Cihadı Desteklemenin 44 Yolu
Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla
Cihad İslam’daki en büyük ameldir ve ümmet, bu amelin uygulanması ile kurtuluşa erer. Tıpkı günümüzde olduğu gibi Müslümanların toprakları kâfirler tarafından işgal edildiği, zorbaların zindanları Müslüman esirlerle doldurulduğu, Allah’ın hükümlerinin yeryüzünden kaldırıldığı, İslam’ın kökünün kazınması adına saldırıda bulunulduğu zaman cihad, tüm Müslümanların üzerine farz haline gelir. İşte bu durumda çocuk ebeveyninden, kadın kocasından ve borçlu alacaklısından izin almadan bu ameli yerine getirmelidir.
Sevgili kardeşlerim ve bacılarım bu mesele o kadar önemli ve acil bir meseledir ki düşmanımız herhangi bir millet veya ırk değildir. Düşmanımız, küresel uzantıları olan bir küfür sistemidir. İşte bu küfür sistemi daha önce olmadığı kadar bize karşı komplolar kuruyor. Peygamber efendimizin hadisinde bildirdiği üzere Rumlar ve Müslümanlar arasında yaşanacak büyük savaşa doğru yaklaşmaktayız.
Tekrar bu noktanın üzerinde önemle durulması gerekir. Şöyle ki: Bugün cihad, her ehliyetli müslümanın üzerine farzdır. Bu suretle Allah’ın rızasını kazanmak isteyen bir kişinin cihad ameli için yolar araması ve cihadı desteklemesi üzerine bir borçtur. Kardeşlerimizin ve bacılarımızın Allah yolunda cihadı nasıl destekleyebileceklerini göstermek adına aşağıda 44 yöntem listelenmiştir:
1.Halis Bir Niyete Sahip Olma
Mücahidlerin saflarına katılabilmek için halis bir niyete sahip olmalısınız. Allah Rasulü : "Kim gazve yapmadan ve gaza yapmayı temenni etmeden ölürse nifaktan bir şube üzerine ölmüş olur." buyurmuştur.. (Müslim)
Cihad için hazırlık yapmak veya yapmamak niyetlerin birer göstergesidir. Yüce Allah:
‘’Onlar eğer savaşa çıkmak isteselerdi, elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, onların harekete geçmelerini istemedi de onları geri bıraktı ve onlara, “Oturun, oturan acizlerle beraber” denildi.‘’ buyurmuştur. (Tevbe 46)
Savunma cihadının koşulları âlimler tarafından 5 koşul olarak bildirilmiştir ki bu âlimlerden biri olan Ebu Kudame, bu koşulları şöyle listeler: İslam, ergenlik çağına ulaşma, akıl sağlığı, mali yeterlilik, fiziki (bedensel) yeterlilik. Eğer bir kişi mali yetersizlik içinde olup kendisini mali anlamda destekleyecek kimseyi bulamazsa ve bu illetten veya yetersizlikten dolayı eziyet duyarsa bu durum kendisi için cihaddan geri kalmak adına mazeret oluşturur. O vakit; bu durum, cihaddan geri kalma nedeniyle üzüntü içerisinde olan kişilerin halis niyetlerinin birer alametidir. Allahu Teâlâ, Tebük gazvesine katılım için gerekli giderleri karşılamaya güç yetiremeyenler için: ‘’Kendilerini bindirip (cepheye) sevk edesin diye sana geldikleri zaman, senin, “Sizi bindirebileceğim bir şey bulamıyorum” dediğin; bu uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş döke döke geri dönen kimselere de bir sorumluluk yoktur. ‘’ buyurmuştur.
2. Şahadet ile Ödüllendirilmek Adına Allah’a Dua Etme
Allah Rasulü (s.a.v): "Kim sıdk ile Allah'tan şehid olmayı taleb ederse, Allah onu şehidlerin derecesine ulaştırır, velev ki yatağında ölmüş bile olsa" buyurmuştur. (Müslim)
Şehadet için dua etmen Allahu Teâlâ’yı hoşnut eder çünkü bu durum canını Allah yoluna adadığının bir göstergesidir. Fakat bunun yalnızca mırıldandığın kelimeler olmaması hususunda alabildiğine dikkatli olmalısın. İçtenlikle şehadet için duada bulunan kimse; cihad çağrısı kendisine ulaştığı zaman bu çağrıyı cevapsız bırakmayan ve büyük bir şevk ile Allah yolunda şehadeti arayan kimsedir.
