İMAN EDİP SALİH AMEL İŞLEYENLER BİR BAHÇE İÇİNDE MESUT OLURLAR.(Rum -15)

kalpteniman

KF Ailesinden
Özel Üye

Hazreti Allah c.c. Ayeti kerimesinde!!
İman edip salih amel işleyenler bir bahçe içinde mesut olurlar
buyuruyor.(Rum-15)

Bu ayeti kerime ifade ediyor ki, salih amel işleyen kullara korku yok
daha gözlerini yumup ahirete göçer göçmez cennet bahçesine giriyor.
Fakat o bahçeye kavuşmak için hazreti Allahın emrettiği gibi yaşamak
gerekiyor ki o bahçeye girilebilsin.

Bir düşünün ki bize kâbus gibi gelen ölüm veya dünyadan kopuş
zannettiğimiz gibi korkunç değildir, yeter ki hazreti Allahın gönlünü
kazanalım gerisi kolay.

O da hazreti Allaha kalpten iman etmek yapın dediğini yapmak ,yapmayın
dediğini yapmamaktır.
İlâhi emirleri açık ve kesindir ve çok zordur hep nefsin istemediği şeylerdir.
Kuranı kerimin ve sünnetin koyduğu hudutları bozmamak o daire içinde
olmak o kadar.

Hazreti Allahın emirleri bellidir müslüman olan her ferd bunu bilmektedir.
Başta kul hakkı bunu başarabilen o bahçeye namzettir.
Çünkü o kişi hazreti Allaha iman etmiştir ki kul hakkına önem vermiş haram lokmayı
ağzına sokmamış hazreti Allahı zikir ve şükürle anmış şeytanın oyununa gelmemiştir.
Ne mutlu böyle kullara ki cennet bahçesini hak etmiş kıyamet kopma felâketini yaşamadan
hazreti Allaha kavuşmuştur.

Ayeti kerimeler gösteriyor ki ahirete göçen insanlar ruhi bedenle göçüyorlar yeni bedene
ancak kıyamet koptuktan sonra girecekler.
Ruhi bedenimize gelince lâtiftir elle tutulmaz gözle görülmez o beden de elleri ve ayakları olan
bildiğimiz etten kemikten olan görünen bedenimizin yapısındadır o lâtif beden ile biz hayattayız
ve hareket edebiliyoruz .

Bir de şu var ki. Lâtif beden dediğimiz görünmeyen ruhumuz kendisini içine girdiği et ve
kemikten olan cismani bedenle meydana çıkarıyor hepsi hazreti Allahın takdiri ilâhiyesidir.
İşte bu bedenimiz ömrü biten cismani bedenimizden çıkar çıkmaz ya cennet bahçesine ,veya
cehennem çukuruna girecektir hazreti Allah c.c. cennet bahçesine girmemizi cümlemize nasip etsin.

Cennet bahçesi deyince daha evvel yazmış anlatmıştım!!
Rahmetli anaannem ve dayımızın bir yaşantısı var ki biz onları örnek aldık ve öyle yaşamaya gayret
ediyoruz. Şöyleki.anaannem ve dayım selânıkten 1930 yılları civarında muhacir olarak bütün varlıklarını
orada bırakarak türkiyeye geliyorlar onlara nufus başına onar dölüm yer veriyorlar çiftçilik yaparak
hayatlarını sürdürüyorlar ekip biçiyorlar geçimlerini temin ediyorlar.

Zaman zamanı kovalıyor anaannemin ağbisi olan dayımız yaşlanıyor.
Bundan sonrasını anaannemin ağzından duyduğum gibi analtayım.
Ağbimi sabahları ziyarete her gittiğimde onu yatakta uyur vaziyette buluyordum
bunu ona yakıştıramıyordum çünkü dinine aşırı düşkündü hazreti Allahın her emrini
titizlikle yerine getiriyordu yengemize sorduğumda hiç bir şey söylemiyordu.

