Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Böyle buyuruyor Peygamberimiz: Yeryüzü bana mescit kılındı.
Bu meşhur sözü şu şekillerde anlayabiliriz:
Mescit, namaz kılınan yer demektir. Ben ve bana tabi olan tüm Müslümanlar yeryüzünün her temiz yerinde namazlarını kılabilirler. Namaz kılmak için, secde etmek için ille de camiye/mabede gitmeye gerek yoktur
Elbette Müslümanların ibadet ve sosyal hayatında mescit/camilerin ayrı bir yeri vardır. Elbette mescitler olacaktır. Zira İslam şehirleri mescit merkezli olarak kurulur. Peygamberimiz Mekke’nin o zor şartlarında Erkam’ın evini caminin işlevini görecek şekilde kullanmış, Medine’ye hicret edince de ilk olarak Mescidin temelini atmakla işe başlamıştır. Daha sonra mescidin etrafına peygamber odaları ve suffe ashabının kalıp ilim yapacakları okul yapılmış, ardından peygamber mescidi Medine’yi medeniyetin beşiği yapmıştır.
Bu peygamberi gelenek tarih boyunca sürmüş ve Müslümanlar fethettikleri yerlere, kurdukları şehirlere önce mescit yapmışlar, mescidin etrafına eğitim kurumları, hamamlar, bedestenler ve evlerini kurarak İslam şehirlerini oluşturmuşlardır. Artık mescidin etrafında oluşan şehre mescidin manevi atmosferi yansımış ve şehir mabed gözetiminde ve yönetiminde sosyal hayatını sürdürmüştür.
Yeryüzü bana mescit kılındı cümlesinin ikinci anlamı ise, tüm yeryüzünün mescit hükmünde olması ve yeryüzünün her yanında müslümanın mesciddeymiş gibi hareket etmesidir. Biliyoruz ki mescitler Allah’ın evleridir ve oralarda bulunanlar Allah’ın misafirleridir. Mescitlerin kendilerine özgü edebleri vardır. Her şeyden önce Allah’ın evi olan mescitde Allah’ın ölçülerine aykırı hareket edilmez, günah işlenmez, mescitler manen ve madden temiz tutulurlar. Aslında bu, yalnızca mescitlerle sınırlı değildir. İman adamı, tüm yeryüzünü bu anlamda mescit gibi görür, Allah’ın emaneti ve nimeti olarak bilir, mümkün mertebe onu korumaya ve temiz tutmaya çalışır. Hem maddî bakımdan temiz tuta, hem manevî bakıdan temiz tutar. Yine Müslüman, her yerde Allah’ın gözetiminde olduğunun bilincinde, Allah’ın ölçülerine uygun bir hayat yaşamaya çalışır.