Başka mezhebi taklit etmek

  • Konuyu başlatan AhDe_VeFaLi
  • Başlangıç tarihi
A

AhDe_VeFaLi

Ziyaretçi
Başka mezhebi taklit etmek
Sual: İhtiyaç halinde, diğer üç mezhepten birisini taklit etmek caiz midir?
CEVAP
Elbette caizdir, hatta bazen gerekebilir. Fıkıh kitaplarında bildiriliyor ki:
Bir kimse, kendi mezhebine göre yapamadığı veya güçlükle yaptığı bir işi, başka bir mezhepte yapılması kolay ise, o mezhebin şartlarına uyarak, bu işi, o mezhebe göre yapması caizdir. (Redd-ül-Muhtar, Mizan, Hadika, Berika)

Abdest ve gusülde, başka mezhebi taklit etmek için, o mezhebin şartlarına da, mümkün olduğu kadar uymak lazımdır. O konudaki şartlarına sebepsiz uymazsa, taklit caiz olmaz. Kendi mezhebine uymayan işi yaptıktan sonra bile, taklit yapmak caiz olur. İmam-ı Ebu Yusuf’a, Cuma’yı kıldıktan sonra, guslettiği kuyuda fare ölüsü görüldüğünü bildirdiler, yani abdest aldığı suyun necis olduğunu söylediler. O da, (Şafii kardeşlerimize göre, guslümüz sahihtir) buyurdu. (Hadika) [Müctehid, müctehidi taklit edemez. Bir müctehid olan İmam-ı Ebu Yusuf’un ictihadı, burada İmam-ı Şafii’ye uygun gelmiştir.]

Zaruret olsa da, olmasa da, harac [zorluk, sıkıntı] olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklit edilir. (Redd-ül-Muhtar)

Bir Hanefi’nin kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, yapabilmesi için Şafii’yi taklitte bir beis yoktur. (Bahrürraık, Nehrülfaık)

Şafii âlimleri, kendi mezheplerinde yapılması güç şeylerin Hanefi’ye göre yapılmasına fetva vermişlerdir. (M. Rabbani)

Zaruret olmasa da, bir ibadeti yapmakta güçlük olunca, bunu yapmak için, başka mezhebi taklit caizdir. (Mizan, F. Hayriye, F. Hadisiye, Mafüvat)

Tâbi olduğu mezhebe uyarak, bir işi yaparken, harac hasıl olursa, bu iş, diğer üç mezhepten, harac bulunmayan birini taklit ederek yapılır. (İbni Emir Hac)

İkinci mezhebe göre de, özrü olanın, üçüncü mezhebi taklidi caizdir. (İ. Hümam)

Herkes, kendine kolay gelen, dilediği bir mezhebe uyabilir. İhtiyaç halinde, bir işini, bir mezhebe, başka işini, başka mezhebe göre yapabilir. Ancak bir işin hepsini, bir mezhebin o konudaki bütün şartlarına uyarak yapması gerekir. (Redd-ül-Muhtar)

Başka bir mezhebi taklit etmek, mezhepten çıkmak veya mezhep değiştirmek demek değildir. İhtiyaç halinde, o konuda o mezhebin hükmüyle amel etmektir. (S. Ebediyye)

Başka mezhebi taklit ederken, bütün şartlarına uyulmazsa, taklit caiz olmaz. Ancak bütün şartlarına uymak imkansız olursa o zaman, uyulabildiği kadar uyulur. Birkaç misal verelim:

1-
Mukimken, harac olunca, mesela doktor ameliyatta, talebe imtihanda, güvenlik görevlisi nöbette ise, hastalıkta, kadın emzikli veya istihazalı ise, abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için zorluk çekenlerde, a’mâ ve yer altında çalışan gibi, namaz vaktini anlamakta aciz olanın ve canından, malından veya namusundan korkanın yahut maişetine zarar gelecek olanın, iki namazı cem etmeleri caiz olur. Namazı kılmak için işlerinden ayrılmaları mümkün olmayanların, yalnız böyle günlerde, Hanbeli mezhebini taklit ederek, iki namazı kılmaları caiz olur. Ancak Hanbeli’de de gusülde ağzın içini yıkamak farzdır. Bunun için ağzında dolgu olan birisi, zaruretsiz Hanbeli’yi taklit edemez. Zaruret veya harac olunca da, taklit etmek telfîk olmaz, caiz olur. Çünkü başka çare yoktur. Namazı kazaya bırakmak haram olduğu için, Hanbeli taklit edilerek iki namaz cem edilir. (Hulasat-üt-tahkik, S. Eb. 203)

