Dağ başı dumansız olmaz.
Tabiatları gereği dağ başları genellikle dumanlı olur. Nasıl dağ başlarındanduman eksik olmazsa, toplumda yüksek mevkilere, makamlara çıkan ve sorumlulukalan kimselerin başında da dert eksik olmaz.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka biryere gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadaruzakta olurlarsa olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hattahiç karşılaşmayacaklarını sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler.
Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar.
1. Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın biryöneteni vardır. 2. Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünenzorlukların da üstesinden gelinebilecek bir yol vardır. Yeter ki gerekli azim,sabır ve cesaret gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin.
Damlaya damlaya göl olur.
Her çok azdan olur. Küçük ve önemsiz şeyler birikerek büyük şeyleri meydanagetirirler. Bunun için küçüktür, azdır, önemsizdir deyip hiçbir şey horgörülmemelidir; bunların önemi bilinmeli, çarçur edilmemelidir.
Danışan dağı aşmış, danışmayan (-ın) yolu şaşmış.
Kimi meseleler vardır ki, insanın onu tek başına halletmesi mümkün değildir. Budurumda yapacağı tek şey, bilmediği şeyler hakkında uzmanlara başvurmak veonlardan bilgi almaktır. Bu durumda, işleri kolaylaşacak, güçlüklerizorlanmadan yenecektir. Aksine hareket etmek, bilene sorup danışmaktan kaçmak,işleri zorlaştıracak, insanı çıkmazın içine itecektir.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
Her işin kendine has araç ve gereci vardır. O işten sağlıklı bir sonuç alınmakisteniyorsa uygun olan araç ve gereç kullanılmalıdır. Kötü, uygun olmayan araçve gereçlerle iyi bir şey, kaliteli bir ürün alınamaz.
Davul dengi dengine çalar.
Bir işte çalışacaklar, dostluk ve arkadaşlık kuracaklar, özellikle de evlenecekolanlar her bakımdan (zenginlik, makam, alışkanlık, karakter vb.) kendilerineuygun kimseleri seçmelidirler. Aksi takdirde kısa zamanda anlaşmazlıklarbaşlar, kurulan ilişkiler bozulur.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
İçindekilere hiç tat vermeyen, onları rahatsız eden kimi işler vardır ki uzaktaolanlara kolay, hoş ve sevimli gelir. Ne zaman ki işin içine girerler, işte ozaman gerçeği görüp yanıldıklarını anlarlar.
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan.
Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen karı-kocagibi insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır. Bu uyum dakarşılıklı saygı ve sevgi temeline dayanır. Tek taraflı sevgi ve saygı uyumusağlamaya yetmez, ortada düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten dehayır gelmez.
Deli deliden hoşlanır, imam ölüden.
Kişiler, her bakımdan (mevki, yaş, fikir, duygu, eğitim v.b.) kendilerinebenzeyen, uygun olan ya da yarar yağlayabilecekleri kimse ve şeylerden hoşlanıponlara yaklaşırlar.
Deli ile çıkma yola, başına getirir (gelir türlü) belâ.
Kavrayışı kıt, akılsız, aşırı davranışları olan kimselerle ne işe girilir, nede yolculuk edilir. Buna kalkışan başına türlü dertler alır, çok zarar görür.
Deliye her gün bayram.
Aklı kıt, kavrayışı az, sorumluluk nedir bilmeyen, hiçbir şeyi kendisine dertedinmeyen, istediği işi yapıp istediği yerde dolaşan, ne kazanıp nekaybettiğinin farkında olmayan kişinin hâli tıpkı bir delinin hâli gibidir.Onun için günlerin birbirinden farkı yoktur, hemen her gününü bayram neşesiiçinde geçirir.
Tabiatları gereği dağ başları genellikle dumanlı olur. Nasıl dağ başlarındanduman eksik olmazsa, toplumda yüksek mevkilere, makamlara çıkan ve sorumlulukalan kimselerin başında da dert eksik olmaz.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka biryere gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadaruzakta olurlarsa olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hattahiç karşılaşmayacaklarını sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler.
Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar.
1. Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın biryöneteni vardır. 2. Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünenzorlukların da üstesinden gelinebilecek bir yol vardır. Yeter ki gerekli azim,sabır ve cesaret gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin.
Damlaya damlaya göl olur.
Her çok azdan olur. Küçük ve önemsiz şeyler birikerek büyük şeyleri meydanagetirirler. Bunun için küçüktür, azdır, önemsizdir deyip hiçbir şey horgörülmemelidir; bunların önemi bilinmeli, çarçur edilmemelidir.
Danışan dağı aşmış, danışmayan (-ın) yolu şaşmış.
Kimi meseleler vardır ki, insanın onu tek başına halletmesi mümkün değildir. Budurumda yapacağı tek şey, bilmediği şeyler hakkında uzmanlara başvurmak veonlardan bilgi almaktır. Bu durumda, işleri kolaylaşacak, güçlüklerizorlanmadan yenecektir. Aksine hareket etmek, bilene sorup danışmaktan kaçmak,işleri zorlaştıracak, insanı çıkmazın içine itecektir.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
Her işin kendine has araç ve gereci vardır. O işten sağlıklı bir sonuç alınmakisteniyorsa uygun olan araç ve gereç kullanılmalıdır. Kötü, uygun olmayan araçve gereçlerle iyi bir şey, kaliteli bir ürün alınamaz.
Davul dengi dengine çalar.
Bir işte çalışacaklar, dostluk ve arkadaşlık kuracaklar, özellikle de evlenecekolanlar her bakımdan (zenginlik, makam, alışkanlık, karakter vb.) kendilerineuygun kimseleri seçmelidirler. Aksi takdirde kısa zamanda anlaşmazlıklarbaşlar, kurulan ilişkiler bozulur.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
İçindekilere hiç tat vermeyen, onları rahatsız eden kimi işler vardır ki uzaktaolanlara kolay, hoş ve sevimli gelir. Ne zaman ki işin içine girerler, işte ozaman gerçeği görüp yanıldıklarını anlarlar.
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan.
Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen karı-kocagibi insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır. Bu uyum dakarşılıklı saygı ve sevgi temeline dayanır. Tek taraflı sevgi ve saygı uyumusağlamaya yetmez, ortada düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten dehayır gelmez.
Deli deliden hoşlanır, imam ölüden.
Kişiler, her bakımdan (mevki, yaş, fikir, duygu, eğitim v.b.) kendilerinebenzeyen, uygun olan ya da yarar yağlayabilecekleri kimse ve şeylerden hoşlanıponlara yaklaşırlar.
Deli ile çıkma yola, başına getirir (gelir türlü) belâ.
Kavrayışı kıt, akılsız, aşırı davranışları olan kimselerle ne işe girilir, nede yolculuk edilir. Buna kalkışan başına türlü dertler alır, çok zarar görür.
Deliye her gün bayram.
Aklı kıt, kavrayışı az, sorumluluk nedir bilmeyen, hiçbir şeyi kendisine dertedinmeyen, istediği işi yapıp istediği yerde dolaşan, ne kazanıp nekaybettiğinin farkında olmayan kişinin hâli tıpkı bir delinin hâli gibidir.Onun için günlerin birbirinden farkı yoktur, hemen her gününü bayram neşesiiçinde geçirir.