Büyük Tehlike Yılan Başı Yaklaşıyor

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Hristiyanların yılanbaşı yaklaşıyor bu konu ile ilgili bilinçli olmak ve çevremizdekileri bilinçlendirmek gerekmektedir.
NOEL KUTLAMA TEHLIKESI
Yetmis bin evliyanın reisi Imam-ı Rabbani (Kuddise Sirruhu) söyle buyuruyor:
“Bizim bir komsumuz vardı, Müslümandı. Fakat bazı yanlışları vardı. Vefat etmek üzereydi, komşuluk hakkı üzere beni çagırdılar. Gittim ve gördüm ki komadadır. Kendisine teveccühte bulundum.
Kalbine manevi bir hal üzere nazar ettim (baktım), ziri karanlık bulutlar çökmüş, iman nuru sönecek
bir mum gibi kalmıs olarak gördüm. Karanlıkları dağıtmak amacıyla teveccüh ettim lakin zerre kadar
karanlık açılmadı. Bunu bir iki kere denedim ama fayda yok.
Üçüncüde de olmayınca ‘Ya Rabbi! Acaba bende mi bir kusur var bugün’ diye düsündüm tam o
esnada kalbime:
‘Ey Imam! Eğer sen bu teveccühlerini dağlara yapmış olsaydın, senin hürmetine ve teveccühün
bereketine dağları yerinden sökerdim. Ama bu adamdan sen bir karanlık açamazsın, çünkü bunun karanlığı bazı günahları islediğinden değil, müşrik Hinduların şirk merasimlerine katılmasındandır.
Burada şirk olduğu için senin teveccühün burada sökmez’ diye nida edildi.
-O zaman Hindistan’da şirk bayramlarında boyalı, renkli pişiriyorlarmıs ve birbirlerine bunu
hediye ediyorlarmış. Bu Müslüman adam da onlardan etkilenmis, aynı günde aynı sekilde pilav
pişirip o günü kutluyormuş. En sonunda ümidimi kestim ve evime dogru yol aldım. Bir zaman sonra bana komşumun öldüğüne dair haber geldi.
Noel kutlamaya hazırlananlar bu hadiseyi ibretle düşünmelidirler! Allah-u Te’ala cümlemize iman
selameti nasip eylesin. Amin!

Yılbaşı Toplumsal İsyandır

Bir Düşünün!

Bir Gayrimüslim komşunuz var, adı Agopyan veya Levi olsun…

Kurban bayramına bir gün kalmış, herkeste bir telaş… Ve siz o

gayrimüslim komşunuzu görüyorsunuz, bir koçun boynuzuna asılmış

çeke çeke evine götürüyor.

Ne Düşünürdünüz?
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
CXFoX-wWsAQXB-b.jpg


10857859_908051302573441_5950599761040787603_n.jpg
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Y

Yilbasi yalan

Ziyaretçi
Yilbasi bahane gunahlar sahane oyuna gelmeyin muslumanlar
 

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Yılan başı günü kim vatan sever kim değil belli olacak bu kadar şehide rağmen yılan başı günü kuduranların vatan haini olduğu birkez daha tescillenecek.
 
U

Uyuma müslüman

Ziyaretçi
yıllardır müslümanları uyuttular oyuna gelmeyin gavurun yılbaşı saçmalığına alet olmayın yılbaşı kutlamayın christmis kutlamayın
 

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Noel babaymış..
Gecenin soğuğunda medine sokaklarında yüzünü kapatıp " Allah bilse yeter!
" Diyerek fakirlere erzak taşımaktan sırtı nasır bağlamış peygamber
torunu Zeynel-i Abidin ( r.a )'ı tanımazsan noel babaya hayran olursun tabi..!
 

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Türkçe’de yanlış olarak yılbaşı kutlamasıyla özdeşleştirilen “noel”, Latince’de“Tanrı’nın doğum günü” anlamına gelen ve Hz. İsa’nın doğum günü kutlamasını ifade eden “dies natalis” teriminin Fransızca karşılığıdır.

Bu terim diğer batı dillerinde II natale (İtalyanca), cristes-maese (eski İng), kerst-misse (Danca) gibi kalıplarla karşılanmış, günümüz İngilizcesine de christmas şeklinde geçmiştir. (İslam Ansiklopedisi, T. Diyanet Vakfı, cilt: 33, s: 201)

CHRİSTMAS NE DEMEK?