2-
Seferde Hanefi hariç, diğer üç mezhepte namazları cem etmek caizdir. Seferde bir harac varsa, Hanefi olan bu üç mezhepten birini taklit eder. Bu üç mezhepten hangisine göre guslü ve abdesti varsa o mezhebi taklit eder. Üçüne göre de yoksa mesela kadına el dokunmuşsa ve elbisesi necis ise, Şafii’yi taklit edemez, diş dolgusu varsa Hanbeli’yi taklit edemez, gusülde delk yapmamışsa Maliki’yi taklit edemez. Şimdi ne yapacak bu kişi? Yolda iken gusletmesi, elbisesini yıkaması çok zor. Namazı kazaya bırakması haram olacağı için, bu mezheplerden farzlarına daha çok riayet edeceği birini taklit ederek kılması caiz olur.

3-
Bir erkeğin, hanımı ile süt kardeş oldukları, fakat bir iki kere emmiş olduğu anlaşılsa, Hanefi’ye göre nikahları bozulur. Bunu kurtarmak için diğer mezheplerde bir çare aranır. Mesela Şafii veya Hanbeli taklit edilir. Çünkü Şafii’de ve Hanbeli’de ayrı ayrı beş kere doya doya emmedikçe süt kardeşi olmaz.

4-
Bir erkek, hanımını üç talakla boşasa, nikahlarını devam ettirebilmek için diğer mezheplerde bir çare aranır. Mesela nikahları Şafii mezhebine uygun olarak kıyılmamışsa, Şafii mezhebi taklit edilir. Yani Şafii’ye uygun nikahları yapılarak evliliklerine devam ederler.

Şafii olan bir kimse de, bazı zorluklardan dolayı Hanefi veya diğer mezhepleri taklit eder. Çünkü S. Ebediyye’de diyor ki: Yolda, nakil vasıtalarında [dolmuşta, otobüste], alış verişte [pazarda, markette] kadınlara temas korkusu olan Şafii, Hanefi veya Maliki’yi taklit etmelidir. (s. 146)

Şimdi bu kaideye göre birkaç misal verelim:
1- Hacca giden bir Şafii’nin kadınlara dokunma ihtimali olduğu için abdestli bulunması zordur. Bu durumda Hanefi veya Maliki mezhebini taklit eder.

2-
Şafii bir doktor, kadınlara dokununca abdesti bozulacağı için Hanefi’yi taklit eder.

3-
Şafii bir genç, bir kız kaçırsa, kızın babası razı olmazsa, Şafii’de, velisinin rızası olmadıkça evlenmesi caiz olmaz. Hanefi’yi taklit ederek velisiz de evlenebilir.

4-
Şafii’de zekat 8 sınıfa verilir, sonraki gelen Şafii âlimleri üç sınıfa verilse de caiz olacağını bildirmişlerdir. Ancak üç sınıfı bulmak da zordur. Hanefi mezhebi taklit edilerek bir sınıfa verilir.

5-
Şafii’de fıtra, kağıt para ile hatta altın ile de verilmez. Tâ Van’dan Buğday getiren Şafiiler gördüm. Bu kadar sıkıntıya lüzum yoktur. Hak mezheplerin farklı ictihadından faydalanmak rahmettir. Hanefi mezhebi taklit edilerek altın veya gümüş verilir.