Allah düşmanlarının başarılı olmasının ve Müslümanların bozguna uğrayıp topraklarının işgal edilmesinin sebebi Müslümanların şehadet aşkını yitirmesidir.
Allah Rasulü (s.a.v): ‘’Sizin üzerinize milletler (müslüman olmayanlar) adeta bir yiyeceğe üşüşür (vahşi hayvanlar) gibi üşüşecekler.” Orada bulunanlardan birisi şöyle dedi:
- Bu durum bizim azlığımızdan mı olacak? Allah Rasülü (sav);
- Hayır! Bilakis siz çok olacaksınız. Fakat sizin çokluğunuz suyun üzerindeki çer çöp gibi olacaktır. Allah düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu sökecek de sizin kalbinize ‘’vehn’’ bırakacak. Orada bulunanlardan birisi:
- Vehn nedir ey Allah Rasulü? dedi
- Vehn dünyayı sevmek ve ölümden hoşlanmamaktır."diye buyurmuştur. (Ebu Davud)
Şehadet kültürümüzün yeniden canlandırılmaya ihtiyacı vardır çünkü Allah düşmanları; bizim ölüme olan rağbetimizden korktukları kadar başka hiçbir şeyden korkmamaktadırlar.
3. Mal ile Cihad
Bir ayetin dışında tüm ayetlerde mal ile yapılan cihad, beden ile yapılan cihaddan önce zikredilmiştir. Bu durum bizim mal ile yapılan cihadın önemine dikkatimizi çekmek içindir çünkü cihadın, mal ile desteklenmeye ihtiyacı vardır. Bir başka deyişle para yoksa cihad da yoktur ve cihad, büyük miktarda paraya ihtiyaç duyar. Kurtubi tefsirinde sadaka verilen malın 10 katına kadar lakin cihadı desteklemek için harcanan malın 700 katına kadar artırılacağını belirtir ve cihadın büyük miktarda mala ihtiyaç duyuşunun nedenini açıklar.
Yüce Allah : ‘’Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.“ buyurmuştur. (Bakara 261)
Muhtemelen batıda yaşayan Müslümanların cihad için yapabilecekleri en büyük katkı malları ile cihada destek vermeleridir çünkü mücahidlerin paraya duydukları ihtiyaç adama duyduklarından daha fazladır. Şeyh Abdulla Azzam bu durumu, ‘’Adamlar cihada ihtiyaç duyuyor cihad ise paraya’’diye özetlemiştir.
4. Mücahidler İçin Para Toplama
Müstakil olarak şahsi paranızdan bağışta bulunarak diğerlerini aynısını yapmaya teşvik edebilirsiniz. Allah Rasulü ‘’Hayırlı bir amel için başkalarına rehberlik eden kimse amel edenlerin elde ettiği sevabı elde eder.’’ diye buyurmuştur. Mücahidler için para toplayarak Resulullah’ın gazveye çıkmadan önce sıklıkla uyguladığı bir sünnetini ihya edebilirsiniz.
5. Bir Mücahid Donatma
Allah Resulü : ‘’Kim Allah yolunda bir askerin teçhizatını temin ederse bizzat gaza yapmış olur.’’ buyurmuştur. Bu temin ediş, bir mücahidin ulaşım masrafları da dâhil olmak üzere tüm giderlerini içine alır. Bu durum zenginlerin, bir mücahid donatma vasıtası ile fakirlerin ise savaşarak cihadın ecrine birlikte ulaşmaları adına bir fırsat meydan getirir.
6. Bir Mücahidin Ailesinin Bakımını Üzerinize Alma
Bir mücahidin ailesinin bakımını üstlenme; ancak onların korunması, ihtiyaçlarının karşılanması, mali olarak desteklenmesi ve namuslarının korunması vasıtası ile gerçekleşir.
