkese bir görev yükler. Bu görevlerin yapılması biryandan düzeni sağlar, bir yandan da sıkıntıların ortadan kalkmasını.Dolayısıyla karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı bu görev iyilikleri çoğaltır,toplumu güçlü kılar
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
El için kuyu kazan, evvelâkendi düşer.
Başkasının kötülüğünü düşünen, bunun için tuzaklar kuran kimse, kurduğu tuzağaönce kendisi düşer, hiç kimsenin yaptığı kötülük yanına kalmaz, ona yarardançok zarar getirir.

El ile gelen düğün bayram.
Bir topluluğun hep birlikte uğradığı bir sıkıntıya yakınmasız katlanılır; çünküinsanın sadece kendisi değil, herkesin sıkıntı içinde olduğu düşünülür.

El kazanı ile aş kaynamaz.
Başkasının hazırladığı imkânları kendi hesabımıza kullanarak iş yapamayız. Heren imkânlar geri alınıp iş yarıda kalabilir, başarısız olabiliriz.

El mi yaman, bey mi?
Baştakiler ne kadar güçlü görünürlerse görünsünler, asıl güç halktadır; halkyöneticilerden her zaman ağır basar.

El yarası onulur (geçer, iyi olur) dil yarası onulmaz (iyi olmaz).
Silâh, bıçak, taş ve sopa ile açılan yara çabuk iyi olur. Ama acı sözleringönülde açtığı yara kolay kolay iyi olmaz. Çünkü hatırlandığı her an acıtazelenir ve kişiyi üzer.

Emanete hıyanet olmaz.
Bize güvenerek korumamız altına bırakılan şeylere el uzatmamalı, kötülüketmemeli, haince davranmamalıyız. Böyle bir davranış ne dinimiz İslâm`a, ne deörf ve âdetlerimize yakışır. Bize düşen onların güvenine lâyık olmak ve emanetititizlikle korumaktır.

Emek olmadan yemek olmaz.
Özenle ve çok çalışmadan bir şey kazanıp meydana getiremeyiz. Yiyip içmek,harcamak ve kısacası yaşayabilmek için haksız bir yolla değil, alın teridökerek kazanmamız şarttır.

Er ekmeği er kursağında kalmaz.
Mert, cömert olan insanlar gördükleri iyiliği unutmazlar; bunun karşılığınımutlaka bir gün öderler.

Erkek arslan dişisinden kuvvet alır.
Toplum hayatında kadınların yeri ve görevi asla küçümsenemez. Bu bakımdanerkekler daima arkalarında güçlü bir kadının desteğine ihtiyaç duyarlar. Budesteğe kavuşanların başarıları daha da artar.

Er olan ekmeğini taştan çıkarır.
Çalışkan, namuslu, gücüne ve kendine güvenen kişi aç kalmaz; başkasına muhtaçolmamak için en zor işlerde bile çalışır, her zorluğa katlanır, rızkını arayıpbulur.

Erteye kalan, arkaya kalır.
Bir iş zamanında yapılmalı, başka bir zamana bırakılmamalıdır. Yoksa başarılıbir sonuç alınamaz. Geç kalan, sırasını geçiren, erken davranmayan fırsatıkaçırdığı için o şeyden fayda temin edemez.

Esirgenen göze çöp batar.
Titizlikle korunmak istenen, üzerine fazla düşülüp titrenen şeye çoklukla birzarar gelir. Bunu önlemek insanın elinde değildir. Bu bakımdan bir şey üzerindegereğinden fazla, aşırı ölçüde durulup titrememelidir.

Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez.
Temeli çok eskiye dayanan ve devam eden dostluklar sağlamdır. Kolay kolaybozulmaz. Çünkü dostluğu yaşatabilmeyi başaran eski dostlar pek çok sıkıntılı,acı ve tatlı günleri birlikte paylaşmışlar; birbirlerine duydukları güveniiçinde oldukları zamana kadar taşıyabilmişlerdir. Bu bakımdan kimi ufak tefekmeseleler yüzünden birbirlerine düşman olamazlar. Öte yandan yeni dostlar arasındaise böyle bir dostluktan söz edilemez. Çünkü birbirlerini yeterincedenememişler, sıkıntılara ve acılara birlikte göğüs gerip tavırlarını tamolarak ortaya koyamamışlardır. Dolayısıyla dostluğu oluşturacak güven bağıhenüz oluşmamıştır.