Batı Hıristiyanlığı tarafından 25 Aralık’ta kutlanan Christmas’ın tarih ve kutlama olarak kökeni de eski Roma tarafından benimsenen “Güneş tanrısı” Mithra’nın doğum günü kutlamasına (Natalis solis invicti) dayandırılır. Hıristiyan ilâhiyatçılarına göre başta noel olmak üzere erken Hıristiyanlık’ta yer almayan ve içerdiği pagan eğlence unsurlarından dolayı sonraki din adamlarınca eleştirilen putperest festivallerinin Hıristiyan kutlamalarına dönüştürülmesinin sebebi o dönemde Roma’daki Hint-İran kökenli Mitra inancına karşı Hıristiyanlığı korumaktır. Fakat bir çok Doğu kilisesi İsa’nın doğum günü olarak 6 Ocak tarihini benimserken Batı kiliselerinde bugün İsa’nın vaftiz günü (Epiphani) olarak devam ettirilmiştir. Dolayısıyla günümüzde Christmas, Batı Hıristiyanları tarafından 25 Aralık tarihinde kutlanmakta ve Julian takvimine dayanan 1 Ocak’taki yılbaşı eğlenceleriyle birleştirilmektedir. (a. g. e. s: 202)

NOEL BABA KİMDİR?

Türkçe’ye Noel Baba ismiyle ve yılbaşı eğlencesiyle bağlantılı biçimde giren kutlamalar; bugünkü Antalya’nın Derme ilçesinde piskopos olarak görev yaptığı ve 6 Aralık 352 veya 354’te öldüğü düşünülen Santa (Aziz) Nikolas adlı bir Hıristiyan azizinin etrafında şekillenmiştir. Denizcilerin, tüccarların, gezginlerin ve çocukların koruyucu azizi olduğuna inanılan bu kişi, daha sonra Santa Claus ismiyle Noel akşamı çocuklara hediye dağıtan efsanevi şahsiyete dönüşmüştür. Kırmızı kıyafeti, uzun beyaz sakalı ve baca deliğinden girip şömineden çıkması gibi hayali ve komik özellikleri ilk defa 1870’te Thomas Nast adlı bir ressam tarafından çizilmiştir. Santa Claus’un evinin kuzey kutbundaki buzlar ülkesinde olduğu ve Ren geyiğiyle çekilen bir kızak kullandığı efsanesi yayılmıştır. Noel kutlamasının bir başka temel unsuru olan çam ağacının Yunan ve Roma pagan kültürlerindeki Attis tanrısına yönelik âyinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Aslında putperest inanç ve felsefelerine dayanmakta olup Hıristiyanlığa sonradan giren Noel, günümüzde bir Hıristiyan bayramı şeklinde kutlanmakla birlikte bu bayrama has unsurlar Batı kültürünün yayılması ile birlikte Hıristiyan olmayan ülkelerde de birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak görülen yılbaşı kutlamaları bünyesinde benimsenmiştir. Ayrıca Katolik Hıristiyan geleneğinde şekillenen takvim anlayışının bir parçası olan yılbaşı uygulaması da esasen pagan Roma kökenli yeni yıl anlayışının devamı olup, aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için bugün pek çok Hıristiyan tarafından eleştirilmektedir. (a.g.e. s: 202)

MÜSLÜMANLAR İÇİN YILBAŞI MUHARREM’DİR

Bu sebeple, İslâmi sene başının Muharrem ayıyla başladığını ve Müslümanların yeni senelerine Muharrem ayıyla girdiklerini, milâdi yılbaşılarının Müslümanlarla ilgisi olmadığını hatırlatmakta fayda görüyorum. Cihan Peygamberi (s.a.s.)’nin Mekke-i Mükerremeden, Medine-i Münevvere’ye olan hicreti; Hz. Ömer (r.a.) devrinde Hicri takvimin birinci senesi olarak alınmış ve senebaşı olarak da Muharrem ayı kabul edilmiştir. Yılbaşı kutlamalarıyla imanımız, ahlaki ve milli değerlerimiz, iktisadi ve cemiyet hayatımız yaralanmaktadır. Bir yılbaşı gecesinde tüketilen içkiler, oynanan kumarlar, çılgınca düzenlenen eğlenceler, yemek israfı, çam süslemesi ve kesilen hindilere ödenen paralarla ne gibi faydalı hizmetlerin yapılabileceğinin hesabı ortadadır.

