Amel Defteri Ne demek

Kraliçe

KF Ailesinden
Özel Üye
Kıyametin korkunç duraklarından biri de amel defterinin verildiği duraktır. Nitekim Allah Teala da kıyameti vasfederken şöyle buyuruyor: “(Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında. . .

Yine Allah Teala buyuruyor ki: “Kimin kitabı sağından verilirse, kolay bir hesapla hesaba çekilicek ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. Kimin de kitabı arkasından verilirse derhal yok olmayı isteyecek, alevli ateşe girecek. Zira o, ailesi içinde şımarmıştı.

Ayyaşi, İmam Sadık (a.s)'dan şöyle nakletmektedir:

“Kıyamet günü herkese amel defteri verilir ve; “Oku!” denir. Daha sonra Allah Teala, sanki şimdi yapmış gibi tüm bakış, söz, adım ve benzeri şeyler vasıyasıyla yapmış olduğu amellerini ona hatırlatır. O da şöyle der: “Eyvahlar bana, bu defter küçük büyük ne varsa saymış, hiçbir şeyi bırakmamıştır.

İbn-i Kavleveyh İmam Sadık (a.s)'dan şöyle nakletmiştir:

“Her kim Ramazan ayında İmam Hüseyin'i ziyaret edip de seferde ölürse artık hesaba çekilmez, ona; ‘Korkmadan cennete gir.’ denir.”

Allame Meclisi Tuhfe'de iki muteber senetle İmam Rıza (a.s)'dan şöyle nakletmektedir: “Her kim beni uzaktan ziyarete gelirse, kıyamet gününde üç yerde onu korkulardan kurtarırım; iyilere sağından kötülere ise solundan defterlerinin verildiği yerde, sıratta ve amellerin tartıldığı yerde.

Hakk’ul- Yakin'den naklen Hüseyin bin Sait Züht kitabında İmam Sadık (a.s)'dan şöyle rivayet etmiştir:

“Allah Teala mümini hesaba çekmek isteyince defterini sağ eline verir, kimsenin duymayacağı şekilde kendi aralarında hesap yapar ve şöyle buyurur: “Ey kulum! Falan işi ve falan ameli yapmışsın.” Buyurur. O da; “Evet yaptım Allah'ım” der. Allah Teala da; “Ben de onları bağışladım ve iyiliğe çevirdim.” buyurur.

Sonra insanlar şöyle der: “Süphanellah! Bu kulun bir tek günahı bile yok.” Nitekim bir ayette de şöyle buyurulmaktadır: “Kimin kitabı sağından verilmişse, kolay bir hesapla hesaba çekilecek ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.

Ravi, “Hangi ailesine?”diye sorunca da şöyle buyurdu: “Eğer Mümin olursa, dünyadaki ailesi cennette de onunla olur.”

Daha sonra şöyle buyurdu: “Ama bir kula kötü irade etmişse, onu açıkta ve insanların huzurunda hesaba çeker, ona hüccetini tamamlar ve defteri sol eline verilir. Nitekim Hak Teala şöyle buyurmaktadır: “Kimin de kitabı arkasından verilirse derhal yok olmayı isteyecek, alevli ateşe girecek, zira o ailesi içinde şımarmıştı.

Bu ayet münafık ve kafirlerin ellerinin zincire vurulduğuna ve defterlerinin arkadan sol ellerine verileceğine işaret etmektedir. Nitekim bu iki halete abdest alırken ellerin yıkanması sırasında okunan şu dualarda da işaret edilmiştir: “Allah’ım, amel defterimi sağ elime ver, cennette ebedi kalacağıma dair amel defterini sol elime verme; beni kolayca hesaba çek. Allah'ım, amel defterimi sol elime arkadan verme; ellerimi boynuma zincirleme.”

