enderhafızım
Tecrübeli
DUA; iman , teslimiyet, tevekkül, huşu ve hudu ile
a yönelmek; İbrahim a.s. gibi yüzünü, özünübir “hanif” olarak, bir Müslim olarak gökleri ve yeri yaratana çevirmek ve O’na asla şirk koşmadan yalnızca O’ndan istemektir.
DUA; gönülden yalvarıp yakararak yalnızca
’tan yardım dilemek, sadece O’ndan medet beklemek halini O’na arzedip yalnız O’ndan istemektir.
DUA isti’anedir; zorluklar, güçlükleri sıkıntılar ve her türlü olumsuzluklar karşısında sabır ve direnç gösterip yalnızca
tan yardım dilemektir.
DUA isti’azedir; şeytandan, onun ve tüm yaratılanların şerrinden, iğvadan, vesveseden yalnızca
’a sığınmaktır.
DUA istimdattır; yalnızca ve yalnızca Kadir-i Mutlak olan, alemlerin Rabbi olan
’tan medet beklemektir
DUA ilticadır;
’ın gazabı ve azabından
’ın rızasına, ukubetinden afiyetine, O’ndan yine O’na sığınmaktır.
DUA tazarru’dur; gönülden yalvarıp yakarmak, sadece yaratanın huzurunda kendini aciz hissedip boyun bükerek O’na niyaz emektir.
DUA teevühtür; hüzün ve elemden, aşk ve korkudan yanıp tutuşan bir kalbin ah ederek tevbe ve istiğfarda bulunmasıdır.
DUA tenadümdür; nedamet duymak, kesinlikle pişman olmaktır, hata ve günahlardan kurtulma, vazgeçme arzusudur.
DUA itiraftır; arz-ı hal, arz-ı zillettir;hatasını, kusurunu, günahın, kibrini, zulmünü ifade ve itiraf edip bunlardan uzak durmaya karar vermektir.
DUA tevbedir; tevbe içindir, istiğfardır, istiğfar içindir; günahlardan kesin pişmanlık duyarak işlenen günahların, yapılan hataların ve isyanların bağışlanmasını isteyip bir daha onlara dönmeme kararlılığıdır.
DUA inabe ve kunuttur; kalbini,
’ a teslim etmek, O’na yürekten boyun eğip şeytana ve tağuta isyan etmek, Rabb’e gönülden itaat edip itaatin gerelerini yapmaktır.
DUA davettir; Rabb’e çağrıdır; insanları
’ın mesajına kulak vermeye, O’na kul olmaya, O’nun dinine uymaya çağırmaktır.
DUA cihaddır; iyiliği emredip kötülükten alıkoymak, bu uğurda başa gelenlere sabretmek, sebat etmek, cehd etmek, cihad etmek, hicret etmek, uzun soluklu bir yürüyüş gerçekleştirmektir.
Ve DUA ; “kalbin
ile konuşmasıdır” (12); “alçakgönüllülüğün doruğundaki bir ruhun dışa vuran görüntüsüdür”; “ruhun
’a doğru yükselişi, O’na iltica ve ibadet edişidir”.(13)
DUA ibadettir; ibadetin iliği, özü hatta ta kendisidir; izhar-ı ubudiyettir; kulluğu yalnızca
’a has kılmaktır: Namaz baştan sona duadır; kıyam, rüku, sücüd, ku’üd, kunut….hepsi dua, tekbir ve tenzih… Oruç, karşılığı sadece
’tan beklenen bir ibadet, bir irade sınavı… Yalnızca O’nun rızasını gözeterek verilen zekat, bir arınma vesilesi… Hacc, adım başı dua, niyaz, telbiye, ölümden önce giyilen kefen… O halde dua bütün ibadetlerin kendisinde birleştiği ana eksendir…
Nihayet DUA ; insan hayatının anlamıdır; varlığıyla hayatı anlamlı, yokluğuyla da anlamsız kılandır; kısaca, mümince bir hayat tarzıdır DUA…
12: Ebu Davud, Salat 139, (832) ; Nesai, İftitah 32, (2.143)
13: E.H. Yazır, a.g.e.,c.1. s. 56-60
Dua - Söylemden Eyleme // Abdullah Yıldız
Sayfa: 44-45
http://www.yenibeyin.com/forum/showthread.php?t=37647

DUA; gönülden yalvarıp yakararak yalnızca

DUA isti’anedir; zorluklar, güçlükleri sıkıntılar ve her türlü olumsuzluklar karşısında sabır ve direnç gösterip yalnızca

DUA isti’azedir; şeytandan, onun ve tüm yaratılanların şerrinden, iğvadan, vesveseden yalnızca

DUA istimdattır; yalnızca ve yalnızca Kadir-i Mutlak olan, alemlerin Rabbi olan

DUA ilticadır;


DUA tazarru’dur; gönülden yalvarıp yakarmak, sadece yaratanın huzurunda kendini aciz hissedip boyun bükerek O’na niyaz emektir.
DUA teevühtür; hüzün ve elemden, aşk ve korkudan yanıp tutuşan bir kalbin ah ederek tevbe ve istiğfarda bulunmasıdır.
DUA tenadümdür; nedamet duymak, kesinlikle pişman olmaktır, hata ve günahlardan kurtulma, vazgeçme arzusudur.
DUA itiraftır; arz-ı hal, arz-ı zillettir;hatasını, kusurunu, günahın, kibrini, zulmünü ifade ve itiraf edip bunlardan uzak durmaya karar vermektir.
DUA tevbedir; tevbe içindir, istiğfardır, istiğfar içindir; günahlardan kesin pişmanlık duyarak işlenen günahların, yapılan hataların ve isyanların bağışlanmasını isteyip bir daha onlara dönmeme kararlılığıdır.
DUA inabe ve kunuttur; kalbini,

DUA davettir; Rabb’e çağrıdır; insanları

DUA cihaddır; iyiliği emredip kötülükten alıkoymak, bu uğurda başa gelenlere sabretmek, sebat etmek, cehd etmek, cihad etmek, hicret etmek, uzun soluklu bir yürüyüş gerçekleştirmektir.
Ve DUA ; “kalbin


DUA ibadettir; ibadetin iliği, özü hatta ta kendisidir; izhar-ı ubudiyettir; kulluğu yalnızca


Nihayet DUA ; insan hayatının anlamıdır; varlığıyla hayatı anlamlı, yokluğuyla da anlamsız kılandır; kısaca, mümince bir hayat tarzıdır DUA…
12: Ebu Davud, Salat 139, (832) ; Nesai, İftitah 32, (2.143)
13: E.H. Yazır, a.g.e.,c.1. s. 56-60
Dua - Söylemden Eyleme // Abdullah Yıldız
Sayfa: 44-45

http://www.yenibeyin.com/forum/showthread.php?t=37647