"Bir sahabî Resûlullah'a (s.a.v.) gelip "Yâ Resûlallah! Bana nasihatte bulununuz." dedi. Resûlullah (s.a.v.) "Öfkelenme" buyurdular. Tekrar tekrar nasihat istedi. Resûlullah (s.a.v.) her defasında "Öfkelenme" buyurdular." (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.); "Biriniz ayakta iken gazaba gelecek olursa hemen oturuversin, gazabı geçerse ne âlâ, geçmezse yanı üzerine yatıversin." buyurmuşlardır.
Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor.
"İki kişi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın huzurunda küfürleştiler.
(Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu.
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi:
Eûzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdular."
Tirmizi, Da'avat 53, (3448); Ebu Davud, Edebb 4, (4780).
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.); "Biriniz ayakta iken gazaba gelecek olursa hemen oturuversin, gazabı geçerse ne âlâ, geçmezse yanı üzerine yatıversin." buyurmuşlardır.
Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor.
"İki kişi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın huzurunda küfürleştiler.
(Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu.
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi:
Eûzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdular."
Tirmizi, Da'avat 53, (3448); Ebu Davud, Edebb 4, (4780).