Seyyit bin Tavus şöyle bir rivayet nakletmektedir:

İmam Zeyn’ul- Abidin (a.s) Ramazan ayında köle ve cariyelerinin yaptığı hataları bir kitaba yazıyordu. Ramazanın son gecesi ise onları yanına çağırıyor ve hatalarının yazıldığı kitabı çıkararak şöyle buyuruyordu: “Ey falan, falan gün falan hatayı yaptın, hatırlıyor musun? Ben de sana bir şey demedim.” Onlar; “Evet ey Resulullah'ın torunu! Yaptık” diyorlardı.

Böylece hepsine tek tek soruyor ve onlardan itiraf alıyordu. Daha sonra aralarında durup şöyle buyuruyordu: “Yüksek sesle hep birden şöyle söyleyin: “Ey Ali bin Hüseyin! Senin Rabbin de amellerini saymış kaydetmiştir. Sen de bizim amellerimizi saymış ve kaydetmişsin. Allah nezdinde bir kitap da vardır ki hak üzere konuşur, küçük büyük hiçbir ameli terketmez. Bakacak olursan yaptığın her şeyin orada yazılı olduğunu görürsün. O halde bizi bağışla, Allah da seni bağışlasın; ey Ali bin Hüseyin, zulmetmeyen adil hakim olan Allah karşısındaki küçük makamını düşün, bir hardal tanesi kadar küçük kalmaktadır. O halde bizi affet ki mülk sahibi Allah da seni affetsin. Nitekim Allah da şöyle buyurmuştur:

“...Bağışlasınlar, feragat göstersinler. Allah'ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametli olandır.

İmam sürekli onlara bunu telkin ediyor ve onlar da söylediğini ifade ediyorlardı. O sırada aralarında duran İmam ağlıyor, ağıt yakıyordu. Allah'a yönelip şöyle diyordu: “Ey Allah'ım bize zulmedenleri bağışlamamızı istedin, biz de bağışladık, o halde sen de bizi bağışla. Sen bağışlamaya bizden daha layıksın. Bizden fakiri kapıdan eli boş çevirmememizi istedin, Allah'ım biz de bir fakir olarak dergahına geldik, senin ihsanını ümit ediyoruz, o halde bizi ümitsiz etme.”

Daha sonra köle ve cariyelerine dönüp şöyle diyordu: “ben sizi affettim, siz de beni affettiniz mi? Size yaptığım kusurları bağışladınız mı? Zira ben kötü ve zalim bir efendiyim, kerim, cömert, adil ve ihsan sahibi bir efendinin kölesiyim.”

Köle ve cariyelerde şöyle diyorlardı: “biz seni affettik ey efendimiz, sen bize kötülük etmedin.”

Daha sonra şöyle diyordu: “Benim için Allah'a şöyle dua edin: “Allah'ım o bizi affettiği gibi sen de onu affet, o bizi kölelikten kurtardığı gibi sen de onu ateşten kurtar.”

Onlar böyle dua edince de İmam şöyle buyurdu: “Allah’ım ey alemlerin rabbi, ne olur icabet et.”

Daha sonra da onlara şöyle diyordu: “Gidiniz, ben sizi affettim, sizi azat ettim, ümit ediyorum ki Allah da beni affetsin ve ateşten kurtarsın.”

İmam bayram günü de onları insanlardan ihtiyaçsız kılacak kadar ihsanda bulunuyordu. Her yıl Ramazanın son gecesi yirmiye yakın köleyi azat ediyorduve şöyle buyuruyordu: “Allah Teala Ramazan'ın her gecesi iftar vakti yetmiş milyon insanı cehennem ateşinden azat etmektedir, Ramazan'ın son gecesi ise Ramazan ayı boyunca azat ettiği kadar ateşten azat etmektedir. Ben de Allah’ın görmesi için dünyada kölelerimi azat ediyorum ki; o da beni cehennem ateşinden azat etsin.
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator


Günahkârlar, “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki, küçük büyük bırakmadan her şeyi sayıp dökmüş” (Kehf, 18/49) diye şaşkınlıklarını ifade edecek.
İyiler ise “Gelin, kitabımı okuyun. Çünkü ben hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.”
(Hâkka, 69/19-20) diyecektir.
 
Üst