Babalar Sınavda

manolyaaa

Tecrübeli
Babalar Sınavda
Babalar Sınavda

Genel düşünürsek (istisnaları hariç) her ana-babanın hayalinde çocuğunun/çocuklarının yüksek mevkilerde olmasını görmek vardır.İsterler ki, onlar bir eli yağda öbür eli balda bir hayat yaşasınlar.
Çocuklarını elinden tutup ilkokula yazdırmaya götürürken onlara yaptıkları telkinleri hatırlayın:

"Aman yavrum oku! Büyük adam ol. Rahat yaşarsın.Yüksek mevkilerde olursun. Herkes sana hizmet/hürmet eder. Çok para kazanırsın. Lüks arabalara binersin. Eğer okumazsan bunların hiçbirisine sahip olamazsın. Çok sıkıntılar çekersin. Ne evin, ne araban, ne de paran olur. Çok çalışmalısın çok. Ya doktor olmalısın, ya mühendis, ya da avukat. Para bunlarda yavrum. Başka da çaren yok..."

Bu telkin hergün dozu artırılarak tekrar edilir. Böylece babalar çocuklarına paranın, mevkinin, makamın, rahatın, lüksün... yolunu gösterirler de edebin, erdemin, namusun, şerefin, hayânın, insanlığın nasıl kazanılacağını, helâl-haram hudutlarını öğretmezler.

İnsanlıktan yoksun,İslâm'dan uzak yetişenler sevgiyi, sevginin kaynağını, imanı ve bunların icablarını yerine getirmeyi nasıl bilsinler ki. Bilemiyorlar. Bilmediklerindendir ki paranın esiri, şehvetin kölesi, sömürünün ırgatı, ihanetin şaklabanı oluyorlar. İdealsiz bir nesil yetişiyor. Aldatılmaya, kullanılmaya, yönlendirilmeye müsait bir gençlik...

*
Ana-baba bahçıvan, çocuk da çiçektir. Çocuklarını ihmal edenler onları helâk etmiş olurlar. Sokaklara baktığımızda ebeveynlerin vazifelerini yapmadıklarını görüyoruz. Onların terbiyeleriyle alâkadar olmuyorlar. Çocularını kreşe yatıranlar sonunda huzurevine (daru'l-acezeye) yatıyorlar.

Dünyanın en tabiî terbiye ocağı aileler/evdir. Çok mükemmel olan terbiye müesseseleri normal bir ev terbiyesi ile mukayese edilecek olursa üstünlük mutlaka evde kalır.

Bizde ev terbiyesi büyük bir buhran geçirmektedir. Baba evdeki vazifesini yerine getirmemektedir. Vazifenin sadece yeme-içme ve barınmayı temin etmekten ibaret zannedilmesi aileyi de, toplumu da dejenere etmektedir.

Baba aile efradının; Yeme-içme, Barınma, Müslümanca yaşamaları için gerekli ortamı hazırlamak gibi vazifeyle yükümlüdür. Zamanımızda üçüncü maddede beyan edilen vazife külliyyen ihmal edilmektedir. Dolayısıyla babalar sınavı kaybetmektedirler.

Konuyu "Babalar sınavda" başlığıyla mısralara döken Gülşen Töngemin'in babalara hitaben yazdıklarıyla bitirelim:
*
Uzayın keşfini istemiyorum,
Dünyadaki açlık problemi nasıl çözülür baba?
*
Hep mühendis ol diyorsun
Görüyorum bir eksiklik var.
İnsanlık erdemi nerede baba?
*
İnsan hakları, hoşgörü, anlayış diyorsun
Bak bunlar yetmiyor. Kaynağı nedir?
Rahman ve Rahim ne demek baba?
*
Çok para kazan diyorsun
Huzur ve mutluluk nerede satılır?
Helal ne demek baba?
*
Dedelerinizden miras sandınız
Oysa bizden emanet almıştınız.
Bir miras yedi gibi tükettiniz insanlığı ve dünyayı
Bize ne bıraktınız baba?
Güldeki koku, lütuf, rahmet ne demek baba?
*
Silah, tank, füze, roket, bomba, savaş
Bunları duymak bile istemiyorum,
Sevgi, sevginin kaynağı, iman ne demek baba?
*
Bunları bana niye öğretmiyorsun?
Sınavda başarısızsın baba?
*
Şimdi bana duâ et.
Gökten rahmetler inermiş.
Gönüllere gülleri Muhammed-ül Emîn dikermiş.
*
Siz göz yaşartıcı bombalar attınız meydanlara
Biizniallah biz güller saçacağız baba.
 
Üst