Allah Resulü: ‘’Her kim bir mücahidin ailesinin bakımını üstlenir ve onu donatırsa mücahidin kazandığı ecrin yarısını elde eder.’’ buyurmuştur. (Müslim)
Allah Rasulü : "Mücâhidlerin hanımları (evlerinde) oturan erkeklere anneleri gibi haramdır. (Evinde) oturanlardan bir erkek, mücahidlerden bir adama ailesi hususunda vekil olur (da sonra ona hıyanet ederse, vekil kalan kimse) kıyamet gününde mücahid için durdurulur ve (mücahide); "şu (adam) ailen hususunda sana (kötü bir) vekil olmuştu. Onun iyiliklerinden dilediğin kadarını al" denir. RasûluIIah bize dönüp; (Mücahid'in onun sevabını alma hususundaki tutumunun nasıl olacağı hakkında) "Tahmininiz nedir?" diye sordu. (Müslim)
Allah Rasulü : “Kim bizzat gazveye katılmaz veya bir gaziyi techiz etmez veya bir gazinin ailesini hayırlı bir şekilde himaye etmez ise, Allah kıyamet gününden önce ona hiç beklemediği bir musibet ulaştırır." buyurdu. (Ebu Davud)
Eğer bir kimse ailesinin güvenliği konusunda endişe duyarsa şeytan ona bu konuda galip gelebilir ve cihada gitme isteğinin önüne geçebilir. Buna rağmen şeytana uymayarak cihada gitse bile şeytan, bulunduğu yerde kendisine gelerek geride bıraktığı sevdikleri hususunda kalbine vesveseler verebilir. Bu nedenle mücahidlerin ailelerinin bakımı üstlenilerek onların maneviyatlarının güçlenmesine katkıda bulunulabilir ki bu durum İslam’ın neden ailelerin bakımına ve mal ile mücahidlerin desteklenmesine önem verdiğinin bir göstergesidir.
7. Bir Şehid Ailesini Mali Olarak Destekleme
Şehid İslam ve Müslümanlar için çarpışan kişidir. O, hayatını benim ve senin için feda ediyor. Bu nedenle şehid ailelerinin onurlandırılmaya ve desteklenmeye ihtiyaçları vardır. Cafer bin Ebu Talip, Mute savaşında şehid edildiği zaman Allah Resulu karısına şöyle buyurdu: “Cafer’in ailesi için yemek hazırla zira onlar dertleri ile meşgullerdir.” ve ardından Cafer’in evini ziyaret etti. (Ebu Davud -Tirmizi)
İmam Ahmed’in rivayet ettiğine göre Cafer bin Ebu Talib’in şehadet haberi Rasulullah’a ulaştığında Hz. Peygamber, Cafer’in evini ziyaret etti ve onun karısından çocuklarını kendisine getirmesini istedi. Çocuklar geldiğinde onları kucakladı, öptü ve her iki gözünden yaşlar döküldü. Ebu Cafer’in karısı Esma, Peygambere Ebu Cafer’e bir şey olup olmadığını sorunca Rasulullah (s.a.v) Cafer’in şehit olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Esma ağlamaya ve feryat etmeye başladı. Daha sonra Allah Rasulü oradan ayrıldı ve karısına: ” Ebu Cafer’in ailesi için yemek hazırlamayı unutma zira onları hüzün kaplamıştır.” buyurdu.
Şehidin çocukları, ümmetin içinden kendilerine babaları gibi ilgi gösterecek birisine ihtiyaç duymaktadırlar. Bununla beraber şehidin karısının tekrar evlenmeyi arzu etmesi halinde buna uygun koşullar sağlanmalıdır. Bu durum, iki kültürel değişikliğin sağlanması gerekliliğini icap ettiriyor.
İlk olarak: Müslüman toplumların boşanmış veya dul kalmış kadınlar hakkında bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor. Maalesef günümüzde erkekler boşanmış veya dul kalmış kadınlardan imtina ediyorlar. Müslüman kadınların boşanma veya dul kalma durumunda damgalanma halini bertaraf etmemiz gerekiyor.
İkinci olarak: Müslüman toplumları günümüzde birden çok evliliğe (poligamy) karşı hoşgörü sahibi değiller ki bu durum özellikle savaş zamanlarında gereklilik arz etmektedir. Bu hoşgörüsüzlük milyonlarca Müslüman kadını, evliliğin nimetlerinden yoksun bırakmak anlamına gelmiyor mu? Zira Ebu Cafer şehit olduğunda Hz.Ebubekir onun karısı ile evlenmiş ve çocuklarının bakımını üstlenmişti.
