TAKVA: SAKINMA BİLİNCİ
“Ey inananlar! Allah'tan sakınırsanız,
O size iyiyi kötüden ayırdedecek
bir anlayış verir, kötülüklerinizi
örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol
nimet sahibidir.” (Enfal, 8/29)
Her türlü olumsuz söz ve davranışlardan
sakınma anlamına gelen takva
terimi, kısaca korunma ve sorumluluk
bilinci demektir. Ayetlerde geçen “Allah’tan
korkma” ifadesi, Allah karşısında
takva ölçüsü ve sorumluluk
bilinci içinde yaşamak şeklinde anlaşılmalıdır.
Bu, öncelikle Allah’ın rızasını
kaybetme, gazabını celbetme endişesi
ve korkusudur. Yüce Allah, yukarıdaki
ayette, müminlere seslenmekte ve
takva ölçüsüyle hareket edenlere, gösterdikleri
bu hassasiyetin karşılığı olarak
“furkân” yani iyi ile kötüyü, yararlı
ile zararlıyı, hayır ile şerri ayırt edebilme
kabiliyeti bahşedeceğini vadetmektedir.
Takvanın, dünyadaki mükâfatı
olarak eşyaya “furkân” ölçüsü ile
yaklaşan müttakî kişi, bunun tabii sonucu
olarak kötülükleri kolayca fark
edebilecektir. Bu farkındalık, elbette kişiyi
haramlara, kötülüklere hatta şüpheli
şeylere düşmekten koruyacaktır.
Beşer olarak yapabileceği kötülükleri
de takva bilincinden dolayı Rabbimiz
dünyada örtecek, ahirette ise onun günahlarını
bağışlayacaktır. Dahası, Allah
Teâlâ, takva sahibi kullarını cennetlerdeki
sayısız nimetlerine kavuşturacaktır.
“Ey inananlar! Allah'tan sakınırsanız,
O size iyiyi kötüden ayırdedecek
bir anlayış verir, kötülüklerinizi
örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol
nimet sahibidir.” (Enfal, 8/29)
Her türlü olumsuz söz ve davranışlardan
sakınma anlamına gelen takva
terimi, kısaca korunma ve sorumluluk
bilinci demektir. Ayetlerde geçen “Allah’tan
korkma” ifadesi, Allah karşısında
takva ölçüsü ve sorumluluk
bilinci içinde yaşamak şeklinde anlaşılmalıdır.
Bu, öncelikle Allah’ın rızasını
kaybetme, gazabını celbetme endişesi
ve korkusudur. Yüce Allah, yukarıdaki
ayette, müminlere seslenmekte ve
takva ölçüsüyle hareket edenlere, gösterdikleri
bu hassasiyetin karşılığı olarak
“furkân” yani iyi ile kötüyü, yararlı
ile zararlıyı, hayır ile şerri ayırt edebilme
kabiliyeti bahşedeceğini vadetmektedir.
Takvanın, dünyadaki mükâfatı
olarak eşyaya “furkân” ölçüsü ile
yaklaşan müttakî kişi, bunun tabii sonucu
olarak kötülükleri kolayca fark
edebilecektir. Bu farkındalık, elbette kişiyi
haramlara, kötülüklere hatta şüpheli
şeylere düşmekten koruyacaktır.
Beşer olarak yapabileceği kötülükleri
de takva bilincinden dolayı Rabbimiz
dünyada örtecek, ahirette ise onun günahlarını
bağışlayacaktır. Dahası, Allah
Teâlâ, takva sahibi kullarını cennetlerdeki
sayısız nimetlerine kavuşturacaktır.