YILBAŞI SEBEBİYLE ÖMRÜMÜZÜN MUHASEBESİNİ YAPALIM!

Yılbaşı sebebiyle ömür sermayemizden koskoca bir senenin; (365 gün, 52 hafta, 12 ay) geride kaldığını ve bir daha dönmeyeceğini lütfen bir düşünelim. 2013 yılı nasıl geçti? sorusuna herkesin vereceği cevap farklı farklıdır. Çünkü herkes kendi hayatını yaşıyor, kendi hikayesini yazıyor, kendi zaviyesinden olaylara bakıyor. Geride kalan koskoca bir yılın dökümüne baktığımızda, ‘iyi’, ‘kötü’, ‘acı’, ‘tatlı’ veya ‘kolay’, ‘zor’ değil de ‘uzun bir yıl’ olarak; bu 365 güne neler sığdığına bakmalıyız. Yeni yıla girerken evvela geçmiş yıllara bakacağız. “Şimdiye kadar ben ne yaptım?” sorusunu kendimize sormalıyız. Yılbaşının gelmesi önemli değil. Asıl önemli olan önümüzdeki sene nasıl olmalı? Ben ne yapmalıyım? Acaba Allah’ın emanet olarak verdiği organları, Allah’ın emrinde O’nun istediği gibi çalıştıracak mıyım? Aklımı nerede kullanacağım? İnsanlık için, din-diyanet için neler yapacağım? düşüncesiyle hayatımızda yeni bir sayfanın açıldığının, önümüzde kocaman bir yıl olduğunun bilincinde olmalıyız. Zamanının kıymetini bilmeyen, zamanla kıymetsiz olur, sözünün doğruluğunu bilmeliyiz. Zamanın ve zamanın bağrındaki insanın kadrini bilmeliyiz. Zamanı gösteren saatlerin, hayatımızın yeğâne yol göstericileri olduğu gerçeğini unutmamalıyız.

Şu anımızı iyi değerlendirmek durumundayız. Geçmiş mazide kalmıştır. Geleceğe dair elimizde bir senet, bir teminat yoktur. Öyleyse gün bu gün; an bu an; saat bu saattir. Dolayısıyla kıymetine binaen parçalara ayırdığımız zamanın her kilometre taşında durup düşünmemiz gerekiyor.

Beden kefenlenip toprak ile buluşmadan, ruh kanatlanıp berzah alemine uçmadan, elimizde henüz fırsat varken, tevbe kapıları kapanmadan, kendimizi ciddi bir nefis muhasebesine tabi tutmalıyız. Hayatımızın bugüne kadarki kısmının odağında ne olduğuna bir bakalım. Neyin peşinde koşuyor? Hangi gaye için çaba sarfediyor? Neler için mücadele ediyor? Kısaca İslam’ın çilesini kalbimizde hissedebiliyor muyuz? Gece uykularımızın kaçtığı oluyor mu? Bir yetim gördüğümüzde başını okşayıp ta, gözlerimizin dolduğu oluyor mu? Sarraf gibi İlâhi Kudretin bizlere sunduğu altın hükmünde olan 24 saati nasıl harcıyor? ‘Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekiyor muyuz?

İnsan için çalışmasından başka bir şey yoktur” (Necm/39) buyuran ilâhi çağrıya kulak verelim. Ömrümüzü boşa harcamayalım. Yılbaşı kutlayacağız, diye sabahlara kadar tıka basa midemizi doldurupta hastanelik olmayalım. Ömür sermayesini iyi kullanalım, israf etmeyelim.

Geliniz hep birlikte hayatımızı şöyle bir gözden geçirelim. Kendimizi ciddi bir nefis muhasebesine tabi tutalım. Hayatımıza yeni bir yön verelim. Geçmişte yaptığımız hataları yeni yılda bundan sonra yapmayalım.
 
Üst