8. Savaş Esirlerinin Ailelerini Maddi Olarak Destekleme
Mücahidlerin ailelerini mali olarak desteklediğiniz gibi savaş esirlerinin ailelerini de mali anlamda destekleyin. Bu durum, Allah yolunda olan kardeşlerimizin gelecekte şehit veya tutsak edilmeleri halinde ailelerinin bakımlarının üstlenileceğini bilmeleri açısından son derece itinayla üzerinde durulması gereken bir normdur.
9. Zekâtları Mücahidlere Verme
Zekâtın dağıtımı sekiz kategoriyle sınırlıdır. Bu konuda yüce Allah: “Sadakalar, ancak fakirler, miskinler, zekât toplama görevlileri, kalpleri İslama ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar içindir. Allah tarafından kesin olarak böyle farz edildi. Allah, herşeyi bilendir, hikmet sahibidir. “ buyurmuştur. (Tevbe 60)
Allah yolunda, ‘’fisebilillah’’ deyimiyle mücahidlere işaret edilmiştir. Bu konuda Maliki fıkıhçılarından Ebu Bekir bin El Arabinin beyan ettiği üzere İmam Malik şöyle der: Allah yolunda olmanın türü çoktur ancak bu ayette ‘’Allah yolunda’’ deyimiyle Allah yolunda savaşanlara işaret edildiğine dair herhangi bir görüş ayrılığı yoktur.
İmam Nevevi, El Minhacın zekat harcamalarına dair bölümünde: ‘’Allah yolundaki mücahide verilecek zekat, mücahidin ayrılışından geri dönüşüne kadar geçen süre zarfında hem kendisinin hem de ailesinin giderlerini kapsar. Velev ki uzun zaman geri dönmeyecek olsa da.’’ der.
Günümüzde birçok insan zekâtlarını mücahidlere vermemektedir. Eğer Müslümanlar, kendilerini şeytanın fısıldamalarından kurtarırlarsa günümüzde zekatı vermenin en iyi şeklinin zekatlarını mücahidlere göndermek olduğunun farkına varacaklardır. Çünkü Allah Rasulü : “Sadaka, (zekat) 5 durum haricinde varlıklı kimselere verilemez.” buyurmuş ve bu hallerden biri olarak Allah yolunda savaşanları da saymıştır. (Ebu Davud)
Mademki zekât, varlıklı olsalar dahi mücahidlere verilebiliyor buna karşın günümüzde bir mücahid, zekâtın verilebileceği kişilerin nitelikleri bakımından fakirlik, muhtaçlık, yolda kalmışlık ve Allah yolunda olma açısından sekiz kategoriden dördünü kendisinde barındırıyor ise durumu nedir?
Öyleyse zekâtlarınızı mücahidlere verin ve diğerlerini benzerini yapma hususunda teşvik edin.
10. Mücahidlerin Tıbbi İhtiyaçları Hususunda Katkıda Bulunma
Mücahidler, kendilerine sağlanabilecek tıbbi yardıma son derece ihtiyaç duymaktadır. Onlar, doktorlar ve ilaçlarla birlikte kapılarının kendilerine açıldığı hastaneler ve kliniklere ihtiyaç duyuyorlar. Yüzbinlerce Müslüman doktor bulunmasına rağmen bir çok yaralı mücahid öyküsü duyuyoruz ki bunlar basit yaralara sahip olmalarına rağmen tıbbi yardım yokluğu nedeniyle acı içerisinde ölene kadar can çekişiyorlar. Allah’ın rızasını talep ve Müslümanlara menfaat sağlamak adına tıp tahsil eden Müslümanlara “Neredesiniz?” diye soruyoruz.
Çeçenistan’da bulunan büyük Müslüman komutan Hattab, savaşta yaralanmıştı fakat kardeşleri onun bakımını yapacak Müslüman doktor bulamadılar .Bu nedenle onu, “kızıl haça” götürerek silah tehdidi altında tedavisini yaptırmak zorunda kaldılar!! Müslüman sağlık çalışanları, büyük bir sorumluluk taşıyorlar ve onların yapacakları katkı cihad için vazgeçilemeyecek boyuttadır. Doğrusu onların ecrinin, savaşanlara nazaran daha fazla olduğunu umuyorum.