Sual:
Hangi durumlarda, başka bir mezhep taklit edilir?
CEVAP
Bir farzı yapmanın veya bir haramdan sakınmanın imkânsız veya meşakkatli, güç olması durumunda, önce kendi mezhebimizde çare aranır. Kendi mezhebimizde çare yoksa diğer üç mezhebe bakılır. Hangi mezhepte çare varsa, o iş için, o konuda o mezhep taklit edilir. Hanefi âlimlerinden Muhammed Bağdadi hazretleri buyuruyor ki:

Başka bir mezhebi taklit edebilmek için üç şart vardır:

1– Kendi mezhebine göre başladığı bir işi, başka mezhebe uyarak tamamlayamaz. Mesela, Hanefi’ye göre aldığı abdest ile Şafii’ye göre namaz kılamaz.

2– Taklit ettiği iki mezhep de, bu işe, bâtıl dememeli. Bir Şafii, (Şafii’de abdest uzuvlarını ovmak farz değil, Maliki’de de kadına dokunmak abdesti bozmaz) diye, yabancı kadına dokunarak ve uzuvlarını ovmadan aldığı abdest ile namaz kılarsa, bu iki mezhebe göre de namazı sahih olmaz; çünkü yabancı kadına dokunmak, Şafii’de abdesti bozar. Ovmak [delk] ise Maliki’de farzdır.

3– Mezheplerin kolaylıklarını toplamamalıdır. Mesela, Hanefi’de velisiz veya Maliki’de şahitsiz yapılan nikâh sahih olur. Ama hem velisiz, hem de şahitsiz olan bir nikâh sahih olmaz. (Taklit risalesi)
İsmail Nablüsi hazretleri buyuruyor ki:
İhtiyaç olunca, başka mezhebi taklit ederek işini yapabilir. Fakat bu iş için, o mezhepte olan şartların hepsini uyabildiği kadar yerine getirmesi lazımdır. (İkd-ül-ferid)
Başka mezhebi taklit etmek bazen şart, bazen caiz ve bazen de caiz değildir:

Taklidin mecbur olduğu durumlar:

1–
Şafii mezhebine göre, zekâtın, Kur’an-ı kerimde bildirilen sekiz sınıf insanın her sınıfına verilmesi lazımdır. Bunlardan, müellefe-i kulub sınıfı [ile zekât toplayan memur sınıfı ve kölelikten kurtarılacak borçlu sınıfı] bugün yoktur. Bunları bulup zekât vermek imkânsız olduğu için, Şafiilerin bu sınıflardan sadece birine verebilmeleri için, Hanefi mezhebini taklit etmeleri gerekir. (M. Rabbani 3/22)

2–
Şehirlerarasıotobüsle yolculukta, inip yerde kılınamazsa yahut bırakılması mümkün olmayan iş sebebiyle, öğle, ikindi, akşam veya yatsı namazı vaktinde kılınamayacaksa, seferi olan; Maliki veya Şafii’yi, mukim olan Hanbelî’yi taklit ederek, öğleyle ikindiyi, akşamla da yatsıyı cem eder. Cem etmeye imkân varken, kazaya bırakmak caiz olmaz. (S. Ebediyye)

3–
Diş dolgusu olanın, gusül, abdest ve namazda Maliki veya Şafii mezhebini taklit etmesi şarttır. Taklit etmezse, guslü ve buna bağlı olan abdesti ve namazı, sahih olmaz. (S. Ebediyye)

4–
Hacda kadınlara dokunarak, abdestinin bozulma ihtimali çok ise, Şafiilerin, Hanefi veya Maliki’yi taklit etmesi gerekir. (S. Ebediyye)

5–
Elbisesindeki necaseti temizleme imkânı olmayan Hanefi veya Şafii, namazı kazaya kalacaksa, Maliki mezhebini taklit ederek namazını kılar. Maliki mezhebinde, necaset namaza mani değildir. Temizlemek sünnettir. (S. Ebediyye)

Mezhep taklidinin caiz olmadığı durumlar:

1–
Dünyalığa, şehvetine kavuşmak için, başka mezhebi taklit caiz değildir. (Ukud-üd-dürriyye)

2– Hanefi mezhebinde olan kadınların, Şafii mezhebini taklit ederek mahremsiz hacca gitmeleri caiz değildir. Mezhep taklidi, ancak emrolunan bir iş yapılırken, meşakkat, sıkıntı olduğu zaman, bu sıkıntıdan kurtulmak içindir. Mahrem bir erkeği bulunmayan kadının, hacca gitmesi emrolunmadı ki, Şafii’yi taklit etmek lazım olsun. (S. Ebediyye)

3–
Şafii’de sütkardeş olmak için, ayrı ayrı beş kere, doya doya emmek gerekir. 1–2 kere emen bir Hanefi, (Şafii’de sütkardeş olmaz) diye, sütkardeşiyle evlenemez. Ancak, evlendikten sonra sütkardeş oldukları meydana çıkmışsa, o zaman bir yuvanın yıkılmaması için, Şafii taklit edilebilir.