Bir sabah yine onu uyur vaziyette görünce dayanamadım abi bu sana yakışmıyor sabah güneşini
üzerine doğduruyorsun uğursuzluktur yapma böyle deyince, ah be kardeşim bu ağbeyin de böyle
tembel ne yapayım dedi ben de üstüne gitmedim.

Aradan zaman geçti hastalandı kalkamaz oldu devamlı ziyaret ediyordum yengemiz kendisi ile
ilgileniyordu derken hastalığı yükseldiğini haber aldım telaşla ziyarete gittim sessizce yatıyordu
biz de başını bekliyorduk aniden canlandı hareket etmeye birşeyler söylemeye gayret ediyordu
en sonunda beni ayağa kaldırın şıhlar geldi dedi vakit geçirmeden iki kişi onu ayağa kaldırdı beni kıbleye çevirin dedi kıbleye çevirdiler ALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER LÂİLÂHE İLLÂLLAHÜ
VALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER VELİLLÂHİL HAMDI üç kere tekrar etti ve beni yatırın dedi yatırdık ve ben göçüyorum cenazemi kaldırmaya gelenlerden helâllık alın dedi az zaman sonra da
kelimeyi şahadet getirerek ruhunu teslim etti.

Hemen yıkanması için hazırlık yaptık etrafa haber saldık sevenleri geldiler köyümüzün imamı onu yıkadı
yıkarken de iki dizinin siyah olmuş olduğunu görünce yengemize sordu bu bir yerden mi düştü diye sorunca yengemiz de. sağlığında kimseye söyleme diye tembih etmişti sebebi her gece sabaha kadar namaz
kılar geceyi tamamen ibadetle geçirirdi dizleri o yüzden morarmıştı deyince ben de onun neden sabahları
uyuduğunu anlamıştım .Derken annem yengem ağladık cemaattan helâllık aldık defnedildi

Aradan zaman geçince annem halitim dinine çok düşkündü acaba cennetini kazanmışmı diye istihare namazı kıldı veAllahım halitimin durumu nedir hesabı kolay geçtimi diye dua ederek yattı.
Rüyasında halit abim görünüverdi o da sordu oğlum halit hesabını verdin mi?
Verdim anne bir tek hesabım var ki onun için baskı altındayım komşumdan belime takmak için bir kemer almıştım onu vermedim o ise odada duvarda asılı onu oradan al ve komşuya ver helâllik al sıkıntım kalksın
deyince annem uyanır uyanmaz tarif ettiği yerden kemeri alıyor ve sabaha çıkmadan komşunun kapısını
çalıyor helâllik alıyor.

Annem yine merak etti emaneti verdik helâllik aldık durum nedir diye yine istihare namazı kıldı ve
Allahım oğlumun durumunu bana göster hesabını verdimi bileyim diyor ve yatıyor.
Rüyasında kendini hiç görmediği bir yerde görüyor bakıyor ki karşısında duvarlarla çevrilmiş bir
bahçe kapısında nöbetçiler var yanlarına gidiyor bahçede oğlunu gezinirken görüyor.
bekçilere diyor ki bahçede bulunan benim oğlumdur müsade edin ben de onun yanına gideyim deyince
olmaz bu bahçe halitindir ona aittir diyorlar ve annem sevinçle uyanıyor.

Bu kıssa ailemizde yaşanan bir ibretlik hadisedir hiçbir kitaptan alınmış değildir biz de küçüklüğümüzde
hazreti Allahımıza yalvarmıştık,Allahım bizim de yaşlılğımızı halit dayımızın yaşadığı gibi yaşat hamdolsun aynı mihval üzere yaşatıyor hazreti Allahım sonsuz şükürler olsun siz de yalvarın.
Yukarıda asılı olan Ayeti kerime önümüze gelince daha evvel yazdığımız hatıramızı yazmak geçti
içimizden biz de yazdık hazreti Allah ibret alanlardan eylesin cümlemize cennet bahçesine girmemizi nasip nasip etsin inşaAllah.

Kalpteniman

0053.gif
 
Üst