Büyük beyinliler ve beyinsizler!

mahşer

Tecrübeli
Fatih devrinde Arnavutluğun fethi tamamlandı. Ahalisinin bir kısmı Karadeniz bölgesine iskân edildi. Karadeniz bölgesinden bir kısım ahali de Arnavutluğa yerleştirildi. Fatih devrinden itibaren Arnavut asıllı idareciler Osmanlı Devleti’nin yönetiminde önemli roller oynadı. Bilinen ilk Arnavut sadrazam (Rum olduğu iddiası da var) Gedik Ahmet Paşa’dır. Osmanlı Devleti sona erinceye kadar 30’dan fazla Arnavut asıllı sadrazam görev yaptı. Bunlar içinde Davut Paşa, Ayas Paşa, Lütfi Paşa, Semiz Ahmet Paşa, Koca Sinan Paşa, Tarhuncu Ahmet Paşa, Köprülü Mehmet Paşa ve oğlu Fazıl Ahmet Paşa, Alemdar Mustafa Paşa ilk akla gelenler. Köprülü Mehmet Paşa’nın Anadolulu, Merzifonlu evlatlığı Kara Mustafa Paşa’dır. Oğlu Fazıl Ahmet’le birlikte büyümüş, Paşa’nın kızıyla evlenmiştir.
Osmanlı devrinde Arnavutlar, büyük bir camianın, geniş bir yapının içinde hayatlarını sürdürmek, kendilerini göstermek, bir dünya devletinin zirvesine yükselmek imkânını bulmuşlardır.
Peki şimdi ne haldedirler? Öz vatanlarında parya!
Modern dönemde Arnavutlar İslâm kültüründen yalıtıldı. “Ulusalcı-komünist” zihniyet modern Arnavut kimliğinden İslâmi belirtileri silmeye çalıştı. Arnavutçaya müdahale edildi, türkçeden geçen (önemli bir kısmı arapça olan) ve dini çağrışımı bulunan kelimeler tasfiye edildi. Latin Alfabesini ilk defa arnavutlar kullandı. Türkçeden geçen kelimelerin yerine Batı dillerinden alınan kelimeler ile uydurulmuş kelimeler konuldu.
Arnavutların İslâm’dan uzaklaştırılması için ilk uygulamalar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından yapıldı. Olsi Yazıcı, Avusturyalıların projesinin hâlâ meyvelerini vermeye devam ettiğini belirtiyor. Katoliklik Arnavutların gerçek ve orijinal inancı olarak sunuldu ve İslâm tamamen dışarıda bırakıldı. Onlardan sonra İtalyanlar Arnavutların İslâm’dan uzaklaştırılma sürecinde önemli rol oynadı. İtalyanlar en az Avusturyalılar kadar, Arnavut entelektüel düşüncesini şekillendirdi. Arnavutların, Hıristiyan ve Avrupalı olduğu, ancak Türklerin baskısıyla müslümanlaştırıldıkları düşüncesi yerleştirilmek istendi.
Arnavutluğun yakın tarihinde olup bitenler ile Türkiye’deki uygulamaların paralelliği dikkat çekici değil mi? Arnavutları islâmdan uzaklaştırmak için proje uygulayanlar Avusturyalılar ve İtalyanlardı, peki Türkiye’yi islâmdan uzaklaştırma uygulamalarını kime bağlayacağız?
Yeni sentetik etnik kimlikler oluşturulurken batı sisteminin zararına olabilecek unsurlar üzerinde ciddi şekilde oynanmıştır. İslâm batı için büyük bir tehlike olarak addedilmiş ve bu yüzden hedef seçilmiştir. Bu Arnavutlukta olduğu gibi, Türkiye’de de uygulanan emperyal bir projedir. Arap ülkelerinde de aynı sonucu doğuracak uygulamalar yapılmıştır. İslâmın araplara mahsus bir din olduğu, Arap olmayanların bu dinin saflığını yok ettiği iddia edilmiş, Mısır gibi ülkelerde, dilden türkçe kelimelerin atılması yönünde uygulamalara girişilmiştir!
Gelecekte olacakları bilerek feryad eden Mehmet Âkif’e dönelim:
Medeniyyet size çoktan beridir diş biliyor;
Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor:
Arnavutlar size ibret olacakken, hâlâ,
Ne bu şûrîde siyaset, ne bu fâsit da’va?
Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz...
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!
Şunu benden duyunuz, ben ki evet, Arnavudum...
Başka bir şey diyemem... İşte perîşan yurdum!...
Mehmet Akif’in baba yurdu perişan oldu. Osmanlı Devleti yıkıldı, bütün islâm dünyası perişan edildi. Müslümanlar öz yurtlarında parya durumuna düşürüldü. Âkif’in şiirinde belirttiği beyinsiz kafalar milyonlarca insanı bitmek tükenmek bilmez acılara, ıstıraplara, mahrumiyetlere düçar ettiler.
Aynı emperyalist masallar şimdi kürtlerin kulaklarına fısıldanmıyor mu? “Siz türklerle kardeş değilsiniz! Siz asil Avrupa ırkındansınız, ârisiniz! Sizin asıl dininiz ateşperestlik veya yezidilik. İslâm etnik kimliğinize zarar veriyor. Dilinizdeki türkçe, arapça kelimeleri temizleyin, özkürtçe yazın ve konuşun...”
Elbette, beyinsiz kafalar da biteviye “evet” makamında sallanıyor!

D.Mehmet Doğan
 
Üst