4– Maliki’yi taklit eden, seferde iken, bir ihtiyaç, bir sıkıntı olmadan, iki namazı cem edemez.

Taklidin efdal olduğu durumlar:

1–
Hanefi mezhebinde, erkeğin dizi avrettir. Şafii’de diz avret değil, göbek avrettir. Maliki ve Hanbelî mezheplerinde, yalnız seveteyn avrettir. [Ön ve arka avret yeri.] Hanefi ve Şafii olan erkeğin, nafakasını kazanmak veya fitne çıkmasını önlemek için, sıkışık durumda, diğer iki mezhepten birini taklit edip uyluklarını örtmemesi caiz olur. (S. Ebediyye)

2–
Şafii’de, ölü için iskat yapılmaz. Hanefi taklit edilerek iskat yapılabilir. (Neful-enam)

3–
Uyumak veya unutmak, namazın kazaya kalması için özürdür. Ancak bu durumlarda henüz asr-ı sani [ikinci ikindi vakti] ve işa-i sani [ikinci yatsı vakti] girmemişse, öğle ve akşam namazlarını, asr-ı evvel [birinci ikindi] ve işa-i evvel [birinci yatsı] vakitlerinde, kılar. Bu vakitler de, çıkmış ise, Hanbelî’ye uyarak öğle ile ikindi, akşam ile yatsı namazlarını cem eder, kazaya bırakmaz.

4– Şafii’de, [mübalağa etmeden] abdest alırken boğaza su kaçması orucu bozmaz. Hanefi’de ise bozar. Elinde olmadan boğazına su kaçan Hanefi, Şafii mezhebini taklit ederse, orucunu bozulmaktan kurtarmış olur. Hanbelî mezhebinde de, abdest alırken boğaza su kaçması orucu bozmaz. Bu konuda Hanbelî’yi de taklit etmek de caizdir.

5– Ramazan ayında her gün ayrı ayrı niyet etmek gerekir. Oruca niyet etmeyi unutan kimsenin orucu sahih olmaz. Ama (Bu orucu İmam Züfer’in kavline uyarak tuttum) veya (Bu orucu, Maliki mezhebine göre tuttum) denirse, yine sahih olur.

6– Şafii’de, oruca imsak vaktinden önce niyet etmek şarttır. Uyumak, unutmak gibi herhangi bir sebeple bunu yapamayan bir Şafii, (Bu orucumu Hanefi mezhebine uyarak tutuyorum) derse oruç sahih olur. Bozulmaktan kurtulmuş olur.

7– Hanefi mezhebinde, ödünç verirken ödeme tarihi belirlemek caiz değildir. Ödeme tarihi koyabilmek için, Maliki mezhebini taklit etmek caiz olur. (Eşbah)

Mezhep taklidinin caiz olduğu durumlar:

1–
Bir erkeğin, hanımı ile sütkardeş oldukları, fakat birinin veya her ikisinin, bir kere emmiş olduğu anlaşılsa, Hanefi mezhebine göre nikâhları bozulur. Ayrılırlar veya Şafii mezhebini taklit ederler. Nikâhlarında velileri bulunmamış ise yahut şahitler salih değilse, yeniden Şafii mezhebine göre nikâh yaparak evli kalırlar. Eğer doyuncaya kadar beş kere emmiş ise, Şafii mezhebini taklit mümkün olmaz. Ayrılmaları gerekir. (S. Ebediyye)

2-
Şafii bir genç, bir kız kaçırsa, kızın babası razı olmazsa, Şafii’de, velisinin rızası olmadıkça evlenmesi caiz olmaz. Hanefi’yi taklit ederek velisiz de evlenebilir.