Eşeğe altın semer vursalar, eşek yine eşektir.
Hiçbir yeteneği, bilgisi olmayan, kavrayıştan ve faziletten yoksun kimse, hangimevkiye geçerse geçsin, ne kadar yetki ve mal sahibi olursa olsun değerli vesaygın kılınamaz. Kısa zaman içinde gerçek kişiliğini, bayağı ve kötü olduğunutavır ve davranışlarıyla belli eden bu gibi kimselerin aslını kimi unsurlarladeğiştirmek mümkün değildir
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Eşeğini sağlam kazığa bağla,sonra Allah`a ısmarla.
Akıl insan içindir. İnsan önce aklını kullanarak işlerinin iyi yürümesi için tedbiralmalı, sonra da tevekkül etmeli, yani o konuda yüce Allah`a güvenmelidir.

Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun, kimi kısa der.
Kimi işlerimiz vardır ki onları yalnız yapmamız daha uygundur. Eğer ona bunaaçar, şundan bundan fikir almaya çalışırsak her kafadan bir ses çıkar;birbirine ters öneriler kafamızı karıştırır, işin içinden çıkmamız da güçleşir.

Eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez.
İçine düştüğümüz kötü durumlardan, başımıza gelen felâketlerden ders almalı,zarar gördüğümüz işe bir daha bulaşmamalı, hata yapmaktan geri durup kendimizikorumalıyız.

Eşek hoşaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini bırakır.
Kavrayışsız, bilgisiz, kaba ve zevksiz kimseler bir şeyin gerçek değerinibilemez; küçümser, anlamsız bulup hiçler, güzellik ve inceliğin farkınavaramaz.

Etle tırnak arasına girilmez.
Ortaya çıkan aile anlaşmazlıklarında bir yanı tutmak doğru değildir. Karı-koca,ana-baba ile evlâtlar birbirine çok yakın insanlardır. Bunlar kimi zamanbirbirlerine darılıp küsebilirler, ancak bu durum gelip geçicidir. Bunu fırsatbilip onların aralarını açmaya çalışmak yanlış, yanlış olduğu kadar da faydasızbir davranıştır.

Etme bulma dünyası.
Şurası muhakkak ki, yaptığı kötülük hiç kimsenin yanına kalmaz; cezasınıçoklukla bu dünyada çeker. Bu dünyada görmese bile, öbür dünyada mutlaka görür.

Ev alma komşu al.
İnsanlar bir arada yaşarlar. Dolayısıyla yakınlarında oturan komşularınınilişkiler açısından önemi büyüktür. Kötü komşular ile yan yana yaşamak oldukçazordur. Kavgalara, gürültülere ve anlaşmazlıklara yol açar. Bu bakımdan, evalmadan önce, komşuların nasıl insanlar olduklarını öğrenmek, incelemek herzaman yarar sağlayacaktır.

Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Bir iş, bir sorun hakkında önceden yapılan tasarılar, hesaplar ve plânlarınçoklukla hayat gerçeklerine aykırı düştüğünü uygulamada açıkça görürüz. Busebeple geleceğe dönük hesaplarımızda bu gerçeği daima göz önündebulundurmalıyız.

Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlet.
Mutluluk havası ancak düzenli, temiz, güzel ve ekonomik açıdan rahat bir evdeeser. Bunu sağlayan da kadındır. Eğer kadın becerikli, tertipli ve nazikdeğilse, yuva yaşanılır bir yer olmaktan çıkar. Benzer bir şekilde, içindeyaşanılan yurdu şen eden de devlettir. Eğer devletin başında bulunanlarbeceriksiz, zalim, hain ve kendi çıkarlarını düşünen insanlarsa, bunların ülkeinsanını mutlu etmesi düşünülemez.

Evli evinde, köylü köyünde gerek.
Yaşanan sosyal hayat bir düzeni kurarken, kişilere de toplumda uygun bir yer,bir iş göstermiştir. Dolayısıyla herkes buna uymalı; hem kendinin, hem detoplumun rahatını ve düzenini bu şekilde sağlamayı görev bilmelidir. Aksine birhareket huzursuzluğa ve kargaşalığa yol açar.
 
Üst