3–
Kirpi eti yemek, gelincik [fil hastalığına] iyi gelir. Hanefi ve Hanbelî’de kirpi haramdır. Hasta, Maliki veya Şafii mezhebinden birini taklit ederek yiyebilir. (S. Ebediyye)

4– Şafii olan bir doktor, kadın hastaları muayene ederken abdestinin bozulmaması için, muayene esnasında Hanefi veya Maliki mezhebini taklit etmesi caizdir. (S. Ebediyye)

5– Üç talakla boşanan kadın, başka bir erkekle evlenip, o erkek de, bunu boşamadıkça, eski kocası ile evlenemez. Böyle bir durumda, ilk nikâhları Şafii’ye uygun yapılmamışsa, Şafii mezhebi taklit edilerek, Şafii mezhebine uygun nikâh yapmaları caiz olur. (Redd-ül-muhtar)

6–
Şafii mezhebinde fitre için, buğdayın veya diğer maddelerin kıymeti kadar altın, gümüş vermek caiz değildir. Hanefi mezhebi taklit edilerek, buğday yerine, değeri kadar altın veya gümüş vermek caizdir. (Şemseddin-i Remli)

7–
İstanbul’daki bir kimsenin babası Erzurum’da ikamet ederken vefat etse, babası vasiyet etmediyse, babası için hacca vekil göndermek isterse, Erzurum’dan göndermesi farzdır. Başka yerden gönderemez. Şafii mezhebinde mikat dışındaki her yerden göndermesi caizdir. Hanefi olanlar, paraları az ise, Şafii mezhebini taklit ederek, vasiyet etmemiş ana, baba ve yakınları için, Mekke’de vekil tutabilirler. (S. Ebediyye)

8– Hastada, ihtiyarda, abdesti bozan bir şey hâsıl olursa, Maliki mezhebinde, özür sahibi olur, abdesti bozulmaz. Hanefi ve Şafii’de özür sahibi olamayan hasta ve ihtiyarın, Maliki mezhebinin ikinci kavlini taklit etmesi caizdir. (Mezahib-i Erbaa)

9–
Namaz içinde idrar, yel kaçıran veya başka bir akıntısı olan Hanefi’nin, Maliki mezhebini taklit etmesi caiz olur. (S. Ebediyye)

10–
Hanefi mezhebinde lavman, orucu bozar. Ancak şiddetli kabızlık çeken, Maliki mezhebini taklit ederek, gündüz oruçlu iken lavman yaptırırsa, oruca devam edebilir. Çünkü Maliki mezhebinde lavman orucu bozmaz. (Mizan)

11- Şafii bir kimse, karşı cinsten nikâh düşen birine dokununca abdesti bozulur. Bunun için yolda, nakil vasıtalarında [dolmuşta, otobüste, trende], alış verişte [pazarda, markette] karşı cinse dokunma ihtimali olan Şafii olan kimse, Hanefi veya Maliki mezhebini taklit etmelidir. (S. Ebediyye)

12-
Müslüman kadınların, gayrimüslim kadınlara görünmesi, yabancı erkeklere görünmeleri gibi üç mezhepte de haramdır. Bunların yanında başı açık durmak gerektiği zaman Hanbelî mezhebi taklit edilirse, yani (Hanbelî’ye uydum) denirse günahtan kurtulmuş olunur.

Mezhep taklit edilirken
Sual:
Fıkhi suallere cevap veren bir yazıda, yaradan akan kan irin, sarı su gibi abdesti bozan şeyler için Şafii mezhebine uyulabileceği, ancak sadece abdestte, Şafiye uymak gerektiği, namazda ise yine Hanefi olarak devam etmek gerektiği bildirildi. Namazda da uymak gerekmez mi?
CEVAP
Evet gerekir. Bu yazı yanlıştır. Namaz, abdest ve gusül ile birlikte bir ibadettir. Üçü birdir. Bunlardan birisi olmazsa, ötekiler sahih olsa da ibadet sahih olmaz. Abdesti veya guslü olmayanın namazı da olmaz. Guslü Şafii’ye, abdest veya namazı Hanefi’ye göre olsa, bu namaz her iki mezhebe göre de sahih olmaz. Hanefi’ye göre guslü olmadığı için sahih olmaz. Şafii’ye göre de, abdest veya namazda uyması gereken şartlara uymadığı için sahih olmaz.

Yapılan iş, bir hak mezhebe göre sahih olmalıdır. Yarısı birinden, yarısı ötekinden olmaz. Günlük işlerde bile böyle değil mi? Farklı iki marka otomobil düşünün. Parçaların isimleri genellikle aynıdır ama, çalışma sistemi, ebadı, vidaları farklı olduğu için parçaları birbirinde kullanılamaz. Ancak standart olmadıkça birinin parçası diğerine takılmaz. İnat edip zorlanıp takılırsa netice alınmaz. Mezheplerin hükümleri standart değildir. Birinde farz olan şey, diğerinde sünnet, hatta mekruh oluyor. Mesela imam arkasında Fatiha okumak Şafii’de farz, Hanefi’de mekruhtur. Taklit eden, namazda Fatiha okumazsa, Şafii’ye göre namazı sahih olmaz. Hanefi’ye göre de guslü olmadığı için sahih olmaz. Bir ibadetin bir kısmı bir mezhebe, diğeri de öteki mezhebe göre yapılırsa, zaruret olmadıkça caiz olmaz.

Bahsettiğiniz yazıda, (Abdesti şafiye göre al, namazı Hanefi’ye gör kıl) deniyor. Hanefi’ye göre kılınca, abdestsiz kılmış olur. Şafii’ye göre namaz kılarsa, abdestinin de, guslünün de Şafii’ye uygun olması gerekir. Bu kaidelere uymazsa telfîk işlemiş olur. Telfîk ise haramdır.

Yazar Ali Eren, mezhepsizin birisini tenkit ettiği yazısında, bid’at mezheplere ve dört mezhep haricindeki âlimlere göre fetva verilemeyeceğini, telfîk-ı mezahibin bâtıl olduğunu bildirip, mezhepsizlerin yaptığı işin, keçinin ön bacaklarını, mandanın gövdesini, devenin arka bacaklarını alıp yeni bir hayvan meydana getirmeye benzediğini bildirmişti. Evet geyiğin boynuzunu, devenin boynunu, filin hortumunu, kangurunun kesesini, yılanın gövdesini, domuzun kuyruğunu alıp meydana getirilecek hayvan, hilkat garibesi olur.
Ali Erenhoca,eti yenenlerden örnek vermiş. Halbuki, mezhepsizler, Abduh gibi, İbni Teymiye gibi, eti yenmeyenlerden de fetva veriyorlar. Üç talak, bir talak diyorlar. Oje abdeste mani olmaz, ince naylon çoraba mesh caiz diyorlar.

İhtiyaç olunca ancak dört hak mezhepten birisi taklit edilir. Bunlar sadece sözde değil, fiiliyatta da haktır. Bir hak mezhep taklit edilirken, o mezhebin o konudaki şartlarına, yani farz ve müfsitlerine riayet edilmesi şarttır.

Başka mezhebe uymak
Sual: Bir işi, bir ibadeti yaparken zorlukla karşılaşan kimse, ne yapar?
CEVAP
Bir iş yaparken, özrü hâsıl olup, bu işin kendi mezhebindeki şartlarından birine uyması güçleşen kimse, bu işi, dört mezhepten herhangi birindeki şartlarına uyarak yapar. Bu ikinci mezhebin, bu iş için olan şartlarının uyabildiklerinin hepsine uyması lazım olur. Bu şartlardan birine uyması zor olur; fakat kendi mezhebinde kolay olursa, bu işi yapması sahih olur. İki mezhep, zaruri telfik edilmiş olur. Kendi mezhebinde de, zor olursa, kendi mezhebindeki birinci şartı yapmaması caiz olur; fakat Eshab-ı kiramdan birinin ictihadına göre caiz olabileceğini düşünmek, iyi olur. Eshab-ı kiramın her biri müctehid idi. Dört mezhepten birini taklit etmekte zorluk hâsıl olduğu zaman, Eshab-ı kiramdan birinin ictihadına uygun olan ibadetimiz sahih olur. Özür olunca, zann-ı galibimiz de makbul olur. (S. Ebediyye)

Sual:
Haram olan bir şeyi, zaruret halinde, yapmak caiz olduğuna göre, elde olmayan bir sebeple, bir haramı işleyecek veya bir farzı terk edecek olanın, başka bir mezhebi taklit etmesi gerekir mi?
CEVAP
Haram işlememek veya farzı terk etmemek için, önce kendi mezhebimizde çare aranır. Kendi mezhebimizde, çıkış yolu yoksa diğer üç mezhebe bakılır. Hangi mezhepte çıkış yolu varsa, o konuda, o mezhep taklit edilir. Dört mezhepte de çıkış yolu yoksa ve zaruret de varsa, ancak o zaman, farzı tehir veya terk etmek caiz olur. O iş haram ise, zaruret miktarınca işlemek caiz olur.

Sual: İmam-ı Şafii hazretleri, İmam-ı a’zam hazretlerinin kabrini ziyaret ettiğinde, sabah namazı kılarken, ona hürmeten kunut okumamış. Bir müctehid, başka bir müctehidi taklit edemediğine göre buradaki incelik nedir?
CEVAP
İmam-ı Şafii hazretleri burada taklit etmiyor. O anda öyle ictihad ediyor, yani yine kendi ictihadıyla kunut okumamış oluyor.

Sual: Haram olan bir şeyi, zaruret halinde yapmak caiz olduğuna göre, elde olmayan bir sebeple, bir haramı işleyecek veya bir farzı terk edecek olanın, başka bir mezhebi taklit etmesi gerekir mi?
CEVAP
Elbette gerekir. Zaruretle işlemek günah olmazsa da, haram işlememek veya farzı terk etmemek için, önce kendi mezhebimizde çare aranır. Eğer bir çıkış yolu bulunmazsa, diğer üç mezhebe bakılır. Hangisinde çıkış yolu varsa, o konuda, o mezhep taklit edilir. Birkaç örnek verelim:
1- Bir kimse bilmeden süt kardeşiyle evlense, günah olmaz; fakat süt kardeş olduğu meydana çıkınca, başka bir mezhepte kurtuluş yolu aranır. Varsa, o mezhep taklit edilerek, evliliğe devam edilir. Mesela, Şafii’de süt kardeş olmak için ayrı zamanlarda beş kere doya doya emmek gerekir. Evli çift, eğer bir iki kere emmişse, Şafii mezhebi taklit edilip evliliğe devam edilir.

2- Dişini kaplatan veya dolduran kimse için, Hanefi mezhebinde çıkış yolu olmadığına göre, diğer üç mezhebe bakılır. Maliki ve Şafii’de gusülde ağzın içini yıkamak farz olmadığı için, gusül, abdest ve namazda Maliki veya Şafii mezhebi taklit edilir. Bu mezheplerde de, çıkış yolu olmasaydı, salih bir doktor da, dişini doldurmak gerekir deseydi, diş dolgusu zaruret halini alıp, gusle mani olmazdı; fakat hak olan iki mezhepte, kurtuluş çaresi vardır. Hak mezhepler, sadece sözde değil, böyle fiiliyatta da haktır. Dört mezhep hak dedikleri halde, iş fiiliyata dökülünce kabul etmeyenler, dört mezhebi hak kabul etmiş olamazlar.

3- Uyumak veya unutmak, namazın kazaya kalması için özürdür; ama hatırlayınca veya uyanınca, namazı kazaya bırakmamak için çare aranır. Kendi mezhebinde veya diğer üç mezhepte çıkış yolu varken, kazaya bırakmak caiz olmaz. Mesela öğle ve akşam namazlarında, Hanefi mezhebindeki ikinci kavle uyarak, asr-ı evvel ve işa-i evvel vakitlerinde, öğle ve akşam namazlarını kılar. Bu vakitler de, çıkmışsa, Hanbeli mezhebine uyarak, mukimken de, öğleyle ikindiyi, akşamla yatsı namazlarını cem eder